Medimagazin logo

Bulaşıcı hastalıklarla mücadele timi kuruluyor

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, özellikle yaz aylarında artan bulaşıcı hastalıklara karşı mücadele edecek 'özel ekipler' kurulacağını bildirdi. Akdağ, İl Merkez İzleme ve Denetim Ekibi ismiyle tüm illerde oluşturulacak özel ekiplerin, muhtemel salgınlar için hareket planları hazırlayacağını, bulaşıcı hastalık veya salgın durumunda kurumlar arası koordinasyonu sağlayacağını kaydetti
Bulaşıcı hastalıklarla mücadele timi kuruluyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, özellikle yaz aylarında artan bulaşıcı hastalıklara karşı mücadele edecek 'özel ekipler' kurulacağını bildirdi. Akdağ, İl Merkez İzleme ve Denetim Ekibi ismiyle tüm illerde oluşturulacak özel ekiplerin, muhtemel salgınlar için hareket planları hazırlayacağını, bulaşıcı hastalık veya salgın durumunda kurumlar arası koordinasyonu sağlayacağını kaydetti.

Akdağ, salgın hastalıklar için 'enken uyarı sistemi' oluşturulacağını belirterek, salgın kontrolü konusunda sağlık personelinin eğitileceğini ifade etti.


Akdağ, il sağlık müdürlerine gönderdiği genelgede, bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusundaki yeni stratejilerini açıkladı.

Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafik yapı, alt yapı eksikliklerinden kaynaklanan problemler ve genel hijyen uygulamalarındaki noksanlıklar nedeniyle yaz döneminde sindirim yoluyla bulaşan hastalıkların, kış döneminde ise solunum yoluyla bulaşan enfeksiyon hastalıklarının görülebildiğini ifade eden Akdağ, bu durumda toplumda bireylerin ve yakınlarının sağlıklarının tehlike altına girdiğini, sosyal ve ekonomik problemlerin yaşandığını vurguladı. Akdağ, bulaşıcı hastalıkların engellenmesinde çevrenin olumlu hale getirilmesi, atıkların sağlıklı bir şekilde bertaraf edilmesi, suların dezenfeksiyonu, vektörlerin ortadan kaldırılması, gıda güvenliği ve kişisel temizliğin bir yaşam biçimi haline getirilmesinin önemli olduğunun altını çizerek, bütün bu önlemlerin önemli bir kısmının belediyelerin hizmet alanına girdiğine vurgu yaptı.


Bununla birlikte İl Sağlık Müdürlüklerinin bulaşıcı hastalıklar çıkmadan önce ve çıktıktan sonra yapması gereken pek çok hizmetin bulunduğunu anlatan Bakan Akdağ, "İllerde bulaşıcı hastalıkları izlemek ve çalışmaları denetlemek için bir ekip oluşturulacak. Bu ekip, salgınlar için erken uyarı sisteminin kurulması, muhtemel salgınlar için hareket planlarının hazırlanması, mevcut kaynakların (personel, malzeme, araç) kayıtlarının tutulması, salgın kontrolü konusunda personelin eğitiminin sağlanması, bulaşıcı hastalıkların görülmesi durumunda ve salgınlarda koordinasyonun sağlanması konularından sorumlu olacak" dedi.


Ekibin, epidemiyoloji, sağlık yönetimi, bulaşıcı hastalıklar, mikrobiyoloji ve çevre sağlığı konularında yetişmiş personelden oluşacağını kaydeden Akdağ, bu konularda yetişmiş personelin öncelikle Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürlüğü'nde çalışmalarının sağlanacağını bildirdi. Sağlık kurumlarından gelen verilerin düzenli bir şekilde değerlendirileceğini, tüm vakaları belirlemek amacıyla rutin bildirim sisteminin sürveyans çalışmalarıyla destekleneceğini vurgulayan Akdağ, bunun için il içi personel durumu, personel hareketliliği ve personelin bilgi düzeyinin tespit edileceğini belirtti.

SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN ALINACAK ÖNLEMLER

Sağlık Müdürlüğü oluşturduğu "İl Merkez İzleme ve Denetim Ekibi" ile bulaşıcı hastalıkları izleyecek, bildirimleri değerlendirecek, gerekirse yerinde incelemelerde bulunacak. İncelemeler sonucunda belirlenen eksiklikler bir rapor halinde valiliğe ve sağlık kurumlarına dağıtılacak.

Salgın öncesi çalışmaları etkili ve yeterli hale gelen Sağlık Müdürlüğü, kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak, lojistik destek verecek, Sağlık Bakanlığı ve il içindeki kurumlarla iletişimi sağlayacak. Sağlık Bakanlığı'nın bulaşıcı hastalıklarla mücadeledeki yeni stratejisi şöyle:
"Sağlık ocaklarıyla aile hekimliği sisteminin başladığı illerde aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezleri kendi bölgelerinde gelişen olayları izlerken il içindeki hastalık salgınlarını fark etmeyebilir. İl içinde dağınık özellik gösteren vakaların salgın özelliği taşıması Sağlık Müdürlüğü tarafından fark edilebilir. Böyle durumlarda Sağlık Müdürlüğü sağlık ocaklarını veya aile sağlığı merkezleriyle toplum sağlığı merkezlerini uyararak çalışmalarını yönlendirecektir. Bu yönlendirmede salgına ait yer, kişi, zaman özelliklerini bildirmesi sağlık kurumlarının çalışmalarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca ildeki hastanelere gelen vakalar veya laboratuar sonuçlarının bir salgının varlığı veya ihtimalini göstermesi durumunda, Sağlık Müdürlüğü sağlık ocaklarını veya aile sağlığı merkezleriyle toplum sağlığı merkezlerini acil olarak uyaracaktır. Ayrıca bakanlığımız Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Kontrolü Daire Başkanlığı hemen telefonla bilgilendirilecektir. Salgın sonlanıncaya kadar bu Daire Başkanlığı'nın istediği bilgiler günlük olarak faks veya e-posta yoluyla iletilecektir. Salgın varlığı veya salgın ihtimali olmasa bile konu medyada yer almışsa toplumda hassasiyet oluşturacağından, konu incelenerek Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Kontrolü Daire Başkanlığı bilgilendirilecektir. İldeki tüm sağlık kurumlarından mevcut hastalık bildirim sistemi gereğince bildirimler Sağlık Müdürlüğü'ne yapılmaktadır. Sağlık Müdürlüğü ise bu vakaları inceleyecek, epidemiyolojik değerlendirmeleri yapacak ve elde ettiği sonuçları sağlık kurumlarına duyuracaktır. Sağlık Müdürlüğü kendisine bildirilen vakaları değerlendirecek, epidemiyolojik yöntemleri kullanarak hastalığa neden olan kaynak (kaynaklar) ve bulaşma yolu (yolları) hakkında sonuca ulaşacaktır. İl-ilçe hıfzısıhha kurulları dışında, sağlık kurumlarının ihtiyaçlarının karşılanması, salgına yol açan hastalıkla ilgili teknik düzeyde destek sağlanması, halk eğitimi çalışmaları amacıyla il düzeyinde sektörler arası işbirliği önem taşımaktadır. Hastalığın klinik tanısı, laboratuar tanısı, numune alma ve numunelerin taşınması konularında personel en hızlı şekilde bilgilendirilecek ve eğitilecektir. Halkın hastalıktan korunması, hastalık etkeniyle karşılaşanlara belirtilerin anlatılarak sağlık kurumlarına başvurmalarının sağlanması, hasta bakım kuralları başlıca konuları oluşturmaktadır. Salgının saha araştırmasından elde edilen bulguların raporu hazırlanacaktır. Bir salgının incelenmesinin nedeni, sadece halkın korunması ve salgının kontrolü değildir. Ayrıca salgının tekrarlanmasını önlemek de hedeflenir. Bu nedenle bir salgının incelenmesi, kontrolüne yönelik yapılan çalışmalar ve yapılması gerekenler konusunda topluma hizmet veren tüm sektörler bilgilendirilmelidir. Sağlık Müdürlüğü salgın nedenlerini belirleyerek, salgın sonrası bu önlemlerin alınmasını ve uygulamaya geçirilmesi için çalışmalarını sürdürecektir. Ayrıca sürveyans çalışmalarını sürdürerek alınan önlemlerin gerçekten yeterli olup olmadığı izlenecektir."


İHA
bulaşıcı
hastalıklarla
mücadele
timi
kuruluyor
Yorum (7)
dr, SS
Kıymetli hocam, HEKİMLER MESAİ İÇİ/ MESAİ DIŞI YANİ 7/24 TÜM ENERJİSİNİ HASTANEDE HARCADIĞI İÇİN, EŞLERİMİZ ''KOCAMIN BANA EVDE FAYDASI YOK '' DER! EVDE TELEFONUMUZ ÇALDIĞINDA İSE, ÇOCUKLAR ''BABA YİNE HASTANE'' DERLER! YOKSA BEN DE İŞİMİ, EŞİMİ VE ÇOCUKLARIMI ÇOK SEVİYORUM. BENİM/ BİZİM PROBLEMİMİZ SEVDİKLERİMİZE VAKİT AYIRAMAMAK... İŞİ VE EŞİ/ÇOCUKLARI TARAFINDAN PIŞPIŞLANAN HAYIRLI GÜNLER TEMENNİSİYLE...
0
Cevapla
Frankie Bellevan
nezih hocam:sevmediklerinizi bizler de sevmiyoruz. aramızdaki fark; bizler artık mesleğimizi sevemez hale geldik,getirildik. bizimkisi "şimdilik" zorunlu bir birliktelik. ama sizi seviyoruz hocam. saygılar,sevgiler.
0
Cevapla
ismail yetenek
Nezih hoca Erzurumdan hocamızdı.Gerçekten nezih nazik ve sempatik bir kişiliğe sahiptir.Eleştirirken bile,yumuşatarak sadece sevmediğini söylemekte..
0
Cevapla
kamil ömür
Sayın KÖK yazınızın %99 una katılıyorum.Katılmadığım noktayı açıklayayım.Tıp fakültelerinde akademik kadroda piramitin ters döndüğünü söylemişsiniz ama doğru olan budur.Şimdi öğretim üyeliğinde 3 ünvan var Yrd.Doç,Doç,Prof olmak üzere.Büyük tıp fakültelerinde Yrd.Doç kadrosu aktif olarak kullanılmadığından aslında iki ünvan var diyebiliriz.Doçent,Profesör.Askeriyede olduğu gibi teğmenden orgenerale kadar 10 rütbe yok.Piramiti normale döndürebilmek için doçentlikte bekleme süresini 10 yıla çıkaralım mı demek istiyorsunuz ya da uydurma alt doçent,orta doçent ,üst doçent gibi ünvanlar mı yaratalım.Ortalama bir hekim 40 yaşında prof. olabiliyor.67 yaşa kadar kürsüde kalırsa tıp fakültesinde öğrencisi olan kişi ile aynı anda profesör kadrosunda bulunmuş oluyor.Bugün 1.sınıf bir hakim 7200 lira alırken 4 yıllık bir profesör 4200 lira maaş alıyor.Doçent 2800-2900 lira alıyor.Bu verilen ücretlerle doçentlikte bekleme süresi değil 5 yıl 3 yıla inmeli.Akademisyen 3 kuruş maaş alıyor siz diyorsunuz ki piramit tersine döndü.Araştırma görevlisinden başlayarak adam gibi ücret verilsin insanlar minumum 50 yaşında profesör olabilir denilsin.Ya da yukarıda dediğim gibi doçentlikte bekleme süresi uzatılsın ama bu seferde doçent kadroları şişecektir.
0
Cevapla
metna
BİZ NE İŞ YAPARIZ? Hastane Acil Servislerindeki 12 yılımı bitirmek üzereyim. Sağlık Memuru (toplum Sağlığı Teknisyeni) olarak çalışmaktayım. Çalıştığım hastanenin adı da Denizli Devlet Hastanesi. Şimdi konuya gelecek olursak; Acil serviste bütün travma hastalarının müdahalelerini yapıyorum daha doğrusu diğer sağlık memuru arkadaşlar ile yapıyoruz. Alçı- atel uygulamaları, sütur işleri, apse drenajı foley sonda uygulamaları mide lavajı vs. vs. buraya kadar tamam hasta acil servis hastalar ve ben acil servis çalışanıyım. Anlamadığım ise şunlar: 1- Denetimli serbestlik ile psikiyatri polikliniklerine gelen erkek hastaların idrar numunelerini neden biz acil servi sağlık memurları almaktayız. Ki bayanları bayan güvenlik görevlisi almakta iken. 2- Diğer servislerde ki erkek hastaların foley sondasını neden biz takıyoruz. Biz acil servis çalışanı mıyız? Joker eleman mıyız? 3- Diğer servislerdeki erkek hastaların idrar sondalarında problem olduğunda; bunlar neler sonda sızdırıyor ise, sonda sızlama ağrı yapıyorsa ve sonda tıkanmış ise neden hemen acil servi sağlık memuru servisten telefon ile aranıp bir bakması söylenir. Biz üroloji uzmanı değiliz ve o servisin hemşiresi değiliz. Neden başka servislerdeki bu işlere biz bakmak zorunda bırakılıyoruz. Bazen de hemşireler bilmiyorum lisede biz çok farklı bir eğitim mi aldık servisteki bir hastanın pansumanı yapılacak Acil serviste ki sağlık memuru aranır. Ben neden bir genel cerrahi ve ya üroloji servisinde ki pansumanı yapmak zorundayım. Sorun cinsiyet mi? Oysa biz sağlık çalışanları cinsiyet, dil, din, ırk ayrımı yapmayacağımıza yemin etmedik mi? Mahremiyet konusu sadece hastadan talep gelirse uygulanır. Yoğun bakımda çalışan hemşireler hastaların bakımını yaparken cinsiyet ayrımı yapmıyorlar da neden servistekiler hastalar arasında müdahele de cinsiyet ayrımı yapıyorlar. İşlerine gelmediği için mi yoksa iş bilmedikleri için mi? Daha geçen sondası sızdıran bir hastayı hemşire ikna edememiş ben gidip bakacakmışım. Affedersiniz ben ikna mercii miyim yoksa o hastanın doktoru muyum? Denizli devlet hastanesindeki acil servisteki sağlık memurları ne iş yapar? Bir yerde personel eksiktir Acil servisteki sağlık memurları baksın. Örneğin; alçı odası ki orası ortopedi servisine aittir. Bir sürü ortez protez teknikeri var ilk kayıtta yada sekreterlik hizmetlerinde çalıştırılıyor. Kulak yıkamadaki izin ya da rapor alır, ortopedi servisindeki izin ya da rapor alır acil servisten sağlık memuru bakıversin. Bu kadar kolay. Evet bu kadar kolay. Meslekten nefret etmek bu kadar kolay. Biz ne doktorculuk oynamak istiyoruz. Ne de kimileri çağdaşlık dese de erkek hemşire olmak istiyoruz. Biz sağlık memuruyuz. Öyle kalmak istiyoruz. Ama hangi kanuna göre çalışıyoruz. Biz ne iş yaparız? her hastanede böyle mi? Sayın editörler bu yazımı yayınlarsanız seviniriz.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir