Ankara 112 Komuta Kontrol Merkezi'nin açılışına katılan Akdağ, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Zorunlu hizmet uygulamasıyla ilgili yasal süreç tamamlanmadığı için yeni mezun doktorların diplomalarının onaylanmadığına ilişkin şikayetler bulunduğu, bunun doğru olup olmadığı'' sorusu üzerine Akdağ, geçen Temmuz ayından itibaren mezun olan pratisyen ve uzman hekimlerin devlet hizmeti yükümlülüğüne tabi olduklarını hatırlattı.
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) bununla ilgili itirazları üzerine Danıştay'ın Başbakanlık genelgesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı aldığını anlatan Akdağ, Yüksek Mahkeme'nin 2 maddeyle ilgili de Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu söyledi. Akdağ, şunları belirtti:
''Hukuki bir sıkıntı ortaya çıktı. Bir taraftan kanun ortada. İptal edilmiş, yürürlüğü durdurulmuş da bir kanun değil. Dolayısıyla bu değerli arkadaşlarımızın devlet hizmeti yükümlülüğü var. Ama öte taraftan Danıştay, uygulamayı durdurucu bir karar almış durumda. Dolayısıyla bu konudaki hukuki süreç bizim dışımızda gelişiyor. Ben tabii ki, değerli meslektaşlarımın bir an önce göreve başlamalarını istiyorum. Ümit ediyorum ki, Danıştay'ın aldığı bu karar üzerine oluşmuş olan bu fiili durum Anayasa Mahkememizin kısa süre içinde Danıştay'ın bu talebine karşılık kararını vermesiyle arkadaşlarımızın görevlerine başlayabileceği bir noktaya gelecektir.''
''ANAYASA MAHKEMESİ'NDE SÖZLÜ BİLGİLENDİRME YAPACAĞIM''
8 Mart'ta Anayasa Mahkemesi'nde sözlü bilgilendirme yapacağını bildiren Akdağ, Yüksek Mahkeme'nin bu konuda karar vermesiyle sorunun çözüleceğini belirtti. Akdağ, ''Anayasa Mahkemesi, kanunun iki maddesine yürütmeyi durdurma verse de vermese de biz yolumuza devam edebileceğiz'' diye konuştu.
''Sağlık Bakanlığı'nın, yeni mezun doktorların diplomalarını özel sektörde çalışmalarını istemediği için mi onaylamadığı'' yönündeki soru üzerine Akdağ, yasanın, Temmuz'dan sonra mezun olanların devlet hizmeti yükümlülüğünü yaptıktan sonra mesleklerini icra etmelerini öngördüğüne dikkati çekti. Akdağ, ''Dolayısıyla biz özel sektörde çalışmasınlar diye diploma onaylamama davranışı içinde değiliz. Ama inanıyorum ki, TTB'nin başvurusu üzerine gelişmiş olan bu olumsuz durum, yüce heyetin kısa süre içinde karara varmasıyla çözülecektir'' diye konuştu.
YABANCI DOKTOR TARTIŞMASI
''Ülkede doktor açığı var'' sözlerinin anımsatılarak, ''Gelecek kaç yabancı doktorun Türkiye'deki hekimlerin yükünü hafifleteceği, çalışma şartlarının ne olacağı ve mecburi hizmete gidip gitmeyecekleri''nin sorulması üzerine Akdağ, şunları bildirdi:
''Türkiye'de hekim sayısının artmasına muhalefet eden çevreler, her kimse onlar kendilerini biliyorlar. TTB, ana muhalefet partisi, maalesef diyeceğim, Türkiye'deki hekim sayısının artmasına muhalefet ediyorlar. Bu çevreler, Türkiye'deki bir gerçeği bilmiyor. Hekim yetersizliği yalnızca vatandaşımızı, halkımızı sıkıntıya sokmuyor. Değerli Türk hekimlerinin çalışma şartlarını da önemli ölçüde zorlaştırıyor. Biz değil miyiz, geçtiğimiz yıllarda sürekli olarak hekimlerin iş yükünün fazla olduğundan bahseden? Bu bir gerçektir, hekimlerimizin iş yükü fazla. Ama vatandaşlarımıza 'hekime gitmeyin' diyebilir miyiz? Biz yurtdışından gelebilecek hekimlerle bu açığın tamamen kapatılabileceği gibi bir düşünce içinde de değiliz, bunu hiç ifade etmedik. Bu yardımcı bir unsur olacaktır. Aslolan, Türkiye'de tıp fakültelerinde yetişen öğrencilerin ve uzmanların sayılarının artırılması olmalıdır.''
Yaklaşık bir yıl önce Yükseköğrenim Kurumu'nun Tıp Konseyi üyelerine de bunu aktardığını bildiren Akdağ, ama hala buna karşı çıkanlar olduğunu söyledi.
''BİR ANDA BİNLERCE YABANCI DOKTOR GELMEZ''
Akdağ, yabancı doktorların Türkiye'de çalışmasına olanak tanınması halinde binlerce doktorun bir anda ülkeye geleceğinden de bahsetmediklerini ifade etti.
Rektörler, tıp fakültesi dekanları, TTB ve muhalefetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubuyla hekimleri kırdığını ifade ettikleri belirtilerek, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Akdağ, ''Ben biraz önce ifade ettim, kimin neden rahatsız olduğunu. Türkiye'de hekim sayısının artmasından rahatsız olan çevrelerden şimdi bahsediyorsunuz. Benim ifade ettiğim kişileri veya kuruluşları siz saydınız. Rektörler derken, bütün rektörlerimizden bahsetmiyoruz. Bu meseleye karşı çıkan kişilerden bahsediyoruz'' diye konuştu.
Erdoğan'ın hiçbir zaman Türk hekimlerini rencide edecek bir ifade içinde olmadığını vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Başbakanımızın ifadeleri meselenin gerçeğini görmeyen, Türkiye gerçeğini görmeyen, körü körüne muhalefet yapan, geçmişte toplumu yanlış bilgilendirdikleri için bugün de bundan dönemeyen kişilere karşıdır. Türkiye'de hekim sayısının artmasına karşı çıkan kim varsa aynı tepkiyi ben de veriyorum. Onlar hem Türk halkına hem Türk hekimlerine büyük haksızlık yapıyorlar. Artık bundan vazgeçsinler.''
Konuyla ilgili nasıl bir yasal düzenlemeye gidileceği sorusu üzerine de Akdağ, bunu tarafların görüşlerine sunduklarını bildirdi. Akdağ, Türkiye'de görev yapacak yabancı hekimlerin Türkçe'yi iyi bilmeleri gerektiğini vurgulayarak, bunun sınanacağını söyledi. Bu kişilerin Türkiye'deki denklik şartlarını da yerine getirmeleri gereğine işaret eden Akdağ, ''Halkımızın sağlığını korumak için bu çabaların içindeyiz. Yapılacak düzenlemeler, verilecek sağlık hizmetinin kalitesini asla azaltacak durumda olmayacak'' dedi.
Bir başka soruya karşılık da Akdağ, yabancı doktorların zorunlu hizmete tabi tutulamayacağını, bunun zor olduğunu söyledi. Akdağ, ''Ancak Türkiye'de mutlak anlamda bir hekim eksikliği olduğu için hekim sayısının artması, bütün ülke için bir rahatlama anlamına gelir'' diye konuştu.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN DEVLETTEN ALACAKLARI
Üniversite hastanelerinin devletten alacaklarının ödenmesiyle ilgili bir soru üzerine de Akdağ, Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerinin alacaklarıyla ilgili de geçmişte problem yaşandığını hatırlattı.
Bunların çözüldüğünü, üniversitelerle ilgili problemlerin de büyük ölçüde çözüme kavuşturulduğunu ifade eden Akdağ, meselenin gerek üniversite, gerekse Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerini verimli çalıştırmayla alakalı olduğunu belirtti. Akdağ, halkın sağlık hizmetini aksatacak biçimde bir ödeme sıkıntısı olmadığını, bundan sonra da olmayacağını söyledi.
Verem hastalığının ülkede arttığı açıklamalarının anımsatılması üzerine de Akdağ, ''Tamamen sorumsuzca açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Kimin elinde hangi veri varsa bunları getirip Sağlık Bakanlığımıza sunmak, onların görevi olmalıdır'' dedi. Akdağ, veremle ilgili çalışmaların başarıyla sürdüğünü, aşılama çalışmalarında da rekor sayılara ulaşıldığını bildirdi.
AA
