TBMM Genel Kurulu'nda, sözlü soru önergelerini yanıtlayan Akdağ, sözleşmeli sağlık personeli sınavının yeterlilik değil, yarışma sınavı olduğunu söyledi.
Yüksek puan alanların yerine düşük puanlıların yerleştirilmesine neden olarak, ''yüksek puan alanların bu yerleri tercih etmemesini'' gösteren Akdağ, ''Bu kadar acil ihtiyacım varken, sürekli olarak tercih edilmeyen yerlere her seferinde kadro açarak vakit kaybedemem'' dedi.
Akdağ, hükümetleri döneminde toplam 21 bin 6 atama yapıldığını, bakanlığına değişik kurum ve kuruluşlardan 79 yöneticinin atandığını bildirdi. İstisnai kadrolara 7 kişinin atandığını ifade eden Akdağ, bugüne kadar 7 kişinin görevine son verildiğini, 21 kişinin eski görevlerine iade edildiğini belirtti.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nden 2004'de 13 kişinin, 2005'de 7 kişinin hayatını kaybettiğini kaydeden Akdağ, hastalığın tanısını Hıfzıssıhha'da koyabildiklerini söyledi.
''32 İLDE ASBEST VAR''
Recep Akdağ, 32 ilin değişik bölgelerinde asbest bulunduğunu belirterek, asbest kullanımında yanlışlıkların ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, il sağlık müdürlükleri aracılığıyla gerekli eğitimlerin yapıldığını ifade etti.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, kamu hastanelerinin alacaklarının silinmesine ilişkin açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Akdağ, ''En kısa zamanda Meclis'e getirilecek kanunla, 2005 alacaklarının hastanelerimize ödenmesine devam edilecektir. Ocak ayı içinde 250 trilyon liralık bir avans, Hazine tarafından SKK'ya aktarılmış, bize verilmiştir. Ciddi alacaklarımız var'' diye konuştu.
''KATEGORİZE EDEMEZ''
Bakan Akdağ, atadıkları klinik şef ve şef yardımcılarının, YÖK tarafından unvanları verilen değerli bilimadamları olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''O kadar enteresan şeyler duyduk ki; AK Parti Hükümeti, Sağlık Bakanlığı'nda kadrolaşma yapıyormuş. Demek ki, bizden önce bu değerli bilimadamlarını üniversitelere alıp, öğretim üyesi yapan rektörler kadrolaşma yapmış. Böyle mi diyeceğiz, bunu diyemeyiz. Bu kişilerin önemli bir bölümü, üniversitelerimizde hizmet eden öğretim üyeleriydi. Bugün de öğretim üyesi olarak buralarda hizmet edecekler. Bu klinik şeflerinin yöneticilik görevi var. Bizim anlayışımıza göre, hizmet verdiğim hastanelerimde vatandaşımın bana yarın 'Bu hizmeti bana nasıl verdin, niye daha iyi verdin veya vermedin' diye sorabileceği hastanelerde, yönetici pozisyondaki kişileri seçmek en tabii hakkımızdır.
Ne bu çatı altında, ne de başka yerde, hiç kimse bu değerli arkadaşlarımızı bir şekilde kategorize edemez, bunların hiçbirinin, AK Parti ile AK Parti'nin siyasetiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bunlar değerli bilimadamları ve hekimlerimizdir, dün üniversitelerimizde, bugün Sağlık Bakanlığı hastanelerinde hizmet edecekler.''
Milliyet
.jpg&w=384&q=75)
