Medimagazin logo

Meslek örgütü hekimleri denetleyebilir mi?

TTB ve tabip odalarının, sadece serbest çalışanlar değil, kamuda çalışan hekimler üzerinde de disiplin soruşturması açma yetkisi olup olmadığı tartışılıyor. Danıştay, eğer hekim memur olarak görev yapıyorsa, hekimi meslek örgütü denetimi dışında tutuyor
Meslek örgütü hekimleri denetleyebilir mi?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
TTB ve tabip odalarının, sadece serbest çalışanlar değil, kamuda çalışan hekimler üzerinde de disiplin soruşturması açma yetkisi olup olmadığı tartışılıyor. Danıştay, eğer hekim memur olarak görev yapıyorsa, hekimi meslek örgütü denetimi dışında tutuyor

Helin Aygün / Ankara

Tabip odaları ve Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB), kamuda görev yapan hekimleri mesleki hata, deontolojiye aykırı davranış gibi nedenlerle soruşturarak geçici olarak meslekten men cezası verip veremeyeceği tartışma konusu oldu. Danıştay, çeşitli tarihlerde verdiği kararlarda, TTB ve tabip odalarının memur olan hekimler hakkında disiplin soruşturması yapamayacağına hükmederken, TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Doç. Dr. Faik Çelik, 6023 sayılı TTB Yasası ve TTB Disiplin Yönetmeliği’ne göre meslekten men cezasının kamuda çalışan hekime de verilebileceğini savunuyor. Çelik, “Tabip odaları ve TTB kanunla kurulmuş kamu kurumları niteliğindedir, üye olsun olmasın tüm hekimlerin meslek kuruluşudur. Hekimin çalıştığı kamu kuruluşunun herhangi bir disiplin soruşturması açmaması TTB’nin yasal yükümlülüklerine kesinlikle engel teşkil etmez. Danıştay kararları 6023 sayılı yasa ile tamamen çelişmektedir. Denetimin olmadığı yerde düzensizlik ve kargaşa hüküm sürer. Herkes konakladığı yerde han kurarsa kervan bir yere ulaşmaz” dedi.

Danıştay’ın, daha önce açılmış davalarda verdiği kararlara göre, tabip odaları kamuda çalışan hiçbir hekim hakkında soruşturma yapmaya, onları mesleki hatalar, deontolojiye aykırı davranışlar ve diğer nedenlerle denetlemeye yetkili değil. Hekimi, eğer memursa meslek örgütü denetimi dışında tutan Danıştay, meslek kuruluşlarına üye olmayanlar hakkında meslek kuruluşlarının disiplin cezası verme yetkisinin söz konusu olmayacağını vurguluyor.

“Üye değilse ceza almaz”
Danıştay’ın gerekçeli kararlarında şu ifadeler yer alıyor:
“Anayasa’nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hakkındaki 135. maddesinin 2.fıkrasında, kamu kuruluşlarında asli ve sürekli görevlerde çalışan meslek mensuplarının meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda olup da meslek kuruluşlarına üye olmayanlar hakkında meslek kuruluşlarının disiplin cezası verme yetkisinin söz konusu olmayacağı açıktır. Tabipler ve üniversitelerde kısmi statüde çalışan meslek mensubu profesör ve doçentlerin, kamu kuruluşlarındaki hizmetleri dışında serbest meslek mensubu olarak yaptıkları hizmetlerde, meslek kusuru işlemeleri halinde meslek kuruluşunun disiplin cezası verme yetkisi bulunduğu tartışmasızdır. Doktor olan davacının, kamu görevi ifasında mevzuata aykırı davranışından ötürü soruşturma açmaya ve disiplin cezası vermeye ancak disiplin amirlerinin yetkili olduğunu kabul etmek gerekir. Bu nedenle, davacının görev yaptığı kamu kuruluşunca herhangi bir disiplin soruşturması açılmamasına karşın davalı odanın davacının görevinin niteliğini değerlendirmeden, görevinde kusurlu davrandığından bahisle kendi mevzuatına göre disiplin cezası uygulamasında hukuka uyarlık bulunmadığı açıktır.”

“Serbest-resmi ayrımı yok”
TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Doç. Dr. Faik Çelik, 6023 sayılı TTB Yasası’na göre, TTB’nin serbest-resmi ayrımı yapmaksızın Türkiye sınırları içinde hekimlik yapan meslek mensupları için kurulduğunu anımsattı. Çelik, Danıştay’ın “meslek kuruluşlarına üye olmayanlar hakkında meslek kuruluşlarının disiplin cezası verme yetkisinin olmadığı” ve “memur olarak görev yapan hekimler hakkında görev yaptığı kamu kuruluşunca disiplin soruşturması açılmamasına karşın tabip odasının disiplin cezası verdiği” gerekçesiyle TTB ve tabip odalarının disiplin soruşturması yapamayacağına hükmettiğini kaydetti.

“Yüzde 90 ne olacak?”
Sadece özel çalışan ve bu nedenle tabip odasına kayıtlı olması zorunlu olan hekimlerin sayısının, tüm hekimlerin yüzde10’undan bile az olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Faik Çelik, “Başka bir deyişle TTB Türkiye’deki hekimlerin yüzde 90’ınından fazlasına disiplin soruşturması yapamayacaktır. Hem kamu hem de özel sektörde çalışan hekimler ise yüzde 40 civarındadır. Bunların serbest mesleki faaliyetleri disiplin soruşturması kapsamı içinde değerlendirilecektir. Bu durumda dahi hekimlerin mesleki faaliyetlerinin çok az bir bölümü kapsam içinde kalmaktadır, çok büyük bir çoğunluğu kamudaki mesleki faaliyetleri nedeniyle koruma altına alınmıştır” dedi.

“Gelsin intihaller, gitsin hatalı uygulamalar”
Doç. Dr. Çelik, meslek örgütünce disiplin soruşturmasından uzak kalmak için odaya üye olmamanın cazip bir çözüm olacağı tehlikesine de dikkat çekti. Çelik, şunları söyledi:

“Bu ise haksız ve eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur. Hasta haklarının korunması açısından da sakıncalıdır. Bu durumda kamuda çalışıp üye olmayan veya hem kamu hem de serbest meslek icrasında bulunan hekimler disiplin soruşturması gerektiren eylemlerini kamudaki çalışmaları sırasında gerçekleştirdiğinde meslek örgütünün eli kolu bağlı kalacaktır. O zaman gelsin intihaller, gitsin, işkenceyi örtbas etme raporları, gelsin deontolojiye aykırı ilan ve reklamlar, TV programları, gitsin meslekte hatalı uygulamalar. Tabip odaları ve TTB kanunla kurulmuş kamu kurumları niteliğindedir. Üye olsun olmasın tüm hekimlerin meslek kuruluşudur. Hekimin çalıştığı kamu kuruluşunun herhangi bir disiplin soruşturması açmaması TTB’nin yasal yükümlülüklerine kesinlikle engel teşkil etmez. Danıştay kararları 6023 sayılı yasa ile tamamen çelişmektedir. Denetimin olmadığı yerde düzensizlik ve kargaşa hüküm sürer. Herkes konakladığı yerde han kurarsa kervan bir yere ulaşmaz.”

Yasa, kamudaki hekimi de kapsıyor
TTB Yasası’na göre, sadece serbest çalışanlar ile hem kamuda hem de serbest çalışan hekimlerin odaya üye olma zorunluluğu bulunuyor. Sadece kamuda çalışan ve muayenehane, işyeri hekimliği, danışmanlık, konsültan hekimlik yapmayanların tabip odalarına üye olması zorunlu değil. Askeri hekimler gibi özel kanunla üye olamayacaklar da mesleklerini serbest olarak icra ettikleri takdirde TTB Yasası’na tabi oluyor.

Yasanın 49. maddesinde, “Memur olsun, serbest olsun Yüksek Haysiyet Divanı kararı ile geçici olarak sanat icrasından men edilen azalar, hiçbir suretle sanatlarını icra edemeyecekleri gibi hasta kabul ettikleri yerler de kapatılır. Bu karar ilgililerce bilinmek üzere Sağlık Vekaletince münasip görülecek yollarla ilân olunur ve tatbiki sağlanır. Sanat icrasından meni müddetince memur azaların memuriyetleri ile ilgili vazifelerine halel gelmez” hükmü dile getiriliyor. Bu maddeye göre, TTB’nin kamuda çalışan memur hekimlere de meslekten men cezası verme yetkisi bulunuyor. 2004 tarihli TTB Disiplin Yönetmeliği’nde ise, yönetmeliğin hekim unvanını kazanarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mesleğini uygulayanları kapsadığı belirtiliyor.

Hekim memursa ceza yok
Bir üniversitenin tıp fakültesinde genel cerrahi profesörü olarak görev yapan hekim, TTB Yüksek Onur Kurulu tarafından bir ay meslekten men cezası ile cezalandırıldı. Bu kararın iptali için dava açan hekimin talebi, yerel idare mahkemesi tarafından reddedildi ancak Danıştay 8. Dairesi hekim lehine karar verdi. Dava şöyle gelişti:

... Üniversitesi ... Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalında profesör olarak görev yapan davacı hekime, ameliyat sırasında yanlış uygulama yapması sonucu hastasının ölümüne neden olduğu gerekçesiyle TTB Yüksek Onur Kurulu tarafından bir ay süreyle meslekten men cezası verildi. İdare mahkemesine bu cezanın iptali istemiyle açılan dava reddedildi. Davanın temyiz edilmesi sonucu Danıştay 8. Dairesi, “Doktor olan kişiye, kamu görevi ifasında mevzuata aykırı davranışından ötürü soruşturma açmaya ve disiplin cezası vermeye ancak disiplin amirlerinin yetkili olduğu, kabul gören bir idare hukuku ilkesidir. Olayda, ilgilinin görev yaptığı kamu kuruluşunca herhangi bir disiplin soruşturması açılmamasına karşın, meslek kuruluşu olan Türk Tabipleri Birliğince davacının görevinin niteliğini değerlendirmeden, görevinde kusurlu davrandığından bahisle Birlik mevzuatına göre disiplin cezası uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı açıktır. Bu durumda, Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir” gerekçesiyle kararı hekim lehine bozdu.
meslek
örgütü
hekimleri
denetleyebilir
mi?
Yorum (1)
suna kıraç
Hastanelerin çalışana performans adı altında ticarethane durumuna çalışanların, hekimler dahil, işçi durumuna getirildiği sağlık sisteminin kaçınılmaz sonucu hatalı işlem yapılmasıdır. çok sayıda hastayı ameliyat etmek için bir cerrahın fasyaları iyi kapatmaması veya materyeli hastada unutması gibi görüntüleme biriminde çalışan hekimler film başı, bazen 4 TL MRI raporlama, performans aldığından bu tür hatalar olmaktadır. nitelikten çok niceliğe dayalı az zamanda çok iş sağlık sisteminin acı sonucudur. atalarımızın dediği gibi gerçekler acıdır. hastalar hizmette niteliği önemsemeyip az zamanda çok iş yapılmasından mutlu olduğuna göre sorun yok! gibi görünmektedir. hizmet alımlarında hekimin değerini düşüren hekimler ticari sağlık politikasının ortağı olarak bu tür hataların baş sorumlusudur. saygılar
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir