Medimagazin logo

Ahmet Rasim Küçükusta : Dünyanın en sevilen hastalığı hangisidir?

Hastalar, doktorlar, eczacılar, ilaç firmaları...kısaca herkes tarafından en çok sevilen hastalık soğuk algınlığıdır. Birkaç gün işten kaytarmak, ailesinin, çevresinin ilgisini çekmek isteyenler için ideal bir hastalıktır
Ahmet Rasim Küçükusta : Dünyanın en sevilen hastalığı hangisidir?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Hastalar, doktorlar, eczacılar, ilaç firmaları...kısaca herkes tarafından en çok sevilen hastalık soğuk algınlığıdır. Birkaç gün işten kaytarmak, ailesinin, çevresinin ilgisini çekmek isteyenler için ideal bir hastalıktır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, dünyanın en sevilen hastalığını Mynet okurları için yazdı.

Soğuk algınlığı öyle astım gibi, bronşit gibi kalıcı değildir, insanı birkaç gün rahatsız eder, ama sonra iz bırakmadan geldiği gibi de geçip gidiverir.

Diyelim ki, çocuğunuz hastalandı, ateşi çıktı, burnu akıyor, boğazı ağrıyor. Endişe ile doktora koşuyorsunuz, çocuğum acaba bronşit mi, zatürree mi, nesi var diye. Muayene bitiyor ve doktorunuz müjdeyi veriyor: "Gözünüz aydın, çocuğunuz hastalığı sadece basit bir soğuk algınlığı." Mutluluktan uçmaz mısınız?

Ya da kendiniz hastasınız. Akşamları artan bir ateş, hâlsizlik, biraz öksürük, göğüs ağrısı... Sigara da içiyorsunuz ya, korkuyorsunuz. "Sakın kanser falan olmayayım'' diye de dua ediyorsunuz içinizden. Ama, Allah'a şükür ki, sizin hastalığınız da soğuk algınlığı. Sevinmez misiniz? Hele memursanız, doktor size bir de üç-beş gün istirahat vermişse... göbek atmaz mısınız?

TIP CEPHESİ DE MEMNUN VE MUTLUDUR

Hastanede olanları bilmem, ama muayenehane doktorları da soğuk algınlığına bayılırlar, eczacılar da ilaç firmaları da. Soğuk algınlığı salgınlarında doktorların hasta sayısı birden müthiş derecede artar, eczacılar daha çok ilaç satarlar. Salgınlar geciktiğinde yağmur duası gibi "virüs duasına'' çıkan doktorlar olduğunu söylersem de şaşırmayın.
Amma velâkin, dünyada soğuk algınlığı kadar gereksiz ilacın kullanıldığı bir başka hastalık daha yoktur, o da başka.

"İlaç kullananlar bir haftada, kullanmayanlar yedi günde iyileşir'' sözünü bilmeyen, duymayan yoktur. Ama bu sanki boşuna söylenmiş bir sözdür, çünkü hem hastalar ilaç almazlarsa iyi olmayacaklarını sanırlar ve hem de doktorlar ilaç yazmadan duramazlar.

VİTAMİNLER SOĞUK ALGINLIĞINI ÖNLEMEZ

Özellikle yüksek doz C vitaminin soğuk algınlığını önlediğine yaygın şekilde inanılır, buna doktorlar da dahildir. Ancak bugüne kadar bu bilginin gerçek olduğuna dair kesin bir kanıt da elde edilememiştir.

C vitamininin sağlıklı yaşam için gerekli olduğu, antioksidan özelliği bulunduğu elbette doğrudur. Vitaminler, özel durumlar dışında ilaç olarak değil de meyve ve sebzelerden doğal olarak alınmalıdır.

Vitamin alırken aşırıya kaçılmamalıdır, zira fazlası zararlıdır, yan etkilere yol açabilir. Uzun süre hele de yüksek dozlarda C vitamininin de, ciddi ishallere neden olabileceği unutulmamalıdır.

EKİNEZYA BALONU

Ekinezya, tüm dünyada son yılların en gözde bitkisel ilacı. Doğal beslenme ürünleri mafyasının zaman zaman belirli bir bitkiyi, bir ürünü müthiş bir şekilde parlatmasına şaşmamak lazım, zira bu işin içinde milyar dolarlar var. Son günlerdeki ekinezya pompalaması da bu oyunun bir parçası.

Ekinezyanın, bağışıklığı kuvvetlendirdiği... nezle ve gribi önlediği... yaraları iyileştirdiği... romatizmaya, alerjiye... iyi geldiği söylenir. Bunlar sonuçlarına hiçbir şekilde güvenilmeyecek sözde araştırmalardan çıkan sonuçlardır. Üstelik, bu bitkinin hangi türünün, bitkinin hangi kısmının, nasıl kullanılacağı da belli değildir.

Ekinezya, alerjik reaksiyonlara ve mide-bağırsak şikayetlerine yol açabileceği gibi, tüberküloz, AİDS ve çeşitli romatizmal hastalıklarda tehlikeli olabileceği de bilinmektedir.

Ben böyle çok övülen, ballandırılan... ne olduğu tam bilinmeyen otlardan, bitkilerden... ürkerim, uzak dururum.

Dünyanın en sevilen hastalığına karşı, ekinezya çayı yerine, ıhlamur için, ada çayı için, kuşburnu için, nane-limon için.

Mynet
ahmet
rasim
küçükusta
:
dünyanın
en
sevilen
hastalığı
hangisidir?
Yorum (14)
kamil ömür
Sayın CANDER yazınızı okudum.Güzel bir çıkarımda bulunmuşsunuz.Fakat katılmadığım noktalar için bu maili yazıyorum.Sayın Sağlık bakanı 9 yıldır bakan sizin dediğiniz değişiklik 2 ay önce oldu.0-6 yaş için bu puan artırımı yapıldı.6 yaş sonrası aynı.Gerçekten ilk yaşlardaki çocuk muayenesi daha zor ve risk içermekte Çünkü verilen şurupları büyük çoğunluğu içmemekte. Basit bir ÜSYE için parenteral tedavi verilmesinden hekim çekinmekte gibi.Yenidoğan dönemi başlı başına bir risk.Arkadaşlar arasında konuşurduk bakan çocuk doktoru en yüksek ek ödemeyi ortopedistler,anestezistler alıyor diye.Sizde bakan çocuk doktoru çocuk doktorlarına son yönetmelikle kıyak yapıldı diyorsunuz.Ama artIk iş işten geçti deniz bitti döner sermaye ödemeleri gittikçe düştü.Hastaneye verilecek para önceden belli.Döner sermaye sisteminin sonu gelirken bu yapılanın hiçbir önemi yok.Bu satırların yazarı da pediatristdir ama branş hastanesinde yani çocuk hastanesinde görev yapmaktadır.Çalışan hekimlerin %90’ nı çocuk hekimidir dolayısıyla değişen bir şey olmamıştır.Genel hastanelerdeki çocuk hekimleri lehine bir artış olmuş olabilir ama herhangi biri ile görüşmüş değilim.Son yıllardaki TUS puanlarına bakarsanız bir zamanların en popüler branşlarından olan pediatrinin ne hale geldiğini görürsünüz.Performans sistemi sayesinde bu olmuştur.3 aşağı 5 yukarı herkes aynı ücreti almaya başlayınca muayenehanecilik bitirilince artık büyük çoğunluk nöbeti az olan,riski az olan,dayak yeme ,mahkemelik olma olasılığı az olan branşları tercih etmeye başlamıştır.Acilen branş zorluk derecesi,bakılan hasta sayısı baz alınarak ücretlendirme yoluna gidilmelidir.Gelelim yan dal meselesine yan dalların bir branşta artması maalesef o branşı bitirmektedir.Örneğin dahiliye branşı gerçekten bitmiştir.Piyasada kuvvetli bilgisi olan dahiliyeci kalmamıştır.Bizim zamanımızda yan dallara akademik kariyer isteyenler giderdi,sınavı filan yoktu.Çünkü yan dal yapılacak süre içinde siz perifer bir ile gidip muayenehanenizi açarak köşeyi dönerdiniz.Şimdi ne oldu köşe dönme olayı bitti,yeni mezun çocuk uzmanları bir 3 yıl daha büyük illerde kalayım,sonra belki mecburi hizmet kalkar düşüncesiyle yan dal sınavına girmekte bu süreyi doğuda geçirmektense yan dal kliniğinde geçirmeyi tercih etmektedir.Bu nedenle sizin acil hekimlikte istediğiniz yan dalların verilmesi branşınızı daha da az tercih edilen bir hale getirecektir.Olumlu bir katkısı olmayacaktır. Saygılarımla. Uz.Dr.Kamil ÖMÜR
0
Cevapla
ihsan
siz hiç küçük çocuk muayene ettiniz mi? Akşam kulaklarım çınlıyor ağlama seslerinden. Ozaman tamam 21 puan olsun çocuk muayenesi ama aile görüşmesi puanı verilsin her çocuğa. O zaman da 42 olur. Ayıptır ayıp. Bir çocuğu muayene et, onun iki misli de aileyi muayene et! Ortopedistle yok atel yok bandaj bir sürü extrası var ve bunları kendilerideğil teknisyenler yapıyor. Psikiatri bir hastadan 40-50 puan çıkarıyor.
0
Cevapla
ihsan
ha bir de nasıl hep çocuk uzmanlarına avantaj veriliyormuş. Arkadaş kaç yıl oldu bir zırnık var mıydı bize. Çocuk uzmanı 80 hasta bakar alır 1600 puan, ortopedi bakar 80 hasta alır 2700 puan , psikiatri bakar 40 hasta alır 1600 puan. Allah aşkına git polikliniğe 10 tane 2 yaşında çocuk bak ve gör anyayı konyayı.
0
Cevapla
Ümit ERTEM
Yazınızı Platiniye nereden bağlayacağınızı anlamak için sabırla okudum... Güzel bir yerlerden yakalmaışsınız. Ancakkk, sırıtan tek yer, spor yazarlarının seviyesi ile ilgili olandı... Bu cümleyi yazabilmek için, "sabahlara kadar Spor yazarı yorumcuların ne diyeceğini merak eden güruhün içerisinde olduğunza eminim..." Spor basınında olup, işini dürüstçe yapan pek çok spor yazarı ile eşimin işi gereği bir aradayım... Elma ile Armutu aynı kefeye koyan sevimsiz cümlenizi esefle kınıyorum...
0
Cevapla
DR CE
Bir gün, Gelin,kayınvalide ve kucağında bebekleri İç Hastalıkları Polklikliniği önünde. KOAH+DM+HT tanısı olan obez yaşlı kadın içeri giriyor.Elinde kalın bir dosya. Hasta içeri girer girmez yanındaki genç kadın bebeği kucağına alıp; "Anne senin işin uzun sürer ben çocuğu baktırıp geliyorum." Henüz hasta sedye üzerine hazırlanmakta iken,elinde bebeğininin pişik kremi ile tekrar giren genç hastanın serzenişi de başlar. Daha bitmedi mi? Ben çocuğun işini halledip geldim oysaki. Etik mi bilmiyorum ama gayri ihtiyari bu bebekten dolayı Çocuk Hekiminin aldığı puanı düşünür İç Hastalıkları Uzmanı. Pişik reçetesinin 35 puan,hala uğraştığı ve tetkikleriyle de bir hayli tekip edeceği yaşlı hastanın da 21 puanlık bir muayene katkısı olduğunu hep görecek anlaşılan. Ve adalet anlayışını da emeği de birikimi de hiçe sayanlara rağmen.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir