Medimagazin logo

'Tıbbı tercih etmem bir hataymış'

Oktay Özdemir 1980'de girdiği üniversite sınavında birinci oldu. Tıp fakültesini kazanıp doçentliğe kadar yükseldi. Ama yine de "Keşke mühendislik okusaydım, daha bana göre bir meslekti" diyor
'Tıbbı tercih etmem bir hataymış'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Oktay Özdemir 1980'de girdiği üniversite sınavında birinci oldu. Tıp fakültesini kazanıp doçentliğe kadar yükseldi. Ama yine de "Keşke mühendislik okusaydım, daha bana göre bir meslekti" diyor.

Giriş
İnsan ömründen sadece 180 dakika...Her yıl milyonlarca gencin, hayatının akışına yön verdiği, geleceğini inşa ettiği o 'kader tayin' anları. 1974 yılından bu yana yapılan üniversite yerleştirme sınavları, o yıllarda yalnızca 230 bin öğrenciyi ilgilendirirken, şimdilerde yaklaşık 2 milyonun geleceğini belirliyor. Peki 1999 yılına kadar ÖSS ve ÖYS diye iki aşamalı yapılırken, artık tek basamaklıya dönülen sınavın tarihteki ilk maratoncuları ne yapıyor? 1980'li yılların başında ÖYS sınavında Türkiye birincisi olmuş öğrencileri bulup, onlarla zaman tünelinde yolculuğa çıktık. Okul hayatları boyunca "uzaylı" muamelesi gören o dönemin popüler öğrencileri, artık saçlarına ak düşmüş iş güç sahibi, Türkiye'nin önde gelen bilimadamları ya da işadamları olarak hizmet veriyor. Tek ortak özellikleri "Türkiye birincisi olmak" gibi görünse de hepsi kendi alanında 'en'leri yakalamak için mücadele ediyor. Kimi gençlik heyecanıyla yaptığı tercihin pişmanlığını yaşıyor, kimi de elde ettiği başarının tadını çıkarıyor. İşte diğer öğrencilerin tanışmak için sıraya girdiği bir dönemin 'en sivri' öğrencilerin başarılarla dolu hayat hikayeleri...

Bundan 25 yıl önce ÖYS sınavında Türkiye birincisi olan 18 yaşındaki Oktay Özdemir, artık saçlarına ak düşmüş 44 yaşında bir doktor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni 831 puanla kazanan Özdemir, 10 yıl doktorluk yaptığı üniversitesinden istifa edip, kendini sağlık alanındaki araştırmalara adadı ve bugüne kadar 450 araştırma projesinde yer aldı. Küçük bir sermayeyle 9 yıl önce kurduğu Omega Araştırma Organizasyon Eğitim Danışmanlık şirketinin, artık İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Samsun'daki şubelerinde 80 kişi çalışıyor. Üniversitede, Dahiliye ve Hematoloji alanında uzmanlık yapan Özdemir, buna rağmen "Tıbbı seçmem gençlik hatasıydı. İşimi çok iyi yaptım ama Elektrik ya da Elektronik Mühendisliği daha bana göre. Grup psikolojisiyle hareket ettim" diye itirafta bulunuyor.


KENDİ ŞİRKETİNİ KURDU
Ankara Fen Lisesi mezunu olan Oktay, ev kadını bir anne ve mobilyacılık yapan bir babanın üç çocuğundan biriydi. Kendi tabiriyle hiçbir zaman "100'lük" öğrenci olamadı. Hatta liseydeyken zayıfı bile vardı. O nedenle, Türkiye birincilik hayalden öteye gidemezdi. İlk üçe gireceğini ise, ancak sınavdan çıktıktan sonra tahmin etti. Çünküsorular beklediğinden çok daha kolaydı. "Yine de birinci olacağımı hiç beklemiyordum. İnek öğrenci değildim. Lisede ilk üçe bile girememiştim. Rahat çalışan bir öğrenciydim." Oktay, sınavda Türkiye birincisi olduğunu sokakta top oynarken komşularından öğrendi. Onun bu başarısı önce TRT Radyosu'nun akşam haber bülteninde duyruldu, ardından da gazetelere konu oldu. Özdemir, o döneme ait gazete küpürlerini, hatta ÖYS sonuç belgesini bile saklıyor. Üniversiteye başladığında popülaritesi bir süre daha devam etti. Okulun ilk haftalarında, öğrenciler Türkiye birincisiyle tanışmak için sıraya giriyordu. O dönemde yaşadığı bir anıyı şöyle anlatıyor: "Gazetenin birinde benim ağzımdan 'Eğer Bingöl Lisesi'nden mezun olsaydım üniversiteye giremezdim' yazılmıştı. Okulun ilk haftalarıydı ve bir kız karşıma dikilip, 'Nasıl böyle birşey söylersin. Ben Bingöl lisesinden mezunum ve şimdi seninle aynı fakültedeyim' diye fırçaladı. Öyle birşey söylemediğimi anlattım tabi. Sonrasında çok yakın arkadaşım oldu." Ona göre birinciliğin kendisine sağladığı tek avantaj, iki kurumdan burs alabilmesiydi. 6 yıl boyunca burslarla geçinip, evden tek kuruş almadan öğrenciliğini bitirdi. Oktay, lisede olduğu gibi üniversite de parlak bir öğrenci değildi. Notlarının özellikle 2. sınıfa kadar çok düştüğünü söyleyen Özdemir, bunun nedenini, "Tıptaki eğitimin ezbere dayalı olduğunu gördüm. Bu da benim tarzım değildi. Lisedeyken de hiç ezbere öğrenmedim. Herşeyi kafamda mantığa oturtup çözüyordum. Üniversitede böyle olur sandım ancak yanıldım. İkinci sınıfta notlarımı toparladım" diye açıklıyor. Tıp Fakültesi'ni 1986 yılında bitirdikten sonra Dahiliye Uzmanlığı ve Hematoloji alanında eğitim aldı. Doçentliğe kadar yükseldiği hastanede, 10 yıl boyunca çalıştı. Mesleğinde başarılı olmasına rağmen, doktorluğun kendine uygun olmadığını düşünüyordu. "İşimi iyi yapıyordum ama ilgi alanım farklıydı. Araştırmalar yapmak, teknik işlerle uğraşmak daha bana göre. Doktorluğu bıraktığıma hiç pişman olmadım." Özdemir, bir doktor arkadaşıyla kurduğu Omega Araştırma şirketinde 9 yılda hipertansiyondan iktidarsızlığa kadar 450 araştırma projesinde çalıştı. Erzurum ve Diyarbakır'da da yeni şubeler açmaya hazırlanan şirkette ayrıca, büyük firmaların yeni çıkaracağı ilaçların hastalığa etkisini ya da yan etkilerini araştırıyor. Çıkan sonuçların analizini yapıp, Sağlık Bakanlığı'na raporluyor.

Kızı da babası gibi

Oktay Özdemir, lise son sınıfta okuyan kızının da kendisi gibi başarılı olduğunu söylüyor. Kızının okul birinciliğini kimseye kaptırmadığını anlatan Özdemir, "Meslek seçerken para kazanılır ya da kazanılmaz diye bakmaması gerektiğini, başarılı olduğunda paranın da kendiliğinden geleceğini söylüyorum" diyor.

Sabah
'tıbbı
tercih
etmem
bir
hataymış'
Yorum (3)
şahin öztürk
amalgamın malesef ve malesef alternatifi yok hala..derin çürüklerde ne yaparsanız yapın kompozitleri iyi kondanse edemiyorsunuz..ama amalgam öyle değil.
0
Cevapla
esra bihter gürler
1) Hangi SCI dergisi makalesinde bu amalgamın toksik etkisi yazmaktadır?Ben bulamadım lütfen aydınlatın beni. 2) FDI'dakiler haberi olamıyor da şu sizin bahsettiğiniz amalgamın zararından (!) bahseden makalalerden, o yüzden mi bas bas bağırıp açıklama yapıyorlar amalgamın toksik olmadığı konusunda? Ve madem onlar otör değil kim o zaman? Türk Dİş hekimleri birliği mi:)) Siz mi? 3) O kadar malzeme mühendisleri de bu işi bilmiyor da amalgam toksik değildir diye açıklama yapıyorlar? 4) Kötü yapılmış bir kompozitin kötü yapılmış bir amalgamdan kat be kat diş ve dişeti sağlığına tehlikeli olduğu gerçeği de mi yalan? 5) Kompozit endikasyonu olmayan yerlerde ne yapmayı öneriyorsunuz? Ya da iyi bir kompozit yapılması için gerekli şartları ne kadar sağlayabiliyorsunuz? 6) Bu USA ve Canada'dakiler de yapamadılar sanırım hiç araştırma, bu nedenle olsa gerek %50 üzerinde oranda hala amalgam yapıyorlar hastanelerde? 7) Keza bu USA'dakiler salak da o yüzden mi çok yakın zamanda "gereksiz amalgam söküp kompozit yaptığı gerekçesi" ile hekime bilmem kaç lira tazminat ödettiler? 8) Wilson tarafından 2004 yılında yapılan çalışmada İngiliz Diş Hekimlerinin Sınıf II restorasyonlarda çoğunlukla amalgamı tercih ettiği belirtilirken, diğer bir çalışmada ise diş hekimlerinin sadece %16'sının çok geniş restorasyonlarda kompozit tercih ettiği belirtilmiştir(Burke et al., 2003). İngiltere 267 diş hekiminin katıldığı bir ankette, klinisyenlerin %31'i 10 yıl içinde amalgamın yerini tamamıyla kompozite bırakacağını belirtirken çok az sayıda hekim ise gelecek 5 yıl içinde amalgamın diş hekimliği müfredatından kaldırılmasını öngördükleri bildirilmiştir (Gilmour ve ark, 2007). Yine aynı ankete göre, hekimlerin büyük kısmının hastaların estetik beklentileri ve amalgamın çeşitli olumsuz etkileri nedeniyle, restoratif materyal olarak kompozit rezinleri tercih ettikleri not edilmiştir. ABD'de diş hekimlerinin posterior bölge dişlerde restoratif materyal seçiminin değerlendirildiği başka bir çalışmada ise katılımcıların %31'inin amalgamı kesinlikle kullanmadığı ve amalgam kullanan diş hekimlerinin ise %51'ise posterior stres bölgelerinde kompoziti tercih ettiklerini belirtmişlerdir. (Haj-Ali et al., 2005) 9) Son dönemlerde, Japon diş hekimliği fakültelerinde konservatif diş hekimliği eğitiminin değerlendirildiği bir çalışma yayınlanmıştır (Hyasahi ve ark, 2009). Çalışmaya katılan 23 diş hekimliği fakültesinin tamamında oklüzal premolar ve molar kavitelerde kompozit restorasyonların yerleştirildiği bildirilmiştir. Yine aynı çalışmanın bulgularına göre, fakülteliern %96'sının premolar dişlerde ki iki yüzlü kavitelerde kompozit rezinleri tercih ettiklerini not etmişlerdir. Bununla birlikte fakültelerin yaklaşık %39'u üç yüzlü premolar kavitelerde kompozit rezin yerleştirdiklerini rapor etmişlerdir. 10) VE SON OLARAK SAYIN ARTUNÇ BANA SÖYLER MİSİNİZ FDI'I BEĞENMİYORSUNUZ WHO'YU DA MI BEĞENMİYORSUNUZ?BAKIN WHO NE DEMİŞ! Avrupa Birliği(AB) ve FDI amalgam kullanımı üzerinde görüş birliğine varılması üzerine Dünya Sağlık Örgütü'ne başvurmuştur. (WHO, 1997). Bu konsorsiyumun sonucunda, AB amalgamın kullanımını yasaklamamış ancak Finlandiya, İngiltere ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde ki sağlık otoriteleri, amalgamın çocuklarda ve hamilelerde kullanımına ilişkin kısıtlama ve tavsiyeleri uygulamaya koymuşlardır (Burke, 2004) EĞER AMALGAM KULLANIMI İLE İLGİLİ KAFA YORULACAK BİR MESELE VARSA BU DA AMALGAM ATIKLARININ NASIL İMHA EDİLECEĞİ MESELESİ OLMALIDIR. KAPSÜLSÜZ AMALGAMLARIN YASAKLANMASI MESELESİ OLMALIDIR. KLİNİK KULLANIMLARININ AZALTILMASI MESELESİ DEĞİL. İSVEÇ YA DA NORVEÇ ÖRNEKLERİNİ FAKÜLTENİZDE MODELLEMEYE ÇALIŞIYOR İSENİZ DE ÇOK RİCA EDİYORUM İSVEÇ VE NORVEÇ'TE BİR BAKIN BAKALIM KAVİTELERİN % KAÇI BLACK I , % KAÇI BLACK II VSVSVS. KOMPOZİTİN NASIL YAPILACAĞINI SİZE TEKRAR ANLATACAK DEĞİLİM. SANKİ 15 ÖĞRENCİNİZ VAR BAŞINDA DA 15 ASİSTAN DURUYOR DA ÖĞRENCİYE KOMPOZİT YAPTIRMAYI MI SAVUNUYORSUNUZ? HANİ NEREDE TIBBIN ASIL KURALI OLAN "PRIMUM NON NECERE" KOMPOZİT ÖYLE BİR MADDEDİR Kİ SİZ DE BEN DE TÜM DİŞ HEKİMLERİ DE ÇOK İYİ BİLİR Kİ ÇOK İYİ İZOLE EDİLMİŞ ORTAMDA YAPILMALIDIR...HEPİMİZ ÖĞRENCİ OLDUK...NE NASIL İZOLE EDİLİR, NASIL İZOLE EDİLİR TÜRKİYE'DEKİ DİŞ HEKİMLİĞİ ŞARTLARINDA BUNU SORGULAMAK LAZIM! FAKÜLTELERDE GERÇEKTEN BİR ŞEY YAPMAK İSTİYORSANIZ ÖĞRENCİ SAYISINI 20'YE İNDİRİN..İNDİRİN Kİ KALİFİYE DİŞ HEKİMLERİ YETİŞSİN... SAYGILARIMLA! Ben cidden çok merak ediyorum. BU AMALGAM DÜŞMANLIĞININ NEDENİ NEDİR? Kompozit yalnızca ehil ellerde iyi yapıldığında bir işe yarar...
0
Cevapla
e. bihter gürler
Konular karışmasın diye ayrı bir yorum olarak yazıyorum. "Bazı meslektaşlarımdan gelen mektupları incelediğim zaman Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve bazı literatürün amalgamın güvenilirliği ile ilgili garantörlük verdiği, bu konuda ne kadar durumdan habersiz (!) bir yaklaşım içinde olduğum belirtilmektedir." cümlesi size ait..makalenizde... Ben okurken utandım..Bir şeylerden habersiz olduğunuz kesin....Siz her ne kadar (!) koyarak aslında haberiniz olduğunu ima etmeye çalışmış olsanız da... Konunun- amalgamın- FDA ile alakası yok Hani açılımını "Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi" diye yazmamış olsaydınız harf sürçmesi diyecektim. FDI bambaşka bir şey. FDI= WORLD DENTAL FEDERATION..FRANSIZCA KISALTMA YAPILMIŞ. FEDERATION DENTAL INTERNATIONAL AMALGAM KONSENSUSU DA ŞURADA .... http://www.fdiworldental.org/c/document_library/get_file?uuid=4e418f83-20ff-41eb-9d46-3c64b891bf30&groupId=10157 http://www.fdiworldental.org/c/document_library/get_file?uuid=9592c5a8-0b29-4299-8527-56f538fd7799&groupId=10157
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir