Medimagazin logo

Doktorlara da haksızlık etmeyelim!

Biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesi 13 mart 2006'da aldığı bir kararla doktorların zorunlu hizmet yapmadıkça mesleklerini icra edemeyeceklerini hükme bağladı. Buna göre, bir hekim hem pratisyenlik, hem de uzmanlık için belirlenen zorunlu hizmet sürelerini ayrı ayrı tamamlamadan mesleğini yapamayacak
Doktorlara da haksızlık etmeyelim!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesi 13 mart 2006'da aldığı bir kararla doktorların zorunlu hizmet yapmadıkça mesleklerini icra edemeyeceklerini hükme bağladı. Buna göre, bir hekim hem pratisyenlik, hem de uzmanlık için belirlenen zorunlu hizmet sürelerini ayrı ayrı tamamlamadan mesleğini yapamayacak.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, bugünkü yazısında zorunlu hizmette bir de doktorların gözünden baktı

Genel olarak doktorlar da Türk Tabipler Birliği de zorunlu hizmet yasasına karşı çıkıyorlar. İleri sürdükleri çok haklı gerekçeleri olmasına rağmen, mecburi hizmete 'hayır' dedikleri için bir kesim tarafından adeta 'vatan haini' damgası yiyen doktorlarımıza hemen haksızlık etmeyelim.

Doktorluğun en çok fedakarlık gerektiren mesleklerin başında geldiğini, bir doktorun yetişmesi için uzun yıllar ağır bir eğitim görmesi ve mezun olduktan sonra da sürekli olarak okumaya, öğrenmeye devam etmesi gerektiğini unutmayalım.

Mecburi hizmete karşı çıkan hekimlerin, aslında görevden kaçmadıklarına, istediklerinin sağlık sorunlarına temel ve kalıcı iyileştirmeler getirilmesi olduğuna, haksız yere suçlandıklarına sizin de inanacağız kanısındayım.

Gelin, ancak başımız dara düştüğünde, zorda kaldığımızda hatırladığımız doktorların da seslerine kulak verelim.

HEKİMLER KOLAY YETİŞMİYOR

Doktor olabilmek için Üniversite Sınavı'nda oldukça yüksek bir puan almak gerekmektedir. Tıp eğitimi 6 yıldır, ama bazı fakültelerde 1 yıl da İngilizce hazırlık sınıfı ile beraber bu süre 7 yıl olur. Bu eğitim, teoriği ile pratiği ile nöbetleri ile ve beceri gerektiren bir san'at olması nedeniyle çok ağır bir eğitimdir. Üstelik bu eğitim, mezuniyet sonrası da devam etmek zorundadır.

Doktorlar şimdi, altı yıllık eğitimden sonra iki yıl da mecburi hizmet yapmak zorundadırlar. Uzmanlık eğitimi de 4-6 yıl arasında değişmektedir ve bunun için de TUS adı verilen çok zor bir sınavda başarılı olmak gerekmektedir. Uzman olduktan sonra doktorları tekrar 2 yıllık bir mecburi hizmet beklemektedir. Erkeklerin bir de ayrıca askerlik görevi olduğu da unutulmamalıdır.

Görüldüğü gibi, bir uzman hekimin mesleğini istediği gibi, istediği yerde yapabilecek duruma gelebilmesi için 10-13 yıl süren fakülte ve uzmanlık eğitiminden sonra, 4 yıl zorunlu hizmet ve 1 yıl askerlik hizmetini tamamlaması gerekmektedir.

Buna göre 18 yaşında tıp fakültesine giren bir kişi, hiç sınıfta kalmadan, her şey yolunda gitmek kaydıyla, ancak 35-36 yaşında mesleğini yapabilme hakkına sahip olabilecektir.

Uzmanlık eğitiminden sonra bir de yan dal uzmanlığı yapmak isteyenler bir 5 yılı daha gözden çıkarmak zorundadır. Mesela iç hastalıkları uzmanı olan bir kişi nefrolog olmak isterse 3 yıllık bir eğitimden sonra tekrar 2 yıl daha mecburi hizmet yapmak zorundadır.

Dünyada eğitimi bu kadar ağır olan ve bu kadar uzun süren bir başka meslek var mıdır, acaba, ne dersiniz?

POPÜLİST POLİTİKAYA HAYIR

Bakanlık, sorunları temelden gidermek yerine yapay ve geçici çözümler bulma çabası içindedir. Başka hiçbir önlem almadan sadece doktorlara zorunlu hizmet getirerek işin kolayına kaçıyor, halka şirin görünmek istiyor.

Öncelikle yapılması gereken yeterli sağlık hizmetinin götürülemediği yerlerde hekimlerin asgari çalışma koşulları sağlanmasıdır. Hemşire, ebe, laborant, teknisyen ve diğer yardımcı sağlık personeli eksiği de, altyapı eksiklikleri de giderilmelidir.

GÜVENLİK VE BARINMA ÖNEMLİ

Hekimlerin zorunlu hizmete hayır demelerinin önemli bir nedeni de, doktor eksiği olan bölgelerdeki güvenlik ve barınma sorunlarıdır. Zorunlu hizmete tabi olan diğer meslek sahiplerinin çoğu için lojman imkânı olmasına karşılık, doktorlar bu açıdan da mağdurdur.

TEPEDEN İNME MECBURİ HİZMET OLMAMALI

Polisler, savcılar, askerler... de mecburi hizmet yapıyorlar, ancak bunlar daha mesleklerine adım atarlarken bunu baştan biliyorlar. Oysa, hekimlere mecburi hizmet onlar eğitimlerini tamamladıktan sonra konulmaktadır.

Mecburi hizmet, yasanın çıktığı tarihten sonra tıp fakültesine veya uzmanlık eğitimine başlayacak olan kişilere uygulanmalıdır.

MECBURİ HİZMET BİTİMİNDE TAYİN HAKKI

Yine yukarıdaki mesleklerde mecburi hizmet yapanların, o süreyi tamamladıktan sonra bu yörelerden başka yerlere tayin edilme hakları varken, mecburi hizmete giden kişinin bu süreyi tamamladıktan sonra başka bir yere atanma garantisi yoktur. Ya istifa edecekler veya ne zaman olacağı belli olmayan bir tayini bekleyeceklerdir.

TORPİL OLMAMALI

Bizde bir yasa çıktıktan kısa süre sonra sulandırılmaya başlanır. Aynı durum zorunlu hizmet yasası için de geçerlidir. Göreceksiniz, birkaç ay sonra, yolunu bulanlar mecburi hizmeti 'kendi istediği yerlerde' yapmaya başlayacaklardır.

Yasa, bütün hekimlere adil bir şekilde uygulanmalı, torpile kesinlikle izin verilmemeli ve kuralar herkesin gözü önünde çekilmelidir.

HEKİMLERE AVANTAJ SAĞLANMALI

Bu kadar uzun ve ağır bir eğitim gören, gecesi gündüzü olmayan ve asla hata kabul etmeyen bir mesleğe sahip hekimlere, hem emeklerinin maddi karşılığı verilmeli ve hem de bazı avantajlar sağlanmalıdır: Erkeklere askerlik görev süresinde indirim; erken ve/veya daha yüksek maaşla emeklilik; zorunlu hizmetini tamamlayan hekime istediği bölgeye tayin isteme hakkı... gibi.

Ayrıca, mecburi hizmetin toplam 2 yılı aşması da bence yanlıştır.

Mynet

doktorlara
da
haksızlık
etmeyelim!
Yorum (4)
aydin sinal
batidada riskli tip branjlari tercih edilmezler,misal Almanyada da radyoloji,dermasoloji,oftalmoloji,labaratuar gibi bölümlerde ihtisasa girmek cok zordur.Riskli branjlar umumiyetle yabanci !hekimlerle kadrolarini doldururlar.Ben Almanyaya geldigimde önündeki imkanlar:jinekoloji,anestesi,genel cerrahi(iki sene genel cerrahi sonrasi beyin veya kalp cerrahisine giris),ve tam bir hammalik olan genel dahiliye bölümleri vardi,bunlar yabanci hekimlerin önündeki imkanlar veya aile hekimligi yapacak olanlarin rotasyon bölümleriydi. gecen sene gittigim bir tip kongresinde bir amerikali profosör"amerikada gecen sene acik olan 128 kalp ve damar cerahisi asistan kadrosunu tamamen amerika disindan gelen hekimlerle kapatabildik,hic bir amerikali genc hekim müreceat etmedi" demisti. dünya degisti,nesil degisti,artik gencler ünvana bakmiyorlar, minumum riskle maksimum kazanc istiyorlar.beyin cerrahi olmak istiyene gülüyorlar,oftalmoloji yap göze bir cizik at al bes bini!! radyolog ol kendin calismasan diplomani kiraya ver O calisir sana bakar.dermatolog ol hic bir sey yapmasan bile sub kutan igne yapmayi ögren Botoks senin evini gecindirir.beyin cerrahi olup"agrimaz basina nicin yazma doluyacaksin" Türkiye merak etmesin acilan tip fakültelerinden yiginla genc hekim geliyor"ne is olsa yaparim agbi" mantigiyla ne bölüm olsa girerim hocam istegi bir kac senede önünüzde.selamlar.
1
Cevapla
RKTR
Tazminatları arttırmak, doktorlara açılacak davaların sayısını ve Defansif Tıp’ı arttırmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Riskli vakalardan ve riskli branşlardan artık daha da fazla kaçılacaktır. Kimse Milli Tıp Hukuku Formülü ile karşı karşıya kalmak ve mahkemelerde çift davadan 10 sene sürünmek istemiyor, bunda da yüzde yüz haklılar.
0
Cevapla
ZZZ
cem hocam cok haklısınız. bu yeni artış davaları tesvik edici nitelikte resmen
0
Cevapla
bozeren
“Siz Riskli Branşı Tercih Edin. Biz Tazminat Oranlarını Artırdık” oldu canım!
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir