Başhekimi koltuğundan eden soru: 450 bin dolarlık evi nasıl aldın?

162 yıl önce Osmanlı tebaasından fakir ve kimsesiz hastaların tedavisi için kurulan Vakıf Gureba Hastanesi bugün boyutu yüz milyarları bulan yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor.

Hastanenin başhekimi hakkındaki suçlamalar ağır: Mal beyanında bulunmamak, ihaleye fesat karıştırmak, maiyetindekilere aşağılayıcı hareketler yapmak, gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek... İddiaları ciddi bulan İstanbul Sağlık İl Müdürlüğü, Başhekim Nedim Samancı ve hastane müdürü hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Açığa alınan başhekim hakkında 7 ayrı kademede durdurma cezası talep edildi. Hastane Müdürü Kadir Altaş’ın görevden alınması ve ihale komisyon üyeliği yapan 5 kişi hakkında da kınama cezası istendi. İddialarla ilgili bilirkişi raporu tamamlanırken Sağlık Müdürlüğü tarafından ön inceleme raporu hazırlandı. Rapordaki en çarpıcı bölüm, başhekime yöneltilen 450 bin dolara (600 bin YTL) satın aldığı evle ilgili soru. Eski başhekim Samancı bu parayı nasıl bulduğu yönündeki soruya şu karşılığı vermiş: “Eski evimi sattım, borsada senetlerimi bozdurdum ve bir bankadan kredi aldım.”

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ön soruşturma sırasında hastane personelinin ifadesini aldı. Personelin tamamı Başhekim Nedim Sabancı'yı suçladı. Dernek yönetiminde de bulunan hastane müdürü Kadir Altaş, "Dernek kararlarını başhekim alır, bizler imzalandırdık." derken, hastanede başhemşire yardımcılığı yapan Sündüz Ün, "Harcamalar konusunda karar defteri önüme getirilip imzalattırıldı. Ancak yapılan harcamaların ne için yapıldığını bilmiyorum." dedi. Dernek yönetiminde bulunan Dr. Sabri Baki Eren de karar defterinde boşluklar bırakıldığına dikkat çekerek, defteri incelediğinde araya yeni kararlar yazıldığını gördüğünü aktardı. Başhekim Nedim Samancı'nın Uludağ'da bir kongrede bulunduğu gün dernek yönetiminin toplanıp karar almış gibi görünmesi bu iddiaları doğruluyor. Derneğin karar defterinde 21 Şubat 2005 tarihli bir kayıt bulunurken aynı tarihte Başhekim Samancı'nın Bursa Uludağ'daki Pediatri Kongresi'ne katıldığı görülüyor.

Suçlamalar karşısında kendini, “Ben hastaneye dışarıdan gelmiş bir insanım, beni istemediler.” diyerek savunan Başhekim, kararların toplantı yapılmadan alındığı suçlamalarının hatırlatılması üzerine de “Çocuk mu bunlar? Defter geliyordu biz imzalıyorduk. Bence böyle bir şey yok. ‘Ben yok’ diyorsam mesele kalmamıştır.” şeklinde konuşuyor. Başhekimlik yaptığı süre içinde hastane derneğine 215 bin YTL (215 milyar lira) borç para verdiğini söyleyen Samancı, daha sonra bu paraları geri aldığını anlatıyor.

İnceleme raporuna göre başhekim Nedim Samancı, bazı firmalara haksız kazanç sağlıyordu. Hastane çalışanlarının verdiği ifadeye göre henüz başlamamış iş bitmiş gibi gösterilerek ödeme yapılıyordu. Boya ve tamirat işlerinin dışarıya yaptırılması için teknik atölye zayıflatıldı. İhaleleri Alara Medikal ve yan şirketleri aldı. Öyle ki üç firmanın da ihale teklifi aynı kişi tarafından getiriliyor, bazen bir firmanın zarfından diğer firmanın belgeleri çıkıyordu. Teknik atölye çalışanlarından M. Durukan yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını iki örnekle anlatıyor: "Hasta odalarındaki 750 kilidin değiştirildiğine dair imza atmam istendi. Hastanedeki bütün kapılara kilit takılsa bu kadar eder. Kilitlerin değişmediğini gördüm, değişse bile fiyatlar 5-6 kat yüksek. Hastane bahçesine 15 bin YTL’ye yaptırılan kapının da gerçek maliyeti 3 bin yeni lira."

‘Bunların hepsi Haydar'ın işi’

Bu iddialar üzerine açığa alınan eski Başhekim Samancı, muhasebe şefi Haydar Yıldız'ı suçlayarak şunları söyledi: “Hiçbir başhekim ödeme çıkarmaz. Muhasebe sorumlusu ve satın alma komisyonu üyesi Haydar takip ettiyse etmiştir. Hepsi Haydar'ın işidir." Kendisinin başhekim olarak son imzayı attığını savunan Samancı, her işi takip etmesinin mümkün olmadığını savundu. Samancı, "Eğer ilgili birimdeki kişi, başhekim yardımcısı imzalamışsa ben de imzalarım. Buradaki her şeyin faturasını bana kesmek istiyorlar.”

Vakıf Gureba yoksullar için kurulmuştu!

1843’te Abdülmecid’in annesi Bezm-i Âlem Valide Sultan tarafından yaptırıldı. Yoksul ve düşkün insanlara sağlık hizmeti vermek için kurulan hastane, değişik tarihlerde başka kurumlara bağlanmak istendi. 2000 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü ile SSK arasında imzalanan bir protokolle hastane 10 yıllığına SSK’ya kiralandı. 2005 yılının başında hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devredilmesiyle birlikte Vakıf Gureba da Sağlık Bakanlığı’na geçti. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün girişimiyle geçen hafta hastane tekrar Vakıflar’a devredildi.


Zaman