Medimagazin logo

Bir organla üç hayat

Dr. Şükrü Emre'nin (üstte, sağda) hastaları küçük Franklin ile John Lee aynı karaciğeri paylaşıyor. Harriet Goldman (yanda) ise John Lee'den alınan karaciğeri taşıyor
Bir organla üç hayat
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Dr. Şükrü Emre'nin (üstte, sağda) hastaları küçük Franklin ile John Lee aynı karaciğeri paylaşıyor. Harriet Goldman (yanda) ise John Lee'den alınan karaciğeri taşıyor.

ABD'de bir Türk doktor bir karaciğerle üç hastayı kurtardı. 'New York' dergisi bu ilginç ameliyat serisi nedeniyle Şükrü Emre'yi 'En İyi 10 Doktor' arasında gösterdi

Karaciğerindeki enzim eksikliği yüzünden hızla eriyen ve sinir hücreleri yıpranan 37 yaşındaki John Lee, hiç içki içmediği halde siroz olan 67 yaşındaki Harriet Goldman ve yine enzim eksikliği nedeniyle kanı asitlenen ölümün eşiğindeki küçük Franklin Chuqui...
6 Şubat 2005 tarihine kadar birbirlerinden haberleri bile olmayan bu üçlü, bir tıp mucizesinin üç kahramanı oldu. Haziran ayında New York'taki en çarpıcı tıp mucizesini sayfalarına taşıyan 'New York' dergisi, Mount Sinai Hastanesi'nin yetişkin ve pediatrik karaciğer nakil ünitesinin doktorlarından Şükrü Emre'yi de en iyi 10 doktor arasında gösterdi.


Gece gelen haber
Şükrü Emre, bir futbol maçının ortasında, trafik kazasında ölen bir genç kızın karaciğerinin bağışlandığı haberini aldı. Karaciğer, ölümün kıyısına kadar gelen küçük Franklin için kullanılacaktı. Ancak karaciğer beş yaşındaki bir çocuk için fazla büyüktü, hastane isterse, organın kalan kısmını yetişkin bir hastada kullanabilirdi.
O an Şükrü Emre'nin aklına gelen ilk isim John Lee oldu. Lee enzim eksikliği nedeniyle sokağa adım atamayacak derecede bitkindi. Annesini öldüren genetik hastalığı yüzünden korkunç el ve ayak ağrıları çekiyordu. Sürekli ishal olduğu için kısa sürede 25 kilo vermişti. Ama karaciğeri, hâlâ kanını süzebiliyordu.
67 yaşındaki hasta Hariet Goldman ise ileri derecede sirozdu. 11 yıl önce nakledilen karaciğer, birdenbire ona yetmez hale gelmişti. Zihni bulanmaya, enerjisi tükenmeye başlamıştı. Kendisini benzini tükenmiş bir otomobil gibi hissediyordu.
İçlerinde en ağır hasta olan ise beş yaşındaki Franklin Chuqui'ydi. Tıpkı Lee gibi onda da enzim eksikliği vardı. Kanı asitleniyordu, beyninde hasar meydana geliyordu, felç geçirme riskiyle karşı karşıyaydı. Yaşantısının büyük çoğunluğunu hastanelerde geçiriyordu. O gece yine hastanedeydi.


Üç ameliyathanede hazırlık
Dr. Emre, gün ağarmadan üç ameliyat ekibi topladı ve bir ameliyathaneden diğerine girip çıkarak 'domino taşı' operasyonunu orkestra şefi gibi yönetti. Küçük Franklin ve John Lee'nin ameliyatları aynı anda başladı. Beş yaşındaki Franklin'e karaciğerden payına düşen parça nakledildi.
Bu arada doktorlar Lee'nin karaciğerinin 67 yaşındaki Goldman'ın vücudunda fonksiyon görebilecek derecede hasarsız olduğunu görüp onayladılar. İkinci odadaki doktorlar Lee'nin karaciğerini çıkartırken üçüncü odada Goldman ameliyata hazırlandı. Franklin'den artan karaciğerin büyük parçası Lee'ye nakledilirken, Lee'nin karaciğeri doğruca Goldman'ın vücuduna yerleştirildi.


İlk karşılaşma
Ertesi gün John Lee ve Harriet Goldman daha anestezinin etkisinden tam olarak çıkmamışken karşılaştılar ve birbirlerine el salladılar; Goldman, "Sanırım hayatımı kurtardın" dedi.
Küçük Franklin Chuqui, artık o eski korkunç hastalık nöbetlerini geçirmiyor, hatta konuşuyor, yürüyor, televizyon izliyor, ailesini tanıyor ve onlara cevap verebiliyor. John Lee, merdiven çıkmak, bir şişe suyun kapağını kolayca açmak hatta otomobille markete gidip alışveriş yapmak gibi pek çok insan için hayatın sıradan, ama onun için büyük zevklerini yeniden tadıyor. Harriet Goldman ise tam her şeye veda etmeye hazırlanmışken 11'inci torununu görebilecek olmanın mutluluğu içinde.

Radikal
bir
organla
üç
hayat
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir