Medimagazin logo

Sağlık kentlerin kurulacağı bölgeler belli oldu

Sağlık Bakanlığı, Kamu Özel Ortaklığı uygulaması ile 2006-2008 yılları arasında İstanbul, İzmir ve Ankara'da 7 bin 275 yataklı üç sağlık kampüsü, Nazilli, Alanya ve Kırşehir'de 800 yataklı devlet hastanesi, İçel, Gaziantep, Elazığ, Malatya, Manisa, Karabük, Ordu, Samsun, Aydın'da 400'er olmak üzere 3 bin 600 yataklı bölge hastanesi, Bolu'da ise 250 yataklı fiziktedavi merkezi kuracak
Sağlık kentlerin kurulacağı bölgeler belli oldu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanlığı, Kamu Özel Ortaklığı uygulaması ile 2006-2008 yılları arasında İstanbul, İzmir ve Ankara'da 7 bin 275 yataklı üç sağlık kampüsü, Nazilli, Alanya ve Kırşehir'de 800 yataklı devlet hastanesi, İçel, Gaziantep, Elazığ, Malatya, Manisa, Karabük, Ordu, Samsun, Aydın'da 400'er olmak üzere 3 bin 600 yataklı bölge hastanesi, Bolu'da ise 250 yataklı fiziktedavi merkezi kuracak.

Bakanlık, bütçe imkânları içinde gerçekleştiremediği devlet yatırımlarını özel sektör aracılığıyla yapmayı planlıyor.

'Yap-kirala-devret' formülüyle Türkiye'deki hastane açığının büyük ölçüde kapatılması öngörülüyor. Devlet ve özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilecek modele göre, özel sektörce inşa edilen sağlık tesisleri, daha sonra bakanlıkça en fazla 49 yıllığına kiralanacak ve bu süre sonunda tamamen devletin olacak.

Kamu etiketi taşıyacak
Kurulacak, yerli ve yabancı şirketlerin sağlık sektörüne yatırımını teşvik için kurulacak sağlık kampüsleri ya da hastanelerin arazileri bu şirketlere bedava verilecek. 'Kamu Etiketi' taşıyacak kampüs ya da hastanelere atanacak doktorları ise Sağlık Bakanlığı belirleyecek. Özel sektörün, bu model uyarınca devlete sunacağı projeler, Yüksek Planlama Kurulu'nun onayına sunulacak. Onaylanan projeler detaylı fizibilite ve ön proje çalışmaları sonrasında ihaleye çıkarılacak. İhaleyi kazanan yerli veya yabancı şirket en fazla üç yılda tesisi bitirecek. Sağlık Bakanlığı, Temmuz 2005' te Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda bir değişikliğe giderek devletin hastane kiralayabilmesinin yolunu açmıştı.

2008'e kadar yapılacak
'Yap-kirala-devret' formülü ile ilk etapta 2006-2008 yılları arasında İstanbul, İzmir ve Ankara'da toplam 7 bin 275 yataklı birer sağlık kampüsü planlanıyor. İstanbul'daki kampüste 400 yataklı Bakırköy Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 200 yataklı Bakırköy Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi, 75 yataklı Acil Tıp ve Yoğun Bakım Ünitesi, 100 yataklı Onkoloji Hastanesi ve 100 yataklı otel bulunması öngörülüyor. Ankara'da Etlik semtindeki Sağlık Kampüsü içinde yer alacak tesisler ve yatak kapasiteleri şöyle: Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi (400), Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi-Dahili Branşlar (400), Yüksek İhtisas Hastanesi-Cerrahi Branşlar (400), Kadın Hastalıkları Hastanesi ve Yenidoğan (400), Çocuk Hastanesi (300), Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi (400), Onkoloji ve Çocuk Onkolojisi (400), Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi (300), Geriatri Hastanesi (300), Beyin Cerrahisi Hastanesi (300), Klinik Otel (100), Kongre Merkezi, Araştırma Merkezi, Teknik Merkez, İş Merkezi ve Sosyal Merkez, Vardiya Personeli Lojmanı.

İzmir'de 2 bin 700 yatak
İzmir'de Atatürk Karşıyaka ve Yenişehir kampüslerinde toplam 2 bin 700 yatak kapasitesi hedefleniyor. Buna göre Karşıyaka'ya yakın Atatürk Kampüsü'nde 400 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 200 yataklı Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi, 200 yataklı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, 100 yataklı Onkoloji Hastanesi yapılması planlanıyor. Karşıyaka'da diğer kampüste ise 400 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi kurulacak. Yenişehir kümpüsünde de 300 yataklı Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi, 400 yataklı Çocuk Hastalıkları Hastanesi, 300 yataklı Kadın Doğum Hastanesi, 400 yataklı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yer verilecek.

Radikal
sağlık
kentlerin
kurulacağı
bölgeler
belli
oldu
Yorum (1)
Mücahit Altuntaş
Teşekkür ediyorum. Önemli bir yazı.Zira basite alıp yaşadığımız sorunlar parça başı değerlendrimek yerine kültürel , sosyolojik , siyasilerin olumsuz anlamda kullanmayı çok sevdikleri ideolojik değerlendirmeye sizin güzel yazınızla birlikte sorunları "anlamak" için ihtiyaç duyuyoruz. Kısa tekrarla üzerinde geçme ihtiyacı duyuyorum. "Uzun yıllar içerisinde oluşan, belki de toplumsal yapımızın bir yansıması olan kabullenmenin ve tepkisizliğin nedenlerini başlıklar şeklinde sınıflamak mümkün gibi görünmektedir: 1) Biat ve itaat kültürü, 2) Ganimet kültürü, 3) Günü kurtarma kültürü, 4) Korku kültürü, 5) “Herkes böyle yapar.” kültürü, 6) Kutuplaşma kültürü." "Adaletsizliği besleyen bu kültürün üniversitelerdeki etkilerine baktığımızda bilim insanlarının kendini güven içinde hissetmediği, aidiyet ve kabul gördüğü hissini kaybettikleri görülmektedir. Bu ortam ne yazık ki öğrenilmiş çaresizlik duygusu içinde temel değerlerin önemini kaybetmesine ve çıkarcılığın giderek yaygınlaşmasına yol açmaktadır." "Görev yalnız yönetenlere değil, tüm bilim insanlarına düşmektedir." Prof. Dr. Erol ÖZMEN, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi yazmış.Sağolsun. Özetle derinlere giden arızaların dışa vurumu var deniyor ! Katılıyorum.Enteresan bir biçimde arıza alanlarımız gittikçe büyüyor , derinleşiyor. Sağlık sektörün de dayatılan değerler çarpıcı tezatlar gösteriyor.Bir yandan beş dakikada beşiktaş muayne , hasta hakları performasn sistemi , acillerde bir ülkenin nüfüsünü aşan yığılmalar , başarılı olduğu söylenen ve süreki dönüşen bir sağlık sistemi dayatması uygulamaları.Katlanan maliyetler , hekimlikte bütünlüğü ve etkinliği iletişimi kaybedişimizle ilgili yaşadığımız ek sorunlar. Yaşıyoruz.Fakat daha önemlisi sorunun yaygınlaşması ve dallanma budaklanma göstermesi. Altı (6) başlıkta sıralanmış.Ganimet kültürü bunlardan biri-Tüketim kültürü olarak daha önce yazmıştım.Benzer tanımlama Sayın Nuran Yıldızın Aşk Yüzyılı bitti kitabında geniş bilgilendirme var.Rahat okunuyor.Öneriyorum. Sağlıkta kimilerimizin çoktan entegre olduğu , aslında bir yaşam kültürnü kapsayan mevcut işlenen ve işletilen gerçeklik , algı biçimi ,sizi(yada bizi) biraz bozguna uğratabilir.Ama yaşadığımız sorunları ve sağlığa yansıma biçiminde düşünürsek bu akıldışılığı anlamayı kolaylaştırıyor.Sorununun etki alanını anlamamız için yormadan çeşitli alanlarda , mesleklerde , yada algı biçimlerimizde kültürel kesitler sunuyor,anlam ve bütünlükte vurgun oluşturmadan epey bir derinlere gidip geliyor. Bilmiyorum sayın Özmen okudular mı ? Tekrar kapsamlı değerlendirmesi için sayın Özmene ve aşk yüzyılı bitti yazarı sayın Yıldıza teşekkür ediyorum.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir