Medimagazin logo

Danıştayın verdiği kararla ilgili önemli noktalar ve son durumun hukuki analizi

Medimagazin Köşe Yazarı Hukukçu-Tıp Doktoru Sayın<b> Dr. Erkin Göçmen </b>Mecburi Hizmet ile ilgili son durumu değerlendirdi:
Danıştayın verdiği kararla ilgili önemli noktalar ve son durumun hukuki analizi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Medimagazin Köşe Yazarı Hukukçu-Tıp Doktoru Sayın Dr. Erkin Göçmen Mecburi Hizmet ile ilgili son durumu değerlendirdi:


Gün içinde yaptığımız yorumların gayri resmi bilgilere dayandığını belirtmiştik. Söz konusu Danıştay kararı TTB’nin web sitesinde yayınlandı. Aşağı yukarı resmi olmayan bilgilerin doğru olduğu görülmektedir. Bu noktada son durumu şu şekilde değerlendirebiliriz:


1.
Geçtiğimiz haziran ayında Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan değişiklik ile, hekimlere yeniden Devlet hizmeti yükümlülüğü getirildi. Kısaca Mecburi Hizmet Kanunu olarak adlandırılan bu kanunun temel unsurları şunlardı:

A.
Yurt içinde veya (Devlet bursu ile) yurt dışında öğrenimlerini tamamlayarak pratisyen hekim, uzman hekim veya yan dal uzmanı unvanını kazanan her hekim, kanunda öngörülen sürelerle Devlet hizmeti yapmakla yükümlüdür.

B.
Yurt dışında kendi nam ve hesabına okuyarak Devletten öğrenci dövizi almadan tıp, tıpta uzmanlık veya yan dal uzmanlık öğrenimlerini tamamlayanlar Devlet hizmeti yükümlülüğüne tabi değildir.

C.
Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamındaki hekimler, bu görevlerini tamamlamadan mesleklerini icra edemezler.


2.
Başbakanlık Kanunun nasıl uygulanacağını gösteren bir genelge yayınlamıştır.


3. Türk Tabipleri Birliği (TTB), genelgenin yürütmesinin durdurulması hakkında Danıştay’a dava açmış ve Danıştay da genelgenin yürütmesini durdurmuştur. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma gerekçesi açıklanmıştır. Gerekçede:


4. Danıştay, mecburi hizmet uygulamasını ilkesel olarak Anayasaya aykırı bulmamıştır.
Buna göre, hekimlere Devlet hizmeti yükümlülüğü getirilebilir. Kararı bu durumun aksine yorumlamak son derece hatalıdır. Kısaca, DANIŞTAY, HEKİMLER İÇİN MECBURİ HİZMET ÖNGÖRÜLMESİNİ ANAYASAYA UYGUN BULMUŞTUR.


5.
Danıştay, mevcut kanunun bazı unsurlarının Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu kanaatına vararak kanunun bazı hükümlerinin iptalini itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine iletmiştir. Bunlar:


6.
Hekimlere her eğitim düzeyi için ayrı bir mecburi hizmet getirilmesi Anayasaya aykırı bulunmuştur. Yani bir hekim pratisyen iken mecburi hizmetini yapmış ise bir de uzman olduğunda mecburi hizmete tabi tutulması Anayasaya aykırılık oluşturacaktır.


7. Yurtdışında kendi parasıyla tıp eğitimi alanlar kapsam dışı tutulurken yurtiçinde özel üniversitelerde okuyanların kapsama alınması da eşitlik ilkesine aykırı bulunmuştur. ANAYASA MAHKEMESİ DE DANIŞTAY İLE AYNI YÖNDE HÜKÜM KURARSA, YURTDIŞINDA KENDİ OLANAKLARIYLA EĞİTİM ALANLAR DA MECBURİ HİZMET KAPSAMINA ALINACAKTIR. BU ANLAMDA MECBURİ HİZMETİN KAPSAMI GENİŞLEYECEKTİR.


8.
Sağlık Bakanlığı'nın mecburi hizmet atama kuralarının dayanağı Başbakanlık genelgesi olduğundan bu kuraların çekilmesi hukuken mümkün değildir. Nitekim pratisyen hekim kuraları da mahkeme kararı ile durdurulmuştur.


9. Halihazırda bu genelgeye dayanarak ataması yapılanlar, atama kararının iptali istemiyle dava açabilirler. Bu kişilerden görevlerine başlayanların da dava açması mümkündür.


10.
Başbakanlık genelgesinde “Valilikler, il sağlık müdürlükleri ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarca, Devlet hizmeti yükümlülüğü bulunduğu halde bu yükümlülüklerini yerine getirmekten imtina edenlere çalışma izni verilmeyecek, mesleklerini icra etmelerine imkan tanınmayacaktır.” denilmektedir. Bu genelge iptal edildiğinden, mecburi hizmetini yapmayan hekimlerin özelde ya da serbest olarak çalışmalarına izin verilmesi gerekir. Aksi bir uygulama karşısında yine dava yoluna gidilebilir.


11.
Yeni bir genelge yayınlanırsa, yargı süreci yeniden başlamak zorundadır. Mevcut kararlar eski genelgeye ilişkindir. ANCAK YENİ BİR GENELGE ÇIKARILMASI SADECE BİÇİM BAKIMINDAN HUKUKA AYKIRI SAYILMAYACAKTIR. BU HUSUS DANIŞTAY KARARINDA ÖZELLİKLE VURGULANMIŞTIR.


12.
Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez mecburi hizmet öngören kanun hükmünü iptal etmesi durumunda, eski mecburi hizmet kanununa göre devlet hizmeti görenler yeniden mecburi hizmet uygulamasına tabi tutulmayacaktır. BUNUNLA BİRLİKTE, DANIŞTAY’IN MEVCUT KARARI IŞIĞINDA SAĞLIK BAKANLIĞININ BU UYGULAMAYA HEMEN GEÇMESİ GEREKİR. ÇÜNKÜ DANIŞTAY ÇIKARILACAK YENİ GENELGEDE ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRÜLEN HUSUSLARIN DİKKATE ALINMASINI İSTEMİŞTİR.


13.
Bu durumda, 07/06/2000 tarihinden önce göreve başlayan pratisyen hekimler veya uzman hekimlerin, uzman olmaları ya da yan dal uzmanlığı almaları halinde yeniden mecburi hizmet uygulamasına tabi tutulmaması gerekir. Çünkü bu hekimler mecburi hizmet kanununa göre göreve başlamışlardır.
danıştayın
verdiği
kararla
ilgili
önemli
noktalar
ve
son
durumun
hukuki
analizi
Yorum (4)
dr.inci
bunlar iyi günleimiz. hastanelerin özellieştiği bu günlerde doktorların hemşirelerin çalışma saatlerini düzenlemek insanca şartlara uygun hale getirmek yerine düşmanca tavırlarla onları halkın özünde kötülemeyi yeğleyen bir siyasetle daha da kötü örneklerle karşı karşıya geleceğiz. kimse şikayet etmesin bunlar yaptığınız seçimlerin sonucu...
0
Cevapla
mücahit altuntaş
Sayın ÖZMEN güze ,yapıcı, dengeli yazınız içinteşekkür ediyorum.Sağduyulu bakışı yakalamak için çaba sarfetmek ,soruna mesafeli bakma dengesini sağlamak zorundayız.Her şeyden önce açık yüreklilikle sorunu konuşmak gerekiyor.Doğrular kolayca çıkacaktır.Son paragrafı tekrarlarsak "Sağlık alanında yaşanan şiddeti azaltmak için herkese çeşitli görevler düşmektedir. Bu çerçevede “siyasetin ya da otorite olmanın verdiği güç, mevzuata ve yargı kararlarına üstün tutulmamalı” , “tabip odaları hasta ve hasta yakınlarının şikâyetlerini hızla sonuçlandırmalı, ‘çürük elma’lara gereken cezayı vermeli”, “yetkililer hasta ve hasta yakınlarını sağlık çalışanlarına yönelik kışkırtıyor gibi görünen açıklamalarda bulunmamalı” ve “sağlıkta dönüşüm politikasına muhalefet etmek yanında, yeni oluşan çerçevede de neler yapılabileceği araştırılmalı”dır
0
Cevapla
idris ince
bence kimseyi üzmeyen bir yazı olmuş.
0
Cevapla
Arif Ata
Hasta ya da sahiplerinin bir kısmının öfkelerini yansıttığı kanaatindeyim. Sağlık çalışanları konumları gereği sıkıntılı insanlarla karşılaşmaktadır. Halkla ilişkilerle masa başı, kapalı kapılar arkasında çalışanların konumu aynı değildir. Hasta asılsız ve lüzumsuz şikayet ettiğinde 100 TL gibi bir yaptırım ya da başka tür bir ceza ile karşılaşacağını bilse bir kez daha düşünürharekete geçmeden. Şiddet uygulayanların çoğu, ilk saldıran kazanır anlayışında kimseler. Onlara bir şey olmazken, sağlık çalışanı suçlu muamelesi görmekte, sorgulanmakta, kendisine "hesap ver" denilmektedir
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir