Medimagazin logo

‘İthal doktor’ için mevzuat değişiyor

Türkiye’nin artan hekim açığının kapatılması için yeni bir formül bulundu. AB’ye uyum kapsamında yapılan yasal değişiklikler ile yabancı hekimlerin Türkiye’de çalışmasının yolu açılıyor
‘İthal doktor’ için mevzuat değişiyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türkiye’nin artan hekim açığının kapatılması için yeni bir formül bulundu. AB’ye uyum kapsamında yapılan yasal değişiklikler ile yabancı hekimlerin Türkiye’de çalışmasının yolu açılıyor.

Sağlık Bakanlığı, sağlık hizmet ve yatırımlarını özel sektöre açarak rekabet oluşturmayı planlıyor. Bakanlık, özel sektöre yaptırılacak yeni hastanelerde yabancı hekimleri çalıştırmayı düşünüyor. Bunun için mevzuat değişikliği gerekiyor. Yabancı hekim konusu 19-20 Aralık’ta Brüksel’deki tarama toplantısında da gündeme gelmişti.

AB, tam üyeliğe kadar, yabancı uyruklu sağlık mensuplarının, Türkiye’de milliyetlerine bakılmaksızın çalıştırılmasına müsait mevzuat geliştirilmesini istiyor.

Bu çerçevede, Türkiye’de görev yapan ebe, hemşire, eczacı, diş hekimi ve doktorların, TC vatandaşı olma zorunluluğunun da ortadan kaldırılması talep ediliyor. 1928 tarihinde çıkarılan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sana’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a göre Türkiye’de bir kişinin hekimlik yapması için ‘TC vatandaşı olması, Türkiye’deki bir tıp fakültesinden mezun olması ve diplomasının Sağlık Bakanlığı tarafından tasdik edilmesi’ gerekiyor.

Bakanlık, hekim olmak için kanunda belirtilen ‘TC vatandaşı olması ve Türkiye’deki bir fakülteden mezun olması’ hükümlerini değiştirerek yabancı hekimlerin Türkiye’de çalışmasının yolunu açacak.

Hukukçu hekim Dr. Erkin Göçmen, yabancı hekimlerin Türkiye’de çalışması için diplomalarının YÖK ve Sağlık Bakanlığı tarafından tanınması gerektiğini ifade etti. Uyum yasalarının AB Genel Sekreterliği’nde ele alındığını belirten Göçmen, söz konusu çalışmalara Türk Tabipleri Birliği’nin de katıldığını kaydetti. Mevcut yasaya göre yabancı hekimlerin Türkiye’deki üniversitelerde eğitim alabildiğini; ancak hekimlik yapamadığını ifade eden Göçmen, “Yabancı doktorların ülkemizde çalışması için TC vatandaşı olma zorunluluğunun kalkması gerekiyor. Aynı zamanda diplomaları tanınmalı.” diyor.

Uyum yasaları çıkarıldıktan sonra yabancı hekimler ülkelerinde tıp eğitimini aldıktan sonra diplomalarını bakanlığa tasdik ettirip Türkiye’de çalışabilecek. Yabancı hekimlerin özel sektöre yaptırılacak donanımlı hastanelerde çalıştırılması planlanıyor.

Bakanlık, ihtiyaca göre yabancı hekimi sözleşmeli olarak da çalıştırmayı düşünüyor. Sağlık Bakanlığı, bütçe imkânları içinde gerçekleştiremediği devlet yatırımlarını özel sektör aracılığıyla yapacak.

Hastane ve bina eksikliğini gidermek amacıyla Avrupa’da sıkça kullanılan modelin Türkiye’de de uygulanması için hazırlıklar tamamlandı. Bakanlık, Temmuz 2005’te ‘hastane’ kiralama imkânı sağladı. Yeni modele göre özel sektör, tespit edilen devlet arsaları üzerine içinde otel, kafeterya, banka ve alışveriş merkezi bulunan ‘hastane kampüsü’ inşa edecek. Yaklaşık 4 milyar dolarlık proje tamamlandığında Sağlık Bakanlığı, buraları 49 yıllığına kiralayacak. Proje öncelikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’da hayata geçirilecek. Söz konusu 4 ildeki ‘hastane kampüsü’nün 2 milyar dolara mal olması bekleniyor. Bu arada aynı model ile 20 şehirde de toplam 2 milyar dolarlık yatırımla ‘bölge hastaneleri’ yaptırılması öngörülüyor. Modern cihazlarla donatılacak bölge hastaneleri, çevrelerindeki diğer hastanelerin bir üstü konumunda olacak. Hasta nakilleri önce bu hastanelere gerçekleştirilecek. Bakanlık, böylece İstanbul veya Ankara’ya hasta akınının da önüne geçmeyi hedefliyor. Bakanlık yetkilileri, 4 milyar dolarlık hastane projesine özellikle yabancı sermayenin ilgi gösterdiğini belirtiyor. Yetkililer, bu sayede gelişmiş ülkelere yönelik ‘hasta turizmi’nde de önemli avantaj elde edileceğini, Avrupalı sigorta şirketlerinin Türkiye’yi tercih edeceklerini vurguluyor. Proje çerçevesinde yapılacak hastaneler ve dağılımı şu şekilde:

“İstanbul (1 sağlık kampüsü, 2 bölge hastanesi), Ankara (sağlık kampüsü), İzmir (sağlık kampüsü), Balıkesir, Manisa, Antalya (sağlık kampüsü), Eskişehir, Bursa, Kocaeli, Konya, Mersin, Adana, Kayseri, Samsun, Sivas, Trabzon, Erzurum, Elazığ, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van.”

Zaman
&#8216
i̇thal
doktor&#8217
için
mevzuat
değişiyor
Yorum (1)
Mücahit Altuntaş
Güzel yazmışsınız. Yazınızda bizim yaşam kültürüne değinmeniz kıyaslar oluşturmanız , yazının etkisiyle kendi kültürümüzü kıyaslama imkanı verirdi.Yazının etkisini ,lezzetini artırırdı. Bizim muayne süremiz genelde 5-10 şeklinde kabül görmüş durumda.Meslektaşlarımızın kendi mesleğine , iletişime verdiği değer bu. Yetişme tarzımızdada biat kültürü ağırlıklı .Soru yok. Sağlık ortamında iletişim , meclisimizin hali , birbirimize değer verme göstergeleri. Bunları söylmeye ihtiyaçmı duymadınız , anlam mı yok. DAha önemlisi bu sorunları nasıl aşarız. Kitap okuyarak , düşünerek , temel iletişim imkanlarını yaratacak düzenlemeler yaparak, eğitimi, kendine zaman ayırmayı önemseyerek.Sanırım hepsinde hızla ileriye değil geriye gidiyoruz. Maşallah coğrafyamızda da savaş kültürü ileri boyutta. İletişim yazılarının kitabi olmanın ötesinde , eleştiri ve uygulama göstermesi gerekiyor. Son yıllarda eğitimli olmanın bu kültürde ağırlığı , değeri , önemi , anlamı, arttı mı azaldı mı? Bu bizim ileriye mi geriye mi gittiğimizi gösteriyor. Kimin umurunda ? Eğer bir sağlık sistemi 5 dakikada muayneeye göre kurgulanıyorsa , sağlık sistemi baştan itibaren yanlışı kurguluyor , yanlış iletişim üzerine kurgulanıyor , tabandaki iletişimi bozuk temel hekimlik uyguluyor demektir. Bunu kabül eden üniversite ve öğretim üyelerini , eğitim sistemini , insanı değersizleştiren bir durumdur bu. Sağlık sistemmizde ,muayne süreleri somut eleştiri , düzenlenmesi gereken ilk noktamızdır.
6
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir