Medimagazin logo

Maliye Bakanlığı hastanelere ne zaman ödeme yapacak?

Hastanelere yapılacak ödemelerle ilgili, Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın TBMM’deki konuşmaları
Maliye Bakanlığı hastanelere ne zaman ödeme yapacak?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Hastanelere yapılacak ödemelerle ilgili, Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın TBMM’deki konuşmaları.


Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 4. Yasama Yılı 30. Birleşim 13/Aralık /2005 Salı

Tutanaktan özetler:

ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Bayburt)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, toplumumuzu, hepimizi çok yakından ilgilendiren, hastanelerimizin devletten alacakları sorunu için söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Sayın Başkana, bana söz verdiği için, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Muhterem arkadaşlarım, hepimizin bildiği gibi, üniversite ve Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler, bugün, çok büyük bir maddî sıkıntı içindedirler. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından, bu hastanelerimizin, bugün için alacağı 2,5 katrilyon lirayı geçmiştir. Bu alacaklarını bir türlü tahsil edememektedirler. Bu alacaklarını tahsil edemeyen hastanelerimizin sayısı 900 civarındadır.
Hele hele, büyük şehirlerimizdeki referans hastaneler, örneğin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi, İstanbul Çapa Hastanesi, Ankara ve İstanbul Numune Hastaneleri, İstanbul Koşuyolu Kalp Damar Hastanesi gibi, şu anda sayamadığım diğer hastaneler gibi bu önemli hastaneler, hizmetlerini, artık, durma noktasına getirmişlerdir. Eğer böyle devam ederse yakında hizmetlerin durması kaçınılmazdır.
Sizlere sadece bir iki küçük örnek sunmak istiyorum: Şu anda Ankara Tıp Fakültesi Hastanesinin alacağı 86 trilyon liradır. Bunun bir kısmı ta 2004'ten tevali etmiştir.
Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesinin alacağı 57 trilyon lira, Ankara ve İstanbul Numune Hastanelerinin 40'ar trilyon liradır.
Değerli milletvekilleri, hastaneler, devletten, ödenek olmadığı gerekçesiyle, alamadığı bu paralar sonucunda, yardımcı sağlık personeli temin edememektedirler, tıbbî araç gereç alamamaktadırlar, personel maaşını ödeyemez durumdadırlar, elektrik, su, kira masraflarını ödeyememektedirler, parasızlıktan ilaç alımı ihalelerine girememektedirler. Hatta hatta, birçoğu, icra tehdidi altında bu gayretlerini sürdürmektedirler. Bu konu uzun zamandan beri gündemdedir. Basın ve ilgili her kuruluş, bu konuyu her platforma taşımalarına rağmen, maalesef, bu, bir türlü çözülmemiştir.
Elimde -çok örnek var- sadece bir gazetemizin manşetten verdiği bir haber; 11 Kasımda: "Hastanelere sevk var; ama, ödenek yok. Hizmetler durma noktasında." Bununla şunu demek istiyorum: Yani, bugüne kadar muhtelif uyarılar yapılmasına rağmen, bu ödemeler yapılmamıştır.
Muhterem milletvekilleri, bu durum böyle devam edemez, etmemeli. Hükümetin, Sayın Maliye Bakanımızın, sorunun acilen üzerine gidip, bunu çözmesi gerekmektedir. Bu duruma bakarak, ya, bu borç, devletin yine kendi kurumlarına borcudur diyerek bunu geçiştiremeyiz; çünkü, sağlık hizmetleri bekletilemez, ertelenemez. Bu bakımdan, bu borçların, bu paraların süratle ödenmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, ilgililerden, Hükümetimizden, Sayın Maliye Bakanımızdan rica ediyorum, buradan ilgilileri uyarıyorum; bu borçları en kısa zamanda ödemezlerse, şu anda son derece kısıtlı imkânlarla hizmet veren bu hastanelerde hizmetler duracaktır. Tüm milletvekili arkadaşlarıma, özellikle, konuyu yakından takip eden tıp kökenli milletvekili arkadaşlarımdan, acilen bu konuyu takip etmelerini istirham ediyorum.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Ülkü Güney'in, sağlık kurumlarındaki tedavi giderleri için yapılan ödemelerle, bu arada, hastanelerin bazı ödemelerdeki bazı sıkıntılarından dolayı konuşmasına cevap vermek için huzurunuza gelmiş bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi, hükümetimiz sağlık konusunda fevkalade hassastır ve yıllardan beri ortada olan problemlerin çözümü için de büyük gayret göstermektedir. Hükümetimizin en büyük projelerinden bir tanesi Sağlıkta Dönüşüm Projesidir. Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle hükümetimiz halkımıza, milletimize daha iyi hizmet verebilmek, daha kaliteli sağlık hizmeti sunabilmek ve ilaçlara daha kolay erişimi sağlamak için elinden geleni yapmaktadır.
Hepimizin bildiği gibi, hastaneler daha önce çeşitli kurumlarımıza aitti ve bu kurumlarımızda hastaneler Sağlık Bakanlığına ayrı, SSK'ya ayrı, diğer kurumlara ayrı… Bir yerde boş yatak varken bir yerde kuyruklar oluşmaktaydı; bir yerde tedavi hizmetleri daha rahat görülmekteyken bir yerde büyük sıkışıklıklar oluyor ve bundan dolayı halkımız büyük çile çekmekteydi. Şimdi biz hükümet olarak bütün hastaneleri tek çatı altında topladık. Dolayısıyla, artık vatandaşlarımız SSK'lı olsun, Bağ-Kur'lu olsun, Emekli Sandığına tabi olsun, her yere gidebilmektedir; yani, hastanede doktorlara erişim kolaylığı, tedavide kolaylık sağlanmıştır.
Eskiden büyük kuyruklar söz konusuydu. Bir yerde kuyruk oluyor, o hastaneden "yahu yan taraftaki falan hastane boş, orası devlet hastanesi, gidemezsin…" Efendime söyleyeyim "diğer tarafta boş var, oradan buraya hasta alamazsın…" Hatta, bizim zamanımızda özel hastanelere açıldı. Emekli Sandığına ait emeklilerimiz olsun, memurlarımız olsun, artık özel hastanelere de rahatça gidebilmekteler. Dolayısıyla…
Şimdiye kadar, biz gelene kadar ilaç kuyrukları vardı, ilaç kuyrukları… Hatırlar mısınız, ilaç kuyrukları… SSK'da, efendime söyleyeyim, ilacı yalnız buradan alacak. E peki oradan alacaksam, yoksa ne olur? "Vallahi yoksa sonra gel…" Hastaya "sonra gel" denir mi! Hasta adam, ilacı yok, sonra gel!.. Hadi senin yerine…
Değerli arkadaşlar, şimdi, bakınız, SSK'da herkes bekliyordu, Bağ-Kurlular bekliyordu, öteki… Neden? İlaç alamıyorlardı, ilaç. Şimdi, herkes istediği eczaneden rahatlıkla ilacını alabilir duruma geldi. Öyle mi?.. (CHP sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, şimdi, sosyal güvenlikle ilgili yeni kanunlarımız da geliyor ve şurasını hiç kimse unutmasın ki, ülkemiz, milletimiz, vatandaşlarımız layık olduğu refah düzeyine çıkarılacaktır. Burada sağlıktan da böyle istifade edecekler, ilaçtan da böyle istifade edecekler, diğer konularda da böyle istifade edeceklerdir.(AK Parti sıralarından alkışlar) Bizim hükümetimizin politikasının neticeleridir bunlar.
Şimdi, ödemeler konusuna gelince, değerli arkadaşlar, bakınız, biz bütçe olarak, bütün ödeneklerimizi, tedavi giderleriyle ilgili olarak, ilaç giderleriyle ilgili olarak, diğer yatırımlarla ilgili olarak bütçemizdeki ödeneklerimizi ona göre koyduk, bunun ödemelerini de bir bir de yapıyoruz.
2005 Kasım ayı sonu itibariyle konsolide bütçeden Sağlık Bakanlığına bağlı tedavi kurumlarına 400 000 000 YTL, üniversite hastanelerine 400 000 000 YTL, diğer tedavi kurumlarına ilişkin ise 201 000 000 YTL olmak üzere 1 001 000 000 YTL ödeme yapılmıştır.
2005 yılı sonu itibariyle konsolide bütçeden tedavi giderleri için yaklaşık olarak Sağlık Bakanlığına bağlı tedavi kurumlarına 520 000 000 YTL, üniversite hastanelerine 520 000 000 YTL, özel hastaneler ve diğer tedavi kurumlarına ise 260 000 000 YTL olarak toplam 1 300 000 000 YTL tutarında ödeme öngörülmektedir.
2005 yılında yeşilkart tedavi giderleri için 850 000 000 YTL ödenek planlanmış olup Kasım 2005 sonu itibariyle yeşilkart tedavi giderleri için devlet hastanelerine 700 000 000 YTL, üniversite hastanelerine 174 000 000 YTL olmak üzere toplam 874 000 000 YTL ödeme yapılmıştır.
Emekli Sandığına 2005 yılı bütçe transferi olarak 8 889 000 000 YTL ödenek öngörülmüştür.
Emekli Sandığı bütçesinden tedavi gideri olarak Kasım 2005 sonu itibariyle devlet hastanelerine 385 000 000 YTL, üniversite hastanelerine 502 000 000 YTL, özel hastane ve diğer tedavi kurumlarına 243 000 000 YTL olmak üzere 1 130 000 000 YTL ödeme yapılmıştır.
2005 yılı sonu itibariyle Emekli Sandığı bütçesinden yaklaşık olarak 440 000 000 YTL devlet hastanelerine, üniversite hastanelerine 550 000 000 YTL, özel hastane ve diğer tedavi kurumlarına 260 000 000 YTL olmak üzere toplam 1 250 000 000 YTL ödeme yapılması öngörülmektedir.
SSK'ya 2005 yılı bütçe transferi olarak 6 952 000 000 YTL ödenek öngörülmüştür.
SSK bütçesinden Kasım 2005 sonu itibariyle 1 835 000 000 YTL devlet hastanesi, 440 000 000 YTL üniversite hastanesi, 999 000 000 YTL özel hastana ve diğer tedavi kurumlarına olmak üzere toplam 3 274 000 000 YTL ödeme yapılmıştır.
2005 yılı sonu itibariyle, SSK bütçesinden, yaklaşık olarak 1 960 000 000 YTL Sağlık Bakanlığına bağlı tedavi kurumları, 495 000 000 YTL üniversite hastaneleri, 1 098 000 000 YTL ise özel hastaneler ve diğer tedavi kurumlarına ilişkin olmak üzere toplam 3 553 000 000 YTL tedavi giderleri için ödeme yapılması öngörülmektedir.
2005 yıl sonu itibariyle, Bağ-Kur bütçesinden, yaklaşık olarak 1 158 000 000 YTL Sağlık Bakanlığına bağlı tedavi kurumları, 109 000 000 YTL üniversite hastaneleri, 189 000 000 YTL ise özel hastaneler ve diğer tedavi kurumlarına ilişkin tedavi giderleri için olmak üzere toplam 1 456 000 000 YTL ödeme yapılması öngörülmektedir.
Değerli arkadaşlar, sağlık ödemeleri, hastanelere yapılacak, ilaçlara yapılacak ödemeler bizim için her şeyin önünde gelmektedir. Şimdi bu son durumdaki sıkışıklıktan dolayı da bugün Sağlık Bakanlığına 235 trilyon ödeme yapılmaktadır; bugün itibariyle bu ödeme yapılıyor. Bundan on gün sonra bu kadar daha tekrar ödeme yapacağız. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İhtiyacı olan bütün ödemeleri bir tarafa tutarız, sağlık ödemesi her şeyin üzerindedir, o ödemeleri yaparız; 2005 yılında da bu ödemeleri sonuna kadar yapacağız; yarın huzurlarınıza getireceğimiz 2006 yılı bütçesinde de bununla ilgili gerekli her türlü ödenek konmuştur.
Bilgilerinize arz ediyorum.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, kısa bir açıklama… 235 trilyonun, mevcut borç karşısında neye tekabül ettiğini kısa bir açıklamayla söyleyeyim.
Sayın Bakan, Sayın Ülkü Güney'in konuşması üzerine genel sağlık politikalarından bahsetmeye çalıştı. Onu, Sayın Sağlık Bakanı gelir, bütçe görüşmelerinde ne yaptığını anlatır; eleştiren muhalefet sözcüleri de gereken sözleri verirler.
Kendi görev alanıyla ilgili, Sayın Bakan "235 trilyon hemen bugün çıktı" dedi ve alkışlarla karşılandı,"on gün sonra da bu miktar çıkacak" dedi.
Sayın Bakan, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına ne kadar borç var biliyor musunuz; 2,4 katrilyon. 235, 235, 470 trilyon bunun kaçta kaçı yapıyor Sayın Bakan? Üniversite hastanelerine 1 katrilyon lira borç var. Diğer özel sağlık kurumlarına 500 trilyon lira borç var. Sayın Bakan çarpıtmayın. Rakamları, alkış almak için, genel bilgisi bu rakamlar çerçevesinde oluşmamış arkadaşlarımıza bu şekilde sunmayın; yanlış yapıyorsunuz. Başarısızlığınızı bu konuda kabul edin.

Kaynak: TBMM Genel Kurul Tutanakları
maliye
bakanlığı
hastanelere
ne
zaman
ödeme
yapacak?
Yorum (2)
Ali Cansu
Merhaba Hocam, Hocam, ben KTÜ Tıp Fakültesinde çalışmaktayım. Medimagazinde yazdığınız ''Üniversite Hastaneleri Tam Gün’e Yeterince Hazırlıklı mı?'' yazdığınız maklenizi okudum. Üniversitelerin, tam gün ile ilişkili niçin tepkisiz kaldıklarını sorudunuz. Buna benim cevabım, öğrenilmiş çaresizlik ve görüp bakalım duygusudur. Hocam, izniniz olursa bu makale ile ilişkili birkaç düşüncem olacak. 1. Hocam siz Psikiyatri Anabilim Dalında Öğretim Üyesi öğretim üyesi olarak çalışmaktasınız. Siz, plikinikte günde kaç hasta bakarsanız, iyi bir performans alırsınız ?. Sizi bir örnek vereyim, Aynı şartlar artık üniversitelere geldiğine göre günde ortalama 100 hasta bakan bir pediatrist ortalama 4.000 TL alıyor. Aynı şartlar artık üniversitelere geldiğine göre sizde performansınızı buna göre ayarlayabilirsiniz. Çünkü doç, prof bakması bir şey değiştirmiyor. Ancak hala bu parayı olamanıza günde 100 hasta bakmanız ! için yetmez, diğer tüm bölümlerinde sizin kadar çalışıp hastaneyi kara geçirmesi lazım. Ayrıca, ders ücreti ve bilimsel yayın da performans içinde. Yani X bölüm, büyük bir zamanını olması gereken bilimsel faliyetlerer ve öğrenci eğitimine ayırdı. Çok hasta bakamadı. Bu durum sizin performansınızın düşmesine neden olacak. Çünkü hastane para havuzuna para aktaramıyor. Birde insanlara çalışma yapmak için hastanenin döner sermayesini kullanacak, yani size zarar?. Yine bazı bölümler, örneğin çocuk nörolojisi, hep zarar ediyor. ( Örneğin biz, ya ağır hastaları bakmaya bırakıp, baş ağrısı gibi hastalara hizmet edeceğiz, yada polikliniği kapatacağız, çünkü 1-2 ay çok dikkat ettik, tetkikleri kıstık, hala istenilen kara geçemiyoruz). Çok önemli bir sorun daha var. Tıp fakültelerinin vazgeçilmezleri olan, Temel Bilimlerdeki öğretim üyelerimiz. Devlet hastanelerinde böyle bir sorun yok. Onlar performansa katkı sağlayamıyor. Bilimsel faliyetleri ve ders anlatımları hep gider !. Hocam, buraya yüzlece problem daha yazılabilir. Üniversiteler, bu seviyeden sonra üniversite olmaktan çıkmıştır. Bence bu seviyeden sonra, üniverstileri kapatıp (bu eninde sonunda olacaktır), Marmara Üniversitesinde olduğu gibi devlet hastanesi yapılsın. Zaten beş para etmeyen bilimsel faliyetler ! ve eğitim kaldırılsın !. Tüm doktorlar en basit ve kar getirecek hastalara bakıp performans yapsınlar. Böylece sağlık bakanlığının uygulamaya koyduğu sisteme, üniversiteler çok iyi uyum sağlayacak, ve tümden performanslarını artıracaklardır. Hocam, lütfen yazımı yanlış anlamayın. Ben üniversitlerin geleceğini neredeyse tüm genç ve çalışkan arkadaşlarımız çok karanlık görüyor. Yakında asistan ve hemşirede bulamayacağız. Çünkü döner sermaye verilemeyecek. Bu sistemle bilimsel faliyet yapılabilir mi?, size soruyorum. İnsanlar niye Doç, Prof, olsunlar. İnşallah bu durum hepimize hayırlı olur. Doç. Dr.Ali Cansu
0
Cevapla
CEYHUN BALCI
Toplumumuz öngörü yetisini her geçen gün yitiriyor. Öngörü için de bilgi önde gelen gereksinimdir. İzmir'de içinde bulunduğumuz ayın ilk yarısında önce EÜTF sonra da DEÜTF'de bu bağlamda farkındalık yaratmayı amaçlayan iki etkinlik İzmir Tabip Odası paydaşlığında gerçekleştirilmiştir. Üniversite mensubu olmamakla birlikte EÜTF'deki etkinliği izledim. İyi ki izlemişim.Çok şey öğrendim. Aslında bugünlerde üniversitelerin konuşuluyor oluşu sıranın onlara gelmiş olmasındandır. Her şey ve her mevzi gibi üniversiteler de ele geçirilecektir. Bu amaçla öncelikle parasal bağımlılık yaratılmakatdır. Tıpkı ülkeler gibi üniversiteler de parasal bağımlılık içine düştüklerinde bilimsel ve yönetsel bağımsızlıklarını yitireceklerdir. Üniversite çalışanlarının ekonomik durumunun yanı sıra özerkliğin tümüyle yitirilmesi de mutlaka irdelenmelidir. Ele geçirilen üniversite hastanelerinde çalışma saatleri içinde tıp eğitimine zaman ayrılmasının yönetimce hoş karşılanmadığını da bu etkinlikte şaşırarak öğrendim. Varsa yoksa parasal kazançtır artık üniversitelerimiz için de. Bu olumsuzluğun tıp eğitimini ve hekim niteliğini etkilemesi de kaçınılmaz olacağına göre, bizlere geri dönüş değersizleşme ve nesneleşme şeklinde olacaktır. Orta ve çok uzak olmayan erimde yaşayacağamız bu sorunların da dile getirilmesi dileğiyle...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir