Medimagazin logo

Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin inşaatı tamamlandı

Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. İsmail Tamer, Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek akıl ve ruh hastalıkları hastanesine dönüştürülen eski huzurevi binasının yapımının tamamlandığını söyledi
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin inşaatı tamamlandı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. İsmail Tamer, Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek akıl ve ruh hastalıkları hastanesine dönüştürülen eski huzurevi binasının yapımının tamamlandığını söyledi.


Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi İsmail Tamer, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile ilgili bilgi verdi. Eski huzurevi binasının Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek ruh ve sinir hastalıkları hastanesine dönüştürülmesiyle, Kayseri ve çevresindeki 10 ildeki hastaları burada tedavi edeceklerini söyledi.


Tamer, Kayseri Devlet Hastanesi Ruh ve Sinir Hastalıkları bölümünde 33 bin 600 hastanın tedavi gördüğünü, bunların çoğunun sürekli tedavi altında olması gerektiğini belirtti. Tamer, "Kayseri'deki ruh ve sinir hastalarını çevre illerdeki bölge hastanelerine göndermek zorunda kalıyorduk. Hastaların çevre illerdeki hastaneye gidip gelmeleri hem maddi hem de manevi bakımdan çok problem yaratıyordu. Yakında hizmete açacağımız bu hastanemiz 200 yataklı olarak açılacak. Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin yapımı tamamlandı. Bazı odaların da teşrifi bittikten sonra, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın katılımı ile hizmete açacağız" dedi.
İHA
ruh
ve
sinir
hastalıkları
hastanesi'nin
inşaatı
tamamlandı
Yorum (7)
cengiz
anlaşılan o ki büyük bir çoğunluğumuzun çocukları ve torunları doktor olmayacak.bu kadar üzerimize gelenler kendi çocuklarının ve torunlarının doktor olacağını düşünemiyorlar sanırım.gerçi olsada değişen birşey olmayacak.bu gün kendileri nasıl özel insanlarsa kendi çocukları doktor olsada olmasada özel olacak.bugün tersine çevirmesini bilen yarında düze çevirmesini bilir.
0
Cevapla
Özgür Erdem
Ne kadar kaderci bir yazı. Bir öğretim üyesi içinde bence talihsiz. Üniversite özgün fikirlerin üretildiği ve bunların yaşama geçirildiği yerler değil mi? Alışılagelmiş olan düzen değişti diyerek meslekten duyulan pişmanlık. Pişman olan birisi profesörlüğe kadar ilerlemezdi. Bu durumda akla bu çabanın karşılığı meslekten duyulan keyf değil de çabanın olası getirecekleri olsa gerek. Alternatif mesleklerin duruşu, geliri sanki bizim çok ötemizde iyi gibi konuşmak da saçma. Her meslekte çok iyi durumda olanlar var ama ortalamaları değerlendirirsek hekimlik hala göreceli iyi durumda. Çocuklarımız çoğu bu süreçten (yani işçileşen bir meslek grubuna üye olan bizlerin geçirdiği süreç) sonra sizce ticaretle mi uğraşacak? Üst gelir grubuna giren mühendis, avukat vs vs mi olacak. Umarım olurlar. Gelecek de yine diğer mesleklerin ortalamasına göre daha yüksek geliri olan ve yapılası bir meslek olacak. Eminin hekim çocuklarının büyük bir kısmı bu mesleği yapmak isteyecek. Evet bunca olumsuzluğa karşı yinede HEKİM olmak isterdim. Yaptığım işi hala seviyorum. Cerrahlığı tüm sıkıntısı ve stresine rağmen seviyorum. Üretken olmayı seviyorum. Ancak bir öğretim üyesinden kaderci bir yazıdan ziyade bu değişen duruma karşı hem yetiştirdiği doktorlara hemde yetiştirmekte olduğu öğrencilerine örnek olacak ve haklarını savunan, meslek ederlerini geliştiren ve geliştirebilecek yolları gösteren DİRENÇLİ, DAYANIŞMA RUHUNU BESLEYEN, AYDINLIKÇI bir yazı yazmasını beklerdim. PİŞMANLIK KAR ETMEYECEK. ÇOĞUMUZUN YAPABİLECEĞİ BAŞKA BİR İŞ YOK. BURADA YÜZLERCE HEKİMLİK ADINA GÜZEL YAZILAR YAZILIRKEN öncelikle bu kaderci ve yılgın ruh hallerinizden kurtulun. Oturduğunuz konum sizleri yapıcı fikirler üretmeye zorluyor. Saygılarımla
0
Cevapla
erol yayla
Yorumlarla Figen Hocamın biraz fazla üzerine gidildiğini düşünüyorum.Hocam bir durum değerlendirmesi yapıyor yazısında.Hepimizin farkettiği ve son 10 yıl içinde elimizden kayıp giden haklarımızla hekimlik mesleğinin geldiği nokta hepimizce aşikar.Malpraktis-mecburi hizmet-hasta şikayetleri-kaybedilen haklar... hekimliği tadından yenmez hale getirdi.Ortada bunca geçek varken, hekimliğin nerde ve ne durumda olduğunu değerlendiren böyle yazıların,değişimin tıp dünyasındaki etkilerinin neler olduğunu anlatmanın tıbbı övmekten daha ön planda olmasını destekliyorum. Hocam ayrıca patoloji profesörüdür.Onun için mesleği sevmekten ziyade, akademisyenliği, öğrenci yetiştirmeyi,ders anlatmayı sevmenin daha ön planda olduğunu düşünüyorum.Ayrıca bu tür bir yazı sonrası hocamızın mesleği sevmediği sonucunu da çıkarmıyorum.
0
Cevapla
ömer seyfettin uslu
Yukarıdaki yazıda geçmişe yönelim (yeniden başlasam hekim olmazdım ; veya annemin ve babamın hekim olmasını istemezdim.)var iken; yazıya yönelik yorumlarda, geleceğe yönelik, çocuğumun hekim olmasını istemiyorum algısı oluşmuştur. İşte bu algı gerçekte , hekimlerin çocukları için düşündüklerinin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Öyleyse şu soruyu soralım.Hekimler niçin çucuklarının da hekim olmasını istemezler?
0
Cevapla
olcay
Figen Hocama sonuna kadar katılıyorum.Şuanda bunları tartışıyor olmak bile içinde bulunduğumuz durumu anlatmıyor mu?
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir