Medimagazin logo

Doktorlar şiddet mağduru

Türkiye'de, 2002 yılından bu yana hastanelerde hasta yakınları tarafından, son olarak İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'nın öldürülmesi de dahil doktorlara yönelik 37 saldırı gerçekleştirildiği bildirildi
Doktorlar şiddet mağduru
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türkiye'de, 2002 yılından bu yana hastanelerde hasta yakınları tarafından, son olarak İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'nın öldürülmesi de dahil doktorlara yönelik 37 saldırı gerçekleştirildiği bildirildi.


Türk Tabipleri Birliği (TTB), tabip odalarının verileri doğrultusunda, son 4 yılda sağlık kuruluşlarında doktorların maruz kaldıkları saldırılarla ilgili bir rapor hazırladı.

Rapora göre, 2002-2005 yılları arasında doktorlara ve sağlık personeline yönelik tabip odalarına Adana ve Kocaeli'de 3'er, Denizli ve Manisa'da 2'şer, Karabük'te 7, Tekirdağ'da 5, Trabzon'da 4, Adıyaman, Ankara, Bursa, Çanakkale, Edirne, Mersin, Sakarya, Hatay, Ordu, Şanlıurfa ve İstanbul'da 1'er saldırı olayı yansıdı.

Adana'da 14 ve 18 Temmuz 2004 tarihlerinde iki doktor bıçaklı saldırıya maruz kalırken, 13 Şubat 2005'te de Adana Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde görevli doktor ve sağlık çalışanlarına silahlı saldırı yapıldı.

Karabük'te 2004-2005 tarihlerinde 6 doktor, hasta veya hasta yakınlarının tehdit, silahlı tehdit ve fiili saldırısına maruz kaldı, acil serviste darp edildikten sonra tehdit edilen bir doktor tayin isteyerek ilden ayrılmak zorunda kaldı.

Kocaeli'de, 2002 ve 2004 yıllarında 2 doktor darp edilirken, bir doktor bıçaklı saldırı sonucu yaralandı.

Manisa'da da 2003 yılının Haziran ayında acil serviste nöbetçi doktor fiili saldırıya uğradı, 2005'in Nisan ayında silahlı saldırıya uğrayan başka bir doktor yaralandı.

Mersin'de 22 Ekim 2004 tarihinde 2 doktor, Sakarya'da da bu yıl bir doktor, hasta yakınlarının fiili saldırısına maruz kaldı.

Tekirdağ'da 2003 yılında sağlık ocağında görev yapan bir doktor ve sağlık memuru, 2004 yılında bir doktor gece vakti hasta muayenesi için çağrıldığı yerde darp edildi. Yine 2004 yılında ve bu yılın ilk aylarında 2 doktor hastane bahçesinde bıçaklandı, 2005'in Haziran ayında ise bir doktor acil serviste hasta yakınlarının fiili saldırısına uğradı.

Trabzon'da 2002-2003 yıllarında 4 doktor hasta yakınlarının fiili saldırısına uğrarken, doktorlardan birinin aracı da kundaklandı.

Hatay'da 3 Temmuz 2005 tarihinde hasta yakınlarının saldırısına uğrayan, aldığı yumruk darbeleriyle ağır yaralanan bir doktorun burnu kırıldı.

Şanlıurfa'da 18 Ekim 2005 tarihinde meydana gelen benzeri olayda da görevi başındayken hasta yakınının saldırısına uğrayan bir doktorun burnu kırıldı.

Ordu'da ise 23 Eylül 2005 günü, hasta yakınlarının fiili ve sözlü saldırısına maruz kalan bir doktor ve 2 hemşire, suç duyurusunda bulundu.

Hasta yakınları tarafından gerçekleştirilen son saldırı ise İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'nın ölümüyle sonuçlandı.

Hastanenin otoparkında 11 Kasım'da uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan Kalaycı, kurtarılamadı.

''MAĞDUR DOKTORLARIN SAYISI ASLINDA DAHA FAZLA''
TTB Genel Sekreteri Dr. Orhan Odabaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, raporun doktorların ne kadar zor koşullarda çalıştıklarının göstergesi olduğunu belirtti.

Doktorlara yönelik bazı saldırıların ''saldırıyı gururuna yediremeyen doktorların bunu içlerine atmaları nedeniyle'' rapora tam olarak yansımadığına işaret eden Odabaşı, şunları söyledi:

''Hasta yakınları tarafından bağırılan, çağrılan, tehdit edilen, tokat atılan, kurşun sıkılan doktorlarımız var. Ancak çoğu doktor, bu tür olaylarla mağdur olduğu zaman kendi içine dönüyor ve diyor ki, (Bu işe ömrümü verdim. Ne için yaptım? İnsanlara yararlı olmak için. Ben bu tokadı, tekmeyi hak etmedim). Dolayısıyla bazı doktorlar bu saldırıları gururuna yediremediği kimseye duyurmuyor, ondan sonra da kaderine, mesleğine küsüyor.'' Odabaşı, TTB olarak doktorların saldırılara maruz kaldıkları zaman kendilerini bilgilendirmeleri amacıyla ''Açık Bilgi Sistemi'' oluşturduklarını, bu çerçevede saldırıya uğrayan doktorları Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunmaya yönlendirdiklerini ve hukuki destek verdiklerini anlattı.

Sağlık hizmeti veren kuruluşların kamu alanı olduklarını, devletin bu alanlardaki güvenliği başka kuruluşlar aracılığıyla değil kendi kurumlarıyla sağlaması gerektiğini belirten Odabaşı, sağlığın şiddetten arınmış bir alan olduğunu, savaş ortamında bile sağlık çalışanlarının dokunulmazlığı bulunduğunu hatırlattı. Odabaşı, şunları söyledi:

''Oysa ülkemizde acil servisler başta olmak üzere sağlık kurumları taciz, saldırı ve şiddet olaylarının yoğun olarak yaşandığı, güvenli olmayan alanlar haline gelmiştir. Nihayet Necip Göksel Kalaycı hocamız da çalıştığı kurumun otoparkında uğradığı saldırı sonucu katledilmiştir. Olay sonrasında zanlıların kısa sürede yakalanması takdire şayandır, ancak aynı hassasiyet sağlık kurumlarının güvenliğinde de gösterilseydi, belki hocamız bugün yaşıyor olacaktı.

Güvenlik hizmetlerinin özel şirketlere verildiği sağlık kurumlarında, 1-2 polis nöbet tutmaktadır. Onlar da adli olaylarda hastane ile polis merkezi arasındaki adli ilişkiyi kurmak, tutanak tutmakla yükümlüdür. Güvenliği üstlenen şirketlerin elemanlarının vasıf ve görevleri konusunda belirsizlik yaşandığı için doktor ve sağlık personeline yönelik saldırılarda ortamdan ilk uzaklaşanlar, bu görevliler oluyor. Bir polisin, böylesi bir olayda alacağı tutum elbette daha farklı olacaktır. Bu nedenle sağlık kurumlarının güvenliğini özel şirketler değil polis sağlamalı.''

Milliyet

doktorlar
şiddet
mağduru
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir