Medimagazin logo

Başhekimi "bıçak parası" sözü götürdü

Artvin Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Hamidullah Yesevi'nin, "Sağlık Bakanı verenden bıçak parası alın diyor" sözleri Ankara'ya bomba gibi düştü. Yesevi'nin tutanaklara geçen ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı öfkelendiren bu sözlerinden sonra bakanlık Artvin'e müfettiş gönderdi
Başhekimi "bıçak parası" sözü götürdü
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Artvin Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Hamidullah Yesevi'nin, "Sağlık Bakanı verenden bıçak parası alın diyor" sözleri Ankara'ya bomba gibi düştü. Yesevi'nin tutanaklara geçen ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı öfkelendiren bu sözlerinden sonra bakanlık Artvin'e müfettiş gönderdi.


Teftiş Kurulu'nun yaptığı incelemelerde, Başhekim Yesevi'nin "yapılan ihale ve uygulamalarıyla devleti 412 bin YTL (412 milyar) lira zarara uğrattığı, devlet memurunun güven duygusunu sarsacak tutum ve davranışlarda bulunduğu, başhekimlik görevini yerine getirecek bilgi, beceri ve kabiliyete sahip olmadığı için" görevden alınması gerektiği rapor edildi. Bakan Akdağ, Yesevi'yi görevden almak için düğmeye bastı.

Artvin Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu'nun Artvin Devlet Hastanesi'nde yaptığı ve tutanakla zabta geçtiği incelemeleri sırasında Başhekim Yesevi'nin, sözleri büyük şaşkınlık doğurdu. Kurul Başkanı ve Vali Yardımcısı Muzaffer Başıbüyük'ün, "Bıçak parası alınıyor mu?" sorusuna, "Sağlık bakanı bize kimseden para istenmesin; ama verenden de bıçak parası alın diyor" cevabını veren Yesevi'nin suçlaması, Bakan Akdağ'ı çileden çıkardı. Akdağ, tutanaklardan haberdar olduktan sonra Artvin'e gizlice müfettiş gönderdi.


Edinilen bilgiye göre, sıradan bir vatandaş gibi hastanede incelemelerde bulunan müfettişler, Yesevi hakkında özellikle ihalelerle ilgili çarpıcı bilgilere ulaştı. Yesevi hakkında hazırlanan rapor, Teftiş Kurulu Başkanı Muhammed Gedik imzasıyla Bakan Akdağ'a sunuldu.
Raporda, bakanlığın "Her ne ad altında olursa olsun ister bıçak parası isterse başka şekilde, hastadan kesinlikle para alınmayacak" genelgelerine rağmen Başhekim Yesevi'nin, aykırı tutum ve davranışta bulunduğu, bu nedenle de 'kınama' cezası verilmesi gerektiği kaydedildi.


Raporda ayrıca, Yesevi'nin "2005 yılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) alımlarında, hazırlanan kan gazı analizörü, koagulasyon ve acil biyokimya analizörleri şartnamelerinde birçok firmanın ihaleye girmesini engelleyecek maddeler bulunmasına rağmen bu şartnamelerle ihaleye onay verdiği, gereken kontrolleri yapmadığı, böylece döner sermayeyi 412 bin 708 YTL zarara uğrattığı" öne sürüldü.
Teftiş Kurulu'nun, Başhekim Yesevi'nin, bazı personelin herhangi bir nedene dayandırılmadan döner sermaye puanlarını keserek personeli mağdur ettiğini tespit ettiği belirtildi. Kurul, Yesevi'nin personel arasında bir nedene dayanmadan ayırım yaparak devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte tutum ve davranışta bulunduğunu belirleyerek, 1/8 oranında 'aylıktan kesme' cezasıyla cezalandırılmasını önerdi.


Kurul, Artvin Devlet Hastanesi'nde başhekimin gerekli kontrolleri yapmadığı için personelin büyük çoğunluğunun mesai saatlerine uymadığını ve poliklinik hizmetlerinin aksadığını da belirledi. Bakanlık Teftiş Kurulu, Yesevi'nin, başhekimlik görevini yerine getirebilecek bilgi, beceri ve kabiliyete sahip olmadığının anlaşıldığını, bu nedenle de görevden alınarak branşıyla ilgili ihtiyaç duyulan başka bir ilde görevlendirilmesinin uygun olacağını kaydetti.


Kurulun raporunu büyük bir dikkatle okuyan Akdağ'ın, Yesevi'yi görevden almak için düğmeye bastığı kaydedildi.


İHA
başhekimi
"bıçak
parası"
sözü
götürdü
Yorum (8)
Mehmet
Bu kanun ve yönetmelikleri anlaşılmaz, tartışılır ve nereye çekersen oraya gider yazmayı başaranları kutlamak gerekir.
0
Cevapla
Tevfik Güvenal
Sayın hocam, iyi niyetle olaya yaklaşmışsınız ama olayın bu şekilde çözüleceğini hiç sanmıyorum. Bakanın önerisi de kesinlikle hayata geçirilecek bir öneri değil. Siz bir öğretim üyesi olarak gelir elde etmeden, pratik eğitimi vermek için muayene, vizit ve ameliyat yapabilirsiniz gibi bir yorum gerçekçi değildir. Üniversitedeki bir hasta girişinden itibaren bir uzmanın ya da öğretim üyesinin adına işleme tabi tutulur. Siz ancak onun onayı olursa bu hastanın yönetimine katılabilirsiniz. Kimse buna izin vermez ise ne olacak? (Sizin ifadenizle kraldan çok kralcılar çok) Dolayısıyla pratik eğitimi vermeniz mümkün değildir.
0
Cevapla
Ahmet Karatay
Üniversitelerde yuzlerce, binlerce tecrübeli hekimden bu ülke ve bu halk; Bakanlığın bu kararı ve kör inatlaşması nedeniyle yararlanamıyor. Ne kadar yazık... Aslında çözüm basit... Muayenehanesi olan hekim, hastanede yine aynı şekilde, aynı haklarla saat 17'ye kadar çalışır ama muyenehanesi olduğu için topladığı puanlar daha dusuk katsayı ile çarpılır. Boylece hem hastane hem de halk bu tecrübeli hekim topluluğundan maksimum yararlanır. Konu bu kadar kolay esasında.. Bakanlık ve siyasiler yeni durumun tıkandığını göremiyorlar mı?
0
Cevapla
irfan kostun
Sayın Yazar, Bugün tıp fakültelerinin bazıları kurtarılmış bölge konumunda çalıştırılmaktadır. Yöneticiler, sağlık bakanlığının tanımladığı veya beyan ettiği kuralları "tam gün"cülere de, "muayenehaneci" lere de uygulatamamaktadır. Ayrıca tam güncüler ile muayenehaneciler birbirine düşmüş görünmektedir. Muayenehaneci hocalara göre yeterli hekimlik gücü olmayan tam güncü hocalar üniversite hastanesinde çalışmadan döner veya performans almaktadır. Tam güncü hocalara göre de muayenehaneciler üniversite hastanesini kişisel çıkarları, muayenehane hastaları ve reklamları için kullanmaktadır. Bakanlığın ve/veya kanun yapıcıların ve denetçilerin acilen tedbir alması gerekmektedir.
0
Cevapla
Dr
Devletteki uzman drlarada değinirseniz seviniriz çünkü bu haksız uygulamalar anayasanın eşitlik ilkesinede aykırı ve artık mide bulandırıyor
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir