Medimagazin logo

Sağlık Bakanı Akdağ: Van dışında şüpheli yok...

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Van'da tedavi gören hastalar dışında ülkenin hiçbir yerinde kuvvetle muhtemel kuş gribi vakası olarak müracaat etmiş hasta bulunmadığını bildirdi
Sağlık Bakanı Akdağ: Van dışında şüpheli yok...
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Van'da tedavi gören hastalar dışında ülkenin hiçbir yerinde kuvvetle muhtemel kuş gribi vakası olarak müracaat etmiş hasta bulunmadığını bildirdi.

Akdağ, temaslarda bulunmak üzere Van'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ankara'da kuş gribi şüphesiyle bir kişinin karantinaya alındığının ifade edilmesi üzerine Akdağ, Ankara'dan herhangi bir kişinin şüpheli veya muhtemel vaka olarak takip alındığına ilişkin kendisine bir bilgi ulaşmadığını söyledi. Hastanelere birçok şüpheli vakanın müracaat ettiğini belirten Akdağ, şöyle konuştu:

''Van'da tedavi gören hastalarımızın dışında ülkenin hiç bir yerinde kuvvetle muhtemel vaka olarak müracaat etmiş hasta yok. Teknik olarak bunları izah etmek çok kolay değil. Kanatlı hayvanlarla doğrudan temas yoksa, hastalığı aslında kolay kolay düşünmek mümkün değil. Tedirginlik duyan bazı vatandaşlar ve sağlık görevlileri bazı vakalardan kuşkulanabilirler, ama bu, vakaların kuş gribi olduğu anlamına gelmez.''

''İNSANDAN İNSANA BULAŞMIYOR''

Akdağ, WHO'nun Londra'daki merkezinden ilk sonuçların Türkiye'ye ulaştığını, buradaki sonuçların da incelenmeye devam edildiğini, bulgulara göre, virüsün göçmen kuşlarla Türkiye'ye gelen bir virüs olduğunu belirterek, ''insandan insana bulaşan bir virüs tipi olmadığını'' bildirdi.

Sağlık Bakanı Akdağ, ortada kanatlı kuş ve kümes hayvanlarına ait bir hastalığın bulunduğunu belirterek, bu hastalığın nadiren de olsa insanlara bulaştığını, dolayısıyla risk altında olan vatandaşların, ''kümes ve kanatlı hayvanlarla doğrudan ilgilenen, dokunan, kesen, pişirmek için haşlayan kişiler'' olduğunu söyledi. Bu vatandaşların sürekli olarak bilinçlendirilmesi ve uyarılması gerektiğini dile getiren Akdağ, ölen çocukların da kanatlı hayvanlarla yakın temas içinde olduklarına dikkati çekti. Akdağ, ''Bir kanatlı kuş hastalığı var, asıl çözülmesi gereken mesele bu'' diye konuştu.


''MERKEZ BAŞKANI İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ''

Akdağ, bir gazetecinin ''Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr. Turan Aslan, böyle bir kritik dönemde dün Hac için yola çıkmış. Neden böyle bir görevlendirme yapıldı, kendisinin burada olması gerekmez miydi?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:

''Yanlış bilgilenmelerle, yanlış bir bilgi soruyorsunuz. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'nin başkanı dün falan yola çıkmış değil. Kendisi bize bir izin dilekçesi vermiş, izin dilekçesi ile birlikte istifa dilekçesi de vermiş, görevinden ayrılmak üzere. Bütün bu olaylardan daha önce... Yola da yeni çıkmış değil. Görevinden istifa ederek ayrılmış durumda. Yerine de vekaleten bir arkadaşımız bakıyor.''


''KENDİ İSTEĞİMLE İSTİFA ETTİM''

Öte yandan Doç. Dr. Turan Aslan, A.A muhabirinin sorusu üzerine Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı görevinden 2 Ocak'ta kendi isteğiyle istifa ettiğini belirterek, ''Bundan sonra biraz dinlenmeyi düşünüyorum'' dedi.

Milliyet
sağlık
bakanı
akdağ:
van
dışında
şüpheli
yok...
Yorum (3)
op.dr.
sayın hocam,yorumunuz bence çok yanlış. şayet sizin dediğiniz gibi olsaydı KHK "döner sermayeden elde edilen gelirden EK ÖDEME YAPILMAMAK KAYDIYLA mesai saatleri dışında serbest meslek icra edebilir" şeklinde olmalıydı.oysa KHK çok açık ve net "döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde ÇALIŞMAMAK KAYDIYLA mesai saatleri dışında....." şeklindedir."çalışmamak kaydıyla" diyor KHK sayın hocam.lütfen okuduğunu anlayamayacak kişiler değiliz.
0
Cevapla
Hasan Ekim
Öğretim üyesi pratik uygulama yapmadan özellikle tıp dallarında eğitim veremez. YÖK yasası da bunu açıkca belirttiğine göre kararnameler ile bu görevin yapılmasını engellemek mümkün olamaz. Ayrıca, tıp dallarında birçok şey deneyime dayanır, deyenime dayanan o kadar farklı tıbbi uygulamalar vardır ki bazen bir cerrahi girişim veya anjiyoyu yapacak tek kişi öğretim üyesi olabilir. Mesela damarı veya kalbi yaralanan bir kimse acil tedavi gerektirir. Bu işi yapan bölgede tek bir hoca varsa sen bunu yapamazsın diyemezsin. Hatta bu kararname sonucu idari makamlar hocaya engel olursalar belki suçta işlemiş olurlar. Hatta böyle bir girişime kararnameler engel olmuşsa kararnameyi çıkaranlar sorumluluktan kurtulamazlar.Allahtan bizim hekimlerimiz vicdanlarına göre hareket ettiklerinden gerekeni yaparlar, böylece kararnameyi çıkaranların da istemeden suç işlemesine engel olurlar.Hekimin emeğinin karşılığını vermemek ise vicdansızlıktır.
0
Cevapla
M Şahin
Sayın Hocam, Yorumlarınıza katılıyorum. Bir öğretim üyesinin eğitim öğretim faaliyetleri sadece kürsü dersinden ibaret değildir. Lisans dersleri, stajlarda hasta başı uygulamalar, uzmanlık öğrencileri içinse ameliyat, girişim (anjio- balon anjioplasti vs) dahil her türlü uygulamayı içerir. Bu KHK'yi yapanlarda en az bizim kadar bunun böyle olduğunu bilirler, ancak burada amaç başkadır. Anayasa Mahkemesi kararları öğretim üyelerinin mesai dışı mesleklerini yapmasına, eğitim ve araştırma faaliyetlerine asla kısıtlama getirilemeyeceğini hükme bağlamıştır. Bu nedenle doğrudan yasaklama getirilememekte, ancak yoruma açık kararlar ile hocalar sıkıştırılmaktadır.Ben muayenehanesi olan bir öğretim üyesi olarak, KHK'nin eğitim faaliyetleri kapsamında her türlü tıbbi işleme izin verdiğini düşünüyorum, ancak "yorum farkı" endişesi ile (öğrenci stajları hariç) mesai saatlerimi maalesef boş geçiriyorum.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir