Sağlık ocağında borç intiharı

Daha önceden defalarca gördüğümüz, kliniğini gayet iyi bildiğimiz hastalarımıza telefonla tedavi değişikliği yapmak da suç olabiliyor mu acaba kanunlara göre ?

İcapçı nöbeti dediğimiz uygulamanın bir dayanağı var mı acaba? Diyelim ki, hastanede 1 endokrinoloji uzmanı var. Her gün nöbet tutamayacağına göre, bazı durumlarda telefonla aranabilir. Farazi bir durumda 1) Kan şekeri 540 ölçülen bir hastanın müdahalesini acilde o an hazır bulunan Pratisyen Hekim veya Acil İhtisası yapmış hekim yapabilir mi? Hasta ölürse sorumlu kimdir? 2) Bu hastanede icapçı nöbetçi dediğimiz o anda bulunmayan İç Hastalıkları uzmanı kişiye telefon açılarak danışılsa ve hasta ölse sorumlu kimdir? 3) Bu hastanede aynı zamanda görevli icapçı Endokrinoloji uzmanına telefonla danışılsa ve hasta ölse sorumlu kimdir 4) Bu durumlarda telefonla aranan 2. ve 3. maddedeki hekimler işi garantiye almak için her durumda hastaneye gelsinler diyelim, 60. dakikada hastaneye ulaşsa ve hasta 45. dakikada ölse sorumlusu kimdir? Teşekkür ederim Not: Yaklaşık 6 sene kadar önce duyup da şaşırdığım bir olay. İstanbul Taksimdeki meşhur devlet hastanesinde Kalp-Damar Cerrahisi uzmanı olmadığını ve bıçakla yaralanmalara Genel Cerrahi uzmanlarının müdahale ettiklerini duymuştum. O bölgede kavgalar, bıçakla - silahla yaralanmalar çok olur tahmin edersiniz. Peki bu hastanenin Taksim'den taşınması, kapatılması ne kadar mantıklı oldu?

benim dikkatimi çeken/görevi başında olmayan nöbetçi doktor hastaneye çağrıldı/ ifadesi.doktor bildiğim kadarı ile icapçı olarak görevli.icapçının hastanede olmak zorunluluğu yok. malasef anladığım kadarı ile bu nöbet kavramlarını mahkeme heyetine anlatılamamış. artık sağlıkla ilgili özel mahkemeler kurulmalı

Sayın Yol Bulduran, saydığınız olgu senaryolarının tümünde ilgili TÜM hekimlere dava açmak mümkündür. Zaten son zamanlarda avukatlar böyle yapmaya başladılar. Denize ağ atar gibi, bir sürü kişiye birden dava açıyorlar. Artık hangisi suçlu gösterilebilirse. Diğerleri beraat etse bile, tek bir kişiden dahi tazminat kazansalar, oldukça iyi bir gelir. Dikkat ettiyseniz, hekimi tam anlamıyla koruyacak hiçbir şey yok Türk hukuk sisteminde. Zırvaları ve iftiraları ayıracak, mahkeme öncesi tıbbi ön-inceleme sistemleri yok. “Aydınlatılmış Onam” filan da fasa fiso. Onam dedikleri şey, geçen sene 2 bel ameliyatı için verilen toplam 4.5 trilyonluk cezayı engelledi mi ? Yazdığınız ilaçtan ciddi bir reaksiyon gelişse ve bu da ilacın prospektüsünde veya bir kitapta yazıyor olsa, “Niye hastaya bunu anlatmadın !” diye yine yakanıza yapışabilirler. Örnekleri var. “İcapçı Uzman” kural ve yönetmelikleri de hakeza. Her şey belirsiz. Dediğiniz türden bir vakada hiçbir hekim “Evet, şu şu kurala göre ben sorumlu değilim” diyemiyor. Diyemez de, çünkü yukarıda belirttiğim gibi, saydığınız durumların tümünde en az 1 hekime dava açmak ve hatta suçlu çıkartmak mümkün. Pek çok Savcı ve Yargıtay üyesi, eldeki bilgileri olabildiğince doktorların aleyhine yorumlamak için uğraşırlar. Bunu çok iyi biliyorum. Aleyhinizdeki en saçma, en zırva, en aşağılık söylemler bile dikkate alınır. Size ise hiç inanmazlar.

benim çalıştığım hastanede pratisten hekim gece 4 e kadar yaklaşık 20 ye yakın hasta danışıyor bana..ben her hastaya gelirsem hayatım cehenneme döner..icab isteyen doktorla ilgili düzenleme yok mu.uygunusz icab gibi?