Aile hekimliği için teşvik ödemesi

AKP Hükümeti, “Aile Hekimliği''ni cazip kılabilmek için her yola başvuruyor. Hükümet, aile hekimi olmayı tercih eden doktora, 4 maaş tutarı ödüyor ve döner sermaye payı almasını sağlıyor. Ancak bu vaat sürecinde verilen milyarlar, uygulama başlatıldıktan sonra verilmeye devam etmeyecek, çünkü AKP’nin ''aile hekimi'' dediği statü “sözleşmelilik'' esasına dayanıyor. Dolayısıyla bir sene sonra aile hekimine kimse hiçbir güvence vaat etmeyecek.

Aile hekimliği uygulamasının dünyadaki örnekleri ise korkutucu. Aile Hekimliği'ni uygulayan Moldovya, Ukrayna gibi ülkelerde koruyucu sağlık hizmetlerinin tasfiyesi nedeniyle 9.2 milyon insan üstelik de önlenebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybederken, BM raporlarına göre Aile Hekimliği'ni uygulamış olan SSCB’de her 15 çocuktan biri difteriden öldü. Bakan Akdağ’ın “örnek aldım'' dediği ABD’de ise nüfusun yüzde 40’ı sosyal güvenlik kapsamı dışında kaldı ve sağlık hizmeti alamaz hale geldi.

AKP’nin Aile Hekimliği, pilot ili olarak belirlediği Düzce’de de birçok tartışmalara konu oldu. Deprem sonrası insanlar kendilerini hâlâ ekonomik yönden toparlayamamı şken ve devlet hastanesi bile prefabrik yapı da hizmet vermeye çalışıyorken aile hekimliğ i için gereken primin nasıl ödeneceği merak konusu.

Düzce’de halkın yüzde 70’i yeşil kartlı, yani aile hekimi için gerekli olan primi ödeyemeyecek durumda. Bu koşullarda pilot il olarak seçilen Düzce’de bile başarılı olamayan Aile Hekimliği uygulaması 2006’da ülke geneline yayılmaya çalışılıyor.

İZMİR ÖRNEKKEN LONDRA'YA GEREK YOK

Türk Tabipleri Birliği Pratisyen Hekimlik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Vatansever de, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın İngiltere’den önce Türkiye’deki bazı illeri örnek alması gerektiğini söyledi.

Vatansever “ Bakan Akdağ, diyor ki ben bu model için dünyayı gezdim. Bakan önce İzmir gibi birinci basamak sağlık hizmetinin tam anlamıyla verildiği illeri örnek alsın. İzmir’de 250 sağlık ocağı var. Bebek ölümleri Türkiye ortalamasının çok altında. Aşılama gelişmiş durumda. Bakan’ın inceleme yapmak için Londra’ya kadar gitmesine gerek yok. Yalan söylüyorlar.

Aile hekimi telefonun ucunda olmayacak, ev ev gezmeyecek. Yalancının mumu yatsıda söner ama bizler o mumu ikindi de söndürebiliriz'' dedi.

DÖNÜŞÜM NEO-LİBERAL

'' İstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Osman Öztürk ‘de sağlıkta bir dönüşümün söz konusu olduğunu ancak bu dönüşümün ‘neo-liberal dönüşüm’ olduğunu savundu. Öztürk şöyle devam etti “ AKP Hükümeti’nin 3 yılı doldu.

Başbakan en başarılı bakanlık olarak Milli Eğitimi ve Sağlık Bakanlığı’nı gösteriyor. Evet Sağlık Bakanı' nın projesi gerçekleşiyor. Sağlıkta özelleştirme merkezli bir dönüşüm yaşanıyor. Genel Sağlık Sigortası’ nın hiçbir maddesi, şu anki durumu daha iyi hale getirecek nitelikte değil. Katkı payı, yatak ücreti gibi ek primlerle vatandaş zor durumda bırakılacak. Buna mahkum değiliz. Venezüella kamu sağlık hizmeti sunmayı başardı. Bizler de bu topraklarda bunu başarabiliriz. ''

Birgün