Saman nezlesi diye bilinen "alerjik rinokonjunktivit'in hastaların yaşam kaliteleri yanında cinsel fonksiyonlarını da bozan bir hastalık olduğunu ortaya koydukları çalışmaları "Amerikan Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği'nin resmi yayın organında yayınlanıp başarıları 30 Aralık 2005'te Reuters Ajans tarafından dünyaya duyurulan Yrd.Doç.Dr. Cengiz Kırmaz, başarısını eşi Aslı Kırmaz ile paylaştı, "Reuters'in araştırmamızı Türkiye'den diye duyurması, makaleyle ilgili editorial yazı almamız ben ve ekibimi onurlandırdı" dedi
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı İmmünoloji ve Erişkin Alerji Birimi Başkanı 36 yaşındaki Yrd.Doç.Dr. Cengiz Kırmaz, son yıllarda çeşitli hastalıkların ve bu hastalıkları tedavi etmek için kullanılan tedavi yöntemlerinin yol açtığı yaşam kalitesi değişimleri konusunda "alerjik rinokonjunktivit'li (saman nezlezi) hastaları kapsayacak bir araştırma planladı. Prof.Dr. Ömer Aydemir, Uzm.Dr. Papatya Bayrak, Doç.Dr. Hasan Yüksel, Dr. Özlem Özentürk ve Dr. Sedat Değirmenci'den oluşan ekibiyle bir çalışma başlattı.
Alerjik rinokonjunktivitli hastaların alerji bulgularının cinsel fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyip etkilemediğini değerlendirmek amacıyla 2003 yılında başlanan çalışma Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde gerçekleştirildi ve 2005'de tamamlandı.
Yrd.Doç.Dr. Kırmaz çalışmayla ilgili şu bilgiyi verdi:
"Alerjik rinokonjunktivit de kişilerin yaşam kalitelerini etkileyen, iş, okul ve sosyal yaşam gibi birçok alanda kısıtlamalar yaptığı bilinen bir hastalıktır. Ancak bugüne kadar alerjik rinokonjunktiviti hastaların cinsel fonksiyonlarındaki değişimi inceleyen herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Çalışmamızda aktif cinsel yaşamı olan ve başkaca hiçbir kronik hastalığı olmayan toplam 43 (27 kadın, 16 erkek) erişkin mevsimsel olarak saman nezlesi olan hasta değerlendirildi. Hastalarımız önce burunda kaşıntı, su gibi akıntı, hapşırma ve burun tıkanıklığı yanında gözlerde sulanma, yanma ve kaşıntı gibi bulgularının olduğu bahar mevsiminde değerlendirildi. Hastalık bulguları kayıt edildi ve özel bir skorlama yöntemi ile skorlandı. Aynı sırada tüm hastalarımıza cinsel fonksiyonlarını değerlendiren anketler uygulandı. Bu anketler erkek ve kadın hastalar için ayrı ayrı anketler olup, tüm dünyaca doğrulukları kabul görmüş anketlerdi. Buradan elde ettiğimiz cinsel fonksiyon skorlarını da kayıt ettik. Daha sonrasında hastalarımıza bir ay boyunca antialerjik (Desloratadin=Aerius) ilaç uyguladık. Hastalarımızı 1 ay sonunda kontrole çağırdığımızda alerjik şikayetlerinin düzeldiğini gördük ve bu şikayetleri yine skorladık. Yine bu hastalarımıza bir kez daha cinsel fonksiyon değerlendirme anketini uygulayıp sonuçlarını kaydettik. Çıkan sonuçlarımızı normal insanlarla karşılaştırmak amacıyla da 20'si kadın, 20'si erkek hiçbir hastalığı olmayan aynı yaş grubundan 40 kişiyi kontrol grubu olarak kullandık. Söz konusu anketleri hastalarımızla aynı tarihlerde normal insanlara da uyguladık. Daha sonra elde ettiğimiz skorları uygun istatistik yöntemlerle karşılaştırdık. Elde ettiğimiz sonuçlar çok ilginçti.
Hem kadın hem de erkek alerjik rinokonjunktivitli hastalarda alerjik şikayetlerinin aktif olduğu dönemde belirgin düzeyde cinsel fonksiyon kaybı mevcuttu. Kadın hastalarda seksüel istek, uyarılma ve orgazm fonksiyonları alerjik şikayetlerin olduğu dönemde oldukça kötü olarak bulundu. Erkek hastalarımızda ise seksüel istek, sertleşme ve ilişkiden duyulan memnuniyet gibi parametrelerde belirgin bozulma oluğunu gördük. 30 günlük alerji tedavisi sonrası alerjik şikayetleri ortadan kalkan olgularda tüm cinsel fonksiyonların düzeldiği ve artık normal insanlarla aynı düzeye ulaştığını gördük. Sonuç olarak alerjik rinokonjunktivit hastaların yaşam kaliteleri yanında cinsel fonksiyonlarını da bozan bir hastalık olarak değerlendirildi."
Çalışmalarını Amerikan Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği'nin resmi yayın organı ve dünya üzerinde çok saygın bir tıp dergisi olan "Annals of Allergy Asthma and Immunolgy'e gönderdiklerini, kabul edilip yayınlandığı gibi bir de değerlendirme yazısı aldıklarını belirten Yrd.Doç. Dr. Kırmaz, ekibinin ve kendisinin onur duyduğu gelişmeler konusunda şunları söyledi:
"Araştırmamızı dergiye gönderdiğimizde çok hızlı bir şekilde cevap aldık. Araştırmaya oldukça fazla ilgi duydular. Hatta makalemizin yayınlandığı sayıda makalemizle ilgili bir de editorial yazısı aldık. Editorial yazı; oldukça önemli olan ve ilk defa çalışılan ve belki de toplum yararına olan araştırmalara dikkat çekmek için yazılıyor. Bu bizim için çok büyük onur oldu. Tüm bunların ardından 30 Aralık 2005 tarihinde Reuters tarafından araştırma dünyaya duyuruldu. Araştırmanın (Türkiye)den yayınladığı da belirtildi. Bu da bizim için son derece gurur verici oldu."
Vatan