Medimagazin logo

Eczacıların parası var ama huzuru yok

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Başkanı Mehmet Domaç, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın eczanelere borcu olmadığını belirterek, SSK'lıların serbest eczanelerden aldığı ilaçların karşılığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 5 Mayıs'tan itibaren 300 trilyon lirayı eczanelere ödemeye başladığını söyledi
Eczacıların parası var ama huzuru yok
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Başkanı Mehmet Domaç, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın eczanelere borcu olmadığını belirterek, SSK'lıların serbest eczanelerden aldığı ilaçların karşılığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 5 Mayıs'tan itibaren 300 trilyon lirayı eczanelere ödemeye başladığını söyledi. Domaç, yerli ilaç fiyatlarında 16 Mayıs'tan itibaren gerçekleşecek yüzde 10'luk indirimi eleştirerek, bu kararın halka yarar, eczanelere zarar olarak yansıyacağını vurguladı.

Domaç, TEB Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, bilimsel eczacılığın 166. yıldönümünü kutlayacakları 14 Mayıs Eczacılık Günü'nde, toplumun büyük kesimi gibi eczacıların da ekonomik, siyasal ve kültürel daralmanın yarattığı sıkıntıları yaşadığını kaydetti. Sağlık alanında yeniden yapılanmanın gerekli olduğunu ifade eden Domaç, bütün tarafların bu fikri paylaştığını vurguladı. Yeniden yapılanmanın nasıl gerçekleşeceği konusunda tüm tarafları kapsayan bir uzlaşmanın yaratılmasının yolunun diyalogdan geçtiğinin altını çizen Domaç, "Her şeyden önce sağlığın iyileştirilmesi hem dünya ölçeğinde, hem de toplumsal, siyasal, ekonomik düzeyde dönüşümleri de gerekli kılmaktadır. Bu nedenle 14 Mayıs Eczacılık Günü'nün bir süredir yaptığımız gibi, dünya ve ülke sorunlarının hem sağlık alanına, hem de ilaç ve eczacılığa yansımalarının tartışıldığı, sorunun sahiplerince çözüm önerilerinin üretilmeye çalışıldığı bir gün olması için çaba gösteriyoruz" dedi.

1 Ocak 2005'ten itibaren yeşil karta sahip hastaların, 10 Şubat 2005'ten itibaren ise SSK'lı hastaların ilaçlarını serbest eczanelerden almaya başladığını hatırlatan Domaç, şunları söyledi:

"Uzun süredir savunduğumuz evrensel bir kural olan bu uygulama, hastaları büyük ölçüde rahatlattı. SSK'da 30 milyonun üzerinde insana bin eczacı hizmet verirken, yurttaşlarımızın geri kalanına 22 bin eczacı ilaç hizmeti veriyordu. Bu hem hasta, hem de SSK'da hizmet vermeye çalışan eczacı için büyük bir eziyetti. Diğer yandan, sağlık hizmetinin kalitesini de düşürüyordu. 18 bin eczacı Çalışma Bakanlığı ile sözleşme imzalayarak sisteme katıldı.

İlk dönemde yaşanan sorunlar herkese sanki daha ağırlaşmış gibi görünmüştü. Ama uygulamaya geçişteki aksaklıkların büyük bir kısmı bir ay gibi kısa bir sürede giderildi. Reçete karşılamadaki bürokrasi karşılıklı görüşmelerle azaltıldı. Şu ana kadar geri ödemelerle ilgili herhangi bir sıkıntımız da olmadı. 5 Mayıs 2005'ten itibaren 300 trilyon TL tutarındaki fatura bedeli eczacılara ödenmeye devam ediyor.

Dileğimiz bundan sonra da ödemelerde eczacıyı zor durumda bırakacak şekilde bir ödeme gecikmesi yaşanmamasıdır."

"ECZANELER EŞİTSİZ DAĞILIYOR"

Domaç, Türkiye'de ortalama 3 bin 100 kişiye bir eczane düştüğünü ancak eczanelerin yüzde 41'inin ülke nüfusunun sadece yüzde 23'ünün yaşadığı 3 büyük ilde toplandığını bildirdi. Eczanelerin yüzde 59'unun ise nüfusun yüzde 77'sine hizmet verdiğini vurgulayan Domaç, Türkiye'de 25 bin civarında eczane bulunduğunu kaydetti. Domaç, eczane dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesini, eczane açılışına nüfus ve eczanelerarası mesafeye göre kısıtlama getirilmesini istedi. Domaç, Türkiye'de 7 olan eczacılık fakültesi sayısının son 10 yılda iki katını da aşarak 17'ye çıktığını ifade etti. Eczacılık fakültesi sayısının giderek artmasının, mezun eczacıların daha çok serbest eczacılık alanına yönelmesini ve gizli işsizi olan bir eczacılık alanı doğurduğunu vurgulayan Domaç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde bulunan 17 eczacılık fakültesinden her yıl mezun olan bin 100 öğrencinin 800'ü eczane açmaktadır. Yeni eczane açılışındaki bu artış, ülke nüfusunun artışına oranla çok fazladır ve eczacılık mesleğinde daralma ve gizli işsizliği gündeme getirmekte, etik bozulmalara yol açmaktadır. Eczacılık eğitimi veren fakültelerde 'sosyal eczacılık' ve 'eczane işletmeciliği" dersleri yetersizdir. Yeni fakültelerde öğretim elemanı sayısı yetersizdir. Okullarda hastayla yüz yüze eğitim olanağı bulunmamaktadır.

Ar-Ge çalışmaları ve sanayi-üniversite-sivil toplum kuruluşu ilişkisi yetersizdir. Bu nedenle, öncelikli olarak yeni fakültelerin açılması engellenmeli, kontenjanlar düşürülmeli ve eğitimin kalitesi, sorunlar gözetilerek yükseltilmelidir."

TEB'in Avrupa Birliği (AB) ile ortaklaşa yürüttüğü hibe projelerde de bahseden Başkan Domaç, gazetecilerin sorularını cevapladı. Sağlık Bakanlığı'nın 16 Mayıs'tan itibaren yerli ilaç fiyatlarını yüzde 10 indirmesinin vatandaşa kar, eczacılara zarar olarak yansıyacağını savunan Domaç, "Yerli ilaç fiyatları yüzde 10 oranında indirildi. Buna göre sosyal güvenlik kurumları yüzde 10 daha az ödeme yapacak, vatandaş eczaneden ilacı yüzde 10 daha ucuz alacak. Ama bu kararın ilaç sanayisine yansıması tam tersi oldu. Böylece ilaç hammadde sahası ortadan kalkacak, Türkiye rekabet gücünü kaybedecek ve sonuçta istihdam sorunu ortaya çıkacaktır. Sağlık Bakanlığı stokların bitmesi için süre vermesi gerekiyor" dedi.

Domaç, bir soru üzerine Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın eczanelere borcu olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ise serbest eczanelerden ilaç alan SSK'lılar için eczanelere 300 trilyon lira ödemeyi sürdürdüğünü kaydetti. Domaç, ödemelerindeki gecikmenin nedeninin para olmadığını, teknik ve alt yapı eksikliğinden kaynaklandığını da sözlerine ekledi.


Hürriyet
eczacıların
parası
var
ama
huzuru
yok
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir