Medimagazin logo

Akdağ'dan Anayasa Mahkemesi'ne "mecburi hizmet" bilgilendirmesi

Doktorlara zorunlu hizmeti öngören yasanın bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Anayasa Mahkemesi üyelerine sözlü açıklamada bulundu
Akdağ'dan Anayasa Mahkemesi'ne "mecburi hizmet" bilgilendirmesi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Doktorlara zorunlu hizmeti öngören yasanın bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Anayasa Mahkemesi üyelerine sözlü açıklamada bulundu.


Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları İsmail Demirtaş, Abdülkadir Atalık, Personel Genel Müdürü Ali Yerlikaya ve Hukuk Müşaviri Adem Keskin ile birlikte bugün Anayasa Mahkemesi'ne gelerek heyete sözlü açıklamalarda bulundu.

Çıkışta gazetecilere de konuya ilişkin bilgi veren Bakan Akdağ, Danıştay 5. Dairesi'nin yasanın bazı maddeleriyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma ve iptali istemiyle başvuru yaptığını hatırlatarak, "Bu başvuru kapsamında hukuki süreç içerisinde Yüksek Mahkememizi bilgilendirmek için müracaat ettik. Mahkeme bu talebimizi kabul etmiştir. Bugün de bilgilendirmeyi kendilerine yaptık. Hukuki süreç devam etmektedir. Hukuki sürecin sonucuna göre gerekenleri yapacağız" dedi.


Bilgilendirmenin içeriğiyle ilgili bir soru üzerine Akdağ, "Devletin hizmet yükümlülüğü öncesinde ülkemizdeki mevcut durum, şu anki ihtiyaçlarımız ve bundan sonraki süreç açısından niçin devlet hizmeti yükümlülüğünün gerekli olduğu konusunda Yüksek Mahkemeyi bilgilendirdik" cevabını verdi.

"Yeşil karta başvuran bir meslektaşınız vardı. Bu sizin açınızdan nasıl bir manzaradır?" yönündeki soru üzerine Akdağ şöyle konuştu:
"Bizim açımızdan bu konu çok rahat izah edilebilir bir meseledir. Çünkü biz devlet hizmeti yükümlülüğüyle ilgili bir kanun yaptık. Daha sonra bu kanuna uygun olarak atama listeleri yayınladık. Danıştay bu atama listelerine yürütmeyi durdurma kararı verdi, atamaları yapamayacağımız bize ifade etti. Elbette hukuka uymak zorundayız. Biz süreci beklemek dolayısıyla hukukun gösterdiği süreci takip etmek zorundayız. Yani hukuken bir tarafta kanun var ortada bu kanuna göre biz hekimlerimize devlet hizmeti yükümlülüğü uygulamak zorundayız. Öte yandan Danıştay'ın atama listeleriyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı var, atama yapamıyoruz. Durum bundan ibarettir."


Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) doktorların gönüllü olarak gitmesinde bir sıkıntı olmadığı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Akdağ, "TBB'nin hukuki anlama gelmeyen sözleridir. TTB neyi söylerse söylesin, bir hukuki gerçek var ve biz bu gerçeği takip etmek zorundayız, hukukun bize söylediğini yapmak zorundayız. Durumu bu noktaya taşıyan, böyle bir hukuki süreçte beklememize yol açan hekim arkadaşlarımızı atamamıza mani olan TTB'nin kendisidir" dedi.


Bazı doktorların Sağlık Bakanlığı'nı mahkemeye vermeye hazırlandığının hatırlatılması üzerine Akdağ, "Hukuki süreç açısından koşullarımızı mütalaası bu şekildedir. Ayrıca biz Danıştay nezrinde itirazlarımızı yapmış durumdayız, onun sonuçlarını bekliyoruz" şeklinde konuştu.


"TTB'nin durumu bu noktaya getirmesinde nasıl bir rolü olduğu" yönündeki soruya da Akdağ, "Bu işi dava konusu yapan TTB'dir. Dolayısıyla hukuki süreci biz de TTB ve benim değerli meslektaşlarımda beklemek zorundayız" cevabını verdi.


İHA
akdağ'dan
anayasa
mahkemesi'ne
"mecburi
hizmet"
bilgilendirmesi
Yorum (3)
Mücahit Altuntaş
Enteresan Hastane başvurumuzun bu kadar yüksek olmasından kim sorumlu.Sadece vatandaş mı? Yoksa sağlık sisteminde arıza mı var ! Nedir bu sağlık fetişizmi yada bu bir aşırı dolaşım, sağlıkta niteliksiz iş değerini mi yansıtıyor ? Türk halkı 70 milyon kabül edersek ortalama 4-5 kez sadece (!) kamu hastanelerine baş vuruyor.Burada bir süzgeç olması gerekmiyor mu ? Peki bu süzgeç neden çalıştırılmıyor ? "Türkiye’de hem özel ve hem de kamu hastanelerine her yıl toplam 350 milyondan fazla hasta başvuruyor. Bunların yüzde 10’una yakınını da -çoğunluğu sevkle gelen komplike hastalar- üniversite hastanelerine yapılan başvurular oluşturuyor" Peki bu geçiyoruz. "Üniversite hastanelerinin borcu son dört yılda, yüzde 93’lük bir artışla 1,4 milyar TL’den 2,7 milyar TL’ye çıktı (2010 yılında yasalaşan Kanun ile 22 üniversite hastanesine yapılan Hazine yardımı olmasaydı, bu borç toplamının yüzde 264’lük bir artışla 3,7 milyar TL’ye ulaşmış olacağı belirtiliyor)" Türkiyede zarar eden kuruluşlar hemen özelleştiriliyor.Yoksa zarar etti özelleştirelim mantığımı işletilmeye çalışılıyor.Peki bu üniversitelerin birden bire hepsinin birden zarar etmesi acaba sorunun Sağlıkta Dönüşüm politikalarıyla ilişkisini sorgulatmaz mı? Bence sorgulartır.Peki sorguluyormuyuz?Hegomonya sorgulanmaz.Zararıda hegomonya belirliyor.Kim bilir? Bir sağlık sistemi bize müracaatlar arttı diye üvünebilir mi ? Ama biz ve bakanlığımız müracat ve karlılıktan övünüyoruz ! Akıl dışıdır.Bu o sistemin sağlıklı olduğunu mu yoksa ticarileştiğini mi gösteriyor ? Bu kafa yapımızın sağlığa mı ticare mi çalışması gerektiği üzerine düşünmemizi gerektirir mi? Soru çok.Hangilerini soruyoruz ? Sormadığımız için özelleştirelim ve kurtulalım.Sağlık kamusal alan ve nitelikten çok işletme ve ticarete dönsün. Neden üniversiteler SÜT boyunduruğunda ?Hastalar seçilerek ve süzülerek gelmesi gerkeiyor.NEden bu olamıyor.NEden ? Peki zarar ediyorda neden bu kadar üniversite açıyoruz.İhtiyaçtan mı ? Akıl edemededik bu güne kadar açmayı.Peki kalite ne olacak ? Sağlıkta birinci basmaktan itibaren hastanın değerlerlendirilmesi , kayıt geribildirim, sevk sorunları var.Uzmanlık , ünvan ve üniversite fetişizmi var.İlginçtir hepsi evet hepsi bir değersizleşme yaşıyor.Sağlıkta okkalı bir şiddet sorunu var.Sorumlusu kim ? Cevap yok.Akıl dışıdır.
0
Cevapla
Cemalettin tunçkaya
Sayın editör sorunu anlamazsanız çözümüğde bulamasınız.Sorun paranın az olması değil .O paraları kimlerin nerelere harcadığı.Okuttuğunuz öğrenci başı ciddi paralar alıyorsunuz hastalara ödenen devlet hastanelerinden daha fazla.Hastanızda fazla. Öyle ise sorunu başka yerde arayın. Ciddi sayıştay kontorlü lazım.Zatn bugün tıp öğretimi ayaklar altındaysa dünyada hiç bir ciddi ülke Türkiyedene yayın kabul etmiyorsa bunun sebebi taşradaki uzman değil.Sizlerin üniveristelerde nasıl öğrenci okuttuğunuzu asistan yetiştirdiğinizi biliyoruz.Proflar zihniyet değiştirmeli.Herkesden önce sorumluluğu almalı.12 senedir devam eden şiddete hiç bir şey yapmadınız bizler saldırı hakaret görürken kılınıız kıpırdatmadınız.Maaşlar az derken çoğunuz imza vermediniz. Muayenehaneler kapatılırken anayasa mahkemsini hergün defalarca aradınız.Parasal sıkıntıya gelince isyan ediyorsunuz.Kendinizden başka kimseyi düşündüğünüz yok.
0
Cevapla
DAŞ MEMED
bir başka açıdan üniversite hastaneleri..buyrun burdan yakın..! 1-türkiye’de 2012 verilerine göre… bir günde 5 kişi iş kazasında ölüyor..15 kişi sakat kalıyor ve yılda yaklaşık 10 bin kişi meslek hastalığına yakalanıyor..! devlet bu elim olaylar için 30 milyon tl ödeme yapıyor.. 2-tc hükümeti bunu önlemek için 2012 de 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasasını çıkardı. bu yasaya göre çok tehlikeli işyerlerinde …yasa, 1.ocak.2013 tarihi itibarı ile yürürlüğe girdi. yasa..1.ocak.2014 tarihinde ise tehlikeli işyerlerinde yürürlüğe girdi.. 3-buna göre çok tehlikeli işyerleri derhal kanunun belirlediği sayıda …” iş güvenliği uzmanı-işyeri hekimi…” atamak..işyerlerinde risk analizleri yaptırmak ve her türlü tedbiri almak..ayrıca çalışanların tümünü sertifikalı bir eğitimden geçirmek zorundadır.. 4-soma kömür işletmesi çok tehlikeli bir iş yeridir..acaba 1.ocak.2013 tarihinden itibaren bu işleri yapmış mıdır..? 5-somaya gelene kadar akşam olur..! tc çalışma bakkanlığından soruyoruz.. üniversite hastaneleri çok tehlikeli iş yeridir. radyasyon..ölümcül bulaşıcı hastalıklar..zehirlenmeler ciddi risktir.. bu hastanelerin hepsi 1.ocak.2013 tarihinden itibaren bu işleri yapmak zorundadır.. peki kaç üniversite hastanesi bu işleri yapmıştır..? ve kaç çalışma bakanlığı müfettişi.. üniversite hastanelerine giderek denetim yapmıştır…?!!! 6-kanunlar..kanunlara “…fransız kalmak…” için çıkarılmaz…!..kanunlara fransız kalanlar yüzünden vatan evladları şehid oluyor..!!! allah kabirlerini nur eylesin..!..allah yakınlarına sabr-ı cemil versin..!
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir