Medimagazin logo

Devlet hastanede özel sektörün kiracısı olacak

Sağlık Bakanlığı, hastanelerin özel sektör tarafından yapılıp kamu tarafından kiralanmasını öngören Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (PPP-private public partnership) modelini uygulamaya sokuyor
Devlet hastanede özel sektörün kiracısı olacak
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanlığı, hastanelerin özel sektör tarafından yapılıp kamu tarafından kiralanmasını öngören Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (PPP-private public partnership) modelini uygulamaya sokuyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren önceki gün bir araya gelerek, oluşturulacak model hakkında görüş alışverişinde bulundular.


Konu ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bizzat ilgilendiği, geçen hafta kabul ettiği Erdal Eren’den bu konuya ilgi göstermelerini istediği öğrenildi. Başbakan Erdoğan’ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde oda ve sektör temsilcileriyle yaptığı toplantıda da bu konuyu gündeme getirdiği ve özel sektörün buna ilgi göstermesini istediği belirtildi. Başbakan'ın hastanelerin yanı sıra okulların da özel sektör tarafından yapılıp devlete kiralanması modelini birlikte düşündüğü kaydedildi.

Önceki gün Sağlık Bakanı Akdağ ile yaptığı görüşme hakkında Referans’a bilgi veren Müteahhitler Birliği Başkanı Eren, “Henüz düzenleme yapılmadan önce görüşlerinin alınmasını çok olumlu bulduklarını” belirtti.

Eren, İhale Yasası değişikliğinde olduğu gibi doğrudan etkilenen kesim olan müteahhitlere sorulmadan iş yapılmasını eleştirerek, bu nedenle Sağlık Bakanı'nı, işbirliği gösterdiği için kutladıklarını söyledi.

Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (PPP-private public partnership) modeliyle hastane yapımlarına bir an önce başlamak istediği, kendilerinden, Birlik olarak çalışma yapıp konu hakkındaki görüşlerini aktarmalarını istediğini kaydederek, “Bakanın isteği üzerine üyelerimizi hemen bilgilendireceğiz, bir yandan gelen görüşler bir yandan merkez olarak çalışmalarımızı yapıp, bir an önce Bakanlığa ileteceğiz” dedi. Eren, bütçeden bu kadar ihtiyacın karşılanmasına imkan olmadığını, bu nedenle özel sektörün devreye sokulmaya çalışıldığını, bunun da olumlu bir adım olduğunu belirterek, “Bakanlık bu işlere daha çok müteahhitler ve finans sektörünün birlikte oluşturacakları konsorsiyumların girmesini bekliyor” dedi.


İhale modeli belli değil

Öte yandan Sağlık Bakanlığı tarafından seçenekli modeller üzerinde çalışıldığı öğrenildi. Şu anda en uygun görünen model; “Projesi bakanlıkça yapılmış hastanelerin, Hazine arazilerine inşa edilip, 20-25 yıl gibi bir süreyle, devlet tarafından aylık kira ödenmesi suretiyle ihaleye çıkılması” olarak gösteriliyor. Çalışmalar sonucunda, ihaleye teçhizatsız inşaat işi için çıkılabileceği gibi, yapılacak müzakerelere göre “teçhizatı da içinde” olarak ihaleye çıkılabileceği ya da iki yöntemin birden yürürlüğe sokulabileceği, buna nihai aşamada karar verileceği belirtildi.

Bu arada Sağlık Bakanlığı’nın devletin ödeyeceği kira bedelini düşürmek için, otopark, kafeterya gibi bazı hizmetlerin hastaneyi yapacak firmalara verilmesi üzerinde de çalıştığı belirtildi. Bakanlığın, ihtiyaç duyulan bölgeler ve ne kadar kapasiteli bir hastane gerektiğini saptamaya çalıştığı, bu konuda hazırlanan taslak listeyi de Müteahhitler Birliği’ne verdiği öğrenildi. Bu arada Bakanlığın ihaleye çıkılacak projeler hakkında çalıştığı, çağdaş hastane projelerinin oluşturulması konusunda, bazı ülkeleri de inceleyerek Teknik Müşavirler Birliği ile işbirliği içine girdiği öğrenildi.


Müteahhitler yargıdan korkuyor

Bu yaklaşımı ve modeli genel anlamıyla olumlu bulduklarını kaydeden Erdal Eren, en önemli kaygılarının ise yargı kararları olduğunu söyledi. Her şeyden önce Bakan ya da Hükümet değiştiğinde, ihaleyi kazanan firmalara verilecek taahhütlerin süreceğinin yasal garantiye alınması gerektiğini belirten Eren, işlerni üst mahkemelerden ya da düzenleyici kurumlardan geri çevrilmesi riskinden de korktuklarını söyledi. Kaygılarını Bakan Akdağ’a ilettiklerini kaydeden Eren, bu riskleri giderecek yasal düzenlemelerin neler olabileceği konusunda hem Bakanlığın hem de Birliğin işin hukuki boyutuna dönük çalışmalar yapacaklarını söyledi.

Eren, bu konudaki kaygıların giderilmesi ile daha sağlıklı bir ortamın yaratılacağı konusunda, Bakan Akdağ’ın da kendileriyle aynı fikirde olduğunu ifade etti. Müteahhitler Birliği Başkanı Eren, geçmişte uygulamaya sokulan Yap-işlet-Devret (YİD) gibi bazı modellerin zaman içinde birçok sakıncasının ortaya çıktığını hatırlatarak, bu modelin baştan sağlam oluşturulması gerektiğini kaydetti. Modelin, İngiltere başta olmak üzere bazı ülkelerde yoğun olarak kullanıldığını kaydeden Eren, “Başarılı olması önemli çünkü ileride başka hizmetler için de, özellikle belediyelerin birçok hizmeti için de bu model uygulanabilir” şeklinde konuştu.


KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞI (PPP) İLE PLANLANAN YATIRIMLAR (2006-2008)

(Taslak liste)

İSTANBUL'DA 1 ADET SAĞLIK KAMPÜSÜ:

400 yataklık Bakırköy Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi, 200 yataklık Bakırköy Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi, 75 yataklık Acil Tıp ve Yoğun Bakım Ünitesi, 100 yataklık otel.

ANKARA'DA 1 ADET SAĞLIK KAMPÜSÜ:

400 yataklık Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Etüd Projesi, 400 yataklık dahili branşları içeren Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etüd Projesi, 400 yataklık cerrahi branşlarda Yüksek İhtisas Hastanesi Etüd Projesi, 400 yataklık kadın hastalıkları hastanesi ve yenidoğan ünitesi etüd projesi, 300 yataklık çocuk hastanesi etüd projesi, 400 yataklık Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi Etüd Projesi, 400 yataklık Onkoloji ve Çocuk Onkolojisi Etüd Projesi, 300 yataklık Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Etüd Projesi, 300 yataklık Geriatri Hastanesi Etüd Projesi, 300 yataklık Beyin Cerrahi Hastanesi Etüd Projesi, 100 yataklık klinik otel, Kongre Merkezi inşaatı, Araştırma Merkezi inşaatı, Teknik Merkez inşaatı, İş Merkezi ve Sosyal Merkezi inşaatı, Vardiya personeli için lojman inşaatı.

İZMİR'DE 3 KAMPÜS:

1. Atatürk Kampüsü: 400 yataklık Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 200 yataklık Kardiyovasküler Cerrahi Merkezi, 200 yataklık Ruh Sağlığı ve Hastanesi Hastanesi, 100 yataklık Onkoloji Hastanesi.

2. Karşıyaka Kampüsü: 400 yataklık Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

3. Yenişehir Kampüsü: 300 yataklık göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi, 400 yataklık çocuk hastalıkları hastanesi, 300 yataklık kadın doğum hastanesi, 400 yataklık Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi.

DİĞER KENTLER

- Samsun'da 400 yataklık bölge hastanesi

- Ordu'da bölge-devlet hastanesi

- Elazığ'da 400 yataklık bölge hastanesi

- Malatya'da 400 yataklık bölge hastanesi

- Gaziantep'te 400 yataklık bölge hastanesi

- İçel'de 400 yataklık bölge hastanesi

- Antalya-Alanya'da 200 yataklık hastane

- Isparta'da bölge-devlet hastanesi

- Denizli'de 400 yataklık bölge hastanesi

- Aydın'da 300 yataklık Nazilli Devlet Hastanesi

- Manisa'da devlet-bölge hastanesi

- Bolu'da 250 yataklık fizik tedavi rehabilitasyon hastanesi

- Karabük'te devlet-bölge hastanesi

- Kırşehir'de 300 yataklık hastane

Referans
devlet
hastanede
özel
sektörün
kiracısı
olacak
Yorum (5)
RAS
Sayın hocam Aydın Üniversitesi tıp fakültesi H-index i kaçın üzerinde olan, kaç yıllık hocaya profesörlük verecek? Ve Hiçbir karar sizi bu yoldan döndürmeyecek (mesela patron baskısı). Bazıları yüksek koydu sınırını, mesela sizde de varmı böyle bir sınır? Tıp ve bilim eskiden olduğu gibi duvarların, üniversite kampüsü tel örgülerinin içinde değildir, sınırlandırılamaz. Artık acılar çekmek, çok cimri sınavlar geçmek değil h-indexiniz, buluşunuz , patentiniz , ders verme kabiliyetiniz veya özellikli cerrahi kabiliyetiniz , research kabiliyetiniz konuşulmaktadır bilim adamını tarif ederken.
0
Cevapla
EK
Hocam Makale pazarı isimli yazınızla çelişiyorsunuz. Bir bilim adamı bugün sayısal olarak en iyi şekilde h-index kriteri ile ölçülür. mecbursunuz sayısal bir değer vermeye, duygusal ölçümlerinide yaşadık ülkemizde ve halen daha aptalca olan Doçentlik sözlü sınavında âlâsını yaşıyoruz. Hala telefonlar kapıda beklemeler tehditler şantajlar karalamalar, benimkine vermedin seninkide alamayacak zihniyeti, anlayacağınız bilimsellikten eser yok. Hiç olmazsa 5 yılını doldurmuş h- indeks 8 ve üzeri doçentliğe girer, 12 ve üzeri profesörlüğe atanabilir dese YÖK o zaman işin şekli değişir ve kalite artar. Öbür türlüsü herkes ben süperim der ve sizde birşeye dayanarak değilsin diyemezsiniz. Tabi birde h- index e torpil işlemez, politikacı, dekan,rektör, bölüm başkanı,hoca,başbakan, cumhurbaşkanı....karışamaz ve etkileyemez. Buda adalet duygusunu güçlendirir. aynı tus sınavı gibi, basit ama adil hiç olmazsa, öbür türlü olsa garibanın çocuğu ihtisas yapamaz bu ülkede. Bilim ne ürettin ve seni kaç kişi refere etti, yani ne kadar verimli ve kaliteli iş yapıyorsun diye sorar? Yazınızdan sanki Size göre bilim adamı kampüse sabah gelecek akşam gidecek ama mutlaka acı çekecek zorluklar yaşayacak dikenli teller arasından geçecek. Günümüzde Artık sizin anlattığınızı herkes online dinler ve soru sorar, ameliyatınızı anında canlı yayınlayabilirsiniz, öğrencilerinizde face to face tartışma ve görüşme yapabilirsiniz. Önemli olan sizde ne var ne vereceksiniz onlara. Ne buldunuz, ne ürettiniz, patentleriniz, aldığınız ulusal ve uluslar arası research proje destekleriniz neler. Sayın hocam o eski üniversite duvarları arasına sıkışmış eğitimden ve bilimden çıkma zamanı geçti gidiyor. Millet uçuyor biz hala doçentliğe şu adamı nasıl çaktıralım entrikaları ile uğraşıyoruz, yalan yayınlar yapıyoruz, GDO lu ürünler üretip kendimizi kandırıyoruz. Bu ürünleri yiyen doymuyor, zaten yemiyor da, o zamanda h-indeks dipte geziyor...sağlıkla kalın
0
Cevapla
opdr küskün cerrah
BİR DE ÜNVAN TAŞIYIP YILLARCA ÜNİVERSİTELERDE YATAN ADAMLAR VARDI...
0
Cevapla
Dr.N.H.
Bu ünvanlar bakkaldan alınmıyor ya, ünvanlı birileri tarafından 'çoğunlukla' sıkı pazarlıklar sonunda sunuluyor...'Sen benim adamımı gör, ben seninkini görürüm'...'O benimkini görmedi ben de onunkini görmem...'Tam bir kulis döngüsü...Ha bu arada ünvan neye mi yarıyor??? Kap ünvanı,ayarla özel merkezleri,al ücretsiz izni, sür ünvanın sefasını...!!! Burda ünvanı alanlar değil verenler düşünmeli, ama bedel ödeyerek alanlar zamanı gelince bir bedel ödemeye de mahkum olacaklardır elbette...
0
Cevapla
Eda Tüter
Bu yazınızda hani diyorsunuz ya Sn AYDIN:Ayrıca, yeri gelmişken ifade etmeliyim ki, isimlerinin başındaki haklı ya da haksız olarak elde edinilen unvanlara, şeref, haysiyet, onur ve şahsiyet açısından ihtirasla sığınanların, kendilerinde ve öz benliklerinde bu hasletler olmadıktan sonra, bütün gayretleri beyhudedir."Apartman görevlimizle gurur duyuyorum.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir