Medimagazin logo

Kemik İliği Bankası’nın geleceği 1 milyon dolarlık yatırıma bağlı

Lösemi hastalarına umut olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası’nın yaşadığı sıkıntılar bitmek bilmiyor.
Kemik İliği Bankası’nın geleceği 1 milyon dolarlık yatırıma bağlı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Lösemi hastalarına umut olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası’nın yaşadığı sıkıntılar bitmek bilmiyor.

Banka, daha önce çok sayıda kan örneği veren gönüllüsü bulunmadığı için kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ülke çapında yürütülen büyük bir kampanyayla donör sayısı 30 bine çıktı. Banka yöneticileri ‘kurtulduk’ diye sevinirken bu kez de Dünya Kemik İliği Bankası’ndan (DKİB) gelen bir mektupla sarsıldı. DKİB, İstanbul Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası’ndan “Bağımsız laboratuvar kurun.” talebinde bulundu. Şartlar yerine getirilmezse uluslararası donör havuzundan yararlanma hakkının tehlikeye gireceği bildirildi.

İstanbul Kemik İliği Bankası’nın istenen standartlara ulaşması için en az 1 milyon dolarlık yatırım gerekiyor. Ancak üniversitenin kendi imkanlarıyla bunu gerçekleştirmesi mümkün değil. Banka yetkilileri son çare olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan yardım istedi. DKİB, dev bir donör havuzuna sahip. Burada milyonlarca kan örneği bulunuyor. Lösemiye yakalanan hastalar için kendi ülkesinde uygun kemik iliği bulunamazsa akredite kuruluşlar aracılığıyla buraya başvuruluyor. DKİB, kemik iliği hizmetlerinde standardizasyon sağlamak için üye kuruluşlara akreditasyon şartı getirdi. Buna göre DKİB’ye üye kemik iliği bankalarının ayrı bir birimi, çalışanı, mekanı ve finansmanının bağımsız olması gerekiyor. Türkiye’den uluslararası donör havuzunu kullanan ve Dünya Donör Federasyonu’nun üyesi konumundaki İstanbul Kemik İliği Bankası’nın da aynı şartlara uyması istendi. Ancak banka, 1998’de İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı içerisinde kuruldu. Dolayısıyla kendisine ait ayrı bir birimi, laboratuvarı, personeli ve maddi kaynağı yok. Eğer banka istenen şartları yerine getiremezse, DKİB’in uluslararası donör havuzundan yararlanma imkanını yitirme tehlikesiyle karşılaşılacak. Bu da uygun kemik iliği bulmak için zorlanan lösemi hastalarının daha da sıkıntı çekmesine neden olacak.

Kemik İliği Bankası Başkanı Prof. Dr. Mahmut Çarin ve Banka Direktörü Doç. Dr. Sarper Diler, içinde bulundukları durumu anlatan bir rapor hazırlayarak Emine Erdoğan’a gönderdi. Erdoğan’dan olumlu cevap beklediklerini belirten Diler, “Umutsuz durumdaki lösemi hastalarını kurtarmak istiyoruz. 1 milyon dolarlık yatırım Türkiye gibi bir ülke için çok değil.” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın da kendilerine ‘ulusal kemik iliği bankası’ olmayı önerdiğini söyleyen Diler, “7 ay geçti, ama henüz konuyla ilgili protokol hazırlanamadı. Hep yarın diyoruz, ancak pek çok lösemi hastası için yarın olamayacak.” diye konuştu.

Diler, hastalar için uygun kemik iliğinin genetik açıdan akrabalar arasından daha kolay bulunabildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Türk cumhuriyetleriyle işbirliğine giderek Türk dünyası için ortak bir kemik iliği havuzu oluşturabiliriz. Genetik özelliklerimiz onlarla çok benzer. Böylece hastalara daha kolay ve çabuk kemik iliği bulunur.” Kanserdeki artış nedeniyle gelecek yıllarda Türkiye’de ilik bekleyen hasta sayısının 10-15 bin kişiye çıkacağını vurgulayan Diler, “Dünya Sağlık Örgütü önümüzdeki 10 yılda kanserin yüzde 325 artacağını açıkladı. ABD, Almanya, Japonya gibi ülkeler kendi kemik iliği bankalarına şimdiden milyonlarca dolar yatırım yapmaya başladı.” dedi. İstanbul Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası’nın halen kayıtlı donör sayısı 30 bin. Türkiye’de yeterince donör bulunmadığı için pek çok hasta, yabancı ülkelere giderek nakil yaptırıyor. İlik nakli yurtdışında 200 bin-1 milyon dolara mal oluyor. Türkiye’deki maliyet ise 50 bin dolar.

Zaman
kemik
i̇liği
bankası&#8217
nın
geleceği
1
milyon
dolarlık
yatırıma
bağlı
Yorum (8)
İLKER KARAPINAR
Sayın İSMAİL HAKKI Hocam, Kaleminize ve düşüncenize sağlık.. O kadar güzel ifadelerle konuyu anlatmışsınız ki "Anlamak için Arif olmaya gerek yok" diyorum, bu işin sorumlularına:)) Yazınızı sonlandırdığınız rubai de mükemmel. Saygılarımla.
0
Cevapla
aile hekimi
değerli hocam'ın bahsettiği koronun icrasını takip edemiyorum ;klasik türk musikisi eserlerini dinlemek bana müthiş keyif veriyor adeta zamanı durduruyor
0
Cevapla
M.F.Salgar.
Hoca herzaman olduğu gibi teşhisini ve tesbitini yapmış.Yine Hocanın işaret ettiği gibi,tıpda yapılacak yanlışlıkların bedeli ne olacak ise ,musiki sanatımızdaki yanlışlıkların bedeli de aynı şekilde olacaktır.Dilimiz kadar önemli olan musikimize tıp mensubu ilgililer, bu hassasiyeti herzaman göstermişlerdir.İsmail Hakkı Aydın hocama saygılarımı sunuyorum. M.F.S
0
Cevapla
OPDR KLİÇKO
SON TREND: MUSİKİ DEĞİL ARTIK... ARTIK HASTA HAKLARINDAN MAĞDUR VE MUZDARİP OLMAYANA HEKİM DEMİYOLAR...
0
Cevapla
Dr.Cevdettokat
Sevgili hocam.Benimde en çok sevdiğim şarkı şu: Kimseye etmem şikayet, Ağlarım ben halime Titrerim mücrim gibi Baktıkça istikbalime Perde-i zulmet çekilmiş, Korkarım ikbalime Titrerim mücrim gibi Baktıkça istikbalime Şikayetimiz yalnız ve sadece yerlerin ve göklerin sahibinedir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir