Medimagazin logo

Eczane açmak artık daha zor

Sağlık Bakanlığı, eczane açmak için yeni kriterler belirledi. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan taslağa göre Avrupa ülkelerinde olduğu gibi nüfus oranına göre eczane açılabilecek
Eczane açmak artık daha zor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanlığı, eczane açmak için yeni kriterler belirledi. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan taslağa göre Avrupa ülkelerinde olduğu gibi nüfus oranına göre eczane açılabilecek.

Nüfusu 20 binden az olan yerlere 2 bin 500 kişiye bir eczane, fazla olan yerlere ise 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde yeni eczane açılabilecek. Yıl içinde mazeretsiz olarak üç kez işbaşında olmayan eczacıya kapatma cezası verilecek. Ehil olmayan ya da bir eczacının ruhsatı ile eczane işletenlere ise 6 aydan başlayacak hapis ve bin günden başlayacak para cezası verilmesi öngörülüyor. Eczanede bulunan ilaçlar ise bir devlet hastanesine hibe edilecek.

Ülke genelinde yaklaşık 22 bin eczane bulunuyor. Kişi başına düşen eczane sayısı açısından Türkiye, Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde. Türk Eczacıları Birliği (TEB) verilerine göre Türkiye’de ortalama 2 bin 700 kişiye bir eczane düşüyor. Ancak bu oran, Avrupa ülkelerinde iki kat daha az. Türkiye genelindeki eczacılık fakültelerinden her yıl yaklaşık bin kişi mezun oluyor. Bu mezunların yüzde 85’i eczane açıyor. TEB verilerine göre, Türkiye’de 22 bin eczanede 10 bin civarında ilk-ortaokul mezunu, 5-6 bin civarında ise lise mezunu personel çalışıyor. Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı yeni taslağa göre eczane açmak artık zorlaşacak. Söz konusu taslağın yasalaşması halinde eczanede çalışanlar kurslara tabi tutulacak, belli bir süre sonra da iki yıllık yüksekokul mezunu olmayanlar eczanelerde kalfa ya da çıraklık yapamayacak. Mehmet Baki, Ankara


Zaman
eczane
açmak
artık
daha
zor
Yorum (1)
Mücahit Altuntaş
Eleştiri kültürünü edinmemiz gerekiyor.Nede olsa insanız.Zaafiyet tabiatında var. Eletiri kültürün sistem haline gelmesi sistemin eleştiri, çoklu denerim ve açıklık içermesi ile ilgili. Feodal , babaerkil , mezhepçi , ümmetçi , son demde örgütsüz bir toplumun paraya ve ünvana teşne hallerinden nasıl muhafaza olacağız. Geçenlerde siyasilerin bizzat kendi biat ve hegemonik alanlarında sürdürülen hacivat karagöz kavgalarından güzel bir söz çıkmıştır.“HESAPLAŞMADAN HELALLEŞİLMEZ ! denmişti.Bu basit sorunların makul şekilde çözülebileceği birçok sorunumuz için önemli , ama yeterli değil. Bu toplum , bu toplumun insanları hesaplaşma kültürünü , ahlakını, tutumunu edinmeden terbiye olması zor görünüyor. Fıtrat bilimsel yntemin özelliklerine has örgütlü şüphecilik ,açıklık , hesap verme kültürnü edinirse birçok konu rahatlıkla çözülebilecek haldedir. Peki bu nasıl olacak ? Önce toplumu ve insanı çökerten biat ve hegemonya kültürünü ekonomide (en basitinde emek sürecinde ) , siyasette ( en basitinde lider kültürnde ) , bilimde (en basitinde titr ve hocam yalakalığında , güncel ilişkilerde tanımlamak ( en azından özerklik , laiklik kültürü ile ) sorunlarını , açmazlarını ve nihayet yapılması gerekeni görmekle başlamak lazım. Özeleştiri bunun en zor başlangıçlarından birdir.Ama kişisel kalmaya mahkümdur.Bu yaklaşımı kaçınılmaz olarak sistemi içine sokarak karşılıklı dentleme ve hesap verme kültürü ile sistematik hale getirmek gerekiyor.Örgütlü bir toplum olmak , örgütlülüğü önemsemek gerekiyor.Zira fıtrat yada insan fıtratı egosentrik davranmaya oldukça eğilimlidir. Lastik reklamı ile bitiriyorum.Kontrolsüz güç her anlamda ve her alanda güç değildir.İnsan tarih boyunca her anlamda ve her fırsatta kontrolden çıkmayı sürekli test etmektedir , ediyor.Bireysel güç edinme anlamında gerek kişisel , gerek ülke bazında ve gerek kültür olarak arıza veriyor.Arıza vermeye de doğası gereği mahkumdur. Peki, Bizim Hiç mi Suçumuz Yok! .En azından bu sorunu karşılayan , olabildiğince karşılayan yada sigorta eden bir sistem öngörmek gerekiyor. Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 17 Haziran 2015
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir