Medimagazin logo

Van Devlet Hastanesi'nde bayan güvenlik görevlisi bıçaklandı

Van Devlet Hastanesi'nde, görevli polis memurunun kimlik kontrolünden kaçtığı belirtilen 4 şahıs, hastane kapısında bekleyen bayan güvenlik görevlisini kolundan bıçakladıktan sonra kayıplara karıştı
Van Devlet Hastanesi'nde bayan güvenlik görevlisi bıçaklandı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Van Devlet Hastanesi'nde, görevli polis memurunun kimlik kontrolünden kaçtığı belirtilen 4 şahıs, hastane kapısında bekleyen bayan güvenlik görevlisini kolundan bıçakladıktan sonra kayıplara karıştı.


Alınan bilgilere göre olay, bugün sabah saatlerinde hastanenin başhekimlik bölümünde meydana geldi. Başhekimlik odası önündeki koridorda bulunan vatandaşların arasında şüpheli hareketlerde bulunduğu bildirilen 4 kişi, görevli polis memuru tarafından fark edildi. Kimliklerini kontrol etmek isteyen polis memuru ile aralarında arbede yaşanan 4 şahıs, binadan dışarıya kaçmaya çalıştı. Bu esnada kendilerine doğru gelmeye çalışan Sanifaz An (25) isimli özel güvenlik görevlisini de kolundan bıçaklayan şahıslar, kayıplara karıştı. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri 4 kişinin yakalanması için çalışmalara başladıkları bildirildi.

Aldığı bıçak darbesi ile sağ kolundaki sinir damarlarının koptuğu belirtilen ve baygınlık geçiren Sanifaz An, hastane görevlileri tarafından hemen acil servise kaldırıldı.


Genç kadın, 4 saatlik ameliyatın ardından yatağına alındı. Safinaz An'ı ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulunan İl Sağlık Müdürü Muhammet Güzel Kurtoğlu, hastanede hastaların sağlığı için çabalarken birilerinin gelip terör estirdiğini ifade ederek duruma tepki gösterdi. Sağlık durumu iyiye giden Sanifaz An'ın sinir damarları kesildiği için ilerde kolundan sakat kalabileceği belirtildi.

İHA
van
devlet
hastanesi'nde
bayan
güvenlik
görevlisi
bıçaklandı
Yorum (2)
okuyucu okuyucu
Bence güzel bir tartışma başlangıcı; burada iki bakış açısı gündeme gelebilir: 1- hastanın bakış açısı, 2- işletmecinin bakış açısı, Hasta bakış açısıyla, sanıyorum ciddi hastalıklar için büyük hastaneler daha iyi görünüyor. çünkü daha çok ekipman ve daha çok yetişmiş insangücü var. Basit rahatsızlıklar açısından ele alındığında ise küçük hastanelere ise erişim kolay oluyor. işinizin görülmesi daha çabuk oluyor. Dolayısıyla her iki hastane türüne de ihtiyaç var gibi... Bunun da ötesinde küçük, orta ve büyük ölçeğe sahip hastaneler de gerekli. Bunun adı kampüs olur veya kamu hastane birlikleri olur fark etmez. işletmeci bakış açısından; avrupa ve amerika'da yapılan araştırmalara göre, hastanelerin ölçeği her zaman için maliyetleri doğrudan etkilememektedir. Ülkemiz örneğinde ise, toplu şekilde yapılan satın almalarda birim maliyetin oldukça avantajlı olduğu görülmektedir. Dünyada Hastane birleştirmelerinde yönetsel maliyetlerin düşmesi de pek gerçekleşmemektedir. Ülkemizdeki durumu bilmiyoruz. Güzel bir tartışma, devamı dileğiyle...
0
Cevapla
uzman doktor
yazının amacı belli. büyük yatak sayısına sahip üniversite hastanelerini küçültmek ya da bakanlık tarafından el konmasını sağlamak. büyük yatak sayısına sahip üniversiteler 3.basamak hizmeti verir.nitelikli ve sorunlu hastalarla ilgilenir.eğitim verir.ne kadar çok hasta o kadar iyi pratik eğitimdir.sorunun kaynağı üniversite hastanesinin yatak sayısı değil, onu kasaba hastanesiyle bir tutup işlem başına aynı parayı vermektir. ne zaman ki her hastanın ayrı hesabı yapılıp hastalığın ciddiyetine göre ücretlendirme yapılır (biz buna tanı ilişkili gruplar deriz) işte o zaman üniversiteler rahatlar. örnek olarak: diabeti ve geçirilmiş svo sorunu olan birinde diz protezi risklidir ve ek tetkik maliyeti, daha uzun hastanede yatış gerektirir. sizx parça başı mantığıyla paketten ödeme yaparsanız bu hastayı ameliyat eden üniversiteyi cezalandırırsınız. daha sorunsuz hastaları ameliyat yapan hastaneler ise ödüllendirilmiş olur. belli bir süre sonra problemli hastalar ceplerinden ciddi paralar ödeyerek özel hastanelerde sgk kapsamı dışında ameliyat olmaya başlar. çünkü üniversiteler de sonunda işletmedir ve hiç kimse kendisini fakirleştirecek, zarar edecek işlem yapmak istemez. zaten yeterince döner ödeyemediği için de fırsatını bulan hoca özele kaçar. çünkü doktorların da geçindirecek ailesi vardır. onlar da zarar eden işletmede çalışmak istemez. ihtiyacı olan hasta da karşılığını ödeyerek özele kaçan bu hocalara ameliyat olmak zorunda kalır. sonuçta fasıt bir daire çizilir. halis (!) niyetle çıkılan yolda sgk hocaların fark ücreti alabilmesinin yolunu açar, bakan miktar düşük te olsa hoca farkından bahseder. ne de olsa yolun sonu görülmüştür. bunu da en iyi mehmet demir'in bilmesi lazım. ne de olsa bu sistemi kurgulayanlardan biri de kendisi...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir