Medimagazin logo

Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi kabul edildi. Bütçe görüşmelerinden notlar...

TBMM Genel Kurulu'nda 2006 yılı bütçe müzakere maratonu sürüyor. <br />Genel Kurul'da bugün, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile Yargıtay Başkanlığı'nın 2006 yılı bütçeleri ele alındı. Genel Kurul'da Sağlık Bakanlığı bütçesi kabul edildi
Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi kabul edildi. Bütçe görüşmelerinden notlar...
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
TBMM Genel Kurulu'nda 2006 yılı bütçe müzakere maratonu sürüyor.
Genel Kurul'da bugün, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile Yargıtay Başkanlığı'nın 2006 yılı bütçeleri ele alındı. Genel Kurul'da Sağlık Bakanlığı bütçesi kabul edildi.

Bütçe görüşmeleriyle ilgili konuşmalardan notlar:



“Döner sermayeler ödenmiyor”
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY
Sağlık Bakanlığımızın, özellikle, döner sermaye yoluyla veya sözleşmeli personelle çalışan hastanelerimizin birkısım çalışanlarının ücretlerini almadıklarını, birkaç aydır alamadıkları doğrultusunda duyumlarımız var. Bunlarla ilgili hassasiyetini rica ediyorum; çünkü, çok güzel bir yol aldık, ciddî bir çalışma alanı aldık, poliklinik sayısını artırdık, ameliyat sayısını artırdık, bunlarla ilgili çalışanların da bir şevki var, o şevkin devam ettirilmesi gerektiği ve bu doğrultudaki tıkanıklıkları bir an evvel ortadan kaldırmamız lazım.


“Klinik şefleri huzursuz”

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU (Ankara)
Bu performans uygulaması ilk bakışta iyi gibi gözükmesine rağmen sorunları çok olur demiştim. İşte, bugün onları yaşamak üzereyiz. Hastanelerde servislerdeki klinik şefleri huzursuzdur, birbirlerine karşı tatsız muameleler uygulamaktadırlar. Bunun sebebi neydi; şimdi, olay ağır ağır kendini gösterdiğine göre, çoğu hastanelerden bunlardan en göze çarpan servisler arasındaki huzursuzluklar had safhalardadır. Örneğin, bu arada onu da söylemeden geçemeyeceğim Sayın Bakanım, eczacılar da bu hastanelerde çalışıyorlar. Bu hastanelerde çalışan eczacıların çalışma koşullarına rağmen ücretlerinin ve performanslarının eşit olduğuna kani değilim; bunlara da bir bakıp düzeltmenizde yarar var diye düşünüyorum.
Sayın Bakan, performans uygulaması çok yerinde bir önlem değildir. Bunların çok mahzurları vardır. Hekimleri suçlamak istemem; ama, hastanın şikâyetine göre, basit bir grip hastalığının teşhisini koymak için direkt akciğer, tam kan ve tam idrar tahlili isteyerek, teşhis koyulabileceği halde, bugün, şimdi ne oluyor; performans var diye, rutin biyokimya ve tomografi IMR istenmektedir. Kimden çıkıyor bu para? Devletten çıkıyor. Sonuçta, bun,u yine, devlet ödeyeceğine göre, bu performans uygulaması yerine doktorların ve sağlık personelinin özlük haklarını düzeltseydiniz de, sağlık personeli emekli olduklarında ömrünün kalan kısmını insanca yaşasalar daha iyi olmaz mıydı.
Sayın Bakan, bu da yetmedi; siz bir bilim adamısınız, bilimde siyaset olur mu? Yeni çıkardığınız ve Anayasa Mahkemesinde olan yasayla, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile Atatürk Üniversitesinde kendi siyaset anlayışınızda olan doçent ve profesörleri, Ankara, İstanbul ve İzmir'de klinik şefi olarak atadınız; bu atamalarda da hangi bilimsel kriterleri göz önüne aldığınızı merak ediyorum doğrusu.
Yani, ne olmuş oluyor Sayın Bakan; bal tutan parmağını yalar mı olmuş oluyor şimdi!



CHP GRUBU ADINA NURETTİN SÖZEN (Sivas)


Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9.7.2003 tarihli oturumunda, 21.8.1981 tarih ve 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanunun İptalini Öngören Tasarı burada tartışıldı, kabul edildi. Bu yasayla ilgili olarak, biliyorsunuz, Bakan, gerek Türk Tabipler Birliğinin büyük kongresinde "zorunlu hizmet diye bilinen uygulama yerine, gönüllü hizmet esasını getirmeye çalışıyoruz" dedi. Sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9.7.2003 tarihli oturumunda "sadece şunu söylemek isterim, gerçekten, 21 inci Yüzyıla yakışmayan bir uygulamayı bugün birlikte ortadan kaldıracağız" dedi. Sonra ne oldu; sonra, 22 ay sonra, Parlamento huzurunda bütün bunları söyleyen siyaset adamı, bir Bakan, 24 yıl evvel faşist bir yönetim döneminde çıkarılmış olan bir yasayı, daha kötü biçimiyle, daha eksik ve daha büyük yanlışlarla tekrar Meclise getirdi ve bu Meclisten, kuşkusuz, o yasa da geçti parti çoğunluğu oylarıyla. O günkü oturumda demiştim ki, Allah, hiçbir siyaset adamını Sağlık Bakanımızın durumuna düşürmesin.

Biliyorsunuz, öğretim üyelerinin, hastanelerde şef ve muavini kadrolarına atanması işlemi, burada konuşuldu. Bunun anayasaya aykırı olduğu sözcülerimiz tarafından ifade edildi. Yetmedi, Cumhurbaşkanı Anayasaya aykırı buldu ve yasayı iade etti; yetmedi, şimdi Anayasa Mahkemesi iade etti yasayı ve bu arada, kanuna karşı hile yapılarak "Anayasa Mahkemesi kararları yayınlanmadı" diye atamaya devam etmektedir. Bu, yakışmaz; bu bakanlığa da yakışmaz, siyasî partiye de yakışmaz, hükümete de yakışmaz. Hukukun üstünlüğünü savunacağız, onunla devletimizin varlığını koruyacağız. Onu, sağından solundan delerek, hukuka karşı hileler yaparak hiçbir yere gidilmez. Dolayısıyla, şu anda oraya atanmış çok değerli meslektaşlarım da, böylesine Anayasaya aykırı bir iradeyle, siyasî iradeyle atanmış oldukları psikolojisi içerisinde verimli çalışmalar yapamayacaklardır.


Nusret Fişek polemiği

CHP GRUBU ADINA ALİ ARSLAN (Muğla)

Şimdi, sağlıkta dönüşüm, tabiî, toplamda büyük sıkıntılar yaratacak. Bu konuda her yöntemi deneyerek de propagandasını yapmak gerekiyor. Bakın, Sağlık Bakanımız bu konuda Sayın Nusret Fişek'i bile kullanıyor. Bir konuşmamızda bana "Nusret Fişek de aile hekimliği modelini öneriyor, siz niye karşı çıkıyorsunuz" diye bir laf etmişti. Ben araştırdım, Nusret Fişek böyle bir lafı nasıl eder, bu sosyalizasyonun atası, babası; getirdiği model hâlâ bütün dünya ülkelerinde örnek olarak gösterilen bir adam nasıl böyle bir laf eder diye. Referans aldığı kitabı buldum. Kitabın adı: "Halk Sağlığına Giriş." Meclis kütüphanesinde var, dileyen arkadaşlarımız bulabilir. Ben o sayfasının fotokopisini çektirdim, sizlere buradan okuyorum. Bakın, Sağlık Bakanımıza ben bu konuda bu kürsüden cevap vermiştim aile hekimliği görüşülürken; ancak, ikna olmadı ya da o toplantıda yok muydu bilemiyorum, daha geçtiğimiz cuma günü yapılan Türk Eczacılar Birliği Kongresinde aynı, bu Nusret Fişek Hocanın aile hekimliği modelini istediğini, orada da söyledi.
Değerli arkadaşlarım, Nusret Fişek Hoca aynen şöyle diyor; aile hekimliği modelini tarif ettikten sonra -ki, aile hekimliğinin yaptığı hizmetleri sağlıkocaklarında hekimler aynen yapıyor- onları okumayacağım süre yetmeyecek diye, bakın, cümlenin sonunda aynen şöyle diyor: "Bu biçim çağdaş örgütlenmenin azgelişmiş ülkeler için daha gerçekçi -daha gerçekçi- modeli, sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesinde öngörülen sağlık ocaklarındaki ekip hizmetidir" diyor; Nusret Fişek'in aile hekimliği tanımı bu; yani, Nusret Fişek bu sözüyle, sağlık ocaklarını terk edin, sosyalizasyon modelini bırakın, aile hekimliğine geçin mi diyor, öyle mi diyor?! Her şeyi kullanıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, Numune Hastanesindeki hekim arkadaşlarımız, muayenehanelerini kapattırmakla övündüğünüz hekim arkadaşlarımız, iki aydan beri, performansa dayalı dönersermaye paralarını alamıyorlar; çoğunun çeki var, senedi var, çoğu icraya gitmek üzere. Göreceğiz bakalım, SSK ile devlet hastanelerinin birleştirilmesinin sonuçlarını. Elbette, kuyruklarda azalma oldu, daha rasyonel yatak kullanımı var, Başbakanın dediği doğru; ama, süreç içinde göreceğiz ki, bunun sonuçları olumlu mudur, değil midir.


SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)


Değerli arkadaşlarım, burada sağlık işletmelerinden bahsedildi benden önce. Elbette biz sağlık işletmeleri oluşturacağız. Sağlık işletmeleri oluşturmazsanız, maalesef, sağlık çiftliklerine fırsat tanımış olursunuz. Elbette işletme oluşturacağız. Elbette aldığını sattığını bilen, hesabını bilen, verimli bir biçimde çalışan, performans gösterdikçe daha çok kazanan personelin çalıştığı, hizmet ettiği müesseseler oluşturacağız. Buradan performans sistemine tenkit yönelten değerli milletvekillerimiz aslında muhtemelen bazı gerçekleri bilmiyorlar.
Değerli milletvekilleri, performansa dayalı katkı payı ödemeleri başladıktan sonra, 2002 yılı içerisinde biz devraldığımızda, muayenehanesi olmayan hekim oranımız yüzde 11 iken, bakınız, hekimlerin yüzde 89'u muayenehane çalıştırıyordu, uzman hekimlerin; 2003 yılında, bu yüzde 11 olan oran yüzde 25'e, 2004 yılında yüzde 42'ye, 2005 yılı aralık başı itibariyle de yüzde 53'e çıkmıştır.
Artık, bu ülkede, hekimler, günlerinin tamamını, tam zamanlı olarak insanımızın hizmetine sunmak üzere, devletin kendilerine verdiği parayla benim vatandaşıma hizmet etmektedir. Birilerinin AK Parti sağlığı piyasalaştırıyor iddiaları tamamen havada kalmıştır değerli arkadaşlarım.
Değerli milletvekilleri, Sağlıkta Dönüşüm Programımızda, hepinizin bildiği gibi, aile hekimliği var. Şimdi, yine, bu kürsüden, biraz önce, gereksiz bir tartışma alevlendirilmek istendi. Acaba, daha önce sosyalizasyonu yapmış olan, Sosyalizasyon Kanununda büyük emeği geçmiş olan bir değerli hocamız, aile hekimliği Türkiye için çağdaş bir model olur dedi mi demedi mi tartışması. Artık, Türkiye, aile hekimliğini tartışmıyor.
Burada, aile hekimliği çalışmalarını yürütürken, toplum sağlığı merkezlerimizi de kuruyoruz. Bir taraftan bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini ve tedavi edici sağlık hizmetlerini güçlendiriyoruz; ama, öte taraftan çevre sağlığı hizmetlerini, sanitasyon hizmetlerini, toplum sağlığıyla ilgili diğer hizmetleri güçlendirmek için de toplum sağlığı merkezlerimizi kuruyoruz.
sağlık
bakanlığı'nın
bütçesi
kabul
edildi.
bütçe
görüşmelerinden
notlar...
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir