Medimagazin logo

Başesgioğlu: Sosyal Güvenlik Reformu'nda kasıtlı gecikme yok

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, "Sosyal Güvenlik Reformu" kapsamındaki tasarılarla ilgili olarak, "Bu yasalar çok kapsamlı olması nedeniyle tartışmaya açık yasalar. Bu sebeple zaman almıştır. Kasıtlı olarak bir gecikme kesinlikle söz konusu değil" dedi
Başesgioğlu: Sosyal Güvenlik Reformu'nda kasıtlı gecikme yok
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, "Sosyal Güvenlik Reformu" kapsamındaki tasarılarla ilgili olarak, "Bu yasalar çok kapsamlı olması nedeniyle tartışmaya açık yasalar. Bu sebeple zaman almıştır. Kasıtlı olarak bir gecikme kesinlikle söz konusu değil" dedi.

Başesgioğlu, Kişisel Koruyucu Donanımların Piyasa Gözetiminin Desteklenmesi Eşleştirme Projesi’nin açılış töreninin ardından, basın mensuplarının "Sosyal Güvenlik Reformu"na ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın 15 Şubat’a kadar yasalaşması bekleniyordu, ancak henüz alt komisyondaki görüşmeler tamamlanmadı. Bu IMF ile ilişkilerde bir sorun yaratacak mı, tasarı ne zaman yasalaşacak?" sorusu üzerine Başesgioğlu, sosyal güvenlik tasarılarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinin devam ettiğini hatırlattı.

Başesgioğlu, dün kurumsal yapıya ilişkin tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildiğini, önümüzdeki günlerde bu tasarının TBMM Genel Kurulu’nda görüşüleceğini ifade etti.

Genel Sağlık Sigortası ve Emeklilik Sigortası’na ilişkin tasarının alt komisyonda görüşüldüğünü anımsatan Başesgioğlu, bunu da en kısa zamanda tamamlayacaklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bu süreç bence normal. Bu haliyle herhangi bir sorun yaratması beklenmiyor. Hükümet olarak bu konudaki kararlılığımız devam ediyor.
Elimizden geldiği ölçüde de süreci hızlandırmak istiyoruz. Ama bilindiği gibi parlamentomuzun kendine has çalışma usulleri var.
Programı yüklü, bu yasalar da çok kapsamlı olması nedeniyle tartışmaya açık yasalar, bu sebeple zaman almıştır. Ama kasıtlı olarak bir gecikme kesinlikle söz konusu değil. Herkes iyi niyetle bu tasarıların bir an önce hayata geçmesini istiyor. "

"FAZLA ZAMAN ALACAĞINI ZANNETMİYORUM"
Murat Başesgioğlu, kurumsal yapıya ilişkin tasarının TBMM Genel Kurulu’nda önümüzdeki hafta olmasa bile ondan sonraki hafta görüşülmesini beklediklerini söyledi.

"Alt komisyon çalışmalarının ne zaman tamamlanacağına ilişkin bir tarih verebiliyor musunuz?" sorusuna Başesgioğlu, "O konuda bir takvim vermek zor. O tamamen alt komisyonun inisiyatifinde. Daha çok onların çalışma usulleri bizi bu zaman konusunda belli bir noktaya getirecek ama fazla bir zaman alacağını da zannetmiyorum" diye karşılık verdi.

Başesgioğlu, SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bir soru üzerine de dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasa ile her iki kurum prim borçlarının 60 aya kadar taksitlendirilmesine imkan verildiğini anımsattı.

Her borcun bu süre kadar taksitlendirilmesinin söz konusu olmadığını, borcun yapısına göre taksitlendirmenin değişebildiğini belirten Başesgioğlu, "Bu son bir defa belki SSK ve Bağ-Kur’a borcu olan vatandaşlarımıza tanınmış bir imkandır. Bu imkandan vatandaşlarımızın gerektiği şekilde faydalanmalarını bekliyoruz" dedi.

Milliyet

başesgioğlu:
sosyal
güvenlik
reformu'nda
kasıtlı
gecikme
yok
Yorum (4)
Mücahit Altuntaş
Konu önemlidir.Konuşmak , değişik görüşlerle tartışmak ülke menfaaatine , sağlıklı tutumdur. Çözüm olarak sağlık hizmetine toplum ve tüketim paydaşlarının da katılması yaklaşımı ağır basmaktadır. Oysa sağlıkta katlanan harcamaların farklı nedenleri var.Bunlar bilimsel yaklaşım arızaları , sosyal kültürel siyasal gerekçelerdir.Bunların önemlilerine değineceğim. Adamsendecilik sosyal tutumu önemlidir. Sağlıkta özerk ve güçlü örgütlenmelerin sağlık sunumunda etkin olmama , daha doğrusu toplumda genel örgütlenme sorunları vardır. Siyasal yaklaşımın ve dönüşümün demokratikliği Kanun Hükümünde Kararname ile arıza almıştır.Atlamayalım. Bunların hepsi sağlık harcamalarının katlanmasında etkendir. Ama neyazık daha genel sağlık yaklaşımı sorunları var.Bunlar maliyeti artırmaktadır. Yazar neden sağlık hizmetlerine müracatın sıklığının Avrupa birliği ülkelerini geçtiğine dair , performasn sistemine dahil , hekimlerin iş yükü ve sağlık hizmelerinin kalite eşgüdüm sevk sistemi sorunlarını ve hasta ve hekim hekim oryatasyon konularını ve sorunlarını yok saymaktadır. Sağlığın KHK ile aşırı siyasallaşmış ve çığrından çıkmış uygulamalarının faturasını hastalara yada topluma maletme çabasındadır.Anlaşılıyor. Yazarın bu konuları araştırmasını bir ülkede poliklinik sayılarının , sağlıkta maliyetinin , yapılan operasyonların nasıl oluyorda on yılda 3-4 kat artığını yani sağlıkla ilgili önemli verileri gelişmeleri ihmal etmştir.Eksik yaklaşım vardır. Sağlık harcamalarında toplamda ihracatın ithalatı karşılama oranı ve dışa bağımlılığın göstergesi ihraç ürünlerinin ithal ürenlerin ancak %16 karşıladığı gerçeği ve ülkemizin ABD benzeri krizi çok hasarlı atlatacağını görmesi gerekiyor.Böylesi bir krizde toplumun alım gücü düşük kesimi sağlık hizmetinden yararlanamayacaktır.Yani artan harcamalar karşısında ABD benzer bir krizi yaşayacağımızı açıktır. Sağlıkta gereksiz işlem çoktur.BAşta performasn uygulaması , kayıt sistmeinin , sevk sisteminin , bütüncül yaklaşım ön planda olduğu yaklaşımların sorunları vardır. Sağlıkta maliyet sıkıntısı en doğru biçimde güçlü birinci basmak , gereklillik , yerindelik , bilimsellik , sevk sistemi ile karşılanabilir.Bu soruların sorulması gerekiyor.Bu ancak siyasallaşmış değil bağımsız sağlık organizasyonları ile aşılabilir. Yazar birçok soruyu sormayı ihmal etmiştir.Bu gerçekleri ihmal etmeyen bir yazı yazmasını , sağlıkta bu tür yazıları yazarken bağımsız kurumların bilgilerinde faydalanmak , çok yönlü yaklaşmak ve düşünmek gerekliliktir. Bunları bilen araştıran görebilir.Sağlıkta yaygın ,kaliteli , konforlu ve az maliyetli uzun bir perspektif gösteren yaklaşımlara evedilikle ihtiyaç vardır.Çok daha iyisive daha az maliyetlisi mümkündür.Tartışmalara değişik kesimlerden ve kurumdan insanların katılımı gözetilmelidir. Sağlıkta maliyet , kalite , saygınlık , etkinlik , şiddet göstergeleri kapıyı kırmadan bunları yapmak gerekiyor ! Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Sizin seçtiğiniz konuyla ilgili.Önemlidir. Sağlığa 76 milyar.Medimagazinde yazıyor.Artışlar ayrıca dikkat çekici. Buna göre, sağlık harcaması, 2009 yılında 57 milyar 911 milyon lira oldu. 2010 yılında bu oran yüzde 6,5 artarak 61 milyar 678 milyon liraya, 2011 yılında yüzde 11,7 artarak 68 milyar 897 milyon liraya yükseldi. Sağlık harcamaları, geçen yıl ise önceki yıla göre yüzde 10,7'lik artışla 76 milyar 278 milyon liraya ulaştı. Yani paralar gidiyor.Son on yılda sağlığa harcanan para kaç kat arttı ? Poliklinik sayıları 3kat arttı.Operasyon sayıları 4 kat arttı.HAstaneye müracat oranınında Avrupayı geçtik.Pek güzel Ama şiddet artıyor. Neden ? Ulaşılabilirlik arttı tamam.Ama kalite artıyor mu ? Sağlık sisteminde sorun ? Performasn sisteminin etkisi ? Performasn sisteminin arızası çok açık.Peki daha ötesi birinci basamakta sağlam ve donanımlı bütünsel akılcı yaklaşım , organize ve bilginin paylaşıldığı ikinci üçüncü basamakla paylaşımı olan sevk sistemi var mı ? Giden paralar kimin ? Sağlıkta ilaç ve teknoloji olarak dışa bağlıyız.İhracat ithalat oranı yada ürettiğimi tükettiğümiz ancak %16 aranında karşılıyor.%84 açıkla ve sağlıkta sürekli artan harcamalarla nereye gidiyoruz ? Para kimden çıkıyor ? Değitmenin suyu nereden geliyor ? ABD sağlık sisteminde revizyon neden kriz yaşatıyor ? Sağlık harcamaları neden artıyor ?Gerçekten akılcı oryante , bilginin çeşitli uzmanlıklarca paylaşıldığı açık toplumun çoklu katmanlarınca denetlenebilir bir sağlık sistemi var mı? Sağlık sistemi ? Harcamalar ? Oryantasyon ? Sağlıkta maliyetlerin sınıflar arası paylaşımı ayrı bir siyasi sorun ! Sağlıkta , sağlığın korunması değil tüketim değeri haline dönüşmesi akılcılığını kaybetmesi ayrı bir ideolojik tutum ve sorun ! Ama daha önemlisi teknik olarak sağlıkta gereksiz iş yükü varmı ? Gerekli yada gereksiz iş yükü oranları ayrı konu.Onu da geçtik ! Peki mevcut iş yükünün ve işin akılcılığı ve paylaşımı varmı ? Bunların maliyete etkisi nedir ? Bunları , sağlıkta işlemlerin akılcılığı ve anlamını konuşmaz isek , işin değer ve etkilerini görmezsek rakamlara aval aval bakarız.Niye artıyor bu rakamlar. Kim bağışlıyor bu bönkör tutumu ? Ne yapmalı? Akılcı ve kanıta dayalı ama daha öncede sağlıkta olasılık temelli olmalı.Bilginin ve uzmanlığın olduğu ama öncelikli bütünsel yaklaşım ve süzgeçten geçerek geribildildirim aldığı ,kayıt içeren bir sağlık sistemi ve yaklaşım gerekiyor.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Hekim postanın haberi.Sağlıkta tekelleşme. http://www.hekimpostasi.org.tr/2013/10/10/saglikta-tekellesme/ ..."Merger Market ve Deal Watch gibi danışmanlık şirketlerine Başbakanlık tarafından hazırlatılan raporlara göre 01 Ocak 2004-31 Aralık 2009 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte 12 satın alma ve birleşme işlemi gerçekleşti. Tekelleşme olarak da okunabilecek bu süreç yıllar geçtikçe hızlandı. Sadece 01 Ocak-31 Aralık 2012 tarihleri arasında görüşmeleri veya ihaleleri tamamlanmış 14 işlem yapıldı. Satın almaları gerçekleştirilen işlemlerin toplamının 838 milyon dolar olduğu belirtilse de, bunun içerisinde satın alma ve birleşme işlem miktarları açıklanmayan işlemler olmasından dolayı asıl rakamın 1 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası tarafından yayımlanan istatistiklere göre Türkiye’de reçeteli ilaç pazarı 2009 yılında 13.9 milyar dolarken 2012 yılında % 5.9 gerileyerek 12.9 milyar dolara düştü. Ancak ilaç tüketimi ise artmaya devam etti. 2002 yılında 699 milyon kutu ilaç tüketimi 2012 yılında 1 milyar 721 milyon kutuya çıktı. 2012 yılı kişi başı ilaç tüketimi ise 106 dolardır. Frost & Sullivan danışmanlık şirketinin doğrudan yabancı yatırım yapacak şirketler için hazırladığı analizlere göre Türkiye’de son yıllarda ilaç ve özel sağlık hizmetleri alanındaki yatırımların artışına yol açan bazı “beklentiler” mevcut. Sağlık harcamasının 2015’te 63 milyar dolar düzeyine ulaşması, 2020 yılında sağlık alanında çok ciddi bir tüketici grubunun oluşması, Genel Sağlık Sigortası ile sosyal güvenlik kapsamının genişletilmesi, 2015 yılında Türkiye’de 9 milyon diyabet hastası, 24 milyon tansiyon hastası bulunacak olması ve kanser vakalarının 1 milyona ulaşması gibi çeşitli beklentiler, pazar yatırımları için “olumlu” bir atmosfer yaratmakta; yatırımları arttırmaktadır."..... Sağlıkta Tekelleşme sağlıkta taşeronluk konumumuz ucuz iş gücünü gerektirmekte.Yatırımların alt yapısı ve iştahı böyle hazırlanıyor. Bu arada gerek burada gerek üniversite ortamında Sağlıkta akılcı , bilimsel , rasyonel , ticarileşmemiş süreçlerin olması için gerekli şartları tekrar yazalım.Sizce hangileri iyi durumda yada ne durumda ? Bakın ABD sağlık harcamalarının yüksek düzeyi malüm.Bu övünülecek konumu bilmiyorum.Çünkü sağlığı sadece artan harcama ile ilişkisi olmadığnı bilenler biliyor.ABD de sağlık hizmetleri sosyal ve yaygın değil sosyalleştirilmeye çalışılıyor.Kapsayıcı ve yaygın olmadığından toplumsal sorundur o topluma bir şekilde malololacaktır. Peki , sağlık şemsiyesi genişletilmeye çalışılıyor ama karşımıza yüksek maliyet ve kriz çıkıyor.Evet sağlıkta referans bir ülkenin durumu ve verileri bu.Gerçek bu !Bunu görmezden gelemeyiz.Buradan ne çıkarabiliriz? ABD yaşanan bu olay " sağlıkta " tüketim ve hesapsızlığın öngörüsüzlüğün gerçeğini bize eğer görürsek kanıt olarak sunmaktadır.Biz sağlıkta dışa bağımlı kaynaklar içindeyiz. Perspektif ve akılcılığı olan bir sağlık sistemi planlamaya mahkümüz ! Peki ne yapıyoruz ? Şimdi bizim gibi sağlıkta tekelleşen ve sürekli maliyetleri katlanan , eğer bir gösterge kabül edilirse sağlıkta buna rağmen şiddeti artan , şiddet ortamı pervasızlaşan , acil hizmetlerde çeşitli sorunlar taşma etkisi yaşayan ülkeler ne yapmalı? Bizde veriler ? Medimagazine göre sağlık harcamaları 2009 yılında 57 milyar 911 milyon lira oldu. 2010 yılında bu oran yüzde 6,5 artarak 61 milyar 678 milyon liraya, 2011 yılında yüzde 11,7 artarak 68 milyar 897 milyon liraya yükseldi. Sağlık harcamaları, geçen yıl ise önceki yıla göre yüzde 10,7'lik artışla 76 milyar 278 milyon liraya ulaştı ! Bilimsel yaklaşmak zorundayız ! Bilimsel topluluğun normlarını hatırlayalım.Beş adet. -Evrensellik -Örgütlü şüphecilik -Tarafsızlık -Paylaşımcılık -Dürüstlük Üniversiteler , sosyal ortamalar yada herhangi bir ortam için bu kurallardan ,kriterlerden hangisi işliyor ? O zaman ? Bilimsellik laflarını ederken daha dikkatli olmamız gerekiyor ! İçinin boşalıp boşalmadığına , sözcülerinin temel kavramaları ne kadar ve ne düzeyde görüp görmediğine dikkat etmek gerekiyor. Birçok sosyal platformda ve medyada dahil , sağlık sisteminde bilimselliğin ticarileşme ilişkisi içinde hep ticarileşeyi öne çıkardığını , bilimselliğin malesef daha çok paravan yapıldığını görmüş oluyoruz. Sağlık sisteminde hem insanın hem aşırı işlem döngüsünün , ilaç kullanımının sektörün taşeronlaşması ile birlikte aşırı ticarileştiği açıktır.Sağlıkta işletme ve CEOlara bağlı sistemde aynı işaretleri veriyor. Bu sorunları hekim hakkı ve akılcı sağlık sisteminin gereği olarak yeterli sürede muayne , güçlü birinci basmak sistemi mutlak kayıtlı sevk sistemi , uzmanlık dallarının birbiriyle iyi ve bilişsel-bilimsel ilişkileriyle gidermek mümkündür.Bu bilinç ve ahlak gerektiriyor. Bu bilinç ve ahlakın düzeyi bu ülkede yeterli muayne süreleri , sevk sistemi , bütüncül ve olasılık temelli koruyucu hekimilik yaklaşmının mevcut düzeyinde , itibarında , ilgisinde görülmektedir. Sağlık aşırı fetişleştirilmiş ve siyasi malzeme konusu olmuştur.Sağlık ticari değil kamusal alandır.Bunu unutmayalım , tekrar tekrar gerekçelerini ifade edelim konuşalım. http://www.hekimpostasi.org.tr/2013/10/10/saglikta-tekellesme/ Ek Sizin yazdığınız soru.Sağlık Sisteminin Mali Yükünün Paylaşımı Nasıl Olmalı?Murat Uğurlu , Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali KOntrol Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı http://www.medimagazin.com.tr/authors/murat-ugurlu/tr-saglik-sisteminin-mali-yukunun-paylasimi-nasil-olmali-72-109-3499.html
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Sağlık Sisteminin Mali Yükünün Paylaşımı Nasıl Olmalı? Murat Uğurlu , Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali KOntrol Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı yazmış.Teşekkür ediyorum. Bir taraftan sağlık sistemi çok açık özelleşirken mali yükü konuşmamak nasıl bir aymalıktır.Görüyoruz. Üstelik ABD nin ( kişi başına düşen gelir düzeyinin yüksek olduğu ! ) sağlık sistemi krizini yaşadığı bugünlerde ! Üstelik performans dene bilimsel yöntemle ilgisi olmayan bir sistem hala işletilirken ve sağlık harcamalarının 3-4 kat arttığı tesbit edilmişken ! Acile yıılık müracat bir ülkenin nüfüsünü aşmışken ! Gaflet dalalet hiyanet günlerinde geçtiğimizin en güzel kanıtı.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir