Medimagazin logo

Araştırma için 'paralı ortak' aranıyor!

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç. Dr. Murat Canpolat, vücuttan parça almadan deri, rahim ve gırtlak kanserini teşhis edecek bir sistem bulduğunu ve "tek fiberli optik biyopsi" adını verdiği sisteme ABD'den yerel patent aldığını, çalışmasını doğrulamak için 200 bin dolara ihtiyacı olduğunu söyledi. Yrd.Doç.Dr. Canpolat, bu parayı riske edebilecek bir ortak aradığını kaydetti
Araştırma için 'paralı ortak' aranıyor!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç. Dr. Murat Canpolat, vücuttan parça almadan deri, rahim ve gırtlak kanserini teşhis edecek bir sistem bulduğunu ve "tek fiberli optik biyopsi" adını verdiği sisteme ABD'den yerel patent aldığını, çalışmasını doğrulamak için 200 bin dolara ihtiyacı olduğunu söyledi. Yrd.Doç.Dr. Canpolat, bu parayı riske edebilecek bir ortak aradığını kaydetti.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nde doktorasını tamamladıktan sonra ABD'de fizik üzerine bilimsel çalışmalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Murat Canpolat, Akdeniz Üniversitesi'ne bağlı Batı Akdeniz Teknokenti (BATEK) yönetiminin daveti üzerine çalışmalarda bulunmak üzere Türkiye'ye geldi. ABD hükümet laboratuvarı olan Los Alamos National Laboratory'de geliştirip, daha sonra patentini aldığı "tek fiberli optik biyopsi' metoduyla kanseri erken tespit etme çalışmalarını sürdüren Yrd. Doç. Dr. Canpolat, dokulara ışık gönderip kanserli hücreleri belirleme mantığına dayanan "optik biyopsi' üzerinde tüm dünyanın 20 yıldır çalıştığını belirtti. Hayvanlar üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda yüzde 100 sonuca ulaştıklarını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Canpolat, şu an için ise insanlar üzerinde denemelere geçtiklerini kaydetti.

Yrd. Doç. Dr. Murat Canpolat, "Kendi ölçümlerimizle patoloji ölçümlerini karşılaştırıyoruz. Bizim sonuçlarımız ve patoloji sonuçları arasında yüksek bir uyumu yakaladığımız anda uluslararası patent için başvuruda bulunacağız" diye konuştu.

Kanserde yüzde 100 oranında teşhis yapabilmeyi amaçlayan icadını doğrulamak için sermayeye ihtiyacı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Canpolat, "Şu aşamada 200 bin dolara ihtiyacım var. Rakiplerimiz belki benden önce bulur ve milyar dolar kazanır. Bu parayı riske edebilecek bir ortak arıyorum. Kaybettiği zaman bu para onun için çok önemli olmamalı. Çünkü kaybedebilme riski yüksek. Ama kazanırsa milyar doları olacak" dedi.

ABD'deki bir firmanın meme kanseri araştırması için 70 milyon dolar sermaye ve 40 kişiyle çalıştığını belirten Yrd. Doç. Dr. Canpolat, "Aynı firma benimkine benzer bir araştırma üzerinde de çalışıyor. Sonuca benden daha erken gitmeleri olası. Benim ise şu aşamada 200 bin dolara ihtiyacım var ve tek başına çalışıyorum. Böyle durumlarda zekanızdan başka güveneceğiniz başka birşey yoktur" diye konuştu.

Vatan
araştırma
için
'paralı
ortak'
aranıyor!
Yorum (3)
Mücahit Altuntaş
Sayın Murat Uğurlu ,yazınızda "2002 yılında sağlık kurum ve kuruluşlarına başvuru ortalaması 3,1 iken 2013 yılında bu sayı 8,2’ye yükselmiştir. Bu şüphesiz, bir iyileşme durumunu ifade etmektedir." Bu iyileşme durumunu ifade etmez.Eksik bir değerlendirmedir.Sağlık alanında sayı olarak artan işlemin , hizmetin nitelikle olması gereken ilişkisi ortadan kalkmıştır.personel sayısını bir o kadar artıramayan sağlık sistemi ve Bakanlık bir yandan personel açığı söylemi yaparken bu artan işlem sayısı ile övünmemeli , övünemeyiz.Personel sayımız eksikse bu eksiklikte nası iki kat hata üç kat artan işlemler yapabiliyoruz ?Hasta hakları , yeterli süre , malpraktis baskısı , sağlık çalışanlarının ve hekimlerin düşen ücret ve emeklilik koşulları buralarda iyileşmeyi ifade etmiyor.Sağlıkta artan şiddet de bu iyileşmeyi doğrulamıyor. Sayın Murat Uğurlu lütfen 08 Ocak 2015 MEdimagazinde çıkan "Dr. Aytun Çıray, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ameliyat ve tetkik sayısında ciddi artışa yol açtığı iddiasında. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na konuyla ilgili bir rapor da sunan Çıray’a göre, sağlık hizmetlerinin hem maliyetleri arttı hem kalitesi düştü." yazısını okuyun Link http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-bizde-ameliyat-enflasyonu-var-1-11-63799.html Sağlıkta artan iş yükünü , ticarileşmeyi,üniversitelerin liyakat sorununu, özelleştirmenin ilerle bu ülkede malpraktisle birlikte aşırı maliyet ve çok parçalı iş anlayışına döneceğini , sağlk sisteminin bütünsellik empati ve eşgüdüm kavramalarını kaybettiğini görün. Medimamagazin'de yazan hekimlerin rumuzlu yazması ve toplamda tüm yazıların içeriğinden zaten eş güdüm ve empati kavramlarının tamamen bitirildiğini anlamış olmanız gerekir.Bu veriler yapılanların iyileşme olmadığını gösteriyor.Ama görmek istemiyorsanız ayrı konu.Sağlık hepimiz alanı ve sorunudur.Sağlıkta özerklik ve kendi içinde çoklu denetim sistemini getirmek gerekiyor. Saygılarımı sunuyorum Dr.Mücahit Altuntaş
0
Cevapla
Ahmet Haşim AKSOY
Danimarka gibi bazı batı ülkelerinde hastaların aile hekimini seçebilme gibi bir şansları yok. Anketler bu ülkelerde hastaların hekim seçebilme hakkı için mevcut primlerinin 3 katına kadar prim artırımına razı olduğunu gösteriyor. O ülkelerde hekimler, hastalarla değil,sigorta şirketleriyle anlaşmalı olduklarından hastalarına karşı bilimsel ve etik ilkelerden ödün vermeden mesleki onurlarını koruyarak hekimlik görevini icra edebiliyorlar. Bizde ise eskiden 6 ayda bir tanınmış olan hekim değiştirebilme ve seçebilme hakkı 2010 yılından sonra 3 aya indirildi. Bu da doğal olarak gereksiz ilaç yazdırma ve tıbbi etiğe aykırı istirahat ve sağlık raporu taleplerinde artışa yol açtı. Haliyle beraberinde hekime yönelik şiddet vakaları da çoğaldı. Hekim değiştirebilme süresinin yeniden 6 aya, hatta 1 yıla çıkarılması gereksiz ilaç tüketimi ve etik dışı raporların son derece istisnai düzeylere düşmesini sağlayacağı gibi hasta takibindeki kopuklukları da ortadan kaldırarak daha istikrarlı bir veri tabanı oluşmasına da katkıda bulunacaktır. Hekime yönelik olarak şiddete başvurmak üzere olan kişi, böyle bir durumda iki kez düşünerek duygularına gem vurabilecek, hasta yakınları ile hekimler arasında gereksiz gerginlikler de oluşmamış olacaktır.
0
Cevapla
Cengiz DAĞLARAŞTI
Sn Murat Uğurlu beye Sağlık Camiası dışından koruyusu sağlık hizmetlerinin öneminden bahsederek asıl önemli olan ve bakanlığımızın çalışma yapması gereken konulardan bahsettiği için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Ancak 1. Basamak ile ilgili poliklinik sayılarının 3 kat arttığı düşünüldüğünde aslında 2. basamağa başvuru artışının nedenlerinin araştırıldığı bir çalışma yapılmadan birinci basamağın Toplam muayene oranlarınıda %45 te kalmasının açıklanması makul görülmemektedir. Ek olarak 1. basamak için belirtilen oranların sadece poliklinink muayene sayılarının olduğu ancak 1 basamağa başvuran kişilerin (izlem,aşı, eğitim vs ) koruyucu hizmetler için başvuruları bu sayılar içinde değerlendirilmemektedir. Bu da büyük eksikliktir. 2. Basamak baş vurularının değerlendirilmesin de ise poliklinik başvurularının kontrol adı altında 2.3. baş vurular olduğu da unutulmamalıdır. Tabiki kontroller yapılacaktır. Ancak özellikle kronik hastalıklarının tedavi sürecinin aile hekimlerince periyodik olarak yapılması da önem arz etmektedir. Burada ise başka bir sorun ortaya çıkmaktadır. Oda Hastaneye başvuran hastalarımızın epikriz tedavi süreci sonraki dönemlerde dikkat edilecek hususlarla ilgili ise aile hekimlerimiz bilgilendirilmemektedir.Sevk zincirinin geri bildirimin olmadığı birsistem de işe yaramayacağı nettir.Hastalarımıza nekadar anlık bilgilendirme yapılsa da kendileri ile ilgili kararlarda aile hekimlerinin takip ve izlemleri ve katkıları da göz ardı edilmemelidir.İnsan Sağlığının bütüncül olarak değerlendirilmesi, sağlık danışmanlığı birimi olan aile hekimliği sisteminin sistemle ilgisi olmayan nöbetlerle değil daha iyi hizmet verilebilen modern ortamların sağlandığı ekip hizmeti olan aile hekimliği hizmetine diyetisyenlerin,psikologların,dal uzmanlarının belirli periyotlarla ASM lerde halk eğitimi toplantıları da sağlanmalıdır. Sevk zinciri olması ,olmasa bile hasta bilgilerinin 2-3. basamaktan m utlaka aile hekimliği sistemine en azından epikriz olarak girilmesi de hastalarımıza daha iyi hizmet vermemize sebeb olacaktır...Tekrar koruyucu hizmetler hususunda değerlendirmeleriniz için teşekkür eder saygılar sunarım..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir