Medimagazin logo

Türkiye'de 22 milyon kronik hasta var

Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan "Kronik Hastalıklar Raporu"na göre, Türkiye'de yaklaşık 22 milyon kişi kronik hastalıkların etkisi altında yaşıyor
Türkiye'de 22 milyon kronik hasta var
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan "Kronik Hastalıklar Raporu"na göre, Türkiye'de yaklaşık 22 milyon kişi kronik hastalıkların etkisi altında yaşıyor.

En sık ölümlere neden olan hastalığın diyabet (şeker hastalığı) olduğunun vurgulandığı raporda, Türkiye'de 15 milyon kişinin "yüksek tansiyon" rahatsızlığıyla yaşadığı kaydedildi.


Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan 16 Şubat 2006 tarihli "Kronik Hastalıklar Raporu"na göre, Türkiye'de yaklaşık 22 milyon kişi kronik hastalıkların etkisi altında yaşıyor ve kronik hastaların sayısında artış gözleniyor. Raporda, kronik hastalıklar grubunda yer alan kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH) en önemli risk faktörlerinin, sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, stres ve hareketsiz yaşam tarzı olduğu vurgulanıyor.

Erken ölümlere yol açan ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik hastalıklardan korunmanın, alınacak koruyucu önlemlerle mümkün olacağına dikkat çekiliyor.
Türkiye'de yaklaşık 15 milyon kişinin yüksek tansiyon, 4 milyon kişinin de şeker hastası olduğu belirtilerek, yaklaşık 3 milyon KOAH ve 2 milyon koroner kalp hastasının yaşadığı ifade ediliyor. Raporda, Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü etkileyen kronik hastalıklar, ayrı ayrı ele alınıyor.
Raporda, kalp damar hastalıklarının dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin, ülkemizde de 130 bin vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açtığına vurgu yapılarak, "Sigara bir çok hastalığa olduğu gibi kalp-damar hastalıklarına da zemin hazırlayarak, ölümlere yol açar. Koroner kalp hastalıklarından ve bu hastalıkların yol açtığı ölümlerden korunmak için atılacak ilk adım, sigara ve dumanından uzak durmaktır. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunu önlemek için ayrıca, beslenmede doymuş yağ oranının azaltılması, tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeren yağların oranının artırılması, besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edilmesi, posa içeren yiyeceklerle meyve-sebze tüketiminin artırılması, şeker ve tuzun asgari düzeyde tüketilmesi gerekmektedir. Koroner kalp hastalıklarından korunmak için vücut ağırlığı kontrol altında tutulmalı, doğru besinlerle beslenmeye özen gösterilmeli, stres azaltılmalı, alkol, sigara ve oksijensiz ortamlardan uzak durulmalı, spor ve haftada üç dört kez en az yarım saat tempolu yürüyüş yapılmalıdır" ifadesine yer verildi.

KALP KRİZİNDE KAN ŞEKERİ TEHLİKESİ
Raporda, Türkiye'de yaklaşık 15 milyon kişinin yüksek tansiyon hastası olduğu belirtilerek, yüksek tansiyon hastalığının 18 yaş üzeri görülme oranının yüzde 31.4'e ulaştığına dikkat çekildi.
Yüksek tansiyonun, genellikle ensede olan baş ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, baş dönmesi, burun kanaması, yol yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok sık idrara çıkma, gece uyurken uykudan kalkıp idrar yapma ve bacaklarda şişlik gibi şikayetlere yol açtığına ve bazı kişilerde de belirti vermediğine vurgu yapılarak, tedavi edilmeyen yüksek tansiyonun, kalp krizi veya felç geçirme riskini artırdığı, kalp ve böbrek yetersizliği ile ölümlere yol açtığı kaydedildi. Türkiye'de tüm ölümler arasında ilk iki sırada yer alan kalp-damar hastalıkları ile kanserin ana risk faktörü sigaranın, yüksek tansiyon için de risk faktörü olduğunun altı çizildi. Yüksek tansiyondan korunma konusunda, sigaradan tümüyle uzak durma, fazla kilolardan kurtulma, az yağlı ve az tuzlu beslenme, düzenli egzersiz yapma ve stresle başa çıkmayı öğrenmenin önemli bir yer tuttuğu vurgulandı.


"Kronik Hastalıklar Raporu"nda, şeker hastalığının yaşadığımız yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biri olduğu ve dünya nüfusunun yüzde 2.5'ini olumsuz etkilediği vurgulanarak, "Ülkemizde, aileleriyle birlikte 12 milyon vatandaşımız diyabet hastalığından etkileniyor. Türkiye'de 'önemli bir halk sağlığı sorunu' olarak varlığını sürdüren diyabet, bir çok hastalığa da zemin hazırlıyor. Tüm yaş gruplarında görülebilen ve yaşam boyu süren diyabet, aşırı su içme ve yemek yeme, sık acıkma, aşırı idrara çıkma, yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteriyor" denildi.

Diyabetin, "en sık ölümlere neden olan'" bir çok hastalığın hazırlayıcısı olduğu, iyi tedavi edilmemesi durumunda yaşamsal organlarda ciddi, kalıcı hasarlara yol açtığı ve sağlık sistemine de 580 milyon YTL yük getirdiğine dikkat çekildi.
Raporda, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak insanların nefes almalarını zorlaştıran Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH), en tehlikeli akciğer hastalıkları arasında yer aldığına işaret edilerek, hastalığın oluşumunda en önemli ve önlenebilir tek nedenin sigara olduğu kaydedildi. Sigara tiryakilerinin potansiyel KOAH adayı olduğu bildirilen raporda, "Bazı istisnalarla birlikte bu hastalığın sadece sigara içen kişilerde görüldüğü tespit edilmiştir. KOAH, sigaraya erken başlayan, uzun yıllar ve fazla sayıda sigara içen kişilerde daha erken görülür ve ağır bir seyir izler. Sigara içmeye başlayan hatta uzun yıllar sigara içen kişilerde belirti vermeden ilerleyen KOAH, ileri yaşlarda fark edildiğinde tedavi için geç kalınmış olur. Sigara dumanı; katran, karbon monoksit ve nikotine ek olarak, amonyak, arsenik, hidrojen siyanür, formaldehid ve metan gibi son derece zehirli olan 4 binden fazla kimyasal madde içerir. Sigarada bulunan nikotin, bağımlılık yapma özelliği olan bir maddedir. Sigara dumanın içerdiği katran akciğerlere zarar verirken, karbon monoksit kan dolaşımına girerek dokuların oksijen almasını zorlaştırır, damar içi pıhtılaşmayı artırarak, atardamarların iç duvarlarına zarar verir" ifadesine yer verildi.


İHA
türkiye'de
22
milyon
kronik
hasta
var
Yorum (2)
Dr.Cevdettokat
Doktor hanım, bilindiği gibi artık üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı.Daha önce Başbakanımız üniversite mezunu ve işsiz olduğunu beyan eden bir öğrenciye ''Her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değiliz'' sözünü söylemişti.Yarın öbür günde , üç-beş çocuk yapanlara ''Bunları biz doyurmak zorunda değiliz'' demeyeceğini kim garanti edebilir.Nitekim doğu ve güneydoğuda ekmeğini aşını temin edemediğimiz binlerce çocuk uluslararası sermaye tarafından ekmeği aşı temin edilerek dağlara çekilmedi mi?Bizde rızkın Allah'tan geldiğine inanıyoruz ama bunun içinde insanlara iş-aş verecek alanlar açmadan üç-beş yapın demenin mantığı olmasa gerek.
0
Cevapla
naciye vural
hayatında bir çocuk doğurmayan birisinin beş değil on çocuk istemesi doğaldır. önemli olan ana baba olarak bu çocuklara nasıl bir hayat sunacağımızdır ..merak etmeyin bizim halkımız dolduruşa gelecek kadar saf değildir..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir