Medimagazin logo

TTB Şef ve şef yardımcıları atamaları için görüştü

TTB Heyeti, eğitim ve araştırma hastanelerindeki eğitim kadrolarının atanmasıyla ilgili olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Açba ile görüştü
TTB Şef ve şef yardımcıları atamaları için görüştü
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
TTB Heyeti, eğitim ve araştırma hastanelerindeki eğitim kadrolarının atanmasıyla ilgili olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Açba ile görüştü.


TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Orhan Odabaşı, TTB Uzmanlık Dernekleri Koordinasyon Kurulu (UDKK) Yürütme Kurulu üyeleri ve uzmanlık dernekleri temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen ziyarette, getirilmek istenen düzenlemenin bilimsel olmadığı, alanın gereksinimlerini karşılamayacağı ve çalışma ortamını bozacağı dile getirilerek, bu yanlıştan dönülmesi istendi. İlgili tarafların katkılarının alınarak, 1219 sayılı yasa çerçevesinde, objektif bir sınavla, eğitim ve araştırma hastanelerinin eğitim kadrolarına atama yapılmasının uygun olacağı dile getirildi.

Doç. Dr. Sait Açba, görüşlerini komisyon üyelerine de aktarmaları için, TTB Heyeti’ni 16 Haziran 2005 gürü saat 10.30’da gerçekleştirilecek olan komisyon toplantısına katılmak üzere davet etti.

Türk Tabipleri Birliği'nin
"Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"na İlişkin Bilgi Notu,



Türk Tabipleri Birliği, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı olarak Prof.Dr.Cevdet Erdöl imzalı 08.06.2005 tarihli çağrısı ile 09.06.2005 günü yapılacak toplantıda bu tasarı maddelerinin görüşülmesine davet edilmiştir.


Komisyon toplantısında kabul edilen tasarıda yeralan düzenlemelerin bazıları hakkında komisyonunuz başkanlığına kısaca bilgi notlarını iletmek istedik.


Kanun Tasarısının 6. Maddesinde yer alan Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastanelerinde klinik şef ve şef yardımcılığı kadrolarına profesör ve doçent olanların Bakanlıkça atanacağı, diğerlerine ilişkin yapılacak sınavın bu Sağlık Bakanlığı tarafından 3359 sayılı Yasaya dayanarak yönetmelikle düzenleneceği hükmü, komisyon tarafından 3359 sayılı yasaya ek geçici bir madde eklenerek 10 yıldır şef yardımcısı olarak görev yapan hekimlerin de sınavsız atanmasını öngören bir ekle kabul edilmiştir. Komisyonda kabul edilen bu düzenlemeler yasama tekniğine, Anayasaya, Yargı kararlarına ve konuya ilişkin özel kanunlara aykırıdır.


Eğitim hastaneleri tıpta uzmanlık eğitimi veren, uzman yetiştiren hastaneler olup, klinik şef ve şef yardımcıları ise eğitimin sorumlusu olan bilimsel kadrolardır. Nitelikli uzman yetiştirmenin başlıca koşullarından biri eğitim kadrolarına atanacak kişilerin bu alanda en iyi bilgi birikimine, beceriye sahip kişilerden oluşmasıdır. Tıp eğitimi ve tıpta uzmanlık eğitimi bilimsel bir süreç olduğundan dolayı bu alanı düzenleyen özel Kanunlar bulunmaktadır. Bu kanunlar, Sağlık Bakanlığı dışında başka kurumlara da yetki vermektedir.


Yükseköğretimin Anayasa uyarınca asıl sorumlusu olan Yüksek Öğretim Kurumlarına, 2547 sayılı Yasa ve 1219 sayılı Yasa ve Tıpta uzmanlık Tüzüğü ile yetki tanınmış ve bu alandaki çıkarılacak yönetmelikler için YÖK'ün uygun görüşünün alınmasını şart koşmuştur. Bu düzenleme bir yüksek öğretim olan tıpta uzmanlık eğitiminde üniversiteleri ve YÖK'ün Anayasa'da, Yasalarda Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde yer alan yetkilerini yok saymaktadır.



1997 yılında Sağlık Bakanlığı, YÖK, TTB ve uzmanlık derneklerinin sağlık ve eğitim ortamında tartışarak uzlaşarak vardıkları tarafsız, objektif ilk iki aşaması ÖSYM tarafından ve son aşaması ise belli kriterlere sahip ve kura yöntemi ile oluşturulan bağımsız jüriler tarafından yapılan sınav yöntemi 1999 yılından buyana uygulanmıyor. Bir önceki hükümet döneminden başlayarak profesör doçent ünvanına sahip hekimler, kadrolar ilan edilmeden, boş kadrolara başvurular alınmadan ve atanacak kişilerde objektif bir değerlendirme yöntemi, ölçütü getirmeden atama yapılıyor. Her defasında Danıştay ilgili Dairesi ve Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu bu yöndeki yönetmelik düzenlemelerinin yürütmesini durduruyor ve iptal ediyor. Bakanlık bu yargı kararlarını uygulamıyor

Tasarının 3. Maddesinde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 36. maddesinde belirtilen sağlık personelinin , ücretleri döner sermayeden karşılanmak üzere aynı kanunun 4/B maddesine göre sözleşmeli olarak çalıştırılması öngörülmektedir. Bu düzenleme Anayasaya aykırıdır.



Daha önce 657 sayılı Yasanın 36 nci maddesine 4924 sayılı Yasanın 11 nci maddesiyle eklenen hüküm ile Sağlık hizmetlerinin döner sermayeden ayrılacak pay ile hizmetlerin satın alma yolu ile gördürülmesine olanak veren düzenleme, 22.11.2004 tarihinde Danıştay 5. Dairesi ve 10. Dairesi Tarafından 2004/4439 E. sayılı dosyadan ortaklaşa verilen karar ile, Anayasanın 128 inci ve 2 nci maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anılan hükmün Anayasanın 2. ve 128/1. maddelerine aykırılığı savı ciddi bulunarak iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ve Anayasa Mahkemesince verilecek karar üzerine yeniden bir karar verilinceye kadar yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiştir. Sağlık Bakanlığının itirazı Danıştay Genel Kurulu tarafından reddedilmiştir.

Kararın gerekçesi ise; Anayasa'nın 56. maddesi uyarınca sağlık hizmetlerinin toplumun genel ve ortak ihtiyaçları kapsamında ele alındığı ve bu hizmetlerin bir kamu hizmeti olarak nitelendirildiği, "Kamu hizmeti görevleriyle ilgili hükümler" başlıklı 128 inci maddesi uyarınca idarenin doğrudan genel idare esaslarına göre yürüttüğü sağlık hizmetini, gerektirdiği asli ve sürekli görevliler aracılığı ile yürütmesi gerekliliğine aykırılıktan söz edilmiştir.

Bağımsız bir toplum ve ülke olmanın temel göstergesi, bağımsız ve özgür düşünen bireylerin ve bu doğrultudaki mesleki faaliyetlerin varlığıdır.

Bu tasarı ile sözleşmeli çalışanlar için; başhekim, başhekim yardımcısı, başhemşire olma yolu açılıyor. Bir kamu hastanesinin başında, iş güvencesinden yoksun sözleşmeli bir başhekimin olabilmesi aslında, sağlık alanının kamusal bir hizmet alanı olmaktan nasıl çıkartıldığının da yeni bir işareti olarak görülmelidir. Öte yandan sözleşmeli statüde çalışan bir başhekimin bağımsız karar verme, görevini kendi biriminin gerekliliği üzerinden planlama, çalışanların sorunlarına eğilme konularında ne kadar kısıtlanacağı çok açıktır.

Bu yaklaşım bilimin, tıbbın ve hukukun birikimlerini yok saymaktadır.

Türk Tabipleri Birliği konunun tüm taraflarıyla birlikte değerlerimizi ve birikimlerimizi korumak için bu konuda her türlü programı hayata geçirmeye hazırdır.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ
ttb
şef
ve
şef
yardımcıları
atamaları
için
görüştü
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir