Medimagazin logo

İthal Hekim tartışması sürüyor, YÖK şimdilik suskun

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Bursa'da açıkladığı 'yabancı hekimlere çalışma izni' sağlık camiasında tartışılıyor. Tabip odaları, doktorların yabancı olmasından çok, Türk doktorlardan farklı koşullarda çalıştırılmak istenmesine karşı çıkıyor
İthal Hekim tartışması sürüyor, YÖK şimdilik suskun
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önceki gün Bursa'da açıkladığı 'yabancı hekimlere çalışma izni' sağlık camiasında tartışılıyor. Tabip odaları, doktorların yabancı olmasından çok, Türk doktorlardan farklı koşullarda çalıştırılmak istenmesine karşı çıkıyor.

Türk doktorların başka ülkelerde çalışmak için 'tıp eğitiminin uygunluğu' şartı aranırken, AB ülkeleri ve ABD, Türkiye'deki tıp fakültelerinin diplomasını yeterli görmüyor. Gelecek yabancı doktorların yeterliği konusunda yetkili olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ise taslak aşamasında tartışmaya girmek istemiyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, taslak için ilgili kuruluşların görüşlerinin alınacağını söyledi.

'Fırsat eşitsizliği olmasın'

Sağlık Bakanlığı'nın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan doktorların Türkiye'de çalışmasını sağlamak üzere üstünde çalıştığı sağlık kanunu tasarısı taslağı tartışması sürüyor. Tabip odaları, sekiz aydır üzerinde çalışılan taslağın yabancı doktor çalıştırmayla ilgili hükümlerine itirazı iki noktada toplanıyor: 1. Türkiye'de doktor eksiği yok. Sorun organizasyonluktan kaynaklanıyor. Dışarıdan doktor ithal etmeye ihtiyaç yoktur. 2. Gelecek yabancı doktorlar zorunlu hizmet, ücret gibi konularda Türk doktorlarla eşit koşullara tabii tutulacak mı? Eğer tutulacaksa sorun yok. Ancak yabancı doktorlar özel sitelerde toplanacaksa bu fırsat eşitsizliği yaratır. İşte o zaman büyük tepki gösteririz.

Avrupa'da Türk'e geçit yok

Avrupa Birliği ve ABD'de yabancı doktorlara çalışma kısıtlaması getirilmiyor. Ancak, doktorun aldığı tıp eğitiminin uygunluğu araştırılıyor. Bu ülkeler kendi tıp fakültelerinde okuyan ve diploma alan yabancıların doktor olarak çalışmasına karşı çıkmıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde ve ABD'de Türkiye'deki hiçbir tıp fakültesinin diploması hastanede çalışmak için yeterli sayılmıyor. Bu ülkelerde, eksik derslerin giderilmesi talep ediliyor.

YÖK şimdilik suskun
Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı taslağa göre, yabancı hekimler, diplomaları bakanlık tarafından onaylandıktan sonra çalışabilecekler. Ancak mevcut mevzuatta söz konusu diplomaların Türkiye'deki tıp fakültelerine denk olup olmadığına Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) karar veriyor. Başka ülkelerde tıp eğitimi alan Türk doktorlar YÖK'ten denklik belgesi aldıktan sonra Sağlık Bakanlığı'ndan onay alarak Türkiye'de çalışabiliyor. Aldığı dersler yeterli görülmeyen yabancı doktorlar ÖSYM tarafından yapılan bir sınava da tabi tutuluyor. YÖK, bakanlığın hazırladığı Sağlık Yasası taslağı üzerinden tartışmaya katılmak istemiyor. YÖK, yetkilileri, "Önümüze somut bilgiler gelmediği sürece çalışmalar hakkında yorum yapamayız" diyerek tartışmaya temkinli yaklaşıyor.

Akdağ: Görüşleri alacağız

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yabancı doktorların Türkiye'de çalışmasına imkân sağlayacak yasa değişikliği konusunda tarafların görüşlerini mutlaka alacaklarını söyledi. Katar'a yaptığı resmi ziyaret dönüşünde dün Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Akdağ, "Bu konuyla alakalı bir çalışma yapıyoruz. Kuşkusuz tabii tarafların görüşlerini alacağız, değerlendireceğiz, ona göre şekil vereceğiz" dedi.

Radikal
i̇thal
hekim
tartışması
sürüyor
yök
şimdilik
suskun
Yorum (2)
Osman D
Sevgili Hocam, Down Sendromu için yazdığınız yazıyı okudum. Teşekkür ederim. Galiba doğumsal zihinsel hastalıklar konusunda uzun vadede yapılacak en iyi çalışma erken dönemde prenatal tanıyı güçlendirmek, bu konudaki araştırmaları yoğunlaştırmak olmalı. Daha çocuk doğmadan gebeliğin erken aşamalarında aileye bilgi verilmeli ve tabii ki onların tercihine göre çocuğun doğumu engellenebilmelidir. Değilse çocuk bir kez doğunca hepimiz biliyoruz ki gerçek bir tedavisi yok. Ancak şu anda engelli çocuğu olan aileler kendi çocuklarından ziyade engelliler kosunda hoşgörüsü olmayan çevredeki insanlardan eziyet çekiyorlar. Kabul edersiniz ki, bu çocuklar aynı zamanda toplumun birer ferdi. O çocuk öyle oldu diye kimse gelip onun anne babasından özür dilemiyor. Ancak yine o çocuk bir nebze topluma çıkıp iki kişiye azıcık bir rahatsızlık verse hemen anne-babaya sataşmalar başlıyor ve insanlar o çocuktan dolayı anne-babasının mütemadiyen çevreden özür dilemesini ve çevreye karşı ezik durmasını bekliyorlar. Oysa böyle birşey insan vicdanında kesinlikle kabul edilemez. Eğer çocuk engelli olduğu için anne-babayı her gün 24 saat yoruyorsa ve bu doğalsa, bulunduğu sosyal çevrede başka insanları da birkaç saatliğine yorabilir, üzebilir. Bu da o kadar doğaldır. Hiçkimsenin çocuktan dolayı anne-babadan sürekli özür beklemeye hakkı yoktur. Bulunduğu süre dahilinde engelliye sabır ve anlayış göstermekle her toplum ferdi mükelleftir. Bu, toplum içinde vicdanlı insan olarak yaşamanın bir gereğidir. Bu nedenle yapmamız gereken ikinci iş engelli çocuklar konusunda toplumu eğitmek ve toplumun ve devletin uzun vadede onların anne baba üzerinde oluşturduğu ağır yükü bir nebze olsun hafifletmesini sağlamak olmalıdır. Üçüncü konu ise belki ileride açılacak resmi yurtlar kanalı ile bu çocuklar her ay en az 4-5 gün yatılı olarak bu yurtlara kabul edilip eğitim ve sosyal faaliyetlere alınabilir. Böylece hiç olmazsa bu süreler boyunca anne babaya bir nebze olsun rahatlama fırsatı sunulabilir. Çalışmalarınızda başarılar diler, saygılarımı sunarım.
0
Cevapla
üç harfli
Hocam önümü kesme, hipokampüse doping yapıp down'ı up yapan geni isteyenler down yazıp üç harfliye SMS göndersinler diye verdiğim reklamlar heba olmasın. Şaka bir yana, şarlatanlarca istismar edilen onlarca konu sizin gibi uzmanlarca halka anlatılmalı. Downın tedavisinin olmadığını çok iyi bildiğim halde ben bile bir umut görsem Alaska'a kadar giderim, downlı bir yakınım olsa.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir