Medimagazin logo

Geçici görevlendirmelere tepki

Geçici görevlendirmelere tepki
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
İTO'dan yapılan açıklama:

Bakanlığın sağlık ortamını ani ve anlık kararlarla yönetme alışkanlığı hekim mağduriyetine yol açtığı gibi sağlık ortamındaki karmaşayı daha da arttırıyor. Hafta sonu yapılan tebliğlerle yüzlerce kilometre uzaktaki görev yerlerine pazartesi günü başlanması istenebiliyor. Bakanlık hekim istihdamı konusunda ülke gerçeklerine uygun, kalıcı ve mağduriyete yol açmayacak bir program uygulamak yerine sürekli yap boz türü girişimlerde bulunuyor.


Mecburi hizmeti önce kaldırıp sonra yeniden yasalaştıran, savaş bölgesine geçici görevlendirmeler çıkaran, Eğitim Hastanelerindeki başasistan ve uzmanları il dışına sürmeye kalkan Sağlık Bakanlığı şimdi de hekimleri 2 aylık geçici görevlendirmelerle karşı karşıya bıraktı.

Hekimlerin özel yaşamını, aile ortamını yok sayan bu anlayışın hekim dağılımındaki sorunları çözmeyeceği gibi daha da derinleştireceği çok açık. Siyasilere "sizlere hekim gönderdik!" popülizmi yapma olanağı tanımaktan başka bir işe yaramayan bu girişimlerin, önceki deneyimlerde olduğu gibi hekimleri mağdur etmek ve sorunların üzerini örtmek dışında bir sonuç getirmeyeceği bilinmelidir.


Sağlık Bakanlığını bir an önce bu tür girişimlerden vazgeçmeye, hekim istihdamı konusunda "mecburiyete değil gönüllülüğe dayalı, kalıcı ve özendirici" bir öneri geliştirmeye ve hekimler hakkında tasarrufta bulunurken saygılı ve insaflı olmaya davet ediyoruz.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Bakanlığın bu girişimi karşısında meslektaşlarımızı bilgilendiren ve özlük haklarını nasıl koruyabileceklerini açıklayan İstanbul Tabip Odası Hukuk bürosunun metni:

Sağlık Bakanlığı 31.01.2006 tarih ve 25059 sayılı Geçici Görevlendirme konulu Genelge'yi yayımlayarak, "Mecburi Hizmet Yasası ve Atama Nakil Yönetmeliği kapsamında açıktan ve naklen atama kuraları ile ihtiyaç olan illere hekim ataması yapılıncaya kadar nüfuslarına göre tabip ve uzman tabip oranı fazla olan illerden, az olan illere 1 yıllık bir takvim çerçevesinde 2 aylık periyotlarla geçici görevlendirmeler yapılacağı" duyurulmuştur.

Oysa "nüfusuna göre tabip ve uzman tabip oranı fazla olan il" bulunmadığına göre, hiçbir hekimin görevlendirilememesi gerekir. Ama tıpkı geride bıraktığımız süreçte yaşanan şehir dışı geçici görevlendirme süreçlerinde olduğu gibi, yine hekimler "derhal" il sağlık müdürlüklerine çağrılmakta ve bir sonraki gün il dışı göreve gitmesi bildirilmektedir. Yani hekimlere 2 ay süreyle İstanbul'dan ayrılacağı için özel hayatını, ödemelerini, çocukların bakımını, kısacası yaşamını planlaması, varsa muayenehanesi, işyeri hekimliği, özel hastanedeki görevi vb. görevlerini organize etmesi vb. işlemleri yapması için bile zaman tanımadan, derhal göreve başlaması istenmektedir.

Genelge'de amaç; sağlık hizmetine ihtiyaç duyulan bölgelere hekim göndermek olarak açıklanmaktadır. Sağlık Bakanlığı zaten yaptığı bütün işlemlerde, bu amacı/gerekçeyi dile getirmektedir. Oysa yine bu amaçla yapılan çok sayıda düzenleme, Yargı tarafından hukuka aykırı bulunmuş ve yürütmesi durdurulmuş ve/veya iptal edilmiştir. Tüm bu sürece rağmen, yine de sağlık alanının problemlerini çözmeyecek, sağlık hizmetinin eşit dağılımını sağlamayacak, göreve giden hekimin sunacağı hizmet açısından da, bölge halkının ihtiyaçları açısından da yararı olmayacak görevlendirme süreçleri ile popülist sağlık politikaları sürdürülmektedir. Oysa istihdam politikaları sosyo-ekonomik yapıdaki farklılıkları değerlendirip, az gelişmiş bölgelerdeki eksiklikleri giderici önlemler alacak şekilde geliştirilmediği sürece, sağlık alt yapısının ve insan gücünün dağılımındaki dengesizlikler devam edecektir. Bu ve benzeri görevlendirmeler ile öteden beri olduğu gibi, sağlık hizmeti sunumu sadece hekim ile gerçekleşiyormuş gibi, hekimler topluma yeterli ve nitelikli sağlık hizmeti vermenin tek sorumlusu ve yükümlüsü kılınmışlardır.

Hekimlere tebliğ edilen/ tebliğ edilmesi gereken geçici görevlendirme yazılarının bir örneği henüz elimize ulaşmamış olduğundan, bu aşamada Sağlık Bakanlığı'nın Genelgesi dikkate alınarak hukuki bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Bu vesileyle Genelge'de her ne kadar görev süresi 2 ay olarak belirtilmiş olsa da, görev yeri, görevin niteliği ve görev süresinin tebellüğ yazısında da ayrıca belirtilmesi gerekeceğini önemle hatırlatmak isteriz. Çünkü memura, gideceği yerin, yapacağı görevin, görev süresinin, görevlendirmenin hukuki dayanağının bildirilmemesi, hiç bir hazırlık yapmasına imkan vermeyen çok kısa bir sürede gitmesinin emredilmesi, Anayasa'da ifadesini bulan en temel insan haklarına aykırı olduğu gibi, bu işlemle ilgiliye başvuru yollarının bildirilmemesi Anayasa'nın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması" başlıklı 40. Maddesinin "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır" şeklindeki 2. fıkra hükmüne de aykırıdır. Öte yandan adı geçen Bakanlık yazısında her ne kadar 2 aylık dönemlerden söz ediliyorsa da, aynı yazıda "görevlendirme dönemlerinin gerekli görüldüğü takdirde Bakanlıkça değiştirileceği" belirtilmektedir. Bu açıdan da, görev süresinin yazılı olarak tebliğini almak oldukça önemlidir. Bu nedenlerle de görevlendirme yazılarını alan hekimlerin İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu ile acil bağlantıya geçmelerinde yarar bulunmaktadır.

Bu sürece ilişkin hekimlerin sahip oldukları haklar ve ilgili yasal düzenleme şu şekilde özetlenebilir.

a. Geçici Görevlendirmelerde Memurun Muvafakatının Alınması Şartı

657 sayılı yasanın geçici görevlendirmeleri düzenleyen EK 9. maddesi ve Geçici Görevlendirme Yönetmeliği'nin 4. maddesi gereğince "geçici görevlendirme memurun muvafakatı ile olur". Bu nedenle ve herhangi bir hak kaybının yaşanmaması için görevlendirme yazılarının "muvafakatım yoktur, kanuni haklarım saklıdır" ibaresi yazılmak suretiyle tebellüğ edilmesi ve bu şerhli yazının bir örneğinin de istenmesi gereği daha önce de duyurulmuştu.

Bu tür durumlarda ki hukuki problem, 657 sayılı kanunun, geçici görevlendirmeyi kurumun kendi içinde değil, kurumlar arasında bir görevlendirme olarak düzenlemiş olmasıdır. Ancak, yargı organları kurumun kendi içinde de geçici görevlendirme yapabileceğini kabul etmektedir. Her ne kadar Danıştay, kurumun kendi içindeki görevlendirmelerde onay aranmayacağı yönünde karar vermiş ise de Kanunun ve Yönetmeliğin açık düzenlemesi karşısında bu kararı anlamak mümkün değildir. Dolayısı ile kanımızca, memurun onayının alınmamış olması da yasaya aykırılık teşkil etmektedir.

Görevlendirme yazılarının tebellüğ edilmeye başlandığı bu günlerde, kimi hastanelerde görev tebliğinin sözlü olarak yapılmaya başlandığı ve Cumartesi yada Pazar günü sözlü olarak aktarılan bu görevlendirme sonrasında da hekimlere Pazartesi günü yeni görev yerinde hazır bulunmaları gerektiğinin bildirildiği öğrenilmiş bulunmaktadır. Yukarıda aktardığımız çerçeve ışığında, muvafakatın bulunmadığını belgeleyebilmek açısından (ve aşağıda aktaracağımız Harcırah Kanunu düzenlemesinden yararlanabilmek için) görev emrinin yazılı olarak istenmesi ve bu konuda ısrarcı olunması gerekir.

b. Göreve Başlama Süresine İlişkin 15 Günlük Düzenleme

Harcırah Kanunu'nun 59. Maddesi gereğince geçici görevlendirmelerde harcırahın peşin olarak ödenmesi ve memura yeni görevine hareket etmek için 15 günlük süre tanınması zorunludur. Ancak, yukarıda da aktarıldığı gibi bir gün-iki gün içinde yeni görev yerinde olunması istendiği anlaşılmaktadır ki, görevlendirmelerde bu yönüyle de yasalara aykırılık söz konusudur. Bu nedenle görevlendirme yazısının tebellüğü esnasında yada ayrı bir dilekçe vermek suretiyle, 59. madde hükmünün hatırlatılarak, harcırahın ödenmesi ve 15 gün süre talebinde bulunulmasında yarar vardır.

c. Geçici Göreve Gitmeye Engel Olan Mazeretlerin Bulunması

Genelgede "Kriter" başlığı altında; "son bir yıl içinde il dışına gitmiş olmak, "personelin eşinin yurt dışında ve il dışında geçici görevde olması", "personelin bayan olması durumunda hamile veya 5 yaşından küçük çocuğunun olması", "personelin bulunduğu kurumda çalıştığı branşta tek olması" halinde bu görevlendirme kapsamında olmayacağı belirtilmiştir. Bu sıralananlar ve bunların dışında başkaca mazeretleri olan hekimlerin durumlarını bir dilekçeyle İl Sağlık Müdürlüğü'ne bildirmesinde yarar bulunmaktadır.

Gerek Genelgede yer alan kriterlere uymayan gerekse başkaca bir mazereti bulunan hekimlerin, bu durumu bildirmesine rağmen göreve gönderilmesi hali de bir hukuka aykırılık nedenidir. Çünkü idare, memurun yararı ile kamu yararı arasında bir denge kurmak zorundadır. Kamu yararı olduğu gerekçesi ile bir memurun aşırı derecede mağdur edilmesi de hukuka aykırı olup, işlemin iptal nedenidir.

Sonuç olarak; Herhangi bir nedenle, onayının bulunmadığını ve harcırah ile 15 günlük süre talebini tebliğ yazısında belirtmemiş olan hekimlerin bu yöndeki itirazlarını ve muvafakatlarının olmadığını anlatan bir dilekçeyi İl Sağlık Müdürlüğü'ne vermelerinde yarar bulunmaktadır. Keza sıralanan kriterler veya varsa başkaca öznel nedenlerden kaynaklanan mazeretlerin de aynı dilekçeyle iletilmesi gerekir.

Önemle belirtmek isteriz ki, her durumda idare tarafından yapılan işlem kamu yararına, hizmet gereklerine ve amaca uygun olmalıdır. Aksi halde hukuka aykırı olur. Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız hukuka aykırılıklar ve/veya kişisel koşulların bu görev için uygunsuzluğu nedeniyle tebliğden itibaren 60 gün içinde dava açmak mümkün olduğu gibi, bu görevlendirmeler nedeniyle varsa uğranılan zararların tazminat davası açılarak talep edilmesi de mümkündür. Meslek örgütümüz, diğer hukuka aykırı durumlarda olduğu gibi, dava açacak hekimlere her türlü hukuki desteği sunmaktadır.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu

geçici
görevlendirmelere
tepki
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir