Medimagazin logo

Gülay Göktürk 'ten mecburi hizmet yorumu

Doktorlara mecburi hizmet konulmasının doğru olup olmadığı oldukça karışık bir mesele. Karışıklık, sadece toplumsal çıkarla bireysel çıkarın karşı karşıya geldiği bir alan olmasından kaynaklanmıyor. Bireysel özgürlüğün toplum yararına kısıtlandığı alan sağlık olunca iş iyice çetrefilleşiyor. Çünkü bir tarafta gerçekten de kutsal bir hak; yaşama hakkı var
Gülay Göktürk 'ten mecburi hizmet yorumu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Doktorlara mecburi hizmet konulmasının doğru olup olmadığı oldukça karışık bir mesele. Karışıklık, sadece toplumsal çıkarla bireysel çıkarın karşı karşıya geldiği bir alan olmasından kaynaklanmıyor. Bireysel özgürlüğün toplum yararına kısıtlandığı alan sağlık olunca iş iyice çetrefilleşiyor. Çünkü bir tarafta gerçekten de kutsal bir hak; yaşama hakkı var.

Haklar "hiyerarşisinde" insanların tedavi olma - yaşama da diyebiliriz - hakkının, özgür çalışma ya da ikametgâh seçme hakkından daha üst sıralarda yer aldığı düşünüldüğünde mecburi hizmet makul bir uygulama gibi görünüyor. Ama öte yandan, böyle bir hiyerarşi kurmaya başladık mı, işin sonunun nerelere varacağını kestirmek de kolay değil.

Birilerinin de kalkıp, evsizlerin başını sokacak bir çatı altına sahip olma hakkının özel mülkiyet hakkından daha hayati olduğunu ileri sürüp ev işgallerine vize verdiğini düşünün.

Ayrıca, insan her yerde insandır ve yaşama hakkı milli sınırlar içinde düşünülemez, öyle değil mi? O zaman neden gelişmiş Kuzey ile yoksul Güney arasındaki eşitsiz doktor dağılımını da bütün dünya doktorlarına mecburi hizmet getirerek çözmeye çalışmıyoruz da, uluslararası gönüllü doktor örgütleriyle yetiniyoruz? Buyurun size, bütün doktorlara Afrika'da iki yıl mecburi hizmet projesi... Baştan da söylediğim gibi mesele oldukça karışık. Bu karışık meseleye bir giriş yapmak kabilinden iki okur mektubuna yer vereceğim köşemde.

Birinci mektup Av. Kazım Berzeg'den geliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri'nde çok sayıda davaya giren ve bu mahkemeleri Türkiye'de en iyi tanıyan hukukçulardan biri olan Berzeg, mecburi hizmet uygulamasının uluslararası hukukta ihlal edilmedik sözleşme bırakmadığını yazmış. Berzeg'e göre bu uygulama:
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 4. maddesindeki "zorla çalıştırma yasağı"na,
- 1 No'lu Ek Protokol'de yer alan "eğitim ve eğitimden yararlanma ilkesi"ne,
- 4 No'lu Ek Protokol'de yer alan "serbest dolaşım ve ikametgâh seçme hakkı"na,
- 12. maddedeki "evlenme ve aile kurma hakkı"na,
- 8'inci maddedeki "özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı"na,
- Mecburi Hizmet yalnızca doktorlara uygulandığından, 14'üncü maddedeki "ayrımcılık yasağı ilkesi"ne,
- Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi'nde yer alan "herkesin özgürce edinebildiği bir işle yaşamlarını sağlama hakkı"na,
- AB Temel Haklar Bildirgesi'nin zorla çalıştırma yasağına ve özgürce iş edinme hakkına ilişkin maddelerine,
- Çalışma özgürlüğü ilkesini de kapsayan ILO sözleşmelerine açıkça aykırı...
Kazım Berzeg ayrıca bu konunun yakında AİHM'de dava konusu olacağını, AB ve Birleşmiş Milletler organları nezdinde de şikâyet konusu yapılacağını söylüyor ve hükümeti, mecburi hizmet uygulaması yüzünden Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinde önemli sıkıntı yaşanacağı konusunda uyarıyor. İkinci mektup ise kendi deyimi ile "mecburi hizmet sürgünü" bir uzman doktordan... O da yarına...

DB Tercüman
gülay
göktürk
'ten
mecburi
hizmet
yorumu
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir