Medimagazin logo

İki hastaneyi su bastı!

Van Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin kanalizasyon sistemi, çevreden akan kar ve yağmur ile fosetik çukurlarından taşan suları kaldırmayınca, hastanenin zemin katı lağım sularıyla doldu
İki hastaneyi su bastı!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Van Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin kanalizasyon sistemi, çevreden akan kar ve yağmur ile fosetik çukurlarından taşan suları kaldırmayınca, hastanenin zemin katı lağım sularıyla doldu.


İpekyolu Caddesi üzerinde bulunan ve günde 700 ile 800 hastanın muayene ve tedavi olduğu Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin kanalizasyon sistemi tıkandı. Dün akşam etkili olan karla karışık yağmurdan dolayı çevrede bulunan evlerin fosetik çukurlarının taşmasıyla birlikte akan sular, hastane bahçesine ve bodrum katı ile çevredeki bazı evlere doldu. Hastane yönetiminin 11yıl önce kendi imkanlarıyla yaptıkları kanalizasyon sisteminin gelen lağım sularının kaldıramaması yüzünde, bodrum katında bulunan, ecza deposu, mutfak ve kalorifer dairesi, lağımın da karıştığı sularla doldu.


Sağlık İl Müdürü Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin çevresinde bulunan mahallelerde hiç birisinde kanalizasyon sistemi olmadığını, bunun da hastaneyi olumsuz şekilde etkilediğini söyledi.

Hastanenin zemin etüdü yapılmadan inşa edildiğini belirten Dr. Kurtoğlu, "Hastane bilinçsiz bir şekilde zemin etüdü yapılmadan yapılmış. Drenaj falan yok. Daha önce yapılan hastanelerde sadece dış görünümüne önem verilmiş ve alt yapısı hiç dikkate alınmamış. Atık suların hastanenin bahçesine girmemesi için girişimlerimiz var. Belediye başkanıyla da görüştük. Bu problemin çözülmesi için hastanenin etrafına yeraltı kanalları yaparak en kısa zamanda atık suların girmesini engelleyeceğiz" dedi.


Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Hastane Başhekimi Hüsnü Demir, sorunun yeni olmadığını söyledi. Hastane yönetiminin 1995 yılında kendi imkanlarıyla küçük bir boru döşeyerek bir kanalizasyon bağlantısı yaptığını ifade eden Demir, mahallenin büyümesiyle etraftaki bazı evlerin kanalizasyonlarını buraya bağladığını kaydetti.

Demir, kanalizasyon sistemi olmayan evlerinin de fosetik çukurlarından taşan lağım sularının istinat duvarının altından hastane bahçesine ve oradan da zemin katına aktığını belirterek, "Çevredeki bütün sular hastanemizin bahçesine akmaktadır. Logarlar da bunu taşımadığı için bütün sular olduğu gibi mutfağımıza depolarımıza ve bodrum kattaki koridorlarımıza dolmaktadır. Biz bunu çözmek için daha önce belediye başkanlığıyla konuşmuştuk. Ancak kanalizasyon sisteminin 2006 yılı içinde yapılacağını belirterek, şimdilik daha fazla bir şey yapılmayacağı söylediler. Ancak karların erimesiyle birlikte bütün depolarımızı su bastı. Çok zor durumda kaldık" şeklinde konuştu.

Hakkari'de de Acili su bastı


Hakkari Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde açık unutulan musluklar, hastane salonunu gölete çevirdi.


Muayene gelen vatandaşların açık unuttuğu belirtilen musluklar, hastane salonunu su altında bıraktı. Görevliler tarafından paspas ve süpürgelerle bina sulardan arındırılmaya çalışıldı. Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Bilal Dinçsoy, Acil Servis katında dahiliye, genel cerrah, göz, kulak-boğaz-burun polikliniklerinin de bulunduğunu belirterek, lavaboya giden vatandaşların suları açık bırakmaması gerektiğini belirtti.

Dinçsoy, "Hastane salonunu bir anda gölete dönüştü. Önce kar suları zannettik; ancak daha sonra muslukların açık bırakıldığının farkına vardık. Su seviyesi yükselmeden salondaki su görevliler tarafından dışarı çıkartıldı" dedi.


İHA
i̇ki
hastaneyi
su
bastı!
Yorum (2)
Ekrem Kazan
Güzel bir yazı olmakla beraber hocama bazı noktalarda katılmıyorum. Özellikle Anadolu daki üniversitelerde Başlıca Eğitim Araştırma veya büyükşehirlerdeki tıp fakültelerinden uzmalığını almış yard. doç. dr. lar olmasa, tıp fakültelerinin seviyesi Afganistan dan hallice olur. Diğer yandan bir profesor mesai dışı adı altında 40 TL kadar bir ücretle hasta bakmayı nasıl kendine yediriyor. Asıl bunu sorgulamanız gerekir.
0
Cevapla
BEYSER PİŞKİN
söyledikleriniz çok doğru . çünkü insanlar kendi kararları ile etik davranamıyorlar.Her bölümde ders ve uygulama sayısına göre prof. yada doçent kadrosu olmalı. Bulunduğun yerde doçent yada profesör olmak ve her koşulda kadro alınmaya devam edilirse bazı fakültelerde öğretim üyesi sayısı öğrenci sayısını bile geçer.KADRO dağılımı düzgün yapılsa, yeni açılan üniversiteler de bile öğretim üyesi açığı kalmayabilir
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir