Medimagazin logo

Mecburi hizmet ve halk sağlığı

Türkiye'de hayvanlardan geçen hastalıklar çok yaygın, bunlara hiçbir ciddi önlem alınmazken 'mecburi hizmet' getirilmesi düşündürücü
Mecburi hizmet ve halk sağlığı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türkiye'de hayvanlardan geçen hastalıklar çok yaygın, bunlara hiçbir ciddi önlem alınmazken 'mecburi hizmet' getirilmesi düşündürücü


Doktorlara mecburi hizmet getirmiş olan hükümet ve yandaşları diğer konularda olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu'nun doktor ihtiyacını abartıp dramatize ederek mecburi hizmeti savunuyorlar. Oysa, verilen doktor rakamları önceki sözleşmeli doktor uygulamasının başarıya ulaştığını ve Doğu ve Güneydoğu'daki doktor sayısının Türkiye'nin başka yerleriyle büyük ölçüde dengelendiğini, hatta daha iyi duruma geldiğini gösteriyor. Bir gazetedeki abartılı yayınlar üzerine Hakkâri'ye bir sağlık ocağına geçici görevle gönderilen bir doktor 'günde 4-5 hastaya baktığını, kalan zamanını boş geçirdiğini' söylüyor (1).

Ocak başına 150 hasta
Oysa İstanbul'da sağlık ocaklarının günlük hasta sayısı 150'nin altına düşmediği biliniyor. İstanbul Tabip Odası'na göre İstanbul'daki doktor başına düşen hasta yoğunluğu Güneydoğu'dan daha fazla (2).

Bir Ankara milletvekili de Ankara ilçelerindeki doktorsuzluğun Doğu-Güneydoğu'daki çoğu yerden daha ileri düzeyde olduğunu ima eden açıklamalarda bulunuyor (3). Orta Anadolu'daki Yozgat ile asayiş sorunu sebebiyle doktorların gitmekten en çok çekindikleri Hakkâri, Siirt ve Van'la yapılan bir karşılaştırma nüfusa oranla Yozgat'taki doktor sayısının bu üç il ortalamasından daha az olduğunu gösteriyor (4). Gerçekler Doğu-Güneydoğu'yu dramatize etmek suretiyle, mecburi hizmeti meşrulaştırmanın olanaksızlığını ortaya koyuyor.
Kamuoyunda doktorlara getirilen mecburi hizmetin niteliğinin tam anlaşılamadığı da gözlemleniyor. Getirilen sistemde doktorlar pratisyenlik, uzmanlık ve yan dal uzmanlığı için ayrı ayrı olmak üzere mecburi hizmet yapmadan diplomalarını alamıyor ve mesleklerini icra edemiyorlar. Devlet memurluğu istemeyen, muayenehanesinde veya bir özel kurumda özel çalışmak isteyen doktor da öncelikle mecburi hizmet yapmakla yükümlü. Uzman hukukçulara göre bu sistemin çağdaş dünyadaki benzersiz durumu, ciddi biçimde, çok yönlü ve açık insan hakları ihlali oluşturmakta ve Türkiye'yi bu alanda sıkıntıya sokma olasılığı yaratmaktadır. Bunların yanında mecburi hizmet ayrıca Türkiye'de çok yaygın olan 'zoonozlar'ı ve sağlıkla ilgili diğer sorunları da hatırlatmaktadır.


'Zoonoz'lar
Tıp biliminde 'zoonozlar' başlığı altında geniş ve ülkemiz için çok önemli olan bir grup hastalık vardır. Bu hastalıklar, kaynağı hayvanlar olan, hayvanlardan insanlara da bulaşan, erken tanı konulup tedavi yapılmadığında çeşitli sakatlıklara ve bazen zamanında teşhis ve tedaviye rağmen ölümlere yol açan, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da çok yaygın görülen hastalıklardır. Ülkemiz için çok önemli olan zoonozlardan birkaçı; bruselloz (halk arasında peynir hastalığı, mal hastalığı, hayvan hastalığı v.b. isimlerle anılır), şarbon, tularemi, kist hidatik gibi sık görülen ve menenjitten sarılığa kadar çok çeşitli tablolarla ortaya çıkabilen hastalıklardır.
Bu hastalıkların bazılarını hayvanlarda önleyen, fakat insanlarda kullanılamayan aşılar vardır. Hükümetin zoonozlar konusunda özel tedbir almazken doktorlara mecburi hizmet getirmesi, asıl amacın Doğu-Güneydoğu'da binlerce doktor çalıştırmak suretiyle bunların yapacakları geçim masraflarından bölge esnafına menfaat ve bu yolla da siyasi rant sağlama olduğu görüşünü güçlendirmektedir (5).


Veterinerlik desteği
Asıl amaç halk sağlığı olduğunda, bu hastalıkların yaygın olduğu bölgelere öncelikle veterinerlik ve ziraat mühendisliğinin bir dalı olan zooteknistlik hizmetini yaygın olarak götürmek ve zooteknist sayısını artırmak şart. Gelişmiş ülkelerde görülmeyen bu hastalıklar Türkiye'de yoğun hayvan telefatıyla büyük ekonomik kayba ve bulaşıcılıkları sebebiyle de bazen ülkenin tecrit edilmesine yol açıyor. AB üyeliği sürecinde sorunun öne çıkması kaçınılmaz.
Ayrıca bu hastalıkların hayvanlardaki kaynaklarının yok edilmesi, insanlara bulaştıktan sonra hasta insanları tedavi etmekten çok daha kolay ve ekonomiktir. Hastalıkların kaynağı olan hayvanlar için tedbir alınmazken, hasta olan insanları tedavi etmeye çalışmak mantıksızlıktır. Gelişmiş ülkelerde de hayvanlardaki kaynakları yok edildiğinden, örneğin Avrupa ülkelerinde bu hastalıklar Türkiye gibi ülkelerden göç edenler dışında görülmemektedir.


İhlal pahasına uygulama
Zoonozların dışında halk sağlığını tehdit eden ve yalnızca tıbbi tedavi ile giderilmesi olanaksız bulunan pek çok başka olgunun, sosyoekonomik olumsuzlukların varlığını da herkes bilmektedir. Bu konuda herhangi bir ek tedbir ve politika ortaya konulamadan yalnızca doktorlara mecburi hizmet getirerek, insan haklarını ihlal pahasına doktorları istemedikleri bir çalışmaya zorlamak ciddi bir fayda sağlamayacaktır.
Zira insanların çalışmayı istemedikleri işlerde faydalı olamayacakları da iyi bilinen bir gerçektir.
Notlar: 1) Milliyet, 27.09.2005, 'Hakkâri'ye kalıcı doktor aranıyor', 2) Zaman, 20. 10. 2005, 'İstanbul sağlık hizmetlerinde küme düştü', 3) Milliyet, 19. 10. 2005, 'Doktor ve öğretmen uyarısı', 4-5) Radikal, 18. 10. 2005, 'Doğu'da da doktorlar var'.

Uz. Dr. Sibel Altun / Radikal
mecburi
hizmet
ve
halk
sağlığı
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir