Medimagazin logo

Akdağ ve Unakıtan açıklama yaptı: 2005 alacakları silinmeyecek

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2006 bütçesinde yer alan hastanelerin sigorta kaynaklı alacaklarının 2005 sonu itibariyle silinmesi yönündeki maddenin maddi hatadan kaynaklandığını belirterek, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, söz konusu hatanın en kısa sürede Meclis'te düzeltileceğini söyledi
Akdağ ve Unakıtan açıklama yaptı: 2005 alacakları silinmeyecek
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Maliye Bakanlığı’nda bir araya gelerek sağlık ödemeleri konusunda bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Unakıtan, hastanelerin alacaklarının silinmesi gibi bir konunun söz konusu olmadığını belirirken, Sağlık Bakanı Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde yapılan çalışmalar sonucu sağlık hizmeti verilen hasta sayısının giderek arttığı, uzman hekimlerin ise toplamda yüzde 53’lük kesiminin tam gün çalışmayı seçtiğini söyledi.

Unakıtan’dan Sağlık Bakanlığına övgü
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan konuşmasında kaliteli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunumu konusunda Sağlık Bakanlığı’nın önemli atılımlar gerçekleştirdiğini, hükümetin tüm karşı çıkmalara karşı sağlık kuruluşlarını tek çatı altında topladığını belirterek “Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığımız, sağlıkta çok önemli bir dönüşüm programı başlatmıştır. Sağlık Bakanlığımızın önderliğinde bu konuda çok önemli adımlar atılmıştır. Bilindiği üzere hastanelerimizi bir çatı altında topladık. Eskiden bu yapılamazdı. Bir takım karşı çıkmalara ve çok aleyhte konuşmalara rağmen hükümetimiz bunu başardı” dedi.

”Bir düzenleme hatası oldu”
Unakıtan hükümetin uyguladığı sağlık politikaları sayesinde vatandaşın artık sağlık hizmetlerine ulaşabilir duruma geldiğini de sözlerine ekleyerek “Hükümetimiz hastaneye, doktora, ilaca daha rahat erişimi sağladı. Tabi bunların bir maliyeti de var. Bunu biz kendi bütçemiz içerisinde rahatça karşılıyoruz. Bu açıdan bir sıkıntımız yoktur ve olmayacaktır. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Son bütçe çalışmaları sırasında tamamen devletin kendi muhasebe kayıtlarında bir düzenleme hatası bazı yanlış anlamalara sebep oldu. Hastanelerin alacaklarını siliyoruz gibi bir şey yok. Zaten çok yoğun geçen bütçe çalışmaları sırasında 2004 tarihi yazılması gerekirken 2005 tarihi yazılmış, onu da en yakın zamanda düzelteceğiz” dedi.

“Sağlık Bakanlığı’nın ihtiyaçları bizim için ön plandadır”
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Sağlık ödemelerinin kendileri için öncelikli olduğunu vurgulayarak “Bizim ödemelerimizin önceliği net bir şekilde ifade ediyorum sağlıktır. Sağlığa fevkalade önem veriyoruz. Şu anda da büyük bir sıkıntımız yoktur. Belki yıl sonu olması itibariyle bazı aksaklıklar olabilir ama dediğim gibi önemli bir sıkıntı yoktur. Biz Maliye Bakanlığı olarak, Sağlık Bakanlığımızın harcamalarını en öncelikli harcamalar olarak alırız. Hastanelerin borcu olsun olmasın, Sağlık Bakanlığı’nın ihtiyaçları bizim için ön plandadır” diye konuştu.

Bakan nostalji yaşadı
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ise iktidara geldiklerinde ilk toplantısını yine Maliye Bakanlığı salonunda yaptığını belirterek “Bu günkü toplantı sırasında hafızam biraz geriye gitti. Seçimlerin ardından hükümetimiz açıklandıktan sonra sanıyorum 19’unda hükümet açıklanmıştı. Üç gün sonra Sayın Maliye Bakanlığımızda, Maliye Bakanımızın önderliğinde, Çalışma Bakanımızla ve bürokratlarımızla birlikte yaptığımız toplantı aklıma geldi. Henüz güvenoyu almamıştık ama ülkenin acilen düzeltilmesi gereken sorunlarız olduğunu biliyorduk. Bunun içinde üçüncü gün bir araya geldik. Sağlıkta Dönüşüm Programımızın çerçevesini üçüncü günde kurmaya başlamıştık” diyerek başladı.

”Unakıtan’la birlikte başardık”
Konuşmasında Maliye Bakanı Unakıtan’ın Bakanlığına iltifatta bulunduğunu belirten Akdağ, “Sayın Maliye Bakanımız iltifat ederek Sağlık Bakanlığının önderliğindeki Sağlıkta Dönüşüm Programı dedi. Sağ olsunlar ama ben çok iyi biliyorum ki bir ülkede sağlıkla ilgili bir dönüşüm gerçekleştirecekseniz en başta Başbakanınızın ve hükümetinizin arkanızda olması gereklidir. Ama burada önceliği yapan bakanlıklar vardır. Bu bakanlıkların içerisinde Maliye Bakanlığı her zaman birinci sırayı alır. Biz başından beri Maliyemizin yeni uygulamalarımızın arkasında olduğunu gördük. Hatta bunları teşvik ettiğin gördük. İlaç ile ilgili kararnameyi birlikte başardık. Sağlık personeline dağıtılmaya başlanan katkı paylarını birlikte başardık. Daha bir çok konuda bunu yaşadık” dedi.

”İlaç harcamaları artmadı”
Bazı rakamsal bilgiler vererek konuşmasını sürdüren Sağlık Bakanı Akdağ, sağlık giderlerinde muhalefet çevrelerinin iddia ettiği gibi çok yüksek artışlar olmadığını belirtti. Akdağ, 2003 yılında sağlık hizmeti verilen birey sayısının 195 milyon olduğu bunun 2005 yılında 253 milyona çıkardıklarını sözlerine ekleyerek “Bir iki rakam vermek istiyorum. 2003 yılında Sağlık Bakanlığı sağlık kuruluşları ile SSK sağlık kuruluşlarında toplam olarak görülen hasta sayısı, birey sayısı 195 milyon. 2005 yılının 11 ayında bu sayı 253 milyon. Verilen hizmet sayısını 195’ten 253 milyona çıkarmışız. Yine geriye dönüp hatırlarsak, dönüşümü yaparken yani hastaneleri Sağlık Bakanlığı çatısı altına alırken, ilaca erişimi kolaylaştırırken, yoksul vatandaşımızın ilaç almasını sağlarken, ilaç kuyruklarında çile çekilmesini sona erdirirken karşımıza çıkanlar vardı. Çeşitli muhalif çevreler felaket tellallığı yapıyorlardı. ‘Efendim bu harcamaları 6 milyar dolar artırır, 8 milyar dolar artırır’ diyorlardı hatta hızını alamayıp ’10 milyar dolar artırır’ diyen insanlar bile vardı. Ben elimizdeki rakamlara göre tüm kurumlarla birlikte şunu söylemek istiyorum. 2003 yılında SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Yeşil Kart olarak kamunun sağlık harcamaları 13 katrilyon 192 trilyon lira. Bu rakamlar farklı hesaplamalarla biraz değişebilir ama, biz bütün kurumlarımızla çalışarak bu rakamları çıkardık. 2004 yılında 15 katrilyon 456 trilyon lira, 2005’in 11 ayında da 14 katrilyon 929 trilyon liradır. Görüldüğü gibi iddia edildiği şekilde, sağlık harcamalarında kontrolsüz bir artış yoktur.” dedi.


Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, konuşmasının sonunda çok önem verdiği bir konuya da değinmek istediğini belirterek, “Üç yılda, döner sermaye katkı pirimi dağıtma yöntemimizde performansa dayalı ayı ödeme yöntemimizde, sağlık kuruluşlarımızda çok önemli bir değişim yaşadık. 31 Aralık 2002 itibariyle sağlık kuruluşlarımızda çalışan, o gün için SSK ve Sağlık Bakanlığı’nda çalışan uzman hekimlerden tam gün çalışan sayısı yalnızca yüzde 11 idi. Yüzde 89 yarı zamanlı çalışıyordu. Muayenehaneleri vardı veya bir başka şekilde özel hastanelerde çalışıyorlardı. Tabi ki bunun olumsuz sonuçlarını da hep beraber yaşıyorduk. 2003 Aralık ayı itibariyle tüm zamanlı çalışan uzman hekim sayımız yüzde 25’e, 2004 Aralık ayı itibariyle yüzde 42’ye ve 2005 Aralık ayı başı yüzde itibariyle de 53’e çıktı. Bunun çok net bir anlamı var. Uygulanan bu politikalarla Türkiye’de aslında sayısı çok da az olan uzman hekimlerimiz tam gün olarak kamuda çalışmaya özendirilmiş oldu” şeklinde konuştu.

Bakanlar Akdağ ve Unakıtan, açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Hastanelerin alacaklarının silinmesi konusundaki bir soruyu yanıtlayan Unakıtan, söz konusu ifadenin maddi bir hata sonucu bütçede yer aldığını, bunun da en kısa sürede düzeltileceğini dile getirdi.

Hatanın, çok kısa bir süre içinde TBMM'de telafi edileceğini açıklayan Unakıtan, "Hiçbir başhekim telaşa kapılmasın. Onlara, borçların ödenmesi konusunda bir sıkıntı yaşatmayacağız" diye konuştu.
akdağ
ve
unakıtan
açıklama
yaptı:
2005
alacakları
silinmeyecek
Yorum (2)
mesut izzet titiz
Eğitim Hastaneleri akademik yapılanması kendine özgüdür. Mezunları aynı üniversite hastaneleri mezunları ile aynı kadrolara atanmaktadır. Dolayısı ile uzman yetiştirme konusunda eşit statüdedirler. Eğitim hastaneleri bölgelere göre birkaç tanesinin birleştirilerek akademik düzeyde tam teşekküllü olmaları mümkündür. Örneğin Haydarpaşa - Siyami Ersek- Zeynep Kamil uygun yapıları ile birçok açılmış ve yeni açılan Tıp Fakültesi hastanelerinden birikim olarak çok ileride Üniversite Hastaneleri olacak düzeydedir. İşin bu tarafı düşünülecek olursa memleketimiz potansiyelleri en akılcı, verimli ve ekonomik kullanılır. Ülkemizin her alanda akılcı olma mecburiyeti vardır. Maddi gelir arttırma gibi mikro konulara takılmak zaman ve prestij kaybına yol açmaktadır. Zenginliğin sırrı yüksek prestijdedir. Küçük konulara takılmak prestijde küçülmeyi getirecektir. Tek önemli varlığımız prestijimizdir. Hekimler zeki insanlardır. İlk kez karşılaştıkları durumlara genel insancıl bir reaksiyon vermeleri ardından kısa sürede adaptif mekanizmaları kullanarak tekrar prestijli bir kesim olacaklardır.
0
Cevapla
serdar çelik
Sevgili Dr Mesut bey, devlet hastanelerinde verilen eğitim ile üniversitelerdeki eğitimin aynı olduğunu düşünmek mümkün değildir. Ben bir Devlet eğitim hastanesinin elemanı olarak bu durumu çok açık görüyorum. olaylara bakış açısı çok farklı, üniversitede yaklaşım çok daha bilimsel oluyor. DHde ise performans temelli bir yaklaşım. Herkes zaten bu farkı anlatmaya çalışıyor. Mimar Sinan Süleymaniye camisini 7 yılda bitirmiş, bugün aynı büyüklükteki bir camiyi 1 yılda bitirebilirsiniz, ama hiçbir zaman Süleymaniye olamaz, prefabrik bir bina olur. Hastaya yaklaşımda da aynı durum sözkonusu, üniversitede hastanın hastalığı derinlemesine incelenmeye çalışılıyor, DHde ise bir an önce işi bitsin, yatak açılsın, sıradaki hasta gelsin. Performans sistemi şu an çok büyük adaletsizliklerle dolu, mesela hastaneye zarar ettiren bir klinik pekala hastanedeki en yüksek katkı payını alabiliyor, bunu herkes biliyor ve görüyor. Belki üniversitelerde de performans uygulanabilir, fakat mevcut hali çok çok kötü. Bizim zeki olmamız da hiç sorunu çözmüyor, çünkü yönetimin yaklaşımını zeki olarak değiştiremezsiniz. bazı konuların en baştaki kurgusu farklı yapılmış, niyet üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? saygılar
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir