Orhan Gümrükçüoğlu : Mecburi hizmetin iptal edilmesi söz konusu değil

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Orhan Gümrükçüoğlu NTV'de Mecburi hizmetle ilgili açılamalarda bulundu. İşte Gümrükçüoğlu'nun açıklamaları:

Mecburi Hizmet şu an itibariyle halen yürürlükte bulunmaktadır. Sadece, Danıştay, TTB’nin müracaatı üzerine bu kanunun uygulanmasına dair planı öngören Başbakanlık genelgesi için yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı Başbakanlığa ve Bakanlığımıza ulaşmamıştır. Ulaştığında gerekli hukuki incelemeye göre uygulamaya geçecektir.

Fakat edindiğimiz sözlü bilgiye göre Danıştay’ın verdiği karar bu genelgenin yürütmesinin durdurulmasıdır ve bunu iki gerekçeye dayandırmaktadır. Birincisi yurt dışında tıp eğitimi veya uzmanlık eğitimi görenlerin mecburi hizmetle yükümlü tutulmamalarını eşitlik ilkesiyle aykırı gördüğünü beyan ederek, ikincisi ise mecburi hizmetin hem pratisyenlikte hem de uzmanlıkta ayrı ayrı belirtilmesini Anayasa’ya uygun görmemiştir.

Bu yönetmeliğin durdurulmasını öngörmüş ve bu gerekçelerle de Anayasa Mahkemesi’ne müracaatı uygun bulmuştur.


Bu sözlü bilgilere göre gelecek gerekçeli kararın bu paralelde olduğunu kabul etsek bile, kanunun amir hükümleri tabii ki yürürlüktedir ve hukuken uygulanmaya devam etmesi bir zorunluluktur. Bu münasebetle mecburi hizmetin uygulanmasının durması, iptal edilmesi söz konusu değildir.
Danıştay, ifade etmeye çalıştığım gibi mecburi hizmetin esasına ilişkin bir Anayasa’ya aykırılık düşüncesini gündeme getirmemiştir ve Anayasa Mahkemesi’ne müracaatı da bu paraleldedir. Bu münasebetle Anayasa Mahkemesi’nin sonucunu tabii ki herkes bekleyecektir ve ona göre de hukuki müeyidelerin uygulanmasına devam edilecektir.

Genelgenin yürütmesinin kararı ulaştıktan sonra da genelgenin yürütmesinin durdurulması kanunun amir hükümlerinin uygulanmasını yani mecburi hizmet uygulanmasına devam edilmesini kesinlikle engellememektedir. Mecburi hizmet uygulamasına aynen devam edilecektir. Ta ki Anayasa Mahkemesi’nin herhangi bir kararına kadar.


Hekimlerimizin yüzde yüze yakın bir kesiminin, bunu bir kamu görevi, bir fedakarlık, bir vatan borcu olarak nitelediklerini biliyoruz, güveniyoruz ve inanıyoruz.

Başta bakanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığı’ndaki tüm idarecilerimiz Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarıyla devamlı diyaloğu sürdürmüştür. Her türlü platforma ve çalışmalara kendileri davet edilmiştir. Bu yünden hiçbir sıkıntımız söz konusu değildir, kapılarımız her zaman kendilerine açıktır.

Önce bir takım özendirici ve teşvik edici tedbirlerin tümü bu hükümet tarafından alınmıştır. Mecburi hizmetin kaldırılması sonrasında hekimlerimize sosyal desteklerin yanı sıra, doğu-güneydoğu ilinde çalışacak sözleşmeli bir uzman doktorumuza görevi sırasında 4 milyara kadar maaş ve beraberinde ürettiği performans ve hizmete göre yine 3 milyardan 5 milyara varan ücretler getirilmiştir. Gönüllük esası aranmıştır ve bunların dışında orada iki yıl görev yapanların atanmalarında öncelikler gündeme getirilmiştir ve uygulamaya konulmuştur.

Bütün bunlardan sonuç alınamayınca mecburi hizmetin getirilmesi halkın sağlığı için önemli, kaçınılmaz, mutlak bir şart haline gelmiştir. Bu uygulamanın sonucunda en son mecburi hizmet kuramızda 878 pratisyen hekimin mecburi hizmet ataması yapılmıştır. Bunların 342’si son Tıpta Uzmanlık Sınavını kazanmış ve uzmanlık eğitimine başlamışlardır. Bunların dışında kalan ve ataması yapılan 702 hekimden şu an itibariyle yüzde 69’u yani 532 uzmanlık alanlardan kalan 366’sı göreve başlamıştır.

Uzman hekimlerden 144 atama yapılmıştır ve bunlardan 100 tanesi göreve başlamıştır. Bu hekimlerin gayri kanuni olarak görevlerini terklerinin dışında yerlerinden ayrılmaları söz konusu olmamıştır.