YÖK bunu hep yapıyor

YÖK'ün yükseköğretimi ilgilendiren konularda kurumlar üstü olması gerekir. Üniversitelerin ya da ilgili kurulların iç işlerine karışmaması beklenir. Ama dünden bugüne değişen hiçbir şey yok. YÖK, Doğramacı, Sağlam ve Gürüz döneminde hangi mantıkla yönetiliyorsa şimdi de aynı kafa hâkim. Değişen sadece isimler. Yönetim şekli ise aynı: Biz ne dersek o olur. Daha da özele gidersek, ben ne dersem o olur.
Ama bazen olmuyor. Olmayınca da kıyamet kopuyor. Baskılar artıyor. Aba altından sopa gösteriliyor. Bunu söyleyenler kim? En saygın üniversitelerimizin rektörleri ve öğretim üyeleri... Önceyi bir kenara bırakıp son bir aylık sürece bakmak yeterli. İstanbul Üniversitesi seçimlerini ele alalım. YÖK bu konuda tam anlamıyla taraf oldu. Yavuz Alangoya'yı seçtirmek için yoğun kulis yaptı. Sonuç: Alangoya ancak dördüncü olabildi. Ama YÖK, üçüncü Nur Serter'i liste dışı bırakarak Çankaya'ya sunulacak üç kişilik listeye, Alangoya'yı aldı. Ama Sezer, YÖK'e değil, sandığa baktı ve en çok oy alan Parlak'ı rektör olarak atadı.
YÖK için bir başka hezimet, Üniversitelerarası Kurul'u temsilen YÖK üyeliğine atanacak isim konusunda yaşandı. YÖK, ısrarla bir vakıf üniversitesi olan Maltepe'den İsa İşme'nin seçilmesini istedi. Ama dayatmalar karşısında artık bıkkınlık getiren ÜAK, YÖK'ün işaret ettiği Eşme'yi değil, Uludağ Üniversitesi'nden Atilla Eriş'i seçti. Ancak YÖK, yine farklı bir yöntem izledi ve Çankaya'ya seçimde en çok oy alan Eriş'le birlikte Eşme'yi de gönderdi. Sezer'in tercihi, yine en çok oy alan yönünde oldu.
Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali YÖK dayatmaya devam ediyor.
11 Şubat'ta yine ÜAK var. Görev süresi dolan Alparslan Işıklı'nın yerine seçim yapılacak. YÖK, geçen defa yediği golün acısını çıkarmak için ÜAK üyelerine şimdiden baskıya başladı. Amaç, geçen sefer seçtiremediği Eşme'yi bu kez seçtirmek. Bakalım başarabilecek mi?

Kriterlere uyan var mı?
YÖK Başkanı imzasıyla ÜAK Başkanı'na 25 Ocak tarihli bir mektup gönderildi. Aynen şöyle: "ÜAK'ın bundan böyle YÖK üyeliği için yapacağı seçimlerde, Anayasa ve mevzuatın, kurul için öngördüğü işlevlerini yerine getirebilmesi bakımından, adayların, YÖK'çe aranan niteliklere sahip olması isabetli olacaktır. Bu kapsamda 11 Şubat'ta YÖK üyeliği için ÜAK'ça yapılacak seçimde, adaylarda aşağıdaki niteliklerin aranması uygun görülmektedir:

Dünyadaki mevcut yükseköğretim sistemlerine ve bununla ilgili gelişmelere (eğitim ve araştırma yönünden) hâkim olması,
Yabancı yükseköğretim kurumlarının tanınması ve diplomalara denklik verilmesi konularında bilgi sahibi olması,
Yurtiçinde ve yurtdışında öğretim elemanı yetiştirme konularında plan ve programların yapılmasına katkı sağlayabilecek nitelikte olması.
Bu hususların ÜAK üyelerinin bilgilerine ulaştırılmasını saygılarımla rica ederim."
YÖK üyeliği için gerekli kriterler Anayasa ve YÖK kanununda açıkça belli. Yeni kriterler eklendiğinde hemen sorarlar: Son atanan YÖK üyelerinden hangisi bu kriterleri taşıyor? Kaldık ki uluslararası yayına yönelik kriterlere, YÖK üyelerinin ne kadar uyduğunu daha önce bu köşede duyurmuştuk.
YÖK üyeliği için ille de biri aranıyorsa, tartışmaya açalım. Örneğin meslek yüksekokulları ortada kaldı. O işleri bilen biri atansa fena mı olur!
Ha, YÖK, ille de etik değer arıyorsa, YÖK üyeleri, denetleme kurulu başkanı, yardımcısı, vakıf üniversitelerine nasıl rektör oluyor, onu incelesin.
Özetin özeti: Üniversitelere çekidüzen vermeye çalışanların, arada bir aynaya bakmalarında yarar var...

Abbas Güçlü-Milliyet