Medimagazin logo

Hasta ve hasta yakınları, doktor hatalarına karşı haklarını aramıyor

Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanı Doç. Dr. Necmi Çekin, hekimlik kusurlarına dair rakamların yeterli şikayetin yapılmamasından dolayı tam olarak tespit edilemediğini söyledi.
Hasta ve hasta yakınları, doktor hatalarına karşı haklarını aramıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Ölüm ya da sakatlıkla sonuçlanan tedavi ve operasyonlarda doktorun kusur oranı Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemeden sonra netliğe kavuşuyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Adli Tıp Kurumu, doktor hatalarının toprakla örtülemeyeceği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. 2004 yılında hekim hatalarından dolayı 23 doktor Türk Tabipler Birliği (TTB) Yüksek Disiplin Kurulu’nca cezalandırıldı.
Adli Tıp Uzmanı Dr. Mustafa Arslan da Türkiye’de doktorlar tarafından yapılan tıbbi hataların (malpraktis) bilinenden çok daha fazla olduğunu iddia ediyor. Arslan’a göre; hasta ve hasta yakınları doktor hataları karşısında haklarını aramalı. Sıkça şikayet konusu yapılan sorunları bir başka uzmana göstermeli, tıbbi hata yapıldığına dair bir kanaat oluştuktan sonra adli mercilere müracaat edilmeli. Tıbbi bakım ve tedavinin her aşamasında ortaya çıkan kusurların taksirli (istenmeden) ve kasıtlı olmak üzere iki kategoride değerlendirildiğini vurgulayan Arslan, aksaklıkların daha çok hekimin işin başında ‘şu ilacı kullan hiçbir şeyin kalmaz’ gibi ifadelerle hastayı aşırı beklentiye sokmasından kaynaklandığını iddia etti.

Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanı Doç. Dr. Necmi Çekin, hekimliği riski yüksek bir meslek olarak değerlendirdi. Hekimlik kusurlarına dair rakamların yeterli şikayetin yapılmamasından dolayı tam olarak tespit edilemediğini söyleyen Çekin, “Niye bilinmiyor? Çünkü insanlar hakkını aramıyor. Yanlışın nerede olduğunu bilmiyor. Şikayet olmayınca konu kapanıyor.” dedi. Hekim kusurlarını muayenenin tam yapılmaması, teşhise yönelik laboratuvar yönteminin seçiminde isabetli olunmaması, verilerin doğru değerlendirilmemesi, zamanında müdahale edilmemesi, gerekli konsültasyonların istenmemesi şeklinde sıralayan Doç. Dr. Çekin, bütün sağlık sistemini mükemmel kabul edip, bütün olumsuzlukları hekime yüklemek kolaycılık olur diyerek, meseleyi altyapısı, yardımcı personeli, teknik donanımı ile birlikte ele almak gerektiğini vurguladı. Hekimin çalışma koşullarını iyileştirmenin gerekliliğine de vurgu yapan Çekin, “Bu bir savunma değil, bunlara rağmen hekimler asgari standartlara uymak zorundadır. Aksi takdirde sıkıntılar devam eder.” diye konuştu.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Erhan Büken, “1990-2000 yılları arasında kurumun 1. ve 2. ihtisas kurullarına obstetrik ve jinekolojik tıbbi uygulama hatası nedeniyle gönderilen olguları” doktora tezinde inceledi. Uzmanlık tezine göre, 10 yılda Adli Tıp Kurumu’na Türkiye’nin değişik bölgelerindeki hastanelerden, hekim hatası iddiasıyla toplam 636 dava dosyası geldi. Bunlar içerisinde 107 dosya ile kadın hastalıkları ve doğum ilk sırayı alırken, bunu 68 dosya ile genel cerrahi, 67 dosya ile nöroloji-nöroşirurji, 60 dosya ile anestezi, 57 dosya ile iç hastalıkları, 42 dosya ile ortopedi, 31 dosya ile pratisyen, 28’er dosya ile göz ve kulak-burun-boğaz ve diğerleri izledi.

En az branşlar ise birer vakayla cilt ve diş hekimliği alanları oldu. En fazla hekim hatası yüzde 40,18 ile devlet hastanelerinde gerçekleşirken, bunu yüzde 18,69 ile özel hastaneler, yüzde 14,95 ile SSK, yüzde 7,47 ile üniversite hastaneleri takip etti. Araştırma konusu olan tezde, hatalara göre branşlara bakıldığında kadın hastalıkları ve doğum uzmanları yüzde 69,84 ile ilk sırayı aldı. Hata sıralamasında ebe ve hemşireler yüzde 22,22 ile ikinci, ekip ve diğer uzmanlık dalları yüzde 3,17’şer ile üçüncü sırada, ardından yüzde 1,58 ile pratisyenler geldi. Kadın hastalıkları ve doğum branşında hekim hataları nedeniyle 27 kişi hayatını kaybederken, bunlardan 18’ini bebekler oluşturdu.

Adana Sağlık Müdürü Dr. Serdar Mercan ise hekim hatalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Mercan, sağlıkta en ufak bir yanlışın insan hayatını direkt etkilediğinin altını çizdi. İyi niyetli çalışmalara rağmen, sağlık kuruluşlarında gerek fiziksel, gerekse araçsal eksikliklerin giderilemediğine dikkat çeken Mercan, “Özellikle acil servislerdeki aşırı yığılmalar, hekimleri zor durumda bırakıyor. Polikliniklerde halledilmesi gereken birçok vak’a, acillere gidiyor. Gündüz bir sağlık ocağında tedavisi mümkün olan bazı rahatsızlıklar için geceleri acil ünitelere başvuruluyor.” dedi.

Ölenin yakınları Borçlar Kanunu’nun 45 ve 47. maddelerine göre tazminat talebinde bulunabiliyor

Türkiye’de tıbbi uygulama hatası davalarına TCK’nın 459. ve 455. maddeleri uygulanıyor. TCK’nın 455. maddesinde, “Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta acemilik, emir ve talimatlara uymama nedeniyle bir kimsenin ölümüne sebebiyet veren şahıs 2 yıldan 5 yıla kadar hapse ve ağır para cezasına mahkum edilir.” hükmü yer alıyor. TCK’nın 459. maddesinde ise hekim hatası sonucu anne ve bebeğin ölmeyip sadece bunlardan birinde hasar meydana gelmesi durumunda oluşan zararın derecesine göre 4 ile 19 ay hapis cezası ve para cezasına hükmediliyor. Ölümle sonuçlanan olaylarda ölenin yakınları Borçlar Kanunu’nun 45. ve 47. maddeleri gereğince tazminat talebinde bulunabiliyor. Yeni Ceza Kanunu’nda cezaları artırılmış durumda. Yeni kanuna göre meslekten men’ hükmüne de yer verilmiş. Uygulamada bir insanın ölümüne veya sakat kalmasına sebep olan uzmanlara ciddi müeyyideler getirilmiş.


Zaman
hasta
ve
hasta
yakınları
doktor
hatalarına
karşı
haklarını
aramıyor
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir