Medimagazin logo

SSK hastaneleri tarihe karışırken

Türkiye Büyük Millet Meclisi önceki akşam Sosyal Sigortalar Kurumu başta olmak üzere kamu tarafından işletilen neredeyse bütün hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na devrini öngören yasayı kabul etti-Radikal'den İsmet Berkan'ın yazısı
SSK hastaneleri tarihe karışırken
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Bu yasa, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği gibi bir 'devrim' mi, yoksa Türk-İş'in söylediği gibi işçinin malını gasp etme mi?
Bir kere şunu söyleyelim: Bu hastanelerden, yani SSK hastanelerinden hizmet almakta olanların içinde devir işlemine karşı çıkan yok. Hatta tam tersine halen çalışan ve emekli olanlar bu işleme sevinmiş durumda. Böylece hastanelerden alacakları hizmetin daha iyi hale geleceğine, karşılarına daha fazla seçenek çıkacağına inanıyorlar.
Ancak öte yandan ortada ciddi bir mülkiyet sorunu da var. SSK hastaneleri evet bir anlamda kamu işletmesiydi ama esasen işçi, işveren ve devletin ortak katkısıyla kurulmuş, işletilen yerlerdi. Şimdi devletin, 'Bedeli karşılığı ben bunları devralıyorum' demesi, esasen bir çeşit kamulaştırmadır ve elbette ileride konu yurtiçinde ve dışında mahkemelere yansıyacaktır.
Yani, konu hukuken tartışmalı ve bu tartışma uzunca bir süre devam edecek. Ama hukuken tartışmalı olan bir şeyin vatandaşın gözünde meşru, hatta olumlu bir eylem olarak görüldüğü de unutulmamalı.
Bunlar meselenin güncel yönü...
Ama aslında konuya daha geniş bir perspektiften, Anayasa'da yazılı sosyal devlet ilkesinin ne şekilde hayata geçirileceğine dair ortaya çıkan yeni arayışların perspektifinden bakmakta fayda var.
Yapılmak istenen, sosyal devletin vatandaşına sunmak zorunda olduğu sağlık hizmetini tek bir çatı altında, bir genel sağlık sigortası sistemi içinde sunmak. Yani, sadece Yeşil Kartlılar, sadece SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'a bağlı çalışanlara değil bütün vatandaşlara sağlık hizmeti sunacak bir genel sağlık sigortası sistemi oluşturulmaya çalışılıyor.
Öte yandan bu genel sağlık sigortası sistemini oluşturma çabalarına ek olarak, kamusal emeklilik sigortaları, yani SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur da tek bir çatı altında toplanacak. Bu yöndeki reform hazırlığı da tartışmaya açılmış durumda.
30-35 yıl boyunca şu veya bu işte aktif olarak çalışan, bütün bu çalışma dönemi boyunca da hatırı sayılır miktarda bir sigorta primini adı ne olursa olsun kamusal nitelikli bir kuruma ödeyen insanların, emekli olduklarında, geri kalan hayatlarını belli bir refah içinde geçirmelerini sağlamak sosyal devletin görevi. Eğer bu emeklilik sigortası sistemi akıllıca işletilseydi, zaman zaman siyasiler bu sistemin kaynaklarına el koymasaydı ya da oy uğruna sistemin temel dengeleriyle oynanmamış olsaydı, aslında belki ciddi bir devlet katkısına bile gerek olmadan o sistem emeklilere adam gibi bir emekli maaşını ödeyebilirdi. Ama bugün o maaşlar ödenemiyor maalesef; çünkü zaten yeterince iyi kuramadığımız sistemi el birliğiyle çökerttik.
Genel sağlık sigortamız ise zaten hiç yoktu.
Onur kırıcı yeşil kart, her şeye rağmen çok önemli bir sosyal görev görüyordu ama vatandaşın ücretsiz sağlık hizmeti almasını daha düzenli ve daha iyi biçimde sağlamak gerekiyordu.
Bu açılardan bakıldığında SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri, bütün yapılacaklar içinde aslında küçük bir adım. Ama belli ki hükümete
göre bu adım, daha sonra atılacak adımların ilki.
SSK hastanelerinin devrini kavga konusu yapacağımıza geleceği konuşmamız, genel sağlık sigortasını ve sosyal güvenlik şemsiyesini tartışmamız gerekir aslında.

Radikal
ssk
hastaneleri
tarihe
karışırken
Yorum (2)
Tulay Erdal
Cocuk Endokrinoloji Bolumude kapanmış.Yakında hastanede kapanır artık.Ne olacak bu çocuklar düşünen yok mu
4
Cevapla
Ahmet şencan
2017den 1992yi çıkartıp 10 sonucunu bulan bir insancığı doçent doktor yapmışlar helal olsun.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir