Medimagazin logo

Ankete evet diyen doktor mesleğinden oldu!

63 yaşındaki devlet hastanesi doktoru Bekir Ceylan, bir ankette, 'Türkiye'de işkence var mı?' sorusuna 'Evet' deyince işinden oldu
Ankete evet diyen doktor mesleğinden oldu!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sen sen ol, sakın işkence var deme!

Ceylan, mesleğinin yanı sıra yıllarca İHD Balıkesir Şubesi'nin başkanlığını da yürüttü.

63 yaşındaki devlet hastanesi doktoru Bekir Ceylan, bir ankette, 'Türkiye'de işkence var mı?' sorusuna 'Evet' deyince işinden oldu

Türkiye'de işkence var mı? Azınlıklara baskı yapılıyor mu? Anadilde yayın yapılmalı mı? Düşünce özgürlüğü var mı?.. Bu sorulara yanıt verirken dikkatli olun. Çünkü aynı sorulara 'sakıncalı' yanıtlar veren 30 yıllık hekim Bekir Ceylan'ın başına gelmeyen kalmadı.'

Balıkesir Devlet Hastanesi Psikiyatri Servisi'nde çalışan 63 yaşındaki Bekir Ceylan 1997'de İnsan Hakları Derneği'nin Balıkesir Şube Başkanlığı'nı yaptığı sırada Kurtuluş dergisinin 30 soruluk 'Halk Anayasası Anketi'ni doldurdu. Ankette 'Türkiye'de işkence var mı?', 'Türkiye'de Kürtler ve azınlıklar üzerinde baskı var mı?', 'Milli Güvenlik Kurulu kalkmalı mı?', 'Sağlık ve eğitim parasız olmalı mı?', 'Anadilde yayın olmalı mı?' gibi sorular yer alıyordu.

Derneğe baskın yapıldı

Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Dernekler Şube Müdürlüğü'nün 4 Temmuz 1997'de İHD'de yaptığı aramada Ceylan'ın yanıtladığı anket de 'ele geçirildi.' Ceylan'ın anket sorularına çoğunlukla 'evet' yanıtı verdiğini gören polis, 'yasak yayın' bulundurduğu iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı ve valiliği durumdan haberdar etti. Valilik de savcılığa Ceylan hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık, Ceylan için 'takipsizlik' kararı verdi. Bu, Ceylan için verilen ilk takipsizlik kararı da değildi. İHD Başkanı olduğu için sık sık basın açıklaması yapan Ceylan hakkında polis sürekli suç duyurusunda bulunuyor, savcılık ise hep 'takipsizlik' kararı veriyordu. Ancak son olayda valilik işin peşini bırakmayarak Sağlık Bakanlığı'na başvurup müfettiş istedi.

Sağlık Bakanlığı Disiplin Kurulu, müfettişin hazırladığı rapor doğrultusunda 'durumun memuriyetle bağdaşmadığı' gerekçesiyle, Ceylan'ı 27 Ocak 1999 tarihinde memuriyetten uzaklaştırdı. Bunun üzerine Ceylan, Bursa Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurup dava açtı. Mahkeme de 'göreve iade kararı' verdi ve Ceylan, 15 ay sonra 3 Nisan 2000'de yeniden işe başladı. Ancak bakanlık kararı temyiz için Danıştay'a başvurdu.

Mahkeme 'Suç yok' diyor

Sağlık Bakanlığı'na göre Ceylan'ın, söz konusu yayını bulundurması ve anketi doldurması 'ülkenin birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü bozacak nitelikte'ydi ve bu devlet memurluğuyla bağdaşmıyordu. O yüzden memurluktan çıkarılması gerekiyordu.

Bakanlık tezini güçlendirmek için Ceylan'ın daha önce disiplin cezası aldığını da gündeme getirdi. Ancak Danıştay 12. Daire, 2'ye karşı 3 oyla verdiği kararla, bakanlığın itirazına itibar etmedi ve 657 sayılı 'Devlet Memurları Kanunu'na aykırılık olmadığını belirtti. 2002/1726 numaralı kararıyla, "Temyiz dilekçesinde öne sürülen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın bozulmasını gerektirir nitelikte değildir" hükmüne varan Danıştay, Bursa İdare Mahkemesi'nin kararını onadı.

Bakanlık vazgeçmedi

Danıştay'ın bu kararı üzerine bakanlık bu sefer de 'karar düzeltme' isteminde bulundu. Danıştay 12. Dairesi bu kez bakanlığın istemine uyarak oyçokluğuyla idare mahkemesinin kararını bozdu. 14 Nisan 2004'te verilen kararda devlet memurlarının devlete sadakatle bağlı kalmak mecburiyetinde oldukları vurgulanarak şöyle denildi: "Davacının başkanı olduğu İHD Balıkesir Şubesi'nde yasak yayın bulundurduğu ve DHKP-C adlı yasadışı örgütün yayın organı olan Halk İçin Kurtuluş adlı gazete tarafından anket formunu kendi el yazısıyla doldurarak buradaki beyanları ile anayasal kurum ve kuruluşları ülke bütünlüğünü ve demokrasiyi hedef alan ve mevcut düzeni güç kullanarak değiştirmek gerektiği yönünde görüş belirtmek şeklindeki subuta eren fiilleri nedeniyle hakkında tesis edilen işlemde hukuka ve usule aykırılık yoktur."

Kararda idare mahkemesinden yeniden karar oluşturması da istendi. Ancak Sağlık Bakanlığı, Danıştay 12. Dairesi'nin verdiği son kararı Dr. Bekir Ceylan'ın memuriyetten atılması için yeterli görerek idare mahkemesinin yeniden karar oluşturmasını beklemedi.

Böylece Ceylan, bakanlığın 01 Kasım 2004 tarih ve 24237 sayılı onayı ile ikinci kez devlet memurluğundan çıkarılmış oldu.

Ceylan: Gerekirse AİHM'ye gideceğim

Dr. Bekir Ceylan, Sağlık Bakanlığı'nın kendisini memuriyetten atmasının asıl nedeninin demokratik mücadele veren insanları yıldırmak olduğunu ileri sürdü. Konu henüz yargıdayken aceleyle işine son verildiğini ve 28 Ağustos 1999 tarih ve 4455 sayılı Af Kanunu'ndan da yararlandırılmadığını ileri süren Ceylan, 'Kürtçü' olmadığını da belirtti. Polisin kendisini DHKP-C üyesi olmakla suçladığını söyleyen Ceylan, "63 yaşındayım, 30 yıldır hekimlik yapıyorum. Amaç demokratik mücadele veren insanları yıldırmak. Bakanlık bir memurun İHD Başkanı olmasını kabullenmedi, 'kötü örnek' teşkil ettiğim düşünüldü. 10 yıllık İHD Başkanlığım süresince 30 kez savcılığa çıktım. Yaptığım her basın açıklamasının ardından polis suç duyurusunda bulundu, savcılık takipsizlik verdi" dedi. Ceylan, idare mahkemesine yürütmenin durdurulması istemiyle tekrar dava açtığını, sonuç alamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını söyledi.

Radikal
ankete
evet
diyen
doktor
mesleğinden
oldu!
Yorum (3)
Tesvir SEVİMLİ
yıpranma salık personeline verilmesi geç kalınmış bir karar ama sağlık personelinede İNŞALLAH köklü iyileştirmeler olacağı ümidimiz hala var
0
Cevapla
funda güler
her kelin ilacı gibi kullanılan bir meslek grubuyuz fakat her türlü sorunu içinde barındıran da biziz. her şeyden önce birlikte çalışmaması mümkün olmayan ,et kemik gibi bütün olan hekimlik mesleği mensublarının tahamülü yok gelişmiş hemşirelere .tıp fakültelerinde iletişim dersleri ve bu derslerde yatay dikey iletişimler üzerinde durulmadığı ve hekimlerin tanrılarının farklı olduğu gibi bir empozizasyon ve yüksek ego bu mesleği tarih boyunca mağdur etmiş ve sorunları bitmemiştir. önerim;bence bu mesleği ortadan kaldıralım ve başka bir şey türetelim ve herkes rahatlasın.bu konuda ciddiyim yoksa bu sancı bu meslek mensuplarına daha çok sancı çektirecek
0
Cevapla
esra yılmaz
eğer bu meslek bugün sorunsa,bunun sebebi, başta mesleği öğrenip aynı şekilde tazelik katmadan öğretenler,mesleği uygulayanlar,mesleğin diğer ekip üyeleri,hizmeti alanlar,mesleğin idarecileri,sorun hepimizde yani...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir