ANKARA-Düzenlemeyle birlikte güzellik salonları aynen kuaförler gibi belediyelerin denetimine girdi; ancak uygulamanın yeni olması nedeniyle denetimlerdeki eksiklikler, yasanın çiğnenmesi girişimlerine olanak tanıyor
Türkiye’de Medikal Estetik uygulamalarda yasal boşluklar, bu alanlarda birden çok uzmanlık dalındaki hekimin, estetisyenin faaliyet göstermesi, yasaların ilk dönemler sertifika vererek izin verdiği uygulamalarda sürekli gelişen ürün/uygulama pazarında ve birbiri ardına açılan güzellik merkezlerini denetimin güçleşmesi nedeniyle hazırlanan yasa; medikal estetik alanında yaklaşım 15.000 kişiyi etkileyecek biçimde uygulamaya geçti.
Ota Güzellik Merkezi iken yeni yasa gereği Poliklinik unvanıyla hizmet vermeye başlayan Ota Poliklinik ve Ota Tıp Merkezleri’nin kurucusu ve yöneticisi Uzman Doktor Tülay Türksoy Akvardar, konuyla ilgili bilgiler verdiği bir açıklama yaptı. Sözlerine yaklaşık üç sene önce başlayan yasal süreci ve yapılan değişiklikleri anlatmakla başlayan Akvardar, estetisyenler (güzellik uzmanları), medikal estetik sertifikalı pratisyen hekimler, uzmanlıklarını tamamlamış dermatologlar ve plastik cerrahlar arasında; enjeksiyonlu uygulamaların (dolgu, botox gibi) ve lazer işlemlerinin (lazer epilasyon ve lazerlerle yapılan cilt gençleştirme ve tedavi uygulamaları gibi) kimlerin alanına girdiği/girmesi gerektiği konusunda ciddi bir tartışma olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı’nın konuya hazırlanan bir düzenleme ile müdahale ettiğini anlattı.
Estetik ve güzellik kelimeleri yasaklandı
Bakanlığın yaklaşık üç sene önce ‘Ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşları hakkında yönetmelik’ ile ‘Güzellik Merkezi’ kavramı ortadan kaldırarak, lazer epilasyon dahil tüm medikal estetik uygulamaların hastane, poliklinik veya ilgili branş hekimlerinin özel muayenehanelerinde yapmasını öngördü bilgisini veren Akvardar konuyu, “Bunun yanı sıra bu alanda hizmet verse dahi kuruluşların tabelalarında ‘Estetik’ ve ‘ Güzellik’ kelimelerini kullanmalarını da yasakladı. Bu sektörde çalışanlar, çalışanların bakmakla yükümlü oldukları kişiler, güzellikle ilgili tıbbi cihaz firmaları ve bu sektöre ilaç ve diğer malzeme temin edenlerle 15.000 kişiyi etkileyen yasal süreç sonunda 760 güzellik salonundan 278 tanesi poliklinik oldu, kalan güzellik merkezleri güzellik salonlarına dönüştü. Bu değişimle birlikte yaklaşık 400 kadar doktor ise devler ya da özel hastanelerde çalışmaya başladı ya da özel muayenehane açtı” ifadeleriyle özetledi.
Bakanlıktan yerinde bir yönetmelik
Yaptığı açıklamada gerek hizmet verilen mekanlar, gerek güzelli estetik uygulamalarda kullanılan sistemler gerekse de bu sistemleri uygulayan tedavileri yapan kişiler için bir standart tarif edilmesinin sevindirici olduğunu aktaran yöneticisi Uzman Doktor Tülay Türksoy Akvardar, “Sağlık Bakanlığı’nın bu yöndeki uygulamaları yerinde ve hasta haklarını korur niteliktedir. Yasa öncesi dolgu botox ve diğer enjeksiyonlu cilt gençleştirme ve yenileme tedavilerini doktor yönetiminde bulunmayan kuaförler, güzellik salonları yapabiliyordu. Bunlardan yanlış eksik ve steril ortamda yapılmayanlarda ciddi şikayetler ve kimi zaman kalıcı sorunlar hasta şikayeti olarak bizlere ulaşırdı. Yine uygulaması basit gibi görünse de birçok kadının tercih ettiği lazer epilasyon ve lazerli cilt gençleştirme uygulamaları kimi zaman eski ve yanlış teknolojiler kullanıldığı için hastanın zaman ve para kaybına, dikkatsiz uygulamalarsa çeşitli derecelerde yanıklara yol açıyordu. Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliği bu uygulamaya da bir standart getirdi” diye onuştu.
Uzman ellerde güzellik ve sağlık hizmeti
Yönetmelik sonucu 3000 güzellik merkezinden yaklaşık 200 merkezin, Sağlık Bakanlığı onayıyla poliklinik statüsüne geçtiğini de belirten Uzman Doktor Tülay Türksoy Akvardar, işin bir de üzücü bir mali portresinin olduğunu söyledi. Bu sektörde çalışanlar, sektöre malzeme sağlayanlar ve aileleri hesaba katıldığında çıkarılan yasanın 150.000 kişiyi etkileyecek bir karar olduğuna dikkat çeken Akvardar yasanın içeriğiyle ilgili, “Yeni yönetmelik karalarına göre; cilt bakımı, manikür, pedikür gibi kısmi çalışmalar, güzellik salonu ve kuaförlere bırakıldı; ancak epilasyon da dâhil diğer bütün hizmetlerin doktor gözetiminde ve poliklinik ortamında olması şartı getirildi. Bu da artık güzellik hizmetinin uzman ellerde ve sağlıklı bir ortamda yapılması anlamına geliyor. Lazer epilasyon, botoks, dolgu, lazerle leke, damar, akne izi tedavisi, kimyasal peeling gibi işlemler sadece ilgili branş hekimlerinin muayenehaneleri, poliklinik, tıp merkezi ve hastane gibi sağlık kuruluşlarında yapılabiliyor” bilgisini verdi.
Yasayla birlikte denetim artık belediyelerde
Yasal düzenlemeyle birlikte güzellik salonlalrının denetiminin belediyelere geçtiğini ancak belediyelerin yeni kararı tecrübe edecek zamanlarının olmaması nedeniyle denetimsiz bir ortamın var olduğunu aktaran Akvardar konuya şu ifadelerle açıklık getirdi:
“Yönetmelik gereği kuaförler gibi Belediyelerin denetimine geçen Güzellik Salonları’nın faaliyet alanları üzerine Belediyelerin bilgilendirilmesi gerekiyor. Burada bir yasal boşluk olmasa bile kavram kargaşası var. İlgili kararda açıkça (Geçici Madde 5, 39. Madde-1) güzellik salonlarının sağlık kuruşlu statüsünden çıkarıldığı belirtiliyor. Aynı maddenin 2. bendinde ‘Güzellik salonunda Tıp fakültesi diploması olan biri çalışsa bile, tabip yetkisinde olan tıbbi işlemler güzellik salonunda yapılamaz. Bu hususa uymadığı tespit edilen kişiler hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanır’ deniyor. Halbuki etrafta yüzlerce lazer epilasyon, botox, bölgesel incelme sistemleri, mezoterapi uygulamakta olan güzellik salonu var. Hatta internette çeşitli indirim siteleri aracılığıyla kampanyalar dahi düzenleyip duyuruyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığı güzellik salonları artık kendi denetiminden olmadığı için herhangi bir yaptırım uygulamıyor. Belediyelerse henüz yeni uygulanmaya başlayan bu kararlarda tecrübe edinecek zamanı bulamadı. Bu durumda şu an yaşanmakta olan yasal boşluktan en çok bu uygulamaları alanlar zarar göreceklerdir.”
Kavitasyon, epilasyon, botox kampanyası vb. kampanyalarla gündeme gelen bu tür yetki alanını aşan kimi Güzelik Salonları’nın kullanılan eski teknolojiler, kalitesiz malzeme ve uzman hekim bulunmayışından dolayı hastaları mağdur edebileceğini belirten Akvardar; bu tür sorunlarla karşılaşanların bağlı bulunduğu belediyelere şikayette bulunabileceğini de sözlerine ekledi.