Medimagazin logo

TTB'den Cumhurbaşkanı'na mektup

Türk Tabipleri Birliği 30 Nisan 2011 günü, sağlık alanındaki sorunları ve gerekçelerine yönelik değerlendirmeleri iletmek, hekimlerin/sağlıkçıların sorunlarını anlatmak için Cumhurbaşkanı'na bir yazı yolladı.
TTB'den Cumhurbaşkanı'na mektup
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

SAYIN ABDULLAH GÜL
T.C. CUMHURBAŞKANI
ANKARA

633/2011
30.04.2011

Sayın Cumhurbaşkanı,

Size bu mektubu sağlık alanındaki sorunları ve gerekçelerine yönelik değerlendirmelerimizi iletmek, hekimlerin/sağlıkçıların sorunlarını anlatmak için yazmıyorum. Ne yazık ki daha can sıkıcı bir konudaki kaygılarımı bildirmek ve deyim yerindeyse ulaşılacak son bir makam olarak paylaşmak istiyorum. Ancak öncelikle sizin de katılacağınızı düşündüğüm iki saptamayı dile getirmeliyim.

Türkiye yıllar içerisinde birikmiş sorunları olan bir ülke. Bu sorunların içerisinde “her işin başı” olduğunu söylediğimiz sağlık arka sıralara düşebiliyor. Daha doğru bir ifadeyle sağlıklı bir toplumun temel belirleyenleri olan demokratik yapı/kurum ve kurallar, çatışmasız ortam, barış, özgürlükler vb. olmayınca kişilerin sağlığı gündem bile olamıyor. Kuşkusuz bu durumda sağlık hizmetinin asli unsuru olan hekimler/sağlıkçıların  “hali” hiç konuşulamıyor. Daha kötüsü “halk sağlık hizmetlerinden memnun” gibi eksik ve o nedenle de kendi içerisinde tutarsız bir yargı geçerli kabul ediliyor. Oysaki hekimin memnun olmayıp halkın memnun olması ya da tam tersi hekimin memnun olup halkın memnuniyetsizliğinin söz konusu olduğu koşullarda nitelikli bir sağlık hizmetinden bahsedilemez.

Türk Tabipleri Birliği ve sağlık alanında örgütlü meslek kuruluşu, sendika ve dernekler olarak -uzun süredir- birlikte sağlık alanında yaşanan sıkıntılara, özel olarak da hekimlerin, sağlık çalışanlarının içerisinde bulunduğu moral çöküntüye, mutsuzluğa dikkat çekmeye çalışıyoruz. Aralık 2010 tarihinden bu yana önce açıklamalar, taleplerin dile getirilmesi, çözüm önerileri, basın toplantıları, paneller, bilboardların kullanımı, gazete ilanları, sorunları sempatik olarak anlatmak için klip çekimleri, televizyon kanallarında yayınlanması gibi yol ve yöntemler denedik. Beklediğimiz yanıtları bulamayınca 13 Mart tarihinde Ankara’da Pazar günü bir miting düzenledik. Miting otuz bini aşan katılımla coşkulu, sempatik, her kesimi ve sorunları kucaklayan, dile getiren bir etkinlik oldu. Ne yazık ki yasal, meşru, haklı bu mitingi takiben Kayseri’de Başhekim olan bir meslektaşımız mitinge katıldığı için görevden alındı.

Yine sabırla bekledik, sayın Sağlık Bakanı ile görüştük. Ancak bir ilerleme kaydedemedik. Taleplerimizden geçtik, meslektaşımız şu ana kadar görevine bile iade edilmedi.

YÖK Başkanı ile görüşmek için 4 ayı aşkın süredir randevu talebimize yanıt bekliyoruz. Bu arada tıp fakültesi hastanelerinde (Hacettepe, Dokuz Eylül, Trakya) “grev”ler yapıldı. Bu süreçte sizin gazetelere yansıyan “ince ayar yapılmalı” sözleriniz durumun farkedildiği umudunu doğurmakla birlikte bir ilerleme kaydedilmedi.

Son olarak 19-20 Nisan tarihlerinde Türk Tabipleri Birliği’nin de içerisinde yer aldığı örgütlerce sağlık gibi hassas bir alanda, çok özenli, coşkulu, çok katılımlı bir “GöREV” etkinliği düzenledik. İstedik ki sorunların ciddiyetine denk düşen bir uyarı olsun.

Sayın Cumhurbaşkanı,

Onbinlerce hekimin/sağlık çalışanının katıldığı sağduyulu etkinliklerin geldiği noktada yanıtsız kalması, üstüne üstlük kimi sağlık kuruluşlarına Bakanlık müfettişlerinin gitmesi, hekime yönelik şiddetin giderek tırmandığı bir ortamda bunun en son failinin bir kaymakam olması, komik “gerekçelerle” gözaltına alınan hekimler artık sınırın aşıldığını göstermektedir. Hekimler en kötü noktaya gelmişlerdir: Türkiye’de özenli, sağduyulu bir şekilde hak arama muhataplarca görülmemekte/görmezden gelinmektedir, hekimler muhataplarından umutsuzdur, “çileden çıkartma” amaçlı ve baskıcı bir politika uygulandığını düşünmekte ve bunun sürdürülmesini kabul edilemez olarak değerlendirmektedirler.

Türk Tabipleri Birliği halka adanmış bir mesleğin mensuplarının itibarsızlaştırılması ve “piyasaya” düşürülmesine razı olmayacaktır. Arzumuz tepki ve taleplerimizin karşılanması konusundaki kararlılığımızın görülmesi, başta hekimlere/sağlıkçılara uygulanan şiddet olmak üzere çözüm için adım atılmasıdır. Kayseri’deki meslektaşımızın göreve iadesi, müfettiş/idare vb. soruşturmaların yapılmaması, tepkilerin durdurulamaz şekilde büyümemesi için atılmasını beklediğimiz ve ortamı yumuşatacak ilk adımlardır.

Her işin başı sağlık ve sağlık ertelenemez ise hekimlerin/sağlıkçıların talepleri de ertelenemez diye düşünüyoruz.

Yoğun gündeminiz içerisinde değerlendireceğiniz umuduyla saygılar sunar, sağlıklı günler dilerim.

Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Başkanı

ttb'den
cumhurbaşkanı'na
mektup
Yorum (15)
ihsan
yazı iyi olmuş... mutlaka cevap gelecektir cumhurbaşkanından.
0
Cevapla
Grevci Dr
Kıymetli TTB yöneticileri cumhurbaşkanını mektup yazmış olmanız isabetli olmuş. Zaten şu anda üst düzey yöneticiler içerisinde en sağ duyulu olan sayın Cumhurbakanımızı görüyoruz. Akdağ'la falan olmaz bu iş. Birçok ülkede hekimlerin grevle seslerini duyurdukları mümkün olduğu gibi ülkemizde de bundan vazgeçmemiz, hatta daha uzun süreli bir GREV faydalı olacaktır. Medimagazinde yapılan bir anket hekimlerin haklarını %87 civarında bir oranla gervle alabileceğini göstermekte. Hatta, maalesef Türk Sağlık Bakanlığının dr lara olan zülümleri ve baskıcı tutumları (adeta kafese koyar tarzda ) uluslararası platformalarda bile dile getirilmelidir. Saygılarımla
0
Cevapla
dr yunus
Erişoğlunun hitabında da ince bir ayar gizli. Öncelikle sayın cumhurbaşkanı değil! Sayın CumhurbaşkanIM DİYECEKSİNİZ. Hitabınızdaki saygısızlık ilk okunuşta hemen hissediliyor. Sevmeyebiliesiniz, ancak saygı duymak zorundasınız. Saygı duymadığınız bir kurumdan çözüm bekleyemezsiniz. TTB'NİN AŞIRI İDEOLOJİK tutum ve davranışları sağlık çalışanlarının problemlerinin çözümüne katkı sağlamıyor.
0
Cevapla
duurut
Yapılan iş aynı zihniyet kaynaklı olduktan sonra kimse yanındakine dur demeyecektir, malesef gene bildiklerini okuyacaklar, ne demişler hak verilmez alnır!...
0
Cevapla
ihsan
dr yunus prosüdür budur. Cumhurbaşkanım diye hitap edilmez resmi yazılarda. Çünkü bu yazı dilekçe hükmündedir. Araştırmadan sallamamak lazım.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir