MEDİMAGAZİN-Bir anket sitesi olan Quora’da doktor ve doktor çevresinde olanlara bir soru yöneltiliyor: Doktorlar zeki mi?
Emekli bir genel dahiliyeci ve eski bir yoğun bakım hekimi olan Liang-Hai Sie, bu soruyu şöyle cevaplıyor:
“Bu soruyu sahada 40 yıllık deneyimi olan emekli bir doktor olarak cevaplamama izin verin. Doktorluk hayatım boyunca gözleri pırıl pırıl parlayan birçok genç doktorla da biraraya geldim.
Bir doktor olarak tıp fakültelerinden mezun olan herkes elbette en az 120-130 IQ’ya sahiptir. Bu yüzden elbette biraz zekaya sahip olmak gerekiyor ama bir dahi olmaya gerek yok.
Asistan doktorlar için konuşacak olursak, iyi bir dereceyle mezun olanlar genellikle her şeyin mükemmel olmasına odaklanmış halde oluyorlar ve pratik düşünmeyi ve o şekilde yaşamayı unutuyorlar. Her şeyin mükemmel olmasını istemeleri güzel ama işlerini bitirmelerinin saatlerini alması, her gün akşam 10 civarında hastaneden ayrılmaları kendileri için iyi olmaz. Daha az zeki olan meslektaşları genellikle işlerini 5-7 arasında bitiriyor ve mükemmel olmak için saatlerini harcamıyorlar.
Ben açıkcası yeterince zeki ama pratik bir doktorla çalışmayı tercih ederim.”.
Stanford Üniversitesi’nde doktora yapan 20 yıllık bir radyoloji uzmanı olan Robert Pakter, aynı konuda şu ifadelere yer veriyor:
“Zeka bir doktor olmak için gereklidir, çünkü öğrenecek ve hatırlanacak çok şey var. Fakat iyi bir doktor olmak için sadece bu yeterlidir diyemeyiz. Öncelikle iyi bir doktor olmak isteyen kişi merhametli olmalı ve hiçbir teknolojinin yapamayacağı şekilde bilgileri sentezleyerek insanı değerlendirebilmelidir.
Milyonlarca yıldır, türümüz yüz ifadelerindeki nüansları, konuşma kalıplarını ve vücut dilini okumayı öğreniyor. Bildiğim en iyi tanı koyucu hekimler, bunu labaratuvarda ve diğer değerlendirme sonuçlarında eriterek insancıl bir algıyla adeta bir sanat meydana getiriyor.
Ne yazık ki, bilgisayarın günün birinde fiziki muayene yerine geçerek teşhis ürettiğine inanan teknoloji yanlıları, bunu takdirle karşılamıyor.
Buna ek olarak, Teletıp, bazı durumlar dışında yüz yüze görüşmelerin yerini asla tutamaz.
Bu tür gelişmeler, on dakikalık ofis ziyaretinin ve modern sağlık hizmetleri olarak adlandırdığımız ‘tıbbi-endüstriyel kompleks’in diğer yan ürünleridir. Zekaya sahip olan doktorlar, mantık dışı bir şekilde değer kaybediyor.”.