Medimagazin logo

Prof. Dr. Aydın: 'Zaman, doktor olma zamanı değil, hasta yakını olma zamanı!'

CNS’in uluslararası büyükelçisi ve sinir sistemi cerrahisi derneği başkanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın doktorların son günlerde yaşadıkları her türlü şiddete dikkat çekmek için bir yazı kaleme aldı
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Prof. Dr. Aydın: 'Zaman, doktor olma zamanı değil, hasta yakını olma zamanı!'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

 

MEDİMAGAZİN- Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın uzun süredir gündemde yer alan sağlık çalışanlarının yaşadığı; psikolojik, fiziksel şiddete dikkate çekmek için kaleme aldığı yazısı: 

Allah aşkına nedir bu vurdum duymazlık, bu kendini bilmezlik, bu ahlaksızlık, bu terbiyesizlik, bu cibilliyetsizlik, bu çekememezlik, bu haddini bilmezlik, bu edepsizlik, bu sorumsuzluk, bu kin, bu haset, bu düşmanlık böyle... “Hasta ve yakın isen, haklısın, hekimsen haksızsın!” felsefesi neden pompalanıyor? 
“Zaman, Doktor olma zamanı değil!”. Devamına dilim varmıyor!

Kim dur diyecek bunlara...
Kim, hamasi nutukları bir tarafa bırakıp, Allah rızası için bu sağlık personelinin, bu hemşirenin, bu hekimin hakkını ve olmayan itibarını iade edecek... Nedir düşürüldüğümüz bu kepazelik batağı böyle. Battıkça batıyoruz. 

Dünya standartları, kalite, muasır bilim, çağdaş tıp, hekim ihtiyacı, hocaların tecrübe ve fikirleri, âkillerin düşünceleri ve hakikatler ne kadar dikkate alınarak, habire Tıp Fakültesi açıyoruz! Uyduruk Hastalıkları, hastalık sınıfına sokunca da, ne kadar hastane açarsan aç, hastanelerde yatak bulmak mümkün değil. 
Olan, namuslu hastalıklılara oluyor...

Tabii ki, kendini Kaf Dağında zanneden sorumlu-sorumsuz, sandalyesinden şeref kazandığını sanan,  liyakatten uzak, sadakatte kusursuz bazı hekimlerin, hekimlere olan davranış bozuklukları  ve düşmanlıkları da SCI kapsamına alınıp(!), ders olarak okutulması gereken apayrı klinik vakalar...  Deontoloji mi, Hak getire...

“Emaneti ehline veriniz!” emrini, kim ne zaman yerine getirecek? Ne zaman “Liyakat” itibar görecek? Ne zaman “Sufli ve Edna Tufeylilik ve Yalakalık” son bulacak? Bu kötü sıfatları kullanmaktan da haya ettiğimi ifade etmek istiyorum. 
Yazıktır. Ayıptır. Yeter artık!

Adam gecenin ilerleyen bir vaktinde, gerçekte aciliyeti bile tartışmalı olan bir sebeple, hastasını(!) alıp bir hastahanenin aciline baş vuruyor, aciliyet kurallarını hiçe sayıp,  personele, hemşirelere, hekimlere hakaretler yağdırıyor, “Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz!” naraları ile hastahaneyi inletiyor, bilgiçlik taslıyor, efeleniyor, doktorculuk oynuyor, tehditler savuruyor, maddi-manevi şiddet uyguluyor. Emniyet Müdüründen, Valisinden, Bakanından Cumhurbaşkanına kadar, herkesin çok yakını olduğunu haykırıyor(!). Kimse bir şey yapamıyor, korkuyor. Daha sonra da, muzaffer bir komutan edası ile, elini kolunu sallayıp çekip gidiyor. Sonra vatandaş da, hekimden güler yüz, samimiyet, hoşgörü ve sabır bekliyor. Nereye kadar!

Bir de bu “Depo Nöbet” kavramı çıkardılar meslektaşlarımın başına. Ben yeni duydum. Hekim-Cerrah, bir hastanede çalışıyor, tutuyorlar onu 20-30 km ve ya daha fazla uzaklıktaki bir hastanede gece nöbetinde görevlendiriyorlarmış.

Bu nasıl bir düşünce! Nasıl bir çözüm! Nasıl bir mantık! Bu uygulamayı planlayanın, yapanın ve işleme koyanın, (şayet hekimse) tıbbi-cerrahi-klinik tecrübe ve bilgisinden endişe ediyorum. Çok özel ve olağanüstü durumlar tabii ki hariç... Bir başka hastaneden gelip nöbet tutan doktor, acilde görüp, endikasyonla yatırdığı veya ameliyat ettiği hastasını sabah bırakıp, kendi hastanesindeki görevine, hangi vicdan ve mesuliyet duygusu ile, nasıl gidecek? Hastalarını kime ve hangi tıbbi öğretiler çerçevesinde teslim edecek? Takibini-vizitini bizzat ameliyat eden cerrah yapmak ister. Doğrusu, etik ve hukuki olan da bu değil mi? Hasta ve yakınlarına kim bilgi verecek? Hem tıbbi hem de kanuni sorumluluğu kim deruhte edecek? Komplikasyonlardan kimi mesul tutacaksınız? Hasta sahipleri gelip, hastayı yatıran veya ameliyat eden doktordan hesap sorup, bilgi isteyip, şiddet uygulasa ve hatta yaralayıp öldürse, bunun hesabını kim verecek? Vicdan azabı duyulmayacak mı? “Şeytan azapta gerek” dercesine mi, hareket ediliyor? Anlayan beri gelsin! 

Akl-ı Selim sahibi yöneticilerin, en kısa zamanda, bu hukuk ve tıbbi etik dışı uygulamalara bir çözüm getirerek, ileride tedavisi mümkün olmayan durumlara vesile olmamaları ve meslektaşlarımızın, hiç yetmezmiş gibi, bu sebeplerle başına gelebilecek musibetlerden kurtarmaları gerekmektedir. 

Aksi takdirde, çok yakın bir zaman sonra, ne hastanızı tedavi ettirebilecek bir doktor, ne de ameliyatını yaptırabilecek bir cerrah bulabilirsiniz!

Bize de, yarın Hakk’ın Divanında mesul olmamamak  ve Allah rızası için uyarmak düşer. Gerisi yetkililere...

Yok. Yok... Rubâîmizi unutmuş değilim. İşte!

BİRCİS
— — • / • — — —/ — — • / • — 
(Mef’ûlü, Mefâîlün, Mef’ûlü, Feûl)
Dert sâhibi bel bağlar hep saf terine,
Derman, sızı, muhtaç kalmış neşterine,
“Bircis” adının  “İsmâil Hakkı” diye,
Nâmın yazılır âşıklar defterine.
 

sağlıkta şiddet
ismail hakkı aydın
Yorum (7)
Dr.Cevdett
Sevgili hocam, memlekette akıl, izan izne çıkmış. Kimse ne yaptığını bilmiyor, sadece yapmış olmak için bir şeyler yapıyor. Mantık şu: Ben yaptım oldu. Bu kadar tıp fakültesi açılıyor, hangisi uluslararası standartlara uygun? YÖK-TUK ne yapıyor acaba farkında mı? ''Tut-i mucize guyem, ne desem laf değil. Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana. Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil''
70
Cevapla
dr.çetin
sağlıkta şiddeti kim teşvik etmektedir.sağlıkta şiddet niçin atmaktadır.sağlık bakanlığı sağlıktaki şiddetten ve bu şiddete bağlı hasta memnuniyetinden niçin rahatsız değildir.
7
Cevapla
Hanim
Hekim ve hasta arasındaki güven ilişkisi bitti bu yüzden hekimlik bitmiştir. Eskiden hekim hasta arasında alt üst ilişkisi vardı hasta hekimin kararına saygı duyuyor kendini teslim ediyordu. Şimdi narsizmin altın cagindayiz ,herkes en üstün kendini görüyor, kendinden başka kimsenin saygı görmesine iyi maaş almasına tahammül edemiyor. Bilgiye ulaşmak kolay iki okumakla konunun uzmanindan iyi karar verebileceğini sanıyor. Yüzde yüz ve anında tedavi edilebilen komplikasyonun sıfır olduğu durumlar hariç hekim ve hasta mutsuz. Güven bitti mutsuzluk geldi
23
Cevapla
Necdet
Sağlık mesleği stresli bir meslek. Çalışanlar nöbet tuttukları için. Uykusuz kalıyor. Uykusuz insan ağresif oluyor. Farkındalık ta yoksa. İletişim de iyi değilse olanlar oluyor...
6
Cevapla
Mustafa Eye
Hocam haklı sonuna kadar destekliyorum.istersen padişahın oğlu ol,kul hakkına girmeye hakkın yok.Yarin ilahi mahşerde hesap vereceksin.Hayat güçlülerden yana olabilir ama ölüm tarafsızdır.Ne ekersen onu biçersin....
11
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir