Medimagazin logo

Tıbbi onkolog gözünden Dünya Kanser Günü: Hastalarla aile bağı kuruluyor

Ankara Tıp Fakültesi mezunu tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek tıbbi onkoloji uzmanlığını anlattı. Prof. Dr. Tek, onkoloji tedavilerinde ekip çalışmasına atıf yaparak tıbbi onkoloji hekimliğini orkestra şefi olarak nitelendirdi. Tıbbi onkolojide hasta ile kurulan aile bağına da değinen Tek, Dünya Kanser Gününe ilişkin açıklamalarda bulundu
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Tıbbi onkolog gözünden Dünya Kanser Günü: Hastalarla aile bağı kuruluyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN- Özel bir hastanede tıbbi onkolog olarak görev yapan Prof. Dr. İbrahim Tek Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden uzmanlığını aldıktan sonra 8 yıldır şu an çalıştığı hastanede görev yaptığını belirtiyor. Tıbbi onkoloji uzmanlığının hekimlik hayatını nasıl etkilediğini değerlendiren Tek “İşe yaramak, birilerine yardımcı olmak, insana pozitif bir duygu veriyor. Gelişen teknolojiye rağmen hala duyguların var olduğunu hissedebiliyorsunuz. Bu yüzden motive ediyor”dedi. 

“Bütün insanlara pozitif yaklaşıyoruz”

Ağır hastalarla ilgilenmenin yaşama ve ‘insan’a bakışı nasıl etkilediğini aktaran Tek şunları kaydetti:

“Biz tıbbi onkologlar sıkıntılı bir hasta grubuna bakıyoruz. Bazı hastalarımız için hayatları aylarla sınırlı oluyor. Bu kadar sıkıntılı hastalara zaman kazandırmak veya onları hastalıktan korumak için efor sarf ediyorsak normalde sıkıntısı olmayan pırıl pırıl insanlara daha çok yardım etmemiz gerekir. Onun için bütün insanlara karşı daha pozitif yaklaşıyoruz. Bu açıdan baktığımızda beni motive ediyor. Kimseye bilerek kötülük yapmamaya çalışıyorum. “

“Her hastadan bir ders çıkarıyoruz”

İyileşme süresi çok uzun olabilen bir hasta grubuna müdahalede bulunan onkologların motivasyonunu nasıl sağladığını sorduğumuz Prof. Dr. Tek motivasyonun en büyük sebebinin hasta olduğunu ifade ediyor. Her hastadan olumlu olumsuz ders alındığını ifade eden Tek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Yaptığınız müdahalede hasta iyi oluyor. İyi oldukça da hayata bağlanıyor. Beraber pek çok şeyi paylaşıyoruz. Mutlulukları, acıları… Bu da sizi pozitif olarak etkiliyor. Bir şeyi ne kadar iyi yapmaya çalışırsanız ve onun sonucunda iyi bir şeyler elde ederseniz daha çok sarılıyorsunuz mesleğinize. Sıkıntılı şeyler yaşarsanız bunlardan da ders çıkartıyorsunuz. Çünkü tıp bir sanat. Kitaplardan temel bilgileri alıyorsunuz ama bunlar yaşadıklarınız ve yorumlarınız, tecrübeleriniz ile şekilleniyor.”

“Hastalarla aile oluyoruz”

İyileşme sağlanan hastalarda yaşadığı duyguları anlatan Tek, yaşadığı tecrübe ile hastalarla kurulan bağı gözler önüne seriyor:

“Dördüncü evre akciğer kanseri tanısı konulmuş bir hastam olmuştu ve. Hasta tedaviyi reddediyordu. Kızı o dönemde 4 aylık bir hamilelik dönemindeydi. Hastamızı tabiri caizse torununu görme vaadiyle kandırdık. Ve bu hasta torununu gördü ve 2-2,5 yıl kadar hayatta kaldı. Bu sürede ailesiyle çok güzel şeyler paylaştı. Hastalarla bu örnekteki gibi aile oluyoruz. Ailesinden bir insanı nasıl bırakamazsa insan biz de hastamızla bu bağlılığı kuruyoruz. Tabi ki yaşanan üzücü olaylar da oluyor. Hayatının anlamsız olduğunu düşünüyorsunuz ve hayatımıza depresif duygular katıyor tabi ki. Ama yoğun çalışma temposu ve kötü düşüncelerden uzaklaşmak isteği ile görevimize devam ediyoruz. “

“Hekimlik, sosyal hayatımızı düzenliyor”

Yoğun çalışma koşulları ve ağır hastalarla ilgilenen onkoloji hekimlerinin sosyal hayatına da değinen Tek, mesleğin sosyal hayatı düzenlediğini ifade ediyor.  Mesleki kongrelerde sosyalleşme imkanı bulduğunu ifade eden Tek fırsat buldukça gittiği sinemaların daha duygu ağırlıklı, komedi filmleri olduğunu söylüyor.

Duygusal hasta grubuna umut tacirliği yapılıyor

Medyada dolaşan ve sağlığı tehdit eden bilgi kirliliğinde hekimler ve derneklerin sorumluluğu olduğunu belirten Tek, özellikle onkoloji hasta grubunun yaşadıkları hastalığın ağırlığı sebebi ile duygusal ve ne denirse yapacak duruma geldiğini vurguluyor.  Suistimale açık bir hasta grubu olduğunu belirten onkoloji uzmanı Tek, umut tacirliği yapıldığını ifade ediyor.

Kanser tedavisinde etken gibi gösterilen, bilimsel dayanağı olmayan gıdaların dünyada tedavinin yanına ekleyen hiçbir merkez olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Tek “Bu tedaviye ek olarak gösterilen ürünler hiçbir bilimsel yayında yer almıyor. Bu ürünler fayda sağlasa ve biz yazmasak bu suç sayılır zaten. Bu kadar hekim suç işliyor olabilir mi? Birkaç kişinin önerdiği bilimsel dayanağı olmayan ürünler sadece maddi çıkar sağlamak için öneriliyor” dedi.

Bilimsel tedaviler dışında yapılan destek tedavilerde egzersiz, yoga, düzenli yürüyüş, dengeli beslenme ve D vitamini eksikliğinde bunu replase etmek dışında diğer tedavilerin bilimsel bir verisi olmadığını önemle vurgulayan Tek şunları ekledi:

“Destek tedavi gibi gösterilen bilimsel dayanağı olmayan bu ürünler faydalı olsa biz zaten reçete ederiz. Eğer biz yazmıyorsak hasta kesinlikle bu ürünlere itibar etmemeli. Sağlık Bakanlığı, fikir önderleri, derneklerin bu konuya eğilmesi bu durumun düzelebileceğini düşünüyorum. “

Tıbbı Onkoloji uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek kanserin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayarak erken tanının önemine dikkat çekti.  

 

 

tıbbi onkoloji
dünya kanser günü
i̇brahim tek
Yorum (2)
gökşin karaman
güzel anlatmışsın sevgili arkadaşım, eline sağlık. Özellikle sizin alanda böyle duyarlı meslektaşlara gereksinim var
5
Cevapla
salloso
In situ evre ca (meme DCIS, uterin serviks in situ ca gibi), tiroid papiller ca, cilt bazal cell ca, cilt skuamoz cell ca gibi bir kaç kanser türü dışında kanseri %100 tedavi eden varsa onkolog değil, "patolog" meslekdaşlardır.
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir