MEDİMAGAZİN - “Türkiye’de hekim olmak demek, sabah 9 akşam 5 bir işe sahip olmak demek değildir. Türkiye’de hekim olmak 7/24 çalışmaktır. Gerekirse yanınızda ekstra bir telefon taşımaktır sırf hastalarınızla konuşabilmek için. Yani aslında Türkiye’de hekim olmak demek bu işi çok severek yapıyor olmak demektir.” diyen Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Buse Duru Dikmen Nöroşirurji alanında uzmanlaşmak istediğini ameliyathanede olmaktan duyduğu heyecanı gözleri parlayarak anlatıyor. Dikmen ameliyathaneye uzanmasını istediği tıp fakültesi sürecini şu sözlerle aktarıyor:
“Çok küçük yaşta tıp fakültesi istiyordum. Başka hiçbir alternatifim yoktu. Bana bir hasta geldiğinde ve sağlık sorunlarını benimle paylaştığında onun sorunlarını çözüp; dertlerine ufacık da olsa bir derman bulup yüzünde gülümse oluşturabilmekti. Benim tek amacım buydu. Hala da amacım bu.”
“İdeallerimin peşindeyim”
Tıp fakültesine girdikten sonra ideallerinin değiştiğini ifade eden Dikmen, hem cerrahiyi hem research i bir arada yürütebileceğini düşündüğünü ancak hasta profilini gördükçe hevesinin kırıldığını belirterek sözlerine devam ediyor: “ Ben bu kadar özenirken, bu kadar çalışırken bazen beklediğim sonucu alamadığım zamanlar oldu. Ama ideallerimin peşindeyim. Hala hedeflerimi gerçekleştireceğim”
Türkiye’de Hekim Olmak - 1: ‘Çok para kazanan bir meslek olduğuna dair ön yargı var’
Toplumda doktor olduğunu söylediğinde aldığı tepkileri anlatan Dikmen, “Hala bir saygı var doktora karşı. Nasıl kazandığımı soruyorlar. ‘Umarım benim çocuğum da tıp fakültesi’ kazanır’ diyenler oluyor. Toplumda öğrenci de olsanız, intern de olsanız, uzman da olsanız hiç fark etmiyor hemen sağlık sorunlarını anlatmaya başlıyorlar. Sürekli soru sorabilecekleri biri gibi görüyorlar. Doktora asla gitmeyen bir kesim var ve doktorlara bakış açısının böyle olduğunu düşündüğüm bir kesim de var.”
İnternet’ten araştırılan sağlık bilgileri ile ilgili “kesinlikle yapılmaması gereken bir şey” ifadesini kullanan Dikmen ‘hastalık yok hasta var’ sözüne vurgu yaparak “İnternet’te yazan şeyler çok genel semptomlar. Zaten çoğu yanlış doğru olanlar ise çok genel. Kesinlikle bir kişiyi doktorun görüp onu anlaması ile İnternet’te yazan şey bir olmaz. O yüzden kesinlikle doktora gitmek gerekiyor” dedi.
“Hocalarımızdan öğrendiklerimiz en değerli bilgi”
İnternet’i bilgi amaçlı ve akademik makalelerin yayımlandığı dergilerin sitelerini takip etmek için kullandığı belirten Dikmen “textbook dediğimiz kitaplardan da yararlanıyorum” dedikten sonra ekliyor; “ Hocalara mutlaka soru sorarım yanlarında ameliyatlara girerim. 15 tatillerde ve yazları hocaların yanlarına gidip staj yaparım ve öğrenebildiğim her şeyi öğrenirim. Çünkü ne kadar kitaptan ve İnternet’ten de okusanız bir hocanın orada size öğrettiği şeyi hiçbir kitap söyleyemez. Çünkü hekimlik usta-çırak ilişkisi. Bu yüzden hocalardan öğrendiklerimiz en değerlisi”
Medyaya yansıyan haberlerle ilgili olarak bu haberlerden etkilendiğini ve etkilenmeyen bir tıbbiyeli olamayacağını ifade eden Dikmen “Bazı meslektaşlarımızın medyada genel bilgiler vermesi ve bu bilgileri herkesin üzerine alınmasına sebep oluyor. Aslına bakıldığında o semptom onda yok, o tamamen farklı biri ve hastalığının nedeni farklı. İnsanlar çok çabuk etkileniyor. İnsanlar zaten hastaneye gitmemek için bahane arıyor. Oturduğu yerden İnternet’ten kendisine tanı koyuyor. Doktor sıfatıyla biri çıkıp televizyonda konuştuğunda insanlar bunu uyguluyor ve bunun ceremesini biz çekiyoruz. Yanlış ilaç kullanmış olan, komşusunun ilacını kullanmış olan o kadar sıkıntılı hastalarımız oluyor ki çok olumsuz etkiliyor bizi” dedi.
“Biz hep kalem tuttuk… Bizim elimiz hiç silah tutmadı “
Sağlıkta şiddet olaylarının son dönemde arttığını gözlemlediğini belirten İntern Dikmen, bizim elimiz hep kalem tuttu hep çalıştık diyerek şiddete karşı savunmasız olduklarını belirtip şu sözlerle devam ediyor: “Bizim elimiz hiç silah tutmadı. Biz buna yatkın değiliz. O yüzden bir insan bana şiddet uygulamaya kalktığında bile ben ne yapacağımı bilmiyorum. Biz gerçekten bu durumda savunmasızız. Çok üzücü bir durum. Bu konuda kesinlikle toplumun bilgilendirilmesi gerektiğini halk sağlığı uygulamalarının artırılması gerektiğini düşünüyorum. Açıkçası bu durum beni git gide uzmanlığımı yurt dışında yapmaya iten faktörlerden bir tanesi. Çünkü ben zaten çok çalışıyorum buna değer mi sorusunu kafamda çok sorguluyorum.“