Medimagazin logo

Sağlık Bakanı: 2021'in bir günü değil, 2021 yılı sağlık çalışanlarına adanmıştır

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin aşı üreticisi ülkeler ile aşıya erişim sorunu yaşayan ülkeler arasında diplomatik köprüler kurup kolaylaştırıcı rol üstlendiğini belirterek "Bu girişimlerden sonuç almaya başladığımızı memnuniyetle ifade etmeliyim." dedi.
Sağlık Bakanı: 2021'in bir günü değil, 2021 yılı sağlık çalışanlarına adanmıştır
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus'a eşlik etmek üzere DSÖ'nün periyodik olarak kamuoyunu bilgilendirdiği medya brifingine davet edilen Koca, Kovid-19'un sağlık çalışanları üzerindeki etkisi, sağlık çalışanlarının korunması için atılan adımlar ve Türkiye'deki sağlık çalışanlarının aşılanmasındaki son durum hakkında görüş ve değerlendirmelerini uluslararası kamuoyu ile paylaştı.

Bir yılı aşkın süredir süren Kovid-19'un son yüzyıl içinde, tüm dünyanın aynı anda mücadele ettiği en büyük salgın olduğunu vurgulayan Koca, hastalığın, sadece sağlığa yönelik bir tehdit olmayıp, hayatın tüm alanlarına etki ettiğini belirtti.

Salgının ilk günlerinden itibaren bütün ülkelerin sağlık sistemlerinin kapasitesi başta olmak üzere, imkanlarının el verdiği ölçüde, mücadeleye devam ettiğini söyleyen Koca, mücadele şekillerinde bazı farklılıklar olsa da tüm dünyanın kolektif olarak sağlık çalışanlarının hayatlardaki önemi konusunda güçlü bir düşünce sahibi olduğunu anlattı.

Bakan Koca, şöyle konuştu:

"Bu düşünce o kadar güçlüdür ki sağlık çalışanlarına karşı yeni bir etiğin doğuşuna yol açmaya başlamıştır. Fikrimi açmak için, ifadesini milattan önce 4. yüzyılda, Hipokrat'ta bulan ünlü ilkeye atıfta bulunacağım. Bu ilke 'Primum non nosera' ilkesidir. Ülkemde ve başka ülkelerde insanlar şuna tanık oldu: Ana prensibi hastaya zarar vermemek olan sağlık çalışanları, bu salgında, kendilerine zarar gelmesi ihtimalini göğüslediler. Sağlık hizmeti alanlar tarafında gelişmeye başladığını fark ettiğimiz yeni etiğin temeli bu tanıklıktır. Bu tanıklık, sağlık hizmeti mensuplarının toplumlardaki manevi statüsünü yüceltmiştir.

İnsanların, kitlesel olarak korku içinde, güven arayışında olduğu bu dönemin kahramanları sağlık çalışanlarıdır. Ortaya çıkmakta olan yeni etiğin arka planında bir faktör daha var. Bu faktörü şöyle tanımlayabiliriz: Sağlık hizmeti salgın öncesine dek birey ile sağlık çalışanı arasında bir hizmetti. Salgınla bu ilişki, toplumla sağlık çalışanları arasında çok geniş, kuşatıcı bir ilişkiye dönüşmüştür. Bu görüşler doğrultusunda, toplumların sağlık çalışanlarını daha üstün bir konuma yerleştirmek için istekli olduğunu belirtmek gerekiyor. Karar vericilerin sağlık çalışanları için yapacakları, toplumların talebi olan şeylerdir."

- "Gücü, hastalığın önünü kesmeye adamış insanlardan almaktayız"

Fahrettin Koca, Türkiye'nin salgına karşı verdiği mücadelenin hem yurttaşlar hem de dünya tarafından iyi bilindiğine dikkati çekerek "Sürece şekil veren gücü, işinde yetkin, özverili, dahası kendini bu yıkıcı hastalığın önünü kesmeye adamış insanlardan almaktayız." dedi.

Sağlık çalışanlarının mesleklerinin doğası gereği gözlerini karartarak en ön safa atıldıklarını dile getiren Koca, "Onlar, bu görevi ifa ederken, toplumun geri kalanına ve karar vericilere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu bilinçle hareket edip gerekli politikaları oluşturabilen toplumlar, sağlık çalışanlarının motivasyonunun yükseltilmesi ve üzerlerindeki yükün azaltılması noktasında en yüksek desteği verebilecektir." diye konuştu.

"Koruyucu ekipman tedariki, yeni bilimsel gelişmeler konusunda eş zamanlı bilgilendirme, sosyal ve ekonomik destek sağlanması" gibi konuların Türkiye'nin çalışmalarındaki başlıklarından sadece bir kısmı olduğunu aktaran Koca, yeni istihdamlarla mevcut sağlık çalışanlarının yükünün hafifletilmesinin ise öncelikli uygulamaları arasında yer aldığını anlattı.

Koca, bir diğer önceliklerinin ise görev ve sorumlulukların yeniden tanımlanıp paylaştırılması, acil olmayan iş yüklerinin zamana yayılması gibi önlemlerin alınması olduğunu söyledi.

Fahrettin Koca, "Bunların hiçbiri gösterilen fedakarlıkların karşılığı değildir. Emeklerin pratik karşılıklarının verilebilmesi yanında, yine bu emeklerin zamana mühür vuracak şekilde karşılık bulması da gerekmektedir. Toplumlar böyle onurlandırmaları artık ödev biliyor. 2021 yılının Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı ilan edilmesi fikrinin başından beri güçlü bir savunucusu olmamızın nedeni de budur." diye konuştu.

- Genel Direktör'ün çağırısına bütün kalbimle katılıyorum"

Bakan Koca, Genel Direktör Ghebreyesus'un bir süre önce önemli bir paylaşımda bulunarak "sağlık çalışanlarının dünyayı kurtardığını, şimdi dünyanın görevinin sağlık çalışanlarını korumak olduğunu" belirttiğini ve tüm dünyadaki sağlık çalışanlarının çok kısa sürede Kovid-19 aşısına erişmesi gerektiğinin altını önemle çizdiğini aktardı.

"Bu çağrıya bütün kalbimle katılıyorum. Aynı anlayışla, Türkiye olarak, yaklaşık 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın aşılanmasını 45 gün gibi kısa bir süre içerisinde tamamlamış bulunmaktayız." diyen Koca, şunları kaydetti:

"Her ne kadar şu anda aşı üreten ülkeler arasında yer almasak da temin ettiğimiz aşıların bir kısmını sağlık çalışanları için kullanılmak üzere farklı ülkelerle paylaştığımızı da eklemek isterim. Tüm sağlık çalışanları tüm insanlık için çalışıyor. Bizlere düşen bir başka görev, aşıya sağlık çalışanlarının erişiminin güçlü bir savunuculuğunu yapmaktır. Türkiye olarak, aşı üreticisi ülkeler ile erişim sorunu yaşayan ülkeler arasında diplomatik köprüler kurarak, kolaylaştırıcı rolü üstlendiğimizi belirtmek isterim. Bu girişimlerden sonuç almaya başladığımızı memnuniyetle ifade etmeliyim. Şunu da vurgulamak isterim ki, Türkiye'nin yerli aşı üretim çalışmaları çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. Kısa zamanda kendi aşımızı üreteceğimize inanıyoruz. Emin olunuz ki aşı üreticisi ülkelere tarafınızdan yapılan çağrı, bu gelişmeyle birlikte Türkiye'de karşılığını bulacaktır.

2021'in bir günü değil, 2021 yılı sağlık çalışanlarına adanmıştır. Yıl boyunca, bu kapsamda birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Türkiye olarak sürece en aktif katkıyı verme kararlılığındayız. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası platformlarda, fikir, proje ve etkinliklerle sürecin savunucusu ve bir yürütücüsü olmaya devam edeceğiz. Türkiye ile birlikte dünya toplumlarının ödev ve minnet duygularını harekete geçireceğiz. Sağlık çalışanlarının saygınlığını, mesleklerinin manevi statüsünü insanlık vicdanıyla etik sorumluluk gereği daha da yüceltmeye çalışacağız."

- "Dijital platforma şahsi desteklerinizi bekliyorum"

"Ortak kahramanlık destanı, dünyanın en büyük kentlerinden en ücra köşelerine her yerde ve yüzlerce farklı dilde. Bu destanın insanlığın ortak dilinde, kalbin sesiyle yazılmaya ihtiyacı var." ifadesini kullanan Koca, salgına karşı verilen savaşın da üniformalar içinde verildiğini belirtti.

Koca, şunları söyledi:

"Bu üniformalar, en büyük sevgiyi uyandıran üniformalardır. İnsan ırkı, bu üniformaların rengidir. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, tarihi, şimdi yazılması, anıtları daha sürerken dikilmesi gereken bir zamandır. Bu amaçla sadece bir başlangıç olarak, DSÖ ile birlikte, sağlık çalışanlarına adanmış anıt görevi de görecek dijital bir platform kurma hazırlığındayız. Değerli dostum Tedros, bu platforma sizin de şahsi desteklerinizi bekliyorum."

Fahrettin Koca, konuşmasının sonunda tüm dünyadaki sağlık çalışanlarına, "Sizler, tüm insanlığın, aynı anda, aynı sebeple şükran duyduğu insanlarsınız. İnsanlık, bu duygusunu ifade etmenin en güzel yolunu bulacaktır. Hepinize saygılarımı sunuyorum." mesajını iletti.


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Ghebreyesus, Türkiye'nin 2021'in Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı olmasının "güçlü bir kahramanı" olduğunu söyledi.

Ghebreyesus, örgütün Cenevre'deki merkezinde düzenlenen haftalık olağan basın toplantısının ikincisinde konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın da davet edildiği toplantıda Ghebreyesus, Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) kapsamında 78 ülkeye 35 milyon doz yeni tip koronavürüs (Kovid-19) aşısı gönderildiğini aktardı.

Ghebreyesus, "Ancak aşı eşitliği ve bulunabilirliği konusunda halen ciddi bir zorluk var." uyarısında bulundu.

27 Aralık'ta, elinde DSÖ'nün acil kullanıma onay verdiği aşıları bulunduran ülkelere seslenerek, dünyanın 20 yoksul ülkesine ivedilikle 10 milyon doz Kovid-19 aşısı bağışlanması çağrısında bulunduğunu anımsatan Ghebreyesus, bu konuda henüz hiçbir ülkeden taahhüt almadıklarını vurguladı.

Ghebreyesus, halen umudunu yitirmediğini belirterek, "bazı liderlerin adım atacağını umduğunu" kaydetti.

Konuşmasında Türkiye'ye de övgüde bulunan Ghebreyesus, Türkiye'nin 2021'in Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı olmasının "güçlü bir kahramanı" olduğunu vurguladı.

Ghebreyesus, Sağlık Bakanı Koca'ya basın toplantısına katılımından dolayı Türkçe teşekkür etti.

Türkiye'nin yaptığı teklif üzerine DSÖ, 2021'i "Sağlık Çalışanları Yılı" ilan etmişti.

 

sağlık
bakanı:
2021'in
bir
günü
değil
2021
yılı
sağlık
çalışanlarına
adanmıştır
Yorum (6)
Dr Karan
Coronavirus ile mücadelede ön saflarda çalışan biz sağlık çalışanları, bu derece yıpranırken, sadece listeler yapıp sen şurada, sen burada çalışacaksın diyerek suya sabuna dokunmadan koltuklarında çay kahve içerek gün geçiren başhekim yardımcılarının da aktif mücadelemize katılmalarını, en azından şef nöbeti tutmalarını istiyoruz.
26
Cevapla
f
Sayın bakanım bu edabiyat kokan süslü cümleleriniz için teşekkür ediyoruz. Yüreğimiz okşanıyor ama bunu sadece sağlık çalışanları biliyor. Lakin 2021 ocak ayında köklü bir değişikliğe gideceğiz dediğiniz döner sermaye yönetmeliğiyle ilgili herhangi bir açıklama yapmıyorsunuz. Pandemi devam ediyor tavandan deyip yüzde kırktan verdiniz. İnsanları manüple edip buna inandırıyor ortaya bir söz atıyorsunuz ama uygulama bambaşka. İnsanlarda doktorlar şöyle para alıyor böyle para alıyor diye düşünüyor. Çalıştığımız hastanelerde döner sermaye ödemesi yapılmıyor. Ücret adeletsiziliği var farklı kanunlarla farklı insanlar çalıştırılıyor. Acilde prastisyenler arasında sözleşmei sözleşmesiz aynı yerde farklı ücretlere çalıştırılıyor. Aynı işi yapan uzmanlar arasında biri askeri hekim diye diğerinden 2 kat fazla maaş alıyor. Sistemin adaletli bir tarafı yok. İcap nöbetinin sadece 1 haftası ödeniyor ama 1 ay icap tutturuluyor. 30 gün 7/24 arayıp 1000 liraya(gecede 1-2 defa gelsen benzin parasını karşılamıyor) ne zaman istersem gelmen lazım diyip insanları insanlık dışı muamele var. Tek kişisin icap yazmayın desen ama telefon açık olmak zorunda yine ne zaman sitersem gene çağırırım diyip ama ücrette ermem deniyor. Böyle bir kısır döngü var. Tamam sağlık ertelenemez biz canla başla çalışıyrouz ama ozaman tuttuğumuz akdar icap parası ve komik rakamlara icap tutturulmasın. Hergün günde gece 4-5 te elektirkçi çağırıp aylıkta 1000 lira bu işi yaptırabilirmisiniz. bu insanlarında bir aileleri eşleri anneleri babaları var her hafta sonu ameliyat yapıyorsun mecbur hasta yatıyor. bırakıp hastayı nereye gidebilrsin mesai günü 7 gün gibi oluyor. Cerrahi branşların hiç biri ameliyat yapmak istemiyor. Demirciler malzeme parası kadar boyacılar yine boya kadar işçilik alıyor lasınlar hakkı ama uzman hekim günde 5 tane ameliyat yapıyor 50-100 arası hasta bakıyor. Bu uzman doktorun günlüğü 300 liraya gelmiyor bir boyacının demircinin günlüğü 1000 üzerine geçebiliyor ha arada iş burulur bazen yapıyor diyebilirsiniz. Ama doktorun yaptığı iş bu kadar mı değersiz. Hasta muaynesine devletin ödediği 26 lira apandisit ameliyatı 300 lira safra kesesine 800 lira, sünnete 50lira sgknın ödediği miktarlar 2002den 2008den beri değişmiyor. Sonra hastane kar etmiyorki döner sermaye dağıtalım deniyor. bu fiyatlarla kar edilebilir mi? kullanılan sadece dikişler bile 50 liranın üzerinde anestezinin doktorun hemşirenin emeğinin karşılığı yok. Vatandaşımız primini yatırıyor elbette sağlık hizmeti almak istiyor haklıda ama ortada bir sorun var ama sorunun kaynağı hekimlermiş gibi gösteriliyor. Özele gidiyor hocam safra kesesi ameliyatı için 10 bin lira istediler biz ondan buraya geldik diyorlar eyvallah hoş geldiniz ama 1 aylık sağlık bakanlığının o ameliyatı yapan hekime ödediği ücret 8500 lira, sadece 1 ameliyat için bu hekim ayda kaç ameliyat yapıyor, günlük 50tane hasa bakıyor geceleri hafta sonları icap tutuyor, ayda 3-4 nöbet tutup 4-5 pandemi polikliniği yapıyor ve 1 tane ameliyatın parası kadar para kazanmıyor. Ondan sonra hekimler sağlık çalışanları çalışmak bana bakmadı ekstra hasta kabul etmedi diyorlar. Polikliniğe ekstra bakmadığı dediği 40 -50 hastanın ve acillerin üzerine bakmadığı hasta bu. canımızımı alacaksınız daha ben anlamıyorum. pandemi geldide sadece randevulu hasta bakıp insan gibi günlük 30-40 hasta bakabildik. Almanyada günlük bakılan hasta sayısı 10-20, bizim ayak üstü gördüğümüz hasta bile bundan fazla. sen acil geldinde bakılmadın mı özel olrak pandemi hastalarına özel polkler açılmadımı, ama istediğin ilaç yazılmadığında ortalığı yakıp yık, 90 yaşındaki deden nenen öldüğünde yoğun bakımı dağıt ondan sonra, acil anlayışın senin istedğin değil yapılması gerekenin olduğu bir acil düzenidir. Burnum akıyor gibi başım ağrımıyor ama ağrıyacak gibi dersen birhekim acil 300-400 hata bakarsan sana baksın gerçenten acille nasıl ilgilensin nasıl gözden kaçırmasın. ufak tefek sıkıntılar oluyormudur olur olabilir bu kadar sirkülasyonda kaçması doğal zaten. İşte yeminiz var aldığınız para haram zıkkım olsun diye saoğsun vatandaş klavye arkasından yazıp çiziyor. Evet yeminiz var biz canla başla çalışıyoruz ama insanıda enayi yerine koymayın lütfen. Herkesin bağkura borcu var kimse borcunu yatırmıyor 6 lira ver ol ameliyatını ol ilacını yazdır git, e 5 yıl doldu ötv muhafiyeti için pandemide bize sağlık kurulundan sıra alamıyoruz araba fiyatları artıyor istediğimiz lüks arabayı alamıyoruz diye basbas bağırıyorlar. Halkımızını sağlık çalışanlarının ne şartlarda çalıştığı pek umrunda değil maalesef bencil, hırçın her istediği istediği zaman olsun siteyen bir yapıya evriliyor, istediği olmadığı zamanda kırıp döken hekime saldıran bir duruma evrildi. Bu yüzden emekliliği gelen hekimlerin hepsi emekli oldu çalışanlarda bir an önce nasıl sistemin dışına çıkabilirim yada nasıl bir ek iş yapabilriimin hesabını yapıyor. Eğer bir işin hakkınız vermezseniz o işin karşılığını veya düzgün yapılmasını isteymezsiniz sorunları düzeltmezseniz çok yakın bir zamanda muayene olacak hekim ameliyat olacak uzman bulamazsınız. Bizim fedakarlıklarımız bir yere kadar ama bir yerden sonrada kim yaparsa yapsın kardeşim der bu hekimler bu işi bırakır. Sayın bakanımda çıkar niye fizik tedavi dermatoloji tercih ediyorsunuz diye bize sorar, sistemi bu kadar iyi bilen biri olarak. Biraz uzun bir yazı oldu ama el insaf bu memleketin bir evladı olarak sorunların çözülmesini bu sorunların tüm toplumumuzu etkileyecek duruma gideceğini öngörebilmek lazım diyorum. Gene ama bazılarının ama bazı doktorlarda hakediyor diyeceğini, bana ne kardeşim orada olmazsa ben istedğim yerde muayene olurum ameliyat olurum deiğini, eşşek gibi bakacaklar dediğini duyar gibiyim. Onlara da İnşallah çocuklarınız 6 sen tıp 5 sene uzmanlık ayrı ayrı 3 senede mecburi hizmet yapıp uzman hekim olurlarsa ancak bizi anlayabilecekleri için evlatlarının doktor olması hususunda rabbimden onlara hayır dularımı gönderiyorum. Kalın sağlıcakla
22
Cevapla
mustafa bardakçı
yeni performans genelgesi hakkında ses seda yok.
8
Cevapla
alton
süslü cümlelere karnımız tok sayın bakan. Şu dönemde de sağlıkçılar lehinde bir kanun ve iyileştirme yapmadınızya(!) sizden hiç bir beklentimiz kalmadı. Bizi, kendinizi ve toplumu kandırmayın artık!
13
Cevapla
recep atma
Bol bol laf salatasi, bilic turkiyeyi tek cumlede ozetlemisti; bilgisi olanin yetkisi yok, yetkisi olanin bilgisi yok. ayrica 20 yilda ulkeyi 50 yil geriye goturdunuz, yaptiginiz tahribat 100 yilda duzeltilmez akepe liler
12
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir