Medimagazin logo

ABD basınından korkutan iddia!

Amerikan Washington Post gazetesi, Türkiye’de görülen kuş gribi virüsünün evrim geçirmeye başlamış olabileceği iddiasında bulundu.
ABD basınından korkutan iddia!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Amerika’da yayınlanan Washington Post gazetesi, uzmanlara dayanarak verdiği haberde, Türkiye’de kuş gribi yüzünden ölen çocuklardan birindeki virüste değişimler görüldüğünü iddia etti. Gazeteye konuşan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkililerinden Michael L. Perdue, en azından bazı virüslerde genetik değişiklikler olduğunu söyledi.

"DEĞİŞİKLİKLER BİR PROTEİNDE"

WHO’nun Cenova’daki merkezinde konuşan Perdue, H5N1 virüsünde bulunan ve virüsün hücrelere eklenmesini sağlayan bir proteinde değişiklikler gözlendiğini söyledi.

Atlanta’da bulunan "Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri" grip bölümü şefi Nancy Cox da Washington Post’a yaptığı açıklamada, "Türkiye’de H5N1 virüsü nedeniyle hayatını kaybeden çocuklardan birinden alınan örneklerden birinde değişim görüldüğünü" kaydetti.

Michael Perdue’yu doğrulayan Cox ellerindeki örnekte, "Virüsün solunum yolları hücrelerine bulaşabilmesini sağlayan ’hemaglutinin proteininde’ genellikle kuş gribinde görülmeyen bir değişiklik gözlendiğini" söyledi.

Washington Post gazetesi de 2003 yılında başlayan salgından bu yana kuş gribi virüsünde daha önce Çin ve Vietnam’da değişiklikler görüldüğünü belirtti.

HALA EN KÖTÜSÜ DEĞİL
Türkiye’de görülen kuş gribi virüsünde bazı değişiklikler gözlenmesine karşın hala en kötü ihtimal gerçekleşmedi. Kuş gribi ile ilgili uzmanlar en çok, virüsün insandan insana bulaşabilecek şekilde evrim geçirmesinden korkuyor.

Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde başlayacak salgınla, dünya genelinde 100 milyondan fazla insanın ölebileceği ifade ediliyor.

"TÜRKİYE’DE 300 BİN HAYVAN İTLAF EDİLDİ"
Öte yandan Washington Post gazetesi, geçtiğimiz Aralık ayından bu yana Türkiye’de 300 bin kümes hayvanının itlaf edildiğini belirtti.


Milliyet
abd
basınından
korkutan
iddia!
Yorum (2)
dr cem
Bütün bu garantiyi vermesi gereken cebinde milyon dolarlarla gezen mütahhitler olmasaydı daha iyi olurdu. Paralı adamlara bunu yaptırmayı hükümet başaramaz. Oyu vatandaş veriyor ama seçim kampanyası parayla oluyor, oda mütahhitte var.
0
Cevapla
postenflamatuar
Gazi hocama teşekkür ederim. Çok mühim bir konuya dikkat çekmiş. Van depremini yaşamış olanlar ve bu vesileyle başta Gölcük olmak üzere Kendi şehirlerinde yıkıcı depremlere kendileri veya yakın tanıdıkları deprem mağuru olanlar Gazi Hocama çok hak verecektir. Toplumun biz hekimler üzerinde oluşturulan tek taraflı baskıyı anlamalarını bekleyemeyiz, Ateş düştüğü yeri yakar misali. Şimdi Van da olduğu gibi Hayatını kaybedenler ve ağır ve hafif kalıcı ve geçici sakatlıklara maruz kalan insanların maddi ve manevi tazminatını kim karşılayacak? Doktorlardan her türlü operasyon ve tedavi komplikasyonu için dava açma hakkı ve tazminat elde imkanı varken inşaat sektöründe böyle bir durum yoktur. Depremde ölmeyen ve yaralanmayan ancak bir anda 70 bin veya 200 bin liraya yani ömrü boyunca kazandığı paralar ile yaptığı yatırımı kaybedenler sorumlulardan hesap soramıyor. Dile kolay sen gel bir gecede emek hırsızları ve paragöz mütteahitler ve onlara bu suç ortağı olan belediye çalışanları ile devletin denetim kurumu çalışanları en fazla az bir hapis cezasıyla yırtacaklardır. Hiç birisinden sebep oldukları milyon veya milyar dolarlık zararları tazmin etme yolu maalesef mevcut yasalarda yoktur. Meslek örgütlerimiz kendilerine yasal yollardan açılabilen devasa tazminat devalarını ve hapis cezalarını bu saatten sonra geri döndüremeyeceklerinin artık anlasınlar. Yakınmalar da artık peş para etmez. Bu nedenle Tüm Doktorlar meslek örgütlerimiz yolu ile inşaat sektörü gibi mesleklerin hatalarına ve kusurlarına kısacası malpraktisleri ve bilinçli taksirleri sonucu oluşan tazmini ve ilgili kişilerin hapis yolu ile de cezalandırılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için aktif bir çalışma yürütmelidir. Bunu toplumda eşitliği sağlamak için yapmalıyız. Nasıl ki depremde tabutlara dönüşen binaları inşa eden mütteahitler, şehirlerdeki şuçları kabul edilebilir seviyeye indirimeyen emniyet teşkilatı (sektörü!) çalışanları, suçu sabit katil ve tecavüzcüleri bile 1-3 yıl içinde aramıza geri salan adalet sektörü çalışanları dahil olmak üzere önüne gelen herkes sağlığın hata kabul etmediğini, bu nedenle hekimlere şu anda kesilen tazminat cezalarını ve hapis cezalarını gözü kapalı onaylıyorsa aynı şekilde biz bu sektörlerdeki malpraktislerin en şiddetli şekilde cezalandırılmasını sağlamak için seferberlik başlatlıyız. Depremde çökmeyecek bir eve sahip olmak, Kaldığım otelin depremde yıkılmamasını istemek vazgeçilemez bir hakkıımdır bu hakkımı çiğneyenler en şiddetli şekilde cezalandırılmalı ve maddi hasarımı kat be kat karşılamalıdır. Arabamı evimin önünde gece rahatlıkla bırakabilmeliyim, gecenin üçünde veya gece 2000 de bir park içinde gezerken ne gasp edilme korkusu yaşamalıyım ve ne de bir bayan cinsel saldırı korkusu yaşamamalıdır. Bunu sağlayamayan emniyet teşkilatının o bölgedeki amiri başta olmak üzere tüm sorumlulara negatif performans ve görevden azledilme dahil,( tazminat hakkı ayrıca olacak) her türlü şey yapılmalıdır. Mahkeme hakimin delilleri ve bulguları yanlış değerlendirerek mapdur ettikleri kişiler için tazminat hakkı ve hakime görevden azledilme dahil çeşitli yaptırımlar uygulanmalı. İşgüzar savcıların yetersiz deliller ile bir atandaşı mağdur ettiği anlaşıldığında veya deliller olduğu halde birilerini korumak için harekete geçnmediği anlaşıldığında aynı yaptırım ve cezalara maruz kalabilmelidir. Kışın yağmurdan dolayı çöken altyapıdan belediye başkanı ve çalışanları görevden alınma dahil yaptırımlara ve bel büken tazminat cezalarına maruz kalabilmelidir. Kısacası Çağdaş medeniyet seviyesine sağlık sektörü dışında kalan sektörlerde de ulaşmak için birilerinin elini taşın altına sokması lazım. Bu birileri şu anda tek mağdur olan sağlık sektörü çalışanlarıdır. Tüm iş sektörlerine hedefe koyaak biz bunu başaramayız. Öncelikle bence en uygun sektör olan inşaat sektöründen başlanmalıdır. İlk iş kamuoyunu hazırlamak ondan sonra halktan alınacak destekle inşaat sektöründe malpraktis yasasını oluşturmaktır. Bu işe başlamak zorundayız çünkü Türkiyenin heryerinde deprem her an yaşanabilir. Kendimiz ve sevdiklerimizin hayatını kurtarmak, olası maddi hasarları en aza indirmek için bile olsa bu işe soyunmalıyız. Kısacası Ülkemizi yaşanabilir hale getirmek için bunu yapabilmeliyiz
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir